Karşı yandan alınan ücretin bir medeni ceza olabileceğine ne dersiniz???
Printable View
Karşı yandan alınan ücretin bir medeni ceza olabileceğine ne dersiniz???
Anlamadığım birşey var...
1 - Şimdi tarafıma açılmış bir dava var. ve ben davaya sürekli olarak avukatsız kendim girip çıkıyorum. Avukat tutmadım. Davanın ortasında, bir avukat tutup, bundan sonraki davalarıma girmesini istedim. Şimdi bana açılmış olan bu davayı kazanmamın sonucunda, avukatım karşı taraftan avukatlık ücretini mi alacak. Davaya yarıda girmiş olmasına, ve bana açılan davayı kazanmış olmamız durumunda... Bu arada, ben zaten dava için ona ödeme yapıyorum.
2 - Bana açılan bir kamu davasında, dava sonucunda beraat edersem, bu gibi durumda avukatlık ücretini avukata devlet mi ödeyecek? Benim yapacağım ödeme haricinde...
????
Kısa bir yanıt alabilir miyim...
Sayın Karavelioğlu;Konularında uzman saygıdeğer Hocalarımızın görüşlerine ve düşüncelerinize saygı duyuyorum...
Ancak önceki iletimde de belirtmiş olduğum gibi adli mercilerde kendisini avukat ile temsil ettiren kişi yasadan kaynaklanan bir zorunluluktan dolayı değil tamamen kişisel tercihine göre avukat tutmaktadır...Kişisel tercih kullanılarak avukatlık ücreti ödendi diye karşı tarafı ekstra bir yükümlük altına sokmak hakkaniyete aykırı olur...
Davayı kaybedene Av.Yasasının 164/son fıkrası gereğince yükletilen ve avukata ait olduğu ifade edilen avukatlık ücretinin amacı ;Her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamakla yükümlü olan ve bu amaçla çalışan (bunu yapmakla da kamu hizmetini sunan) AVUKAT için belirlenen hizmetinin karşılığı olduğunu düşünmekteyim...Yani bu konuda hükmedilen ücretin hak edeni avukattır..
Dolaysıyla davada yasaların en doğru şekilde uygulanması,hakkaniyetin tecellisi için çalışan, çabalıyan ve ücreti hak eden avukatken bu ücreti avukata vermeyip zorunlu olmadığı halde sadece avukat tutma tercihini kullanan müvekkile verilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı kanaatindeyim..
Ayrıca karşı tarafa yükletilen avukatlık ücretini yasal gider olarak tanımlamışsınız..Yasal giderden benim anladığım; Davanın açılması,yürümesi ve sonuçlanması için zorunlu yapılması gereken harç ve masraflardır..Dolaysıyla yasal avukatlık ücretinin yasal gider olarak nitelendirilmesinin doğru bulmamaktayım....
Eğer Türkiyede her kes bir gün adli ya da idari mercilerde kendisini avukat kanalı ile temsil ettirmek zorunda kalsa (yani bu yönde yasa çıksa) ancak o zaman sizin belirttiğiniz hakkaniyet gereği bir ücret takdir edilir ki o zamanda bu hakkaniyetten öte yasal bir zorunluluk olur...
Ayrıca bir konuda yasal amir hüküm varken esas olan yasanın uygulanmasıdır..Konu ile ilgili her hangi yasal bir mevzuatın olmaması ya da yasadan yararlanmak isteyenin amacı hakkın kötüye kullanılması niteliğini arz ettiği durumlarda ancak o zaman hakkaniyet gereği doğru olan tercih edilir...
Dolaysıyla şartları oluşmayan hakkaniyete dayalı temenni ve düşüncelerinize yukarıda belirttiğim nedenlerle katılmadığımı ifade etmeliyim...
Sayın Yaz,
Evvelemirde görüşlerinize saygım sonsuzdur. İletinizde karşı tarafa yükletilecek avukat vekalet ücretini "yasal gider" olarak nitelediğimi belirtmişsiniz. Yazıma dikkat ederseniz ben bunun "yargılama giderleri" içerisinde olduğunu belirtiyorum.
HUMK
MADDE 423 –
Masarifi muhakeme aşağıda beyan olunan şeylerdir:
1 - Tarife mucibince mahkeme kalemi vasıtasiyle yapılan masraflarla celsei muhakeme, keşif ve haciz masrafları,
2 - Şahidin seyahat ve ikamet masrafiyle yevmiyesi ve ehlihibre ücret ve masrafları,
3 - İlam harçları,
4 - Resmi dairelerden talep olunan evrakın asıl ve suret tasdik ve pul harçları,
5 - Mahkemede bizzat hazır bulunanların bulundukları günlere ait seyahat ve ikamet masrafları,
6 - Davanın ehemmiyetine göre kanunu mucibince takdir olunacak vekil ücretleri.
Vekili bulunduğu halde mahkeme de bizzat ispatı vücut eden taraf yalnız seyahat masrafiyle bir güne mahsus olmak üzere yevmiye alabilir. Ancak hakim bizzat isticvap veya yemin etmesine karar vermiş ise bu günler için yevmiye alabilir.
Mahkemece hükmolunacak avukat vekalet ücretinin meri mevzuat gereği avukata ait olduğu tartışmasızdır. Ancak hakkaniyet yönünden ikimiz de farklı düşünceler taşıyoruz.
Siz özetle bu ücretin hakkaniyet yönünden de adaletin tecellisi için emek veren avukata ait olduğunu, ben ise avukat zaten müvekkilden ücretini aldığından bunun müvekkilin hakkı oluğunu düşünmekteyiz.
Bu bir bakış açısıdır ve her türlü farklı görüşe saygımız sonsuzdur. Demokrasilerde kişiler, kurumlar, yasalar, hatta tüm kişi ve kurumları bağlayan yargı kararları bile eleştirilebilir. En yüce yargı organı Anayasa Mahkemesinde bile her zaman oybirliğiyle karar alınabiliyor mu? Hayır. Farklı düşünen azınlık karşı oy yazısı yazıyor.
Açıkladığım gerekçelerle bunun tartışılması gereksizdir. Herkes farklı düşünebilir ancak yasa ne emrediyorsa o şekilde uygulama yapılır. Yasa hükmü de sizin görüşleriniz doğrultusunda zaten.
Ancak beni gerçekten çok üzen konu sayın Bayındır'ın olaya yaklaşımı oldu. Bir hukuk sitesinde herkes görüşlerini özgürce ifade edebilmeli bu nedenle kınanmamalıdır. Tekrar görüşlerinize saygımın sonsuz olduğunu ifade ediyor ve saygılar sunuyorum.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU
Konu farklı yorumlanıyor sanıyorum.
Kişilerin emeğine birikimine ve bu emeğin karşılığı ne olursa olsun alacağı ücrete hiçbir itirazım yoktur.
Ancak birde işin başkaboyutu var. Öeneğini yazdım ancak sanırım iyi anlatamadım.
Şu an Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen böyle bir dava var.
Bir adamdan bir evi onun talep ettiği bedel ile peşin olarak 2 yıl önce alıyorsunuz.
Alan ve satan tapda gerekli tüm yasal işlemleri yapıyorlar.
İki buçuk yıl sonra hem piyasa canlanıyor hemde fiyatlar yükseliyor.
Bu defa adam bu evi kızı ve kocasından mal kaçırmak amacı ile satttığını,evi kendisine iadesini yada 278000 YTl bedelinin ödenmesini talep eden dava açıyor.
Hiçbir kusuru ve ihmali olmayan satın alan bayan mecburen biravukat ile davayı takip ediyor. Genel taamüllere bakarsanız böyle bir dava kaybedilmez. Çünkü hiçbir belge yok. Sadece bu konuda kendi akrabası olan iki tanık var.
Şimdi diyelim b yakınım davayı kazandı. Karşı tarafa vekalet ücreti yüklendi. Ama bu hiçbir kusuru olmayan yakınımın huzursuzluğu bir yana durup dururken ödemek zorunda kaldığı tutarlar nasıl tanzim edilecek?
Bir arkadaşımız yazmış davayı kazandığı için helali hoş olsun demiş bencede helali hoş olsun. Ama bu insanın bu dava ile kazandığı hiçbir hak yok ki.
Ev zaten kendi evi bedeli ödenip alınmış. Bir aklı evvel çıkıp bir iddiada bulunuyor.Bu insan durup dururken çok ciddi bedeller ödüyor. Bu bedellerin tanzimi nasıl olacak. Ceza bu hiçbir kusuru olmyan insana verilmiş olmuyormu?
Saygılarımla.
Sevgili Karavelioğlu,
O tek cümlenin yazdıklarınızla ilgisi olmadığı açıktır. Karşı yana yükletilen avukatlık ücretinin mahiyetini tartışmaya açmak için yazılmıştır.Zira bu ücret pek çok kez kafa karışıklığına yol açmakta özellikle müvekkiller nezdinde. "Karşı taraftan ücret alacaksın ya bir de ben sana neden ödeme yapayım ki" noktasına hepimiz gelmişizdir sanırım. Yada tersi, "karşı yandan alacağım ücret bana yeter senden bişey almam" gibi kimi zaman haksız rekabete yol açan ama avukatın emeğini ayaklar altına alan, mesleği tüccarlaştıran bir yaklaşım yok mudur?
Bu nedenle karşı yana yükletilen avukatlık ücretinin "medeni bir ceza" olabileceğini tartışsak derim.
Sayın Bayındır,
Açıklama getirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Ben cümlenizi tamamen farklı algılamış ve çok üzülmüştüm ancak düşündüğüm gibi değilmiş. Konu tartışmaya açıktır, isteyen arkadaşlar düşüncelerini aktarabilirler. Saygılarımla,
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU