-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Bu doğrultuda illk başlarda bizlere cazip gösterilen düşük faizli uygun ödemeli, JPY para birimi gösterildi.Bankacıların kurbanı olduk.Küresel krizi bizlermi çıkardık? Daha önce bizler buralarda sorun yapmadık.Büyük bir hasızliğa uğradık.Bankalara iyileştirmeler destekler yapılırken,Devlet bu doğrultuda vatandaşını neden düşünmüyor? kriz ortamında bankalara düşük faizli krediler sunuldu.MERKEZ BANKASI Bankaların bloke paralarını belli bir aşağı seviyelere çekti.
Sil
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
O zaman sorarım siz bizi yönetenler ben battığım zaman evim ocağım dağıldığı zaman beni vatandaş olarak görseniz ne olur görmeseniz ne olur.YA DEVLET BABA BATTIK BİZLERİN ÇIĞLIĞINI DUYUN ARTIK. FELAKETE DOĞRU SÜRÜKLENİYORUz.........
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Mutlaka bu köşeleri inceleyen ve izleyen Hükümet 'Kanadından veya Muhalefet'ten bizlerin oylarıyla bir yere gelenler bu ortama seyirci kalamazlar. Kalmamalıdır'lar diye düşünüyorum acaba kendi başlarına böyle bir durum gelse idi nasıl bir tepki verirlerdi .Doğrusu çok merak ediyorum. Bizlere umurım seyirci kalmazlar çünkü bizler 2 milyon oyuz kaç millet vekili yapar.Bunuda onlar hesaplasınlar.Sizler bizlerin haklarını korumak için ordasınız
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Bingül Güler
japon yenizede arkadaşlarım,
sizlere kısaca bankaların bu yolla nasıl tüketiciyi yolduğunu ve nasıl haksız kazanç kazandıklarını izah etmeye çalışacağım.
1-krediyi kullandırdıklarında kullanılan kredi miktarının yaklaşık % 5 ini komisyon olarak aldılar.
2-krediyi kullananların hemen hemen tamamı orta yaş ve sosyal güvenceleri olduğu halde, en üst seviyeden hayat sigortasını kendi sigorta şirketlerine yaptırdılar.
3-bankalar (benim kredi kullandığım banka finans bank) bizleri özlellikle yönlendirdi (yapon yeniyle kredi kullandırıldığını hiçbirimiz bilmiyorduk).
4-sözde japon kredisi kullandırdığını söyleyen banka, bunu tamamen sanal bir ortamda gerçekleştirdi. çünkü aslında olmayan japon yenini, ödemeyi kendi alış kurundan TL ye çevirip bize ödedi. madem JPY kullandırıyor neden TL?
5-ağustos 2008 de krediyi kullanmıştım ve bir hafta sonra 8 taksidimi karşılayacak kadar japon yeni aldım. bu parayı finans banka taşıyabilmek için JPY hesabı açtım ve eft yaptırdım. bu eft japon mitsubishi bank üzerinden finans banka bir hafta sonra ulaştı. borcumu japon yeni bildiğim için japon yenini taşımıştım onca eft masrafını göze alarak. şimdi söyleyeceğim belki şaka gibi olacak biliyorum ama sanırım açacağım davada yargıçlarda şaka gibi algılayacaklar ama değil, çünkü dekontlar elimde. götürdüğüm jpy nini önce kendi o günkü alış kuru üzerinden bozdular ve tl ye çevirdiler. ardından tekrar kendilerinin o günkü satış kurundan jpy ne çevirip taksitlerimden düşüldü. ben 8 taksidim düşeceğini beklerken 7 taksit ödendiği ve bir miktarda artmıştı. bu alış verişten kaybım; yaklaşık % 10 oldu. böyle bir adeletsizliğin hiç bir ülkede olabileceğine inanmıyorum.
6- ağustos 2008 de 100 jpy=1.07 ytl idi, bu gün 100 jpy=1.85 tl oldu. bu da % 73 arttığı anlamına geliyor. diğer kazançlarıyla birlikte % 100 ü bulan bir kazanç demektir. bunun adı bankacılıktan ziyade tefecilik olur ancak.
7- bütün bunlar az gelmiş olmalıki belirli peryotlarla hesap işletim ücreti adı altında, haraçlarını almaya devam ediyorlar. bu adaletsizliğe hukukun dur diyeceğine inanıyorum.Yenzede arkadaşın kendi yorumu.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Japon yeni kredisi mi kullandınız, japon yenine endeksli kredi mi kullandınız?
Kullandığınız kredinin japon yenine endeksli kredi olduğunu,bunun da ne demek olduğunu çok iyi anladığınızı düşünüyorum.
Banka bize yen vermedi diye isyan ederken,aldığınız konutun ödemesini de yen olarak yapamayacağınızı da atlamayın lütfen.
Günün koşullarında banka sizi o an en karlı araçla kredi kullanmaya yönlendirmiş ve uygun olduğunu sizler de görmüş olmalısınız ki, kullanmışsınız.
Bankayı- bankacıyı yada japon yenini suçlamanın bir anlamı yok.
Dövizle kredi kullandınız,kullanırken dövizin yükselme riskini biliyordunuz.
Demek istediğim sorunu çözmeye çalışırken banka bizi dolandırdı yaklaşımının size bir faydasının olmayacağıdır.Kimse sizi kolunuzdan çekip bankaya götürmedi,kafanıza silah dayayıp zorla imzalatmadı sözleşmeyi.Evet, yükselen kur nedeniyle zor durumdasınız,bir çözüm bulunmazsa daha da kötü günler gelebilir, ama kurun yükselme sebebi siz olmadığınız gibi banka da değil.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Sayın Erdoğan bey evet kimse kafamıza silah dayayıp beni bankaya götürüp,kredi vermedi bunları ikide bir bizlere hatırlatmanıza gerek yok.Evet japon yeni krediyi veya o para birimine endeksli TL kredinin Bankaların ballandıra ,ballandıra anlatıp benim üç banka dolaşıpta bütçeme en uygun olan faizli kredi ararken önüme tabiki bilmediğim para birimi olan japon yeni çıkarıldı ben finanas uzmanı veya ekonomist değilim hele sizler gibi okumuş avukatta değilim. Peki suç bankanın değil benim değil kimin nasrettin hocanın'mı?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Bir suç mu var ortada?
Banka Japon yeni nin bu kadar yükseleceğini bilse , size verdiği parayı JPY çevirip tutsaydı bugün çok daha fazla kar etmiş olmazmıydı?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Sayın Erdoğan bey peki kaç kişi veya kaçımız o sayfalar dolusu yazılan sözleşmeleri okuyoruz? Bir günde Banka tarafından krediler onaylanıp verildi .Peki bunlara ne dersiniz yangından mal kaçırır gibi o zaman biz tüketicilere biz mükelleflere neden kriz riskleri anlatılmadı?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Bunları sizmi söylüyorsunuz Maliye Bakanı dahi Bankaların ellerinde tuttukları paranın pimi çekilmiş bir el bombası olduğunu tabi Bankalarda ellerindeki paraları ya pazarlayacak yada yatırıma yönlendirecek.Sizin dediğiniz gibi olsaydı benim param da usd cinsindendi bozdurup ev almayı düşünmez kar etmeyi beklerdim.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Hayatınız boyunca bi anda bir araya toplayamayacağınızı belirttiğiniz bir miktarı borç olarak alırken önünüze konan sözleşmeyi okumadan imzalamak doğru mu?
Krizin olacağının bilinmesi mümkün mü ki size anlatılabilsin?Bankanın veya bir başkasının bu konuda size hatırlatma yapma zorunluluğu yok,biliyorsunuz.
Döviz karşılığı kredi alırken seçtiğiniz dövizin değerinin artma riski olduğunu bilmeden mi başvuruda bulundunuz?Neden japon yeni? USD ,EURO değil de neden JPY? Çünkü dalgalanma fazla değildi,risk azdı! Yani risk anlatılmamış olsa da bildiğiniz bir durumdu.
Yanlış anlamayın lütfen, suçlusunuz demiyorum ,kesinlikle suçlu değilsiniz,ama TL kazanırken, döviz karşılığı kredi kullanma hatasına düştüğünüz kesin.
1100TL kredi ödeme varken şu an 1700 ödüyorum,maaşımı bile geçti diyen üyeler var.1700 den az ücret alırken 1100 kredi geri ödemesi gerektiren bir sözleşmeyi imzalamak daha başından bir hata değilmidir?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Sayın Erdoğan Kırcalı;
Biliyorsunuz ki Japonya Devletlere bu kredileri kullanmaları için tahsis ettiğinde çok düşük faizlerle verdi.Bankacının söylediğine göre bizim çektğimiz krediler bankalar tarafından japonya'ya ödenmiş veya düşük faizle ödeniyor.Biz borcumuzu ödemeyeceğiz demiyoruz bankaların belli bir statüde yeniden yapılandırmasını bekliyoruz.Bundan birkaç sene önce zengin vatandaşlar daha fazla para kazanmak uğruna off-shore zade olarak adlandırılıp kendi elleri ile verdikleri yüksek faizli getirileri devletten tahsil yollarını aradılar.Biz devletten para da dilenmiyoruz.Diğer devletler krizi vatandaşına hissettirmemek için neredeyse ceplerine fazladan para koyacak.Bizde tam tersi daha kriz gelmeden herşeye zam geldi bu güne baktığımız da ben mesela yarım maaş alıyorum 3 aydır ve 2 aydır da kredimi ödeyemiyorum.Ben bunu şirketime söylediğimde bana emsal teşkil edersin tam maaşını veremeyiz dediler.Bankaya bunu söylediğimde beni ilgilendirmez diyor,devlet sesimi duymuyor,Haziran dan beri 15.000 tl gibi bir meblağ ödemişim.Bankaya yapılandırmak için gittğimde bana diyorki tl ye çevireyim sana şu kadar kredi vereyim kapat tl bazında borçlan.Meblağ'a bakıyorum 8 ay önce aldığım kredi miktarı.Taksidi ise şu an zaten ödeyemediğim meblağ kadar.Benim peki ödemiş olduğum bu 15.000 tl nerede anaparadan hiç mi düşmedi? Düştü ama cüzzi,peki nerede benim ödediğim 15.000 tl? Söyleyeyim kkdf ve bsmv ile devlette babalar gibi alırım diyen maliye bakanında bari vergiler indirilsin dediler"hayır"dedi aralık ayında indirdi,o da bana 200-300 tl kadar indirim yaptı şimdi soruyorum suç bendemi?
Banka damı?Diğer devletlerin yaptığı fakat bizim devletimizin yapamadığı ve alamadığı önlem paketlerini çıkarmayan devlette mi?
Diyeceksiniz mahkemeye başvur.Evet başvurdum tüketici mahkemesine bilirsiniz tüketici mahkemelerinde harç yoktur.3 Avukat gezdim biri 900 tl harç parası ve 500dava başlangıcı ,700 de dava bitimi,400 ytl bilirkişi parası (Daha bilirkişi atanacağı bile belli olmayan dava için)toplamda 2500 tl istedi.İkincisi daha başlangıçta avukatlık hizmeti olarak 2750 tl istedi zaten ondan öğrendim harç olmadığını.Üçüncüsü ise ben uğraşamam dedi.Yardımlarından dolayı hepsine teşekkür ettim.Tek başıma başvurdum dava dilekçesini de buldum ona göre yazdım 10 ytl ye bitti.Mart'ın 5'inde davam var ama avukatım yok şimdi bu dava yı sizce mantıkenkazanırmıyım?İşte gördünüz bize kim yardım edecek yani suçlu bizmiyiz hırsızın hiç mi suçu yok.ankara'daki emsal dava için Ankara'daki avukatı aradım işi rant'a dökmüş daha dava dilekçesinin fotokopisi için benden 750 tl para istediler.sığınacak veya tutunacak hiçbir yerimiz yok burası avukatların da okuduğu bir bölüm varsa biri benim davamı üstlensin ya da hepimiz için aynı avukat yardım etsin bari bilerek konuyu girer.Ya da bu dava yı tek başıma nereye kadar götürürüm bilgilendirsin.
telefonumu site kuralları gereği yazamıyorum.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
şu ortamda en mantıklı karar kredi kullandığınız bankalarla görüşerek kredinizin vadesini uzatarak ödeyeceğiniz taksit miktarını ödeme güçünüze göre ayarlamanızdır.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
bilal57 rumuzlu üyeden alıntı
şu ortamda en mantıklı karar kredi kullandığınız bankalarla görüşerek kredinizin vadesini uzatarak ödeyeceğiniz taksit miktarını ödeme güçünüze göre ayarlamanızdır.
Sayın bilal57 ;
Banka ile görüşmemi yukarıda yazdım bana 8 ay önce aldığım kredi kadar kapatma kredisi veriyor ve ödenecek miktar bu günkü ödediğim tl miktarı ile aynı hatta biraz daha yüksek bundan önceki ödediklerim faize gitti.Bu mu yapılandırma? ben 8 ayda 15000 tl ödedim yada sokağa attım.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Hayatınız boyunca bi anda bir araya toplayamayacağınızı belirttiğiniz bir miktarı borç olarak alırken önünüze konan sözleşmeyi okumadan imzalamak doğru mu?
Krizin olacağının bilinmesi mümkün mü ki size anlatılabilsin?Bankanın veya bir başkasının bu konuda size hatırlatma yapma zorunluluğu yok,biliyorsunuz.
Döviz karşılığı kredi alırken seçtiğiniz dövizin değerinin artma riski olduğunu bilmeden mi başvuruda bulundunuz?Neden japon yeni? USD ,EURO değil de neden JPY? Çünkü dalgalanma fazla değildi,risk azdı! Yani risk anlatılmamış olsa da bildiğiniz bir durumdu.
Yanlış anlamayın lütfen, suçlusunuz demiyorum ,kesinlikle suçlu değilsiniz,ama TL kazanırken, döviz karşılığı kredi kullanma hatasına düştüğünüz kesin.
1100TL kredi ödeme varken şu an 1700 ödüyorum,maaşımı bile geçti diyen üyeler var.1700 den az ücret alırken 1100 kredi geri ödemesi gerektiren bir sözleşmeyi imzalamak daha başından bir hata değilmidir?
Pekala Erdoğan Bey Türkiye Cumhuriyeti olalı bu yaşadığımız ülke;hangi tarihlerde bu kadar anormal bir şekilde ekonomisi reesyona girmiş ,söylermisiniz,ne yakın zamanda hasıl olan 2001 krizi nede öncesi evet yeni gelişmekte olan bir ülkeyiz. Ben tüp kuyruğunuda gördüm yağ kuyruğunuda bakkalın tezgah altından 1 paket çay verdiğinide gördüm.Ama o yıllar ülke olarak fakirsek ona görede ayağımızı yorgana göre uzatabiliyorduk.Lakin şu an yorganda kalmadı yoksa ayağımızı kesecektik dışarı çıkmaması için,E FENDİM SİZ AYNI DURUMDA KREDİ KULLANSAYDINIZ ÇOK MERAK EDİYORUM TEPKİNİZ NE OLURDU. Şu varki Bankalar gelir belgenizin veya maaş bodronuzun 3 te 1 i aylık taksit ödemenize denk geliyorsa kredinizi onaylıyor. veya baş vurunuzu değerlendiriyor.Peki şu an maaşların 3 te 1 ini bi kenara bırakın tamamı ödemelere yetmez oldu .O zaman bu kanunmu borcumu ödeyemedimmi bankaların hacizle evimizi ellerimizden alması?sizce adaletmi kişi hakları denen bişey yokmu?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Şu düştüğümüz durumu talihsizlik olarak ben görmüyorum.Halada banada soranlar olduğu zaman kendimi savunuyorum.Bu ülkede 50.000.00 ytl kredi çekip 110.000.00 ytl geri ödemek çokmu mantıklıdır.10 senenizi bağlayın.Sonra bu krediyi ödemek zorunda olan kişiler alışveriş yapmasın giderlerden kıssın .Sonra esnaf ağlasın.Bazıları diyorki tl alanlar niye bunu yapmadı .Çünkü herşeyden kısmaya hazırdı.Yada dayanağı vardı yardım eden bir ailesi vardı.Hiç bişeyi olmayıp sadece kendi başına geçinen biri için bu çok büyük fırsattı.Bu krediyi çekenler gerçek mağdur arkadaşlar.Konut kredisi faiz oranı %1 olsaydı hiç kimse almazdı ve bu yola başvurmazdı.Krediyi aldığım gün ytl olarak alsaydım 1.250 120 ay ödiycektim.Şu anda krizden sonra bile 1.050 ytl oldu ve krediyi 96 ay çektim.Arkadaşlar ben 2009 un böyle geçiceğini biliyorum.2010 için bu kur aşağı inicek mutlaka .Çünkü dolar bu seviyelerde kalması uzun seneler imkansız.Bizlerin tek çaresi kur aynı seviyeye gelene kadar yada yakın seviyeye geldiğinde kredileri ytl çevirmek.Yada diğer bir seçenek kredinin vadesini değiştirmek.Burda bize yapılacak tek iyilik devlet tarafından 1 sene faizsiz erteleme bunun olması demek hepimize rahat bir nefes aldırır.Allah Yardımcımız Olsun hepimizin.
-
Haberi Okudunuzmu ???
Ntvmsnbc`nin Haberine Gore;japonya’nin Ikinci Buyuk Araci Kurumu Daiwa,
Yatirimcilarina Turk Lirasi’ Yatirim Yapmalarini Tavsiye Etti.
Sitede Konuya Iliskin Olarak Bugun Yayinlanan Haber Soyle:
` Japonya’nin Ikinci Buyuk Araci Kurumu Daiwa Sb Investments, Yatirimcilarina
Turk Lirasi, Meksika Pesosu Ve Brezilya Reali’ne Yatirim Yapmalarini
Tavsiye Etti. Daiwa, Turkiye, Meksika Ve Brezilya Para Birimlerini Cok
Ucuz Seviyelere Geriledigini Belirtti.
2008’de Yen Turk Lirasi’na Karsi Yuzde 62, Meksika Pesosu’na Karsi Yuzde 55,
Brezilya Reali’ne Karsi Yuzde 60 Deger Kazandi.
Diger Yandan Uzmanlar Yenin Bu Yil Deger Kaybedecegini Tahmin Ediyor.
Mitsubishi Ufj, Dolar/yen Paritesinin 112’ye Kadar Yukselecegini Tahmin Ediyor.`
-matriks-
|
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Şimdilik yen canavarı öğlen uykusuna daldı.Bu İMF antlaşması resmi imzalanmassa temelli uykusundan uyanır....
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
ÇOK ÖNEMLİ
Arkadaşlar bakın İzmirli yenzedeler bu hafta 3. kez buluşacak.Ortak hareket edip gerekirse beraber dava açacaklar.Ayrıca bilgi alışverişide yapıyorlar.Biz Ankaralılarda hiç hareket yok.Burdan Ankaralı yenzedelere buluşma teklif ediyorum. Fikir alışverişi,tanışma ve beraber dava açma için.
TARİH: 15.02.2009-Bu Pazar.
YER: Kızılay Meydanında,Milli Piyango Genel Müdürlüğü önü(Kızılay Kan Bağış Arabası 10 metre ilerisinde)
SAAT: 13:00
Lütfen kesin gelecek arkadaşlar alıntı yapıp onaylıyorum desin....
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Japon yeni kredisi mi kullandınız, japon yenine endeksli kredi mi kullandınız?
Kullandığınız kredinin japon yenine endeksli kredi olduğunu,bunun da ne demek olduğunu çok iyi anladığınızı düşünüyorum.
Banka bize yen vermedi diye isyan ederken,aldığınız konutun ödemesini de yen olarak yapamayacağınızı da atlamayın lütfen.
Günün koşullarında banka sizi o an en karlı araçla kredi kullanmaya yönlendirmiş ve uygun olduğunu sizler de görmüş olmalısınız ki, kullanmışsınız.
Bankayı- bankacıyı yada japon yenini suçlamanın bir anlamı yok.
Dövizle kredi kullandınız,kullanırken dövizin yükselme riskini biliyordunuz.
Demek istediğim sorunu çözmeye çalışırken banka bizi dolandırdı yaklaşımının size bir faydasının olmayacağıdır.Kimse sizi kolunuzdan çekip bankaya götürmedi,kafanıza silah dayayıp zorla imzalatmadı sözleşmeyi.Evet, yükselen kur nedeniyle zor durumdasınız,bir çözüm bulunmazsa daha da kötü günler gelebilir, ama kurun yükselme sebebi siz olmadığınız gibi banka da değil.
KONUTZEDELER DÖVİZZEDELER (2)
Geçtiğimiz günlerde Mağusa’nın Zafer Anıtı önünde meramlarını anlatmak için “çadırlı eylem” yapmak zorunda kalan DÖKAY’ın, çoğu tanıdık arkadaşlarıma uğradım. Bu memlekette gelecek günlerin yaşanan günlerden daha iyi olacağını söyleyip refah ve mutluluk vaad eden “hükümet erkânına” aldanarak dövizle taksitli konut alımına baş koyduktan sonra, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ödeme güçlüğü çeken sayıları beş bine ulaşan “konutzedelerle dövizzedelerin” çözümlenmesi gereken sorunlarının başı çekip götüren temsilciliğini yapıyor.
Onları dinlerken, önüme koydukları somut belgeleri okurken bu konuda ne kadar cahil olduğumu anlamak bir yana, “insan için olması gereken devletin” insanına ne kadar yabancı ve kayıtsız olduğunun somut ispatına bir kez daha elledim..
Anlatılanlarla gördüklerim iki ayağa oturmuş sorunu taşıyordu. Birisi “hukuki diğeri mali”
Öncelikle MMOB’liğinin “Yapı Birim Maliyetleri” saptamasına dayanarak yurttaşın taksitli ev sahibi olmak istemesini fırsat bilen müteahitlerin nasıl fahiş fiyatlar dayattıklarının rakamlara dayalı somut belgelerini seriyıorlardı önüme.
“İyi ama galiba bunu bilerek attıktı mukavelelere imzalarımızı” deyiverdik.. O imza mutlaka bağlayıcı olacaktı da ortaya çıkan kriz nedeniyle eşelenip deşilmesi sonucunda insanların çaresizlik karşısında nasıl bile bile kazık yeme pahasına lades oluşunun bir başka vehameti salınıyordu.
Şöyle sorabilirdiniz? KKTC’de böylesi girişimlerle yatırımlara “serbest piyasa ekonomisi” kulpu takarak yurttaşları bu kadar korumasız ve çaresiz bırakma devletin şanından mı olmalıydı?
Ki o şanı Bankalar krizinde, dolayısıyle hacizlerde yaşadıktı! Tümünde de yitip giden devlet otoritesinin hukuğa dayanması gereken denetimsizlikle baştan savmacılığın sonucunda sahipsiz kalan memlekete yansıyan sorunları salınıyordu.
ANAYASANIN 46. MADESİ NE DİYOR: Konuştuğum arkadaşlar haklarının, Anayasa’nın 46 maddesinde bulunduğu söylediler. O maddeye baktık: “Herkes sözleşme hakkına sahiptir” dedikten sonra “ekonomik bakımdan güçlü kişilerin diğer kişileri istismarı yasa ile önlenir” denmiş. “Sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükler kamu yararı, kamu düzeni, sosyal adalet, ve ulusal güvenlik gibi nedenlerle yasa ile düzenlenebilir ve kısıtlanabilir” diyerek ikinci fıkrasını oluşturmuş. “Devlet yasa ile konut kiraları konusunda gerekli önlemleri alabilir, kısıtlamalar ve düzenlemeler yapabilir” ulamasıyla üçüncüsü vurgulanmış.
Anayasa’nın bu kadar açık hükmü varken şimdi bakın Başbakan ne diyor: “Gidin müteahitle anlaşın. Her halde anlaşabilirsiniz?”
Krizin ve sorunun sorumlusu ile yetkilisi olması gereken memleketin “başı” KKTC Anayasa’sına işte böyle bakıyor!
DÖKAY NE İSTİYOR? Konut sahibi olmak için ellerinde olmayan ekonomik kriz öncesi mukavelelere imza atıp okkanın altına giden ve bir anda pek çok “zedenin” yanına “dövizzedeler olarak oturan bu beş bine yakın yurttaşın devletten ne istediklerinin somut ve net açılımını yapın dedim.
“Ne beleş ev sahibi olmak ne de mükellefiyetimizden kaçmak istemiyoruz. Fakat artık bizi müteahitlerle karşı karşıya bırakmayın.” Diyorlar. Herkesin kârını korumak istemesi de normal... İnsafı ile hukuksal ve mali düzenlemesi, insanını koruyup Anayasal hakkında gözetmek görevindeki devletin. “Her sektöre kapı açıp çare üreten Kalkınma Bankası’na bizi de bağlayın” diyorlar... Anladığımca bu kriz döneminde uygunluğunca ve faizler altında ezilmeden ödeme kolaylığı yaratılmasını istiyorlar. Dün vurgulamıştık, kendimizden biliyoruz ki böyle de olması gerekir...
“Olmuyor” ama! İşte Başbakan’ın deyişi: “Gidin müteahitlerle anlaşın. Anlayışlıdırlar, anlarlar!” Daha bir sürdürüp anlatmaya gerek var mı?
Not: DÖKAY’ın destekçelerinden “Bu memleket bizim platformunun” bidirisi elimde. Bir “hakkı” getirip “egemenlik hakkımıza tüküren” ideolojik siyaset çarşafına sarmış! DÖKAY’ın üyelerine yönelik bildirisinde ise her halde hükümete olacak “engerekler, yılanlar, çiyanlar” yakıştırması yer almış. Ne böylesi hak hukuk anlayışı ne de düşünce özgürlüğü olur. Tek kelimeyle ayıp! Bu konutzedeler falan veya filan partinin, veya “kafanın” kuyruğunda saf olan “tabalar” değiller ki? Ortak paydalarda çakışan sorunları için bir araya geldiler...
Yukarıdaki yazı o günlere ait bir gazeteden alınmıştır.
2001 Krizinden sonra dövizzedeler Kıbrısta çadırlı eylem yapıyorlar.Kime karşı ,onlarınki müteahhitlere karşı.Bu yazıdaki müteahhitlerin yerine bankaları koyarsanız yenzedelerin veya diğer dövizzedelerin neden bu duruma düştüklerini daha iyi anlarsınız sanırım.Devlet sosyal devlet değil yalnız kapitalistleri koruyan bir devlet olduğu sürece bu ve bunun gibi olaylar bu ülkede daha çok olacaktır.İşsizliğin,bir ev sahibi olmamanın ne demek olduğunu bilmeyen insanların bu duruma neden düştüklerini anlamalarını beklemiyorum.
Ben sizinle burada polemiğe girmek için bu yazıyı yazmıyorum.Bana yanıt verirseniz de dikkate almayacağım.Ancak sizin neden gecekondu yapan bir başbakanımız,neden bir gecede oğlu için yasa çıkaran bir maliye bakanımızla ilgili burada görüşlerinizi yazmadığınızı merak ediyorum.Sanırım sosyal devlet gereği yapmışlardır dediğinizi duyar gibiyim.Yoksa bal tutan parmağını yalar mı demeliyim.
-
Re: Haberi Okudunuzmu ???
Alıntı:
YASEAH rumuzlu üyeden alıntı
Ntvmsnbc`nin Haberine Gore;japonya’nin Ikinci Buyuk Araci Kurumu Daiwa,
Yatirimcilarina Turk Lirasi’ Yatirim Yapmalarini Tavsiye Etti.
Sitede Konuya Iliskin Olarak Bugun Yayinlanan Haber Soyle:
` Japonya’nin Ikinci Buyuk Araci Kurumu Daiwa Sb Investments, Yatirimcilarina
Turk Lirasi, Meksika Pesosu Ve Brezilya Reali’ne Yatirim Yapmalarini
Tavsiye Etti. Daiwa, Turkiye, Meksika Ve Brezilya Para Birimlerini Cok
Ucuz Seviyelere Geriledigini Belirtti.
2008’de Yen Turk Lirasi’na Karsi Yuzde 62, Meksika Pesosu’na Karsi Yuzde 55,
Brezilya Reali’ne Karsi Yuzde 60 Deger Kazandi.
Diger Yandan Uzmanlar Yenin Bu Yil Deger Kaybedecegini Tahmin Ediyor.
Mitsubishi Ufj, Dolar/yen Paritesinin 112’ye Kadar Yukselecegini Tahmin Ediyor.`
-matriks-
|
Ağzından bal akıyor.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
frekans32 rumuzlu üyeden alıntı
ÇOK ÖNEMLİ
Arkadaşlar bakın İzmirli yenzedeler bu hafta 3. kez buluşacak.Ortak hareket edip gerekirse beraber dava açacaklar.Ayrıca bilgi alışverişide yapıyorlar.Biz Ankaralılarda hiç hareket yok.Burdan Ankaralı yenzedelere buluşma teklif ediyorum. Fikir alışverişi,tanışma ve beraber dava açma için.
TARİH: 15.02.2009-Bu Pazar.
YER: Kızılay Meydanında,Milli Piyango Genel Müdürlüğü önü(Kızılay Kan Bağış Arabası 10 metre ilerisinde)
SAAT: 13:00
Lütfen kesin gelecek arkadaşlar alıntı yapıp onaylıyorum desin....
selam arkadaşım fikirlerini tebrik ediyorum.İzmir ve İstanbul hızla birleşiyor.Ancak Ankara çok cılız kalmıştır,iç anadolu bölgesi çok sesiz.orada birleşip büyük bir gurup olmalısınız.İzmir İstanbul birleşrek Ankaraya yürümek üzereyiz.Meclisin kapanmasına 14 gün kaldı elini çabuk tutmazsa herkes.seçim öncesi son fırsat kaybolacak.230 bin yenzede var.2-2,5 milyon oypotansiyeli var bize kulak vermeyeceklerini sanmıyorum.Cobra-63 dediği gibi.Bu krizi kim çıkardı,kim suçlu Nasrettin hoca mı?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
www..........com sitesi açıldı.facebook japonyenizedeler.tüm yenzedeler davetlidir.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
frekans32 rumuzlu üyeden alıntı
ÇOK ÖNEMLİ
Arkadaşlar bakın İzmirli yenzedeler bu hafta 3. kez buluşacak.Ortak hareket edip gerekirse beraber dava açacaklar.Ayrıca bilgi alışverişide yapıyorlar.Biz Ankaralılarda hiç hareket yok.Burdan Ankaralı yenzedelere buluşma teklif ediyorum. Fikir alışverişi,tanışma ve beraber dava açma için.
TARİH: 15.02.2009-Bu Pazar.
YER: Kızılay Meydanında,Milli Piyango Genel Müdürlüğü önü(Kızılay Kan Bağış Arabası 10 metre ilerisinde)
SAAT: 13:00
Lütfen kesin gelecek arkadaşlar alıntı yapıp onaylıyorum desin....
: Yenzede Ankara Grubuna Son Çağrı
Konuyu Sil|Konuyu Yanıtla
2 kişiden 3 gönderinin tamamı gösteriliyor.
Gönderi 1
Cem Özarslan yazdı6 dakika önce
Ankaralı Sayın Yenzedeler,not(facebook "japonyenizedeler")
Her akşam grubun sayfasına giriyorum ancak havanda su dövmekten başka olumlu hiç bir gelişme olmadığını görüyorum. Sağolsun bazı arkadaşlar basına intikal eden olumlu gelişmeler ile daha önceden açılmış ancak olumsuz sonuçlanmış emsal davalarla ilgili bilgileri bizlerle paylaştılar.Bu işin son noktasının Ankara'da; TBMM, Başbakanlık ve CHP-AKP önünde yapılacak aşırı katılımlı ve etkili bir basın açıklaması, toplantı (taşkınlığa sebep olacak gösteri yürüyüşü demiyorum) gibi etkinliklerle talebimizin ve mağduruyetimizin ilgililere duyurulması-iletilmesi ile konması taraftarıyım. Lütfen Ankara'da ikamet eden yenzedeler, treni kaçırmak üzereyiz. Daha sonra inisiyatif onlarda olacak. Elimize geçen bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Ben Ankara'da Yaşamkent'te ikamet etmekteyim. Bu hafta sonu (daha geç olmadan) Ankaralı yenzedelerle (Pazar Günü Kızılay'da 13.30'da Gima veya YKM önünde buluşup daha sonra da uygun bir cafe'de oturup hem tanışma hemde yapılabilecek işlerin planlamasını yapabiliriz.) buluşarak Ankara ayağını oluşturabiliriz. Bu faaliyete yönelik başka fikri olan arkadaşların görüşlerini bekliyorum.
Saygılarımla.....
Mail adresim: @yahoo.com
0535........ (cep telefonum 16:00'dan sonra açık oluyor.)
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Tüm yenzede arkadaşlar; düştüğümüz bu beladan birbirimize dert yanmakla ,birbirimize üzülmekle ah vah çekmekle hiç birşeyi halledemeyiz. Artık bu mesele sen ben meselesini aştı toplumsal bir mesele olay haline geldi .Evet okula giden çocuklarımızın cebine harçlık koyamaz olduk.Bakkaldan en sevdigi çikolatayı alamaz olduk fakat gelde çocuğuna anlat derdini ne anlar çocuk almadı diye birde biz babalara annelere günlerce küserler .O zaman artık yapılacaklar yapılmalı yerimizde çark etme zamanı değil.Bende bu ülkede varım heyyyyyyyyyyyy duyan duymayan duysunnnnnnn .benden başka ne istersin ne dilersin al canımı canımda sana helal memleketim.ÇÜNKÜ SANA VERECEK BAŞKA BİŞEYİM KALMADI NE YAZIKKİ.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Nufusu Bizlerin belkide kat, ve kat aşağı sayıda olan komşumuz Yunanistan bile en küçük bir olayda ülke olarak tek yumruk sokaklarda hak arayışlarında,fakat bakıyorumda savaşta ,seferberlikte omuz ,omuza kol,kola beraber olduğumuz halkımız biz vatandaşlarının başına gelen olaylara seyirci kalması bir kenara; of iyi olmuş dercesine seviniyor ,Peki sorarım bu insanlara bu toprakları çiğneyen ,bu havayı soluyan,tüm insanlar nezaman seninde başına böyle bir olayın gelmesinimi bekleyecen ?veya daha nekadar seyirci kalabilecen ?ya vatandaş ben sen zaten aynı kulvarlardayız. O zaman birbirimizden yoktur farkımız .BU BENİM SORUNUM SENİN SORUNUN DEĞİLMİ.............?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
OLMUYOR NASIL OLACAK PEKİ? Tam hareket tam destek ,tam yol ileri burda artık kaybedecek birşey kalmadı.Varın sizler seçim meydanlarında oy hesabı yapın .Daha sonra ben ve ben gibilerinde belki bu ülkede yaşadığının farkında olursunuz. Bizleri nezaman görüp tanıyacaksınız ben ve benler bizler zaten siz görmek istemeyenlerin görmezlikten gelen sizlere oy veren sizleri oralara getireniz............
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
evet gerçeklerden kaçanların birgün o gerçekleri karşılarına çıkar o zamanda savunacakları bişeyleri kalmaz korkup yılmak susmak çare değil çaresizliktir
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Arkadaslar merhabalar bende JPY magduruyum İstanbul ekipi ne zaman, nerde bulusuyor.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
10 Şubat 2009 Salı 15:04 Ekonomi
BDDK Başkanı Bilgin, bankacıları uyardı: 'Kullanmadığınız, riskli entