Evet dünden evvel de Urfa da Balıklı göle bir teyze takma dişlerini düşürmüş... Polisler balık adam elbiseleriyle dalıp buldular oda taktı... İşte diş bu ağızda durmuyor ki...
Printable View
Evet dünden evvel de Urfa da Balıklı göle bir teyze takma dişlerini düşürmüş... Polisler balık adam elbiseleriyle dalıp buldular oda taktı... İşte diş bu ağızda durmuyor ki...
Sene 1987, askerden yeni terhis olmuş ve Bodrum da nezih bir tatil köyünde resepsiyon görevlisi olarak işe başladım.
Sezon boyunca tatil köyümüzde kalan Tur Rehberi danimarkalı bir bayan arkadaşla samimiyetimizi ilerlettik ve yakın sevgili olduk.
Arkadaşlığımızın ileri günlerinde elbette 2 sevgilinin arasında yaşanabilecek ''beraber olabilmek'' arzu ve içgüdüsüyle , önceden sözleşerek gecenin bir vakti odasında buluşmaya karar verdik.
Saati geldiğinde, tatil köyüne sessizlik hakim olmaya başladığında, yavaş yavaş odasına doğru ilerlemeye başladım.Koridorda ilerledim, oda kapısına yaklaştım ve usulca kapının mandalını sessizce aşağı indirdim.
Oda da çok loş bir ışık vardı ve tam olarak sağı solu gözle seçemiyordum..
Sessiz adımlarla içeriye girdim ve bir baktım bizim resepsiyon önbüro şefi sırt üstü uzanmış. O anın şokuyla gözlerinin açık veya kapalı olduğunu göremedim.
Onun beni gördüğü kesin …
Kendisi de zaten hiç bozuntuya vermeden, benim yavaş yavaş tekrar geri adımlarla odayı terk etmeme engel olmadı..Oda dan dışarı çıktığımda anladımki, bir oda erken davranmışım..:)
Çoğunuz şimdi belki diyecek, ‘’Her Kuşun Eti Yenmez’’..:))))
Alakası yok derim, sadece aşk genç yaşlarda bazen insanların gözünü karartır ve çevrenizi tam göremezsiniz..:))
Merhabalar.Fıkralar,hikayeler anlatılmış ve çok beğendim.Fıkrakar ve hikayeler dışında günlük yaşantımızda da üzülebileceğimiz olaylar yaşarız. Bende hikaye,fıkra yerine kendi başımdan geçen bir olayımı anlatmak istiyorum. Bir gün evden işe gelmiştim.Yemiğimi yedim ve odama geçtim. Hergün düzenli bir şekilde makyajımı silmek için makyaj masamın üzerindeki kremi aldım ve pamuğun üzerine döküp yavaş birşekilde yüzüme yedirmeye başladımj. ancak bu kez biraz farklıydı. Bunu farkettim. krem yüzümde kaymıyordu aksine yüzüme yapışmıştı. Israrla sürmeye deva ettim. odaya gelen kardeşim " napıyosun elindeki biryantinle, yüzüne mi sürüyosun!" o an şoka uğradım ve hemen yüzümü yıkamak için banyoya gittim. ancak hiç bir şekilde çıkaramadım.. Çok büyük bir uğraştan sonra çıkarabildim.Ve ondan sonrada bir daha okumadan hiç bir şey kullanmadım.Ve sizde okumadan bir şey kullanmanızı tavsiye etmiyorum.iyi günler
Al kızım dişlerim sana miras dedi ve bana taktı
:)
Cocuklugumdan bir esinti...
Her zamanki gibi yeni bir gune tum enerjimizle yeni bir oyuna baslamistik
Abim trafik polisi ben ve kardesim de kucuk bisikletlerimizle surucu olmustuk
Oyunun dozunu kacirmis olacagiz ki birden annemin sesi yukseldi!
''Yavas olun biraz, komsular rahatsiz olur , Allah var yukarda, gunahtir, ayiptir... '' diye soylenmeye baslayinca, tam o sirada da sira kardesimin gecisindeydi ve kardesim hemen
''Hayir yukarida Halit ler var, falan teyzelerde gitti , yoklar ki evde '' diye cevap vermisti.
Annem
'' O baska ama Allah her yaptigimizi gorur, kotu seyler yaparsaniz eger bizi cezalandirir, sonra napariz biz! Akilli olun tamam mi '' diye tembihledi.
O gunden sonra hep Allah korkusu ile yasadim, ne oldugunu bilmeden...
Daha sonra ilkogretime basladigimin ikinci yilinda kurtulus savasini ogreniyoruz , o kadar ki artik bir ucak sesine bile ''aha bu savas olabilir '' diye hemen panige kapiliyordum.
Bizler var oldukca Allah korkusu ve vicdanimiz hep var olacaktir, olsunda , fakat anne babalarimiz dahil (ki bilincsizce yapiyorlar) o kadar kucuk yasta o konulari cocuklara ogretmek ne kadar dogru veya yanlis diye dusunmeden edemiyorum.
Üniversite yıllarımı 4 kız arkadaşımla geçirdik.Hayatımın en en güzel yılları diyebilirim.Hepimizin nerdeyse tek ortak noktası tembelliğimizdi.Vizelere bir ay kala başlardı bizim okul hayatımız ve bitmek bilmeyen çalışma programları iki günde bir değişir yenisi yapılır ve iş yine son güne kalırdı.Tabiki sabaha kadar hiç uyumadan girerdik sınavlara ve bir gün oturup karar aldık çok uykusuz kalıyoruz bu iş böle olmayacak.Yarın sabah erkenden kalkalım ve uykumuzu alıp girelim sınava diye..Evet sabah saat 5:30 da kalktık evin içinde hummalı bir çalışma hemen iş bölümü yaptık birisi ekmek almaya gitti,birisi sobayı yaktı biri kahvaltı hazırladı derken saat 6.30 da işler bitti.Birbirimizin yüzüne baktık ve herkesin kafasından aynı şey geçiyordu daha çok erken bir el batak çevirelim sonra başlarız daha çok zaman var derken çalışmaya başladığımızda akşamüstü olmuştu ve tahmin edeceğiniz gibi biz yine sabahladık...
Bir okul anısıda benden.
3. sınıftayız borçlar özel çalışıyoruz. benim dünyam dönmeye başladı sabah saat 5 gibiydi. Arkadasıma sen devam et ben hastaneye gideceğim dedim ama dinlemedi. Taksiye atladık gittik. Tansiyonum 5 şekerim ise 70'di.
ve bır devlet hastanesinin acil servisinde ki hekim oksijen maskesı taktırdı hemşireye sonra arkadasıma dondü dedi ki tansıyonu cok dusuk tuzla ayran al gel. Kızcagız elinde Zevkliler'in kitabı açık lokanta bulup ayran ve tuzluk aldı geldi.
yatagın etrafındaki perdeyı cektik arkadasım kıtabı okumaya başladı sesi bende baygın dinliyordum . Bu arada doktor nezaretınde!!!! tuzlu ayran içtim. 1 saat kadar sonra ölçümler tekrar yapıldı ve benı taburcu etti doktor. Make-up alma hakkım olmasına ragmen almadan girdim sınava ve geçmiştim de..
Ama hastane doktor acil servis tuzluk ayran ilişkisi hala garip gelir.
benim en son yaşadığım garip olay
eşya hukuku sınavında asistana:
- pardon bu sorunun cevabını buraya yazdım, sorun olurmu? dedim
asistan:
- bilmiyorum. dedi.
birkaç dakika sonra diğer asistanın yanına gidip aynı soruyu yönelttim. yanında az önceki asistanda vardı. ve araya girip:
-sen az önce bu soruyu bana sormadın mı dedi. ben sana cvp vermedim mi. böyle şeyler yapılmaz ayıp dedi. ve elimden kağıdımı alıp çık dışarı dedi :)
ben cvp kağıdımı zaten bırakacaktım ama neden böyle bir tepki verdi anlamadım. 150 kişinin önünde böyle bir tepkiyle karşılaşmak hiç hoş değildi. sınav salonunun sessizliğinin bozulması nedeniyle birçok kişi benim kötü birşey yaptığımı düşündü...