Cevap: Borçlar Hukuku ile ilgili soru
Asıl borcun ödenmesi veya herhangi bir şekilde ortadan kalkması davanın açılış tarihinden önce olabilir. Asıl borcun ödendiği tarih alacaklı açısından öğrenme tarihi kabul edileceğinden zamanaşımı süresi bu tarihte başlamıştır. Bu durumda, borcun ödendiği tarih ile davanın açılış tarihi arasındaki sürenin 1 yıldan fazla ise hak düşürücü süre borçlu tarafından ileri sürülebilir. Ön incelemede bu durum tespit edilir ve karar tefhim edilir ise borçlu borcundan kurtulur.
Ancak, alacağın vadesi cevap dilekçesinin verileceği tarihte dolmuş ve karar da tefhim edilmemiş olduğunda henüz doğmamış bir hak üzerinden önceden dava açıldığını ileri sürerek davanın reddi sağlanabileceğinden, zamanaşımı def'ini ileri sürmek doğru olmaz diye düşünüyorum.