Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
En başta da dediğim gibi,
bir hizmet satın alıyorsunuz.
hizmette ortaya çıkan memnuniyetsizliğinizi bildirdiğinizde , işletme , sorunu çözmüş bahsettiğiniz kişileri salon dışına çıkartarak.
Ağzınızın tadının kaçmasını anlayabiliyorum, ama
para iadesi talebine vardıracak bir durum göremediğimden gene aynı şeyi söyleyorum;
para iadesi için , hizmetin iadesini isteseler ne olacak, iade edebilecekmisiniz? Hayır tabii ki.
Dava açsanız da beklediğiniz yönde bir karar çıkmasını beklemek hayalcilik olacaktır bence.
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
En başta da dediğim gibi,
bir hizmet satın alıyorsunuz.
hizmette ortaya çıkan memnuniyetsizliğinizi bildirdiğinizde , işletme , sorunu çözmüş bahsettiğiniz kişileri salon dışına çıkartarak.
Ağzınızın tadının kaçmasını anlayabiliyorum, ama
para iadesi talebine vardıracak bir durum göremediğimden gene aynı şeyi söyleyorum;
para iadesi için , hizmetin iadesini isteseler ne olacak, iade edebilecekmisiniz? Hayır tabii ki.
Dava açsanız da beklediğiniz yönde bir karar çıkmasını beklemek hayalcilik olacaktır bence.
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
En başta da dediğim gibi,
bir hizmet satın alıyorsunuz.
hizmette ortaya çıkan memnuniyetsizliğinizi bildirdiğinizde , işletme , sorunu çözmüş bahsettiğiniz kişileri salon dışına çıkartarak.
Ağzınızın tadının kaçmasını anlayabiliyorum, ama
para iadesi talebine vardıracak bir durum göremediğimden gene aynı şeyi söyleyorum;
para iadesi için , hizmetin iadesini isteseler ne olacak, iade edebilecekmisiniz? Hayır tabii ki.
Dava açsanız da beklediğiniz yönde bir karar çıkmasını beklemek hayalcilik olacaktır bence.
Sayın Kırcalı,
Dilerim ve umarım ki, jest ve mimiklerin olmadığı sanal ortamda fikirlerimin sunumunda aşırılık olmaz. "Eşşekten düşenin halinden ancak eşşekten düşen anlar."
Kişinin düğünü -istisnalar kaideyi bozmamakla- ömrü hayatınca bir kere yaptığı bir eylem. Düğün ne için yapılır? Nikahtan evlenmek nedir? Manevi tazminat nedir?
Bu manevi yıkımın (sorunun) çözümü bu mudur sizce?
Sanırım çağın gerilerinde kalmışsınız. Hayalcilik, workshop(öğrencinin de öğrenmeye katıldığı oyun temelli eğitim). Hayaller olmasaydı halen taş devrinde yaşamamız gerekirdi.
Neyse ki, bilgisayar ve internete yabancı değilsiniz. En azından teknoloji kullanabildiğini düşündüğüm %5lik hukukçu gurubundansınız. (Tamamen kişisel fikrim ve kesinlikle aşağılama amaçlı değildir.)
Sizin perspektifinizden bakan yargıçlarda azımsanmayacak ölçüde.
Sayın Billi187' de cevap olması bakımından zaten Yargıtay'ın ilamı yerel mahkemenin dar perspektifle verdiği kararı bozması bakımından anlamlıdır.
" Aristoteles Organon adlı kitabında mantığı açıklar. Mantık ona göre felsefenin bir kolu değildir gerçekleri bulmakta bir yöntemdir. Felsefe ikiye ayrılır; Kuramsal felsefe (a-fizik b-metafizik c-matematik) ve Kılgısal felsefe (a-töre b-politika) Aristoteles'e göre gerçek bilginin olgusallık ile bağdaşmasıdır. (Gerçeklik, düşünceler nesnel dünyadaki şeylere karşılık geliyorsa ortaya çıkar.) Var olanın var olmadığını, var olmayanın var olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Var olanın var olduğu, var olmayanın var olmadığı gerçekliktir. Mantıksal çıkarsama ikiye ayrılır. (Bir önermeden yeni bir önermeyi çıkarmak işlevi için iki yöntem yapılabilir.) A-Tasım B-Tümevarım Tasım, bize evrensel olandan tikele, usavurma yolu ile çıkarsamada bulunma yeteneği verir. Örneğin bütün insanlar ölümlüdür. Sokrates insandır. Sokrates de ölümlüdür."
Sayın Billi187,
Size General Motors'un vanilyalı dondurma sevmeyen otomobil modelinden bahsedersem sanırım sizde güzel hâkime gibi bana 405/1 den işlem yaptırmaya kalkarsınız.
Bu kadar statik bakış ile ne sonuç elde edilir? Adalet ve hukuk tanımlarını tekrar tekrar ve tekrar tanımlamaktan bıkmayan insanoğlu nasıl oluyor da acıkınca bir çırpıda helva niyetine yeyiveriyor bu kadar emeğini inanın bende anlayamıyorum.
Şahsım ilgiliye davayı kazanabileceği garantisini vermiş değil, aksine eğer düşünülecek ise empoze ettiğim tek fikir, "Yüreğinin götürdüğü yere git." dir. Ayıplı mal ile hizmetin ne farkı var?
Banka da oturduğu sandalyenin kırılmasıyla boynunu kıran müşteri ile genelevden frengi kapan müşteri açısından mağduriyetin farkı var mı? (Genelevde çalışan hayat kadınına dava açtığımızda hizmetin iadesini isterse ne olacak?)
Her şeyi ile mükemmel ww aracın menüsü aksesuardır. Aksesuar dahil her aksam mükemmel çalışmaktadır. Oysa Yargıtay yargıçlarımız bireyin amacının mal veya hizmetten yararlanması olduğu konusuna odaklanmıştır. Benim de sayın İsmail ARSLAN'ın ifadesi ile işaret etmek istediğim tamda budur. FAYDALANMA
Onca sıkıntıdan sonra gidin de siz oynayın Sayın Kırca ve Sayın Billi187. Ben bu dakikadan sonra kafa göz patlatmamak için kalkar giderim düğün salonundan. Böylece meydan magandalarla gönlü ve kalbi geniş olanlara kalır.
Biz yargılama yapmıyoruz. Kişinin her söylediğinin doğru olduğu kabulü ile fikir beyan ediyoruz. Bu sitenin adı özü e-adliye veya e-mahkeme değil bildiğim kadarıyla. Bir çok yazımda Sevgili Hukuk Laboratuvarım diye söze başlayışımdır olayın özü.
Lakin, Lütfen onca emeğin karşılığı aldığınız hukuk diplomaları ile kişilere şikayet sitelerine git tavsiyesinde bulunmayın. Sizin hastalarını üfürükçüye, çekiciye, büyücüye yönlendiren tıp doktorlarından ne farkınız kalıyor?
Fark yaratmak için farklı düşünmeniz gerekmekte.:ok
Saygılarımla....
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Kırcalı,
Dilerim ve umarım ki, jest ve mimiklerin olmadığı sanal ortamda fikirlerimin sunumunda aşırılık olmaz. "Eşşekten düşenin halinden ancak eşşekten düşen anlar."
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Fark yaratmak için farklı düşünmeniz gerekmekte.:ok
Saygılarımla....
Arada bölgedeki yeni deneme çalışmanızı pas geçtim sn.Atilda09 umarım darılmazsınız:)
İlk cümle ile son cümleleriniz , haklısınız, kessinlikle haklısınız, hatta bu mesajınızda pek çok emin olduğunuz hissi uyandırdığınız düşüncelerinizde, 100% yanlış olsanız da, şu alıntıladığım 2 cümlenizde can ı gönülden katılıyorum size.
