Cevap: suçsuz yere verilen hapis cezası, yalan ifadeler, avukatın hakkımızı savunması vs. hangi yollara başvurabiliriz?
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Savunma hakkı kutsal olup temyiz süresi öğrenme tarihi ile başlar ve vekilin görevi davanın sona ermesi ile biter baronun tayin ettiği vekillerin temyiz yapma yükümlülükleri yoktur sehven size davanın sonucu hakkında bilgi verilmedi ise bilgiyi aldığınız tarih öğrenme tarihidir bununla birlikte sade vatandaştan bu ayrıntıları, uygulamayı bilmesi beklenemez o halde temyiz süresi bu bilginin alınması ile başlar temyiz yapıldıktan sonra kişinin suçsuzluğuna dair emareler kuvvetli ise tahliye başvurusu kabul edilebilir
yorum yaptığınız için teşekkür ederim öğrendiğimiz gün içeri alınması ve yakalanma emrinin çıkarılması durumu değiştirir mi? çünkü bu karar onanıyor, tebliğ yapılmıyor, eve teslim ol çağrısı gelmiyor çağrıdan sonra 1 ay içinde yakalama emri çıkartılıyor biz hemen itiraz ettik yargıtay cumhuriyet baş savcılığına gönderilmek üzere yazılı emirle kanun yararına bozma talebinde bulunduk şuan ankara'da ama adli tatil olduğu için hangi ceza dairesine gideceği belli değil tatilin bitmesini bekliyoruz bu geçen süre bize sıkıntı yaratır mı?
- - - Updated - - -
Alıntı:
ceceli341 rumuzlu üyeden alıntı
Bu durumda zaten otamatikman Yargıtay incelemesine tabi.
itiraz ettik sonucunu bekliyoruz başka başvurabileceğimiz yol var mı diye bilgi almak istedim herşey bu kadar açık ve net iken bu kararın verilmesini aklımız almıyor.
Cevap: suçsuz yere verilen hapis cezası, yalan ifadeler, avukatın hakkımızı savunması vs. hangi yollara başvurabiliriz?
Bahsettiğiniz deliller çok ciddi deliller. Onca hakimin (mahkeme ve yargıtay,) Cumhuriyet savcılarının gözünden kaçması bana çok anormal geldi. Adam öldürmek değil, darp ise bu ceza da ne? Ya sizin bilmedikleriniz var ya da gerçekten hukuk bir skandala imza atmak üzere. Dosyanın bir avukata inceletilmesi konusunda ısrarcıyım. Belki tebligat avukata yapılmıştır. Burada afaki olarak ve tahminen konuşmaktayız. Konunun ciddiyeti ortadadır.
Cevap: suçsuz yere verilen hapis cezası, yalan ifadeler, avukatın hakkımızı savunmaması vs. hangi yollara başvurabiliriz?
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Bahsettiğiniz deliller çok ciddi deliller. Onca hakimin (mahkeme ve yargıtay,) Cumhuriyet savcılarının gözünden kaçması bana çok anormal geldi. Adam öldürmek değil, darp ise bu ceza da ne? Ya sizin bilmedikleriniz var ya da gerçekten hukuk bir skandala imza atmak üzere. Dosyanın bir avukata inceletilmesi konusunda ısrarcıyım. Belki tebligat avukata yapılmıştır. Burada afaki olarak ve tahminen konuşmaktayız. Konunun ciddiyeti ortadadır.
avukatımızla görüştüm tebligat ona yapılmış ama kaçırırız diye söylememiş suçsuz birini biz niye kaçıralım ki? bize söylemesi gerekmez miydi? maktül bıçaklandıkdan sonra oğlumun dövdüğünü iddia ettiler ama dediğim gibi polis ifadesinde olayı görmediğini anlatan şahış dahil hepsi araların da anlaşıp mahkeme zamanı dövdüğünü iddia etmiştir bu iki farklı ifade yargıtayın dikkatini çekmedi diyelim ama bu iddiaya karşı adli tıp raporunda yazan "bıçak yaralamasından başka bir bulgu görülmemiştir" yazısıda mı dikkatlerini çekmedi ben anlayamıyorum.
yapan da aynı cezayı aldı, yapmayan da!
avukatlarla görüştük, dosyayı incelediler onlar da bir yanlışlık olduğunu söyledi ama şuan yapılacak birşey yok dediler biz de sadece yargıtaya itiraz dilekçesi verebildik ve adli tatilin bitmesini bekliyoruz kanun yararına bozma adı altındaki dilekçemiz herşeyi anlatıyor bu itiraz'dan sonuç alabilir miyiz? onanan bir dosya için tekrar dava açma şansımız var mı? bu durumda başka hangi yollara başvurabiliriz? çünkü sizin de dediğiniz gibi şuan bir skandal yaşanıyor ve biz bunun çözümlenmesini istiyoruz.
Cevap: suçsuz yere verilen hapis cezası, yalan ifadeler, avukatın hakkımızı savunmaması vs. hangi yollara başvurabiliriz?
Alıntı:
Atatürkiye rumuzlu üyeden alıntı
avukatımızla görüştüm tebligat ona yapılmış ama kaçırırız diye söylememiş suçsuz birini biz niye kaçıralım ki? bize söylemesi gerekmez miydi? maktül bıçaklandıkdan sonra oğlumun dövdüğünü iddia ettiler ama dediğim gibi polis ifadesinde olayı görmediğini anlatan şahış dahil hepsi araların da anlaşıp mahkeme zamanı dövdüğünü iddia etmiştir bu iki farklı ifade yargıtayın dikkatini çekmedi diyelim ama bu iddiaya karşı adli tıp raporunda yazan "bıçak yaralamasından başka bir bulgu görülmemiştir" yazısıda mı dikkatlerini çekmedi ben anlayamıyorum.
yapan da aynı cezayı aldı, yapmayan da!
avukatlarla görüştük, dosyayı incelediler onlar da bir yanlışlık olduğunu söyledi ama şuan yapılacak birşey yok dediler biz de sadece yargıtaya itiraz dilekçesi verebildik ve adli tatilin bitmesini bekliyoruz kanun yararına bozma adı altındaki dilekçemiz herşeyi anlatıyor bu itiraz'dan sonuç alabilir miyiz? onanan bir dosya için tekrar dava açma şansımız var mı? bu durumda başka hangi yollara başvurabiliriz? çünkü sizin de dediğiniz gibi şuan bir skandal yaşanıyor ve biz bunun çözümlenmesini istiyoruz.
Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri
MADDE 311 - (1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
(2) Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.