Vatan haini mehmetciğime kurşun sıkandır biz hem para veriyoruz askerlik için hem işimize devam edelim vergimizi verelim diyoruz dünyanın hiçbir memleketinde yoktur dostum
Printable View
Vatan haini mehmetciğime kurşun sıkandır biz hem para veriyoruz askerlik için hem işimize devam edelim vergimizi verelim diyoruz dünyanın hiçbir memleketinde yoktur dostum
evet arkadaşlar ortak olarak stratejimizi belirleyelim bunun msn adreslerimiz verildi bizde mutabakata vardığımız kararları forumda diğer arkadaşlara aktaralım kollektif çalışıyoruz bu arada site sahibine teşekkürü bir borç bilirm bizze böyle bir imkan tanıdığı için
Öncelikle yönetimin uyarısı bence tam yerinde, sohbet eder gibi yazılar, bedellinin çıkmasının nedenlerini kendince yazanlar ve bunun zıttı olarak görüşlerini belirtenlerin mesajları gerçekten fazlalıktan başka bir şey değil, ki ben de bu hataları yapıyorum bazen ancak gittikce artan bir sayımız var ve sayfa sayısı da arttıkca okunması zorlaşıyor,önemli bilgilerin olduğu mesajlar arada kayboluyor,bu anlamda, bence gerekli bilgiler dışında yazılar yazmayalım.
delikan42, çabalarını takdir ediyorum,
elimden geldiğince takip ediyorum ve bazı arkadaşların korkduğundan bahsetmişsiniz,
o arkadaşlara sözüm, korkmayın ! mail adresinizden peşinize düşmez kimse, ayrıca hiç olmadı bir gün 1 saatinizi internetcafede geçirin ve gerekli mailleri/faksları yollayın lütfen.
Bir de, delikan42 ve diğer ciddi ilgilenen arkadaşlar bir önerim olacak,
bir isim listesi oluştursak ve liste adına bir mail yollasak (daha önce dediğin gibi bir mail kalıbı oluşturarak)
yani bir text ve ek olarka şu kişiler bu yazının altına imza atıyordur gibisinden ?
Bu amaçla öncedende demiştim, www.bedelliistiyoruz.biz gibi spesifik bir domain olsak ve ordan organize etsek bunları daha rahat olur sanırım (bu sitenin amacını da saptırmamış oluruz).
Pm'den haberleşebiliriz.
Bedelli askerlik bir çok kişinin isteği ve siz bir topluluk oluştursanız da oluşturmasanız da Genel Kurmay Başkanlığı bunu zaten biliyor.
Kişilerin bir konu hakkında talepte bulunma hakkı olduğu kadar idarenin (Genel Kurmay Başkanlığı) de bir o kadar bu talebi kabul etmeme hakkı var.
Re: Bedelli askerlik çıkmasını isteyenler!
--------------------------------------------------------------------------------
Bedelli askerlik bir çok kişinin isteği ve siz bir topluluk oluştursanız da oluşturmasanız da Genel Kurmay Başkanlığı bunu zaten biliyor.
Kişilerin bir konu hakkında talepte bulunma hakkı olduğu kadar idarenin (Genel Kurmay Başkanlığı) de bir o kadar bu talebi kabul etmeme hakkı var.
Biz elimizden geleni yapalımda sonuçunada katlanalım derim, sebebini işlemeden bir yere varılmaz .Arkadaşlar birde söylediklerinize katılıyorum.Burak 79 ben bu konu hakkında bir çalşıma başlattık hem mail olarak hemde posta yoluyla Devlet büyüklerimize hazırladığımız bir klasörü göndericez bu klasörde herkesin şimdiki durumu ve ismi soyismi yazıcak ne kadar çok kişiye ulaşıtsak o kadar ii olur biz şuan 100 kişiyiz .bilginize arkadaşlar
Arkadaşlar domain ve sonucunda da bize ait bir sitenin ve forumun oluştrulmasına hız vermeliyiz. Bunun için yapılacak her çalışmaya maddi ve çalışma olarak destek olurum.
Eğer isterseniz ücretsiz bir size ve domain kullanarak bir site hazırlayabilirim. Ancak arama motorlarında çıkmadıktan sonra pek işimize yaramaz diye düşünüyorum. Ancak en azından iletişim sağlanabilir.
Eski çalışmalarımızdan bir örnek olması için siteye önceden hazırladığımız kartlardan bir örnek koyuyorum. Zamanında bu kartlar bütün gazeteciler yazarlar ve millet vekillerine gönderilmişti.
http://bedelliaskerlik.tr.gg/ örnek resimleri bu siteden bakabilirsiniz.
Jandarma Genel Komutanlığı'nın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, adayların en az 8 yıllık ilköğretim/ortaokul veya dengi okul mezunu olmaları ve müracaat tarihi itibariyle (2 Ocak 2009) 26 yaşından gün almamış olmaları gerekiyor.
Adaylar, Komutanlığın internet sayfasını ''www.jandarma.tsk.tr'' inceleyerek, örneğine uygun istenen belgeleri eksiksiz olarak PTT veya kargo ile yada şahsen en geç 2 Şubat 2009 günü mesai bitimine kadar ''Jandarma Okullar Komutanlığı Uzman Erbaş Kayıt-Kabul Komisyon Başkanlığı 06835 Beytepe/Ankara'' adresinde bulunduracaklar.
Başvurusu kabul edilen adayların isim listesi ile sınava girecekleri tarih, saat ve salon isimleri 16 Şubat 2009 tarihinden itibaren internet adresinden yayımlanacak.
Yazılı sınav 21 Şubat 2009 tarihinde ''Jandarma Okullar Komutanlığı Beytepe/Ankara'' adresinde yapılacak. Sonuçlar aynı gün saat 19.00'a kadar ''www.jandarma.tsk.tr'' internet adresinden duyurulacak.
Yazılı sınavda başarılı olan adaylar 22-27 Şubat 2009 tarihleri arasında ön sağlık, fiziki kabiliyet ve değerlendirme testi ile mülakat sınavına tabi tutulacaklar.
Kimin hangi tarihte teste tabi tutulacağı, yazılı sınav sonuçları ile birlikte sadece internet adresinden duyurulacak.
zaman gazatesi
evet askerlık uzmaklık işidir bence. esnaf işi degildir
Arkadaşalar işimize yarabilecek bir forumu en azından geçici bir süre kullanabileceğimiz forumu bugün hazırlarım. gerşi size verdiğim ve geçici olarak hazırlanmış sitee forum var ancak pek işimize yaramaz. Onun için forum hazırlar sizlere burdan linki atarım. Gerçi yönetim kzıak banlanıcam. bBnlanmadan işi çözelim. Daha fazla sitenin formatının dışına çıkmayalım.
sonrada gerek görürsek bir domainle bir site ve forum hazırlarız. bu sonraki aşama olabilir.
Sitedeki kartları demişsiniz. Ancak kartların büyüğü bir şekilde pcden silinmiş. bulursam koyacam. O linkini verdiğim sitede diğer domainli sitelerimiz silinmek üzereyken irtibatımız kopmasın diye hazırlanmıştı. O zman koyuldugu haliyle orda duruyor.
işte memur-sen in başbakana sunduğu krize karşı alınacak tedbirlerraporu 6. maddeye dikkat lütfen
KRİZE DÖNÜK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ RAPORU
MEMUR-SEN
(MEMUR SENDİKALARI KONFEDERASYONU)
KRİZ, DOYMAK BİLMEZ KAZANMA HIRSININ ÜRÜNÜDÜR.
Dünya ekonomisinin finans sektörü odaklı ve henüz ekonominin diğer alanlarına sirayet etmemiş olan bir kriz yaşamakta olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Ancak, bu gerçeğin anlatılma ve algılanma şekli ülkeden ülkeye hatta bireyden bireye farklılık gösteriyor. Krizin sürekli olmamasını hatta krizin bitmesini sağlayacak olanda aslında bu farklı bakıştır.
Öncelikle, krizi doğru isimlendirmeliyiz. Bu ekonomik değil finansal bir krizdir. Daha açık bir ifadeyle ekonominin bütün unsurlarını kapsayan bir kriz söz konusu değildir. Arz ve talep unsurları yönüyle bir kriz yaşanmadığı sürece de gerçek anlamda bir ekonomik krizden söz etmek mümkün değildir. Bu çerçevede, yaşadığımız finansal krizin insanlık için gelecek odaklı büyük bir tehlike olduğunu ifade etmek ekonominin diğer unsurlarına haksızlık olur.
Sermaye sahiplerinin üretim odaklı kazanç yerine finans araçlarının satışına ve el değiştirmesine dayalı kazanca (finans sektörüne) yönelmeleri ve bu alanda sınırsız ve doyumsuz bir kazanma hırsıyla hareket etmelerinin ürünü olan bu krizin faturası da mutlaka ve sadece sermaye sahiplerine çıkarılmalıdır. Kastımız sermaye düşmanlığı değil, ancak risk üzerine kurulu bir alandaki kayıpların telafisine ilişkin yükün bütün dünya insanlığına taşıtılması yaşamakta olduğumuz krizden daha derin bir sosyal krizin oluşmasına da neden olacağı gözden kaçırılmamalıdır.
Biz diyoruz ki, krizin ekonomide hasar oluşturmaması için gereken tedbirlerin ivedilikle alınmasına evet ancak kriz bahane edilerek bu millete yeni acı reçeteler dayatmaya hayır. Başta finans sektörü olmak üzere ekonomi aktörlerinin, kriz öncesi ve sırasındaki mali durumları ile kriz sonrasındaki mali durumları karşılaştırılarak kriz fırsatçılığı yapanlar ve krizden nemalananlar mutlaka kamuoyuna ifşa edilmelidir. Kriz mağdurlarının zararları, kriz fırsatçılarının haksız kazançlarından karşılanmalıdır.
Ekonomi, rakamlar üzerine kurulu kar-zarar odaklı bir matematiksel alandan çok üretici ve tüketicilerin psikolojik bakışlarıyla şekillenen sosyal bir mücadele alanıdır. Bu nedenle, psiko-sosyal veriler olmadan ekonomi dünyasını anlamak ve algılamak mümkün değildir. Bu gerçekten hareketle, yaşadığımız krizi, bilgiyi, insan kaynaklarını, parayı ve toplum psikolojisini birlikte yöneterek çözebiliriz.
Temeli bu anlayışa dayanan ve sıralayacağım öneriler, krizin ülkemizden teğet geçmesini sağlamak yanında krizin oluşumunda suçlanması mümkün olmayan sosyal katmanların Devlete olan güvenini ve bağlılığını da artıracaktır. Bu çerçevede;
1- Toplumda krize dönük korku ve panik havasına, kriz inancının güçlenmesine neden olan temel ürünlerde özellikle son günlerde daha fazla artan elektrik, doğalgaz ve özellikle varili 65 doların altına düşen akaryakıt fiyatlarında indirime gidilmelidir.
2- Kamu ve özel sektör, krizi bahane ederek, istihdamda daraltma yöntemine başvurmamalı, kamu öncülüğünde istihdam planları revize edilerek istihdam artırma odaklı bir güncelleme yapılmalıdır. Bu çerçevede, özellikle eğitim ve sağlık alanında yeni personel (öğretmen, doktor, hemşire, memur ve hizmetli) istihdam edilerek, piyasaya emekle yoğrulmuş yeni bir canlılık sağlanmalıdır.
3- Gelir vergisi oranları, çalışanlar açısından 5 puan indirilmek suretiyle uygulanmalıdır Gelir dengesizliğinin mağduru konumunda olan dar veya sabit gelirlilerin vergi adaletiyle sıkıntıları, kriz ortamında çözümlenmeli ve bu surette Devletin krize dönük sosyal sorumluluk alması sağlanmalıdır.
4- GAP, DAP, KOP gibi projeler ile duble yol yapımı, TOKİ uygulamaları hızlandırılmalı ve bu proje ve uygulamaların tamamlanmasını da sağlayacak şekilde bu alanlara dönük yeni istihdam paketleri ortaya konmalıdır.
5- Kamu maliyesi açısından gereksiz harcama kalemi oluşturan ve toplum gözünde Devletin imajını zedeleyen açılış törenleri, konser ve benzeri populist uygulamalara son verilerek bu faaliyetlere harcanacak tutarların krizin etkisini derinlemesine hisseden ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan sosyal katmanlara aktarılması sağlanmalıdır.
6- Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmalar hızlandırılarak, niceliksel büyüklük yerine silahlı kuvvetlerin hareket ve sonuç alma kabiliyeti açısından yüksek niteliğe sahip olması sağlanmalıdır. Bu çerçevede, profesyonel askerlik kavramı ve bedelli askerlik uygulaması yeniden gündeme alınmalıdır
7- İhtiyaçlarının büyük bölümünü sosyal transferler kapsamında kamu tarafından kendilerine sağlanan mali yardımlarla giderenlere sağlanan mali imkânlar (öğrenim kredileri, burslar, yaşlılık ve muhtaçlık aylıkları ve benzeri sosyal yardım enstrümanları), bu kapsamdaki kişilerin ihtiyaçlarını genel itibarıyla küçük esnaf ve orta ölçekli işletmeler aracılığıyla karşıladıkları da dikkate alınmak suretiyle arttırılmalıdır.
8- Sorunların çözümünde öncü rol üstlenmesi gereken siyaset kurumu ve siyaset aktörleri; sanal ve suni gündem oluşturan, kısır ve sonuca bağlanamaz tartışmalara neden olan husumet odaklı siyaset yerine çözüme dönük projeler üretmek ve projeleri hayata geçirmek konusunda toplumsal birlikteliği de destekleyecek rekabet odaklı siyaset anlayışıyla hareket etmelidir.
9- Kriz, kemer sıkma politikalarının uygulanması için bahane olarak kullanılmamalı, aksine ekonominin arz unsurlarını destekleyecek ve bu unsurları kriz psikolojisinden kurtarmak ve talebin artmasını sağlamak üzere başta kamu çalışanları olmak üzere dar ve sabit gelirlilerin ücretlerinde artış yapılmasının gerekçesi olarak görülmelidir.
10- Krizin, benzer dönemlerde daha önce Arjantin başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerinde yaşanan sosyal çöküşlere ve yağma, gasp, hırsızlık gibi sosyal dokuyu bozan suçların artmasına neden olmaması amacıyla, vahşi kapitalizmin “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” ve “Her koyun kendi bacağından asılır.” anlayışı yerine inancımız gereği “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” anlayışını hâkim kılacak soysal dayanışma argümanları güçlendirilmelidir.
11- Bireylerin ve toplumun krizin olumsuz etkilerinden korunmasına dönük mali kaynaklardaki sınırlılık da dikkate alınarak, krizi temel gündem maddesi olmaktan çıkaracak şekilde, bireye ve topluma dönük demokratikleşme ve özgürleşme çalışmalarına hız verilmeli ve ertelenen demokratik ve özgürlükçü Anayasa çalışmaları ivedilikle sonuca bağlanmalıdır.
12- Krize dönük etkili ve kalıcı kararlar mutlaka sosyal tarafların katılımıyla oluşturulmalıdır. Bu tarafların sorumluluk almasını sağlamak yanında toplumun krize dayalı bir kutuplaşmaya sürüklenmesini de engelleyecektir.
13- Ekonomimizin en zayıf halkasını oluşturan dış ticaret merkezli cari açığın giderilmesi amacıyla, dış ticaret fazlası veren ülkelerle ilişkiler geliştirilmeli ve ihraç ürünlerimiz çerçevesinde yeni pazarlar oluşturulmalıdır. Bu kapsamda, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin de katılımıyla demokratik ve ticari nitelikte sınır ötesi operasyonlar başlatılmalıdır.
14- Benzeri krizlerin kapıya dayanmasının önüne geçmek için, kamu ve özel sektör; sürekli ve etkin AR-GE organizasyonuna dönük yatırımlar yapmalı, gerek sermaye gerekse üretim araçları odaklı verimlilik çalışmalarını arttırmalı, çözümleri destekleyen insan kaynakları yönetimi yapısına sahip olmalı, sadece mal ve hizmet üretimine değil teknoloji üretimine de yönelmeli, tüketici bilincini arttıracak eğitim faaliyetlerini desteklemelidir.
15- Krizleri engellemek veya engellenemez nitelikteki krizlerin zararını en aza indirmek için eğitim sistemimiz de; insan merkezli, gelecek odaklı, ekonomiye duyarlı, üretime dayalı, sosyal adalet ve dayanışma temelinde organik ve fonksiyonel değişimleri gecikmeksizin gerçekleştirmeliyiz. Unutmamalıyız ki, eğitim; zarar seçeneğinin olmadığı tek yatırım aracıdır.
16- IMF’nin krizi bahane ederek Türkiye’ye yönelik yeni borçlandırma girişimlerine fırsat verilmemelidir. IMF ile yapılan anlaşmalar milletimiz tarafından benimsenmemekte ve milli onurumuza dokunmaktadır. Milletin kendine güveninin artması, yeni bir heyecan yakalaması için IMF ile anlaşma özellikle borç anlaşması yapılmamalıdır.
17- Gelişmiş ülkelerin Merkez Bankaları kriz gerekçesiyle faiz indirimine giderek reel sektörü rahatlatacak tedbirler almaktadırlar. Merkez Bankamız da reel faizlerin çok yüksek olduğunu da dikkat alarak faiz oranlarında indirime gitmelidir.
18- Bürokrasinin azaltılması çalışmalarında öncelik yatırım faaliyetlerine ilişkin iş ve işlemlere verilmelidir. Atıl iş gücünü harekete geçirecek istihdam projeksiyonları ortaya konmalı, özellikle tarım odaklı sanayileşme araçları kullanılarak köy türü yerleşim yerlerindeki bireylerin ekonomiye üretim odaklı katkı sağlamalarının yolu açılmalıdır.
19- Madencilik ve enerji sektörünün önündeki başta bürokrasi olmak üzere her tür engel kaldırılarak yer altı zenginliklerimizin ekonomimize katkı sağlayan kaynak haline getirilmesi sağlanmalıdır.
20- Orman vasfını kaybetmiş ve fiilen başka amaçlarla kullanılan hazine arazileri başta olmak üzere hazineye ait taşınmazların satışına ilişkin çalışmalar hızlandırılmalıdır.
21- Kayıt dışı unsurların kayıt altına alınmasına ilişkin sonuca etkili tedbirler ivedilikle uygulamaya konulmalı, verginin tabana yayılması ve adaletli bir vergi sisteminin oluşmasından hareketle lüks tüketim mallarından alınan vergiler artırılmalı, temel tüketim maddeleri üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır
Ahmet GÜNDOĞDU
Memur-Sen Genel Başkanı
Arkadaşlar bayram rehavetine girip mailleri kesmayin asıl vekillerimizin ve başbakabınımız danışmanları bayram sonu gelen mailleri mutlaka okurlar hem bayram tebriği yazın hem bedelli askerlikden bahsedin Şimdiden hayırlı bayramlar