Eşşekten düşenin halinden , düşen anlar...
Allah düşürmesin, inşallah gerçekten bir gün düşerseniz siz de anlarsınız eminim, o zaman kurgular arasında dolaşmak yerine gerçeklerle başa çıkmanın ne demek olduğunu anlayabilirsiniz .
Ben hukukçu değilim sn.Atilda, bildiğim kadarıyla sn.Bill87 de hukukçu değil,
( billi187 değil !)
Yanıldınız anlayacağınız,
bizler de sizin gibi bu laboratuvara takılıp burada kalmış üyeleriz sadece.
Yargılama yapmıyoruz derken, bizleri kişileri yargılamakla itham etmek, itham değilde nedir? sanmıyorum, olabileceğini düşünmüyorum şeklindeki ifadeler ve bir avukatla da görüşün tavsiyelerimidir yargılamak dediğiniz şey?
Kelime oyunu mu, inanın sizden çok daha iyi oynayabilirim yeri geldiğinde kelimelerle, ama amaç bu değil ki,varın siz oynayın kelimelerle, rahatsızlık yaratmadığınız sürece, keyifle takip ederim kelime oyunlarınızı emin olun.
Zaten farklı düşündüğümüz ortada değil mi;)
Konuya dönersek;
bir ücret karşılığında alınan bir hizmet anlaşması yapılmış.
anlaşmada belirtilmeyen bir durum olmuş ve bu durum rahatsızlık yaratmış
duyulan rahatsızlık ilgili kişilere bildirilmiş
ve rahatsızlığa sebep durum çözümlenmiş-giderilmiş.
Neyin parası iadesinden bahsediyoruz ??
Toplam 1 dosya bulunuyor
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
''Ülkemizin hala mükemmel yargıçları var. Benim şehrimde ithal bir arabanın sırf yol bilgisayarı Türkçe olmadığı için yargıtayımız aracı ayıplı mal saydı. Sanırım bu içtihat size yeter.''
Benim yazımı alıntı yaparak bunu yazmışsınız ve sanırım bana da(her ne kadar böyle şeyleri cevaplamaktan kaçınsamda) cevap hakkı doğdu
1)Ülkemizde mükemmel yargıç yok mu dendi? Bu benim kişisel fikrim. Kendime göre kategorize ediyorum da!
2)Bir aracın donanımıyla ilgili verilen kararla bu durumun uzak yakın ne alakası var? Çoook alakası var. Sayın KIRCA'nın cevabı altına ekleyiverdim alakayı. Mantık ve önerme Aristoteles'in Oragon'undan
Burada insanların tek taraflı(olayın diğer tarafı ne iddiasında bilmiyoruz) yürü koçum kim tutar seni demenin çok doğru bir yaklaşım olduğu düşüncesinde değilim. Bende sn Yetkili gibi hukuken çok bir şey edilemeyeceği düşünmekle beraber ilk etapta bu duruma sebep olan kişileri patronlarına, derneklerine şikayet eder tüm sanal ortamda rahatsızlığımı ve mağduriyetimi yazardım. Tabi hukuken hak aramak bir seçenek lakin şans az gözüküyor. Her dava kendi içinde değerlendirildiği için başka davaları hele hele uzak yakın ilgisi olmayan başka davaları örnek göstermek ve bunu cevap verenlere 'al bak gördün mü' şeklinde yapmak bence doğru değil. (Uzak - Yakın ilişkisini Arestoteles Hocamız 2500 yıl önce mantık ve önerme isimleri ile Oregon adlı kitabında tanımlamış. Domino taşı yıkma gösterileri aslında mantık ve önermenin somutlaştırılmış halidir.
Doğru göreceli kavramdır. Size göre doğru olmadığını belirtmişsiniz. Aynı zamanda arayış içerisinde olanı küçümsemişsiniz. Kişi arz edilen fikirler arasından kendi seçimini yapacaktır. Özgürlük doğru kararlar almak hakkı değil, kişinin kendi kaderini tayin etme hakkıdır.) İyi forumlar.
Alakasız gibi görülse de şahsınızda kişilik bulan düşünceleri Tikelci Tutum olarak gördüğümden bu alıntıyı ekledim. Çevri beceriksizce olabilir. Öze bakarsanız sevinirim...
Evrenselci tutumun Tikelci Tutuma karşı savaşının Farklı Toplumlardaki Yansıması 1
Bu kültürel boyut üzerine yapılan araştırmanın büyük bir kısmı Amerika’dan gelmektedir ve Amerikan toplumunun tercihlerinden etkilenmektedir. Yeni ortaya çıkmaya başlayan bu araştırmacılar arasındaki fikir birliği daha karmaşık yapıdaki ve gelişmiş topluluklardaki üniversalizmin bir özelliğidir. Tartışmalara konu olan Tikelcilik daha çok herkesin birbirini tanıdığı küçük ve kırsal kesimlere ait bir özelliktir. Altta yatan gerçek şudur ki evrenselcilik ile karmaşık iş uygulaması beraber ilerler ve bütün milletler Amerika’ya benzemekle neredeyse daha iyi konuma girerler. Fakat biz sonu kabul etmiyoruz. Bunun yerine kültürel ikilemlerin her bir kültürel tercihin göz önünde bulundurularak uzlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Zenginliğin ve endüstrideki ilerlemenin yaratılması, evrensel tabakayı daha çok irdeleyerek ve daha belirgin durumlar sağlayarak sürekli
gelişen bir süreç olmalıdır Aşağıda bahsi geçen hikâye Stouffer ve Toby (Amerikalılar) tarafından workshopumuz için yaratılmış bir diğer hikâyedir. Evrensel ve Tikel tepkileri ölçen bir ikilemi yansıtmaktadır. “Çok yakın bir
arkadaşınızın sürdüğü bir arabadasınız ve birden arakadasınız bir yayaya çarpıyor. Arkadaşınızın azami hız sınırının 20 mil olması gereken yolda 35 mil hızla gittiğini biliyorsunuz. Sizden başka ortada hiç tanık yok.
Avukatı eğer 20 milde gittiğine dair yalancı şahitlik ederseniz arkadaşınızı ciddi bir suçla yargılanmaktan kurtaracağınızı söylüyor.”
Arkadaşınız onu korumanızı ümit etmek için hangi hakka sahip?
İLİŞKİLER VE KURALLAR
1a Arkadaşımın kesinlikle bir arkadaş olarak benim onun için yalancı şahitlik etmemi istemeye hakkı vardır.
1b Arkadaşım olarak onun için yalancı şahitlik etmemi istemesi için biraz hakkı vardır.
1c Arkadaşım olarak kesinlikle benden böyle bir şey istemeye hakkı yoktur.
Yeminli bir tanık olarak sahip olduğunuz sorumlulukları ve arkadaş olmanın getirdiği sorumlulukları göz
önünde bulundurduğunuzda siz olsanız ne yapardınız?
1d 20 mil hızla gittiği konusunda ifade verirdim.
1e 20 mil gittiği konusunda kesinlikle ifade vermezdim.
Tablo 4.1 bu sorulara çeşitli ülkelerin vatandaşlarının verdiği cevapları gösteriyor.
Yüzdeler arkadaşımın kesinlikle hakkı yoktur veya birazcık hakkı vardır yani tanıklık etmezdim diyenleri gösteriyor (c veya b+e) Kuzey Amerikalılar ve çoğu Kuzey Avrupalılar probleme neredeyse tamamen evrensel bir bakış açısı sergilediler. Venezüella’daki ankete katılanların üçte ikisi arkadaşlarını korumak için yalan söylemekte zarar görmediğini bildirirken, Fransız ve Japonlar söz konusu olduğunda bu oran %75’in altına düşüyor. Yine zaman içinde workshoplarımızda evrensel bakış açısına sahip olan insanların cevaplarının
kazanın ciddiyeti arttıkça arkadaşlarına yardım etme zorunluluk hissinin azaldığı görülmektedir. “Yasa çiğnendi ve yayanın durumunun ciddiyeti bu yasanın varlığının öneminin altını vurgular nitelikte.” Der gibiler. Bu durum gösteriyor ki evrenselcilik çok nadir bir biçimde tikelciliği dışarda bırakmak için kullanılıyor. Ancak tikel kültürlerde yayanın sağlık durumu ciddileştikçe arkadaşlarını koruma eğilimleri daha çok artıyor.” Asıl arkadaşımın bana şimdi ihtiyacı var. Yasalarla başı belada.” Düşüncesini sorgular gibiler. Evrenselciler bunu kesinlikle yoldan çıkmış bir davranış olarak nitelendirirdi. Eğer hepimiz yakınlarımız için yalan söylemeye başlasaydık ne olurdu? Toplum çökerdi. Aslında bu tartışmada önemli bir nokta var ancak duygulara ve arkadaşlığa dayalı Tikelcilik aynı zamanda insanların en başından yasaları çiğnememelerinin ana nedeni olabilir.
Çocuğunuzu sever misiniz yoksa onlara medenin kanunun bir kopyasını mı sunarsınız? Ya kanun yozlaşmış elit toplumun elinde tuttuğu bir silah haline gelirse? Neyi yozlaşma olarak adlandıracağınız size kalmış. Önceleri
düzenlediğimiz bir workshopta bu ikileme yer verdik. Fransız katılımcıların arasında yer alan Fiona isminde bir kadın vardı. Fiona bu ikilemi tartışmaya yayanın durumunu sorgulayarak başladı. Bu bilgi olmadan soruyu cevaplamanın neredeyse imkânsız olduğunu söyledi. Grup neden bu sorunun bu kadar konuyla alakalı olduğunu sorgularken Fransız havayolları çalışanlarından Dominik “ Tabi ki de eğer yaya ağır yaralı veya ölmüşse arkadaşım ciddi bir şekilde benim yardımıma ihtiyaç duyacaktır. Öbür türlü o kadar da emin olamazdım.”
Diyerek lafa karıştı. Fiona hafiften Donik’in tavrından rahatsız olsa da yine de gülümsedi ve “İşte bu harika! Ancak benim için durum tam tersi yönde.” dedi. Bu durum gösteriyor ki verdiğimiz cevaba iki durumdan birini kullanarak tutunuyoruz. Bütün uluslar evrenseller ve tikellerin kusursuz bir biçimde karar vermiş olmaları
gerektiğine, yani bütün sıra dışı durumların daha insani kanınlar çerçevesinde yargılanması gerektiğine kanaat getirebilir. Değişen tek şey ortaya çıkış noktalarıdır.
1 Riding The Waves Of Culture (Fons TOMPENAARS & Carles HAMPDEN-TURNER UK_1997)
Şekil 4.1 Araba ve Yaya Evrenselci bir sistemi Tikelci sosyal sisteme yeğleyen katılımcıların yüzdesi.
Dosya 1303
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Ben hukuk sever bir eğitimciyim, hiç bir yerde avukatız demedik.Zaten avukatlar(taş yiyemedikleri için) para karşılığı bu işi bürolarında yapıyor.Davayı kaybedersin, kesin şöyle olur böyle olur hiç demedik.Ben kendi adıma söylemek gerekirse tecrübelerim ve fikirlerim doğrultusunda acizane insanlarla paylaşımda bulunmaya çalışıyorum.Faydalanıp teşekkür edende olur kulak arkası edende.Yazmadığımız şeyleri sanki biz yazmışız gibi gösterip olmayan şeylere cevaplar vermek, inanılmaz örneklere koşmak, hayatı insanlara öğreten kişilerin yazılarındaki o çok bildik kelimelerle sunum tadında bir hava yakalamak bu sayfadaki anlayamadığım başlıca şeyler.Baya boş vaktiniz var sanırım ancak ben artık bu yazıların birilerine fayda katacağını sanmıyorum.O yüzden bu tamda neden yazıldığını anlayamadığım örneklerin ve yazıların maalesef içinde bulunamayacağım.Size kolay gelsin.
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Sn.Atilda09
bugün gene psikoloğunuzla randevunuz mu vardı :DD
iyi geceler
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Arada bölgedeki yeni deneme çalışmanızı pas geçtim sn.Atilda09 umarım darılmazsınız:)
İlk cümle ile son cümleleriniz , haklısınız, kessinlikle haklısınız, hatta bu mesajınızda pek çok emin olduğunuz hissi uyandırdığınız düşüncelerinizde, 100% yanlış olsanız da, şu alıntıladığım 2 cümlenizde can ı gönülden katılıyorum size.
Eşşekten düşenin halinden , düşen anlar...
Allah düşürmesin, inşallah gerçekten bir gün düşerseniz siz de anlarsınız eminim, o zaman kurgular arasında dolaşmak yerine gerçeklerle başa çıkmanın ne demek olduğunu anlayabilirsiniz .
Ben hukukçu değilim sn.Atilda, bildiğim kadarıyla sn.Bill87 de hukukçu değil,
( billi187 değil !)
Yanıldınız anlayacağınız,
bizler de sizin gibi bu laboratuvara takılıp burada kalmış üyeleriz sadece.
Yargılama yapmıyoruz derken, bizleri kişileri yargılamakla itham etmek, itham değilde nedir? sanmıyorum, olabileceğini düşünmüyorum şeklindeki ifadeler ve bir avukatla da görüşün tavsiyelerimidir yargılamak dediğiniz şey?
Kelime oyunu mu, inanın sizden çok daha iyi oynayabilirim yeri geldiğinde kelimelerle, ama amaç bu değil ki,varın siz oynayın kelimelerle, rahatsızlık yaratmadığınız sürece, keyifle takip ederim kelime oyunlarınızı emin olun.
Zaten farklı düşündüğümüz ortada değil mi;)
Konuya dönersek;
bir ücret karşılığında alınan bir hizmet anlaşması yapılmış.
anlaşmada belirtilmeyen bir durum olmuş ve bu durum rahatsızlık yaratmış
duyulan rahatsızlık ilgili kişilere bildirilmiş
ve rahatsızlığa sebep durum çözümlenmiş-giderilmiş.
Neyin parası iadesinden bahsediyoruz ??
Ben söylemiyorum.(Silinen orta kısmı)
Danıştay Başkanı, Yargıtay Başkanı söylüyor bazı önermelerimi. Diyor ya Polis savcı olmuş, Bilirkişi Hakim vsr. vsr. Emekli Başçavuşda yazar olmuş, tutmuş kral çıplak demiş.
Ne olacak, cübbeleriniz büyülü filan değil. Benim gibi bir deli gördükten sonra herkes görür, kralın çıplak olduğunu.
Kurgu ve gerçek konusundaki temenninize üzüldüm. Lakin yazdığım her kurgu bir gerçeğin etrafında döner ve %95'i bu deli yazarın gerçek hayat hikayesidir. i(Kalan %5 ebedîleştirme için kullandığım cümlelerdir.) :ok
YARGILAMAK:Sn.Bill87 için açık fikir beyanının gerekliliğini anlatmak için tanımlandı. Yargılayan yok ortada. Laboratuvarda denemez konuşmazsak anlamı olmaz manasında. Kendim için yani. Hemende alınırmışsınız yazdıklarıma.:utangac
OYNAMAK: Aslında gerçek anlamı ile düğünün bozulan atmosferini tanımlamak için kullanıldı. Retorik veya kinaye yok.
Ben Mailis üstada her zaman saygı gösteririm. Atılda bir cahil talebe, ancak sitenizde ciğer bekleyen sokak kedisidir kelimelere aç.
Billi bana Ewing oil co.yu çağrıştırıyor. Tamamen dalgınlık...:DD
Para iadesi, hukuk bilgisi eksikliği ile kişinin sulh olmak adına istediği manevi tazminat olmalı. Bence yapılanın düğün fotolarını yakmaktan çok ta bir farkı yok.
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Sn.Atilda09
bugün gene psikoloğunuzla randevunuz mu vardı :DD
iyi geceler
Nasıl anladınız?;)
Artık güzel psikoloğum yok.
Top sakallı genç bir intern Dr. ile göz temasındayız. Hocası da Lustral 50mg ile ayda bir gelsen yeter dedi.
Dün geceki agresifliğim belki bundandır.:alala
Bill87 dostumu kızdırdığımı üzülerek görüyorum. Oysa ben "Bozuk saatin bile günde iki kez doğruyu gösterdiğini" bilerek herkesi dinlemeyi seviyorum.
Sevgili Yeditepeli, bizler gördüğün gibi hariçten gazel okumaya çalışan sokak şarkıcılarıyız. Yapacağın tuttuğunu koparan bir avukattan yardım almak olmalı.:ok
- - - Updated - - -
Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
Ben hukuk sever bir eğitimciyim, hiç bir yerde avukatız demedik.Zaten avukatlar(taş yiyemedikleri için) para karşılığı bu işi bürolarında yapıyor.Davayı kaybedersin, kesin şöyle olur böyle olur hiç demedik.Ben kendi adıma söylemek gerekirse tecrübelerim ve fikirlerim doğrultusunda acizane insanlarla paylaşımda bulunmaya çalışıyorum.Faydalanıp teşekkür edende olur kulak arkası edende.Yazmadığımız şeyleri sanki biz yazmışız gibi gösterip olmayan şeylere cevaplar vermek, inanılmaz örneklere koşmak, hayatı insanlara öğreten kişilerin yazılarındaki o çok bildik kelimelerle sunum tadında bir hava yakalamak bu sayfadaki anlayamadığım başlıca şeyler.Baya boş vaktiniz var sanırım ancak ben artık bu yazıların birilerine fayda katacağını sanmıyorum.O yüzden bu tamda neden yazıldığını anlayamadığım örneklerin ve yazıların maalesef içinde bulunamayacağım.Size kolay gelsin.
Emekli adamın ne işi olabilir ki, bağ yok, bahçe yok, kahve yok. Mecburen www.hukuki.net
Malum Kırcalı hem adımı hem hikayemi biliyor. Aslında şahıslar değil hedefim. Taş atmak isteyerek yapmadığım, ancak söylemlerimden insanların çokça bu anlamı çıkarması yaşadığım en büyük paradokstur. Bu yüzden kişisel almayınız. Ben yazıdaki fikir ile ilgileniyorum. Obsessif kişiliğim ile (bozukluk deniyor lakin sağlamın tanımı olmadığı için ben hakaret sayıyorum) yazılarım aşırı KESİNLİK içeriyor. KESİNLİK konusunun sırrı da imzamda gizli. :)
Sizi itham edip kırdıysam yürekten özür dilerim.
Cevap: Düğünüme davetli olmayanları aldılar...Organizasyon şirketini dava edebilir miyim?
Olay gerçeğin bilgisinin çarpıtılması üzerine kurulmuş bu bağlamda şirket sorumlu olur diye düşünmekle ısrar fiili yoktur denilebilir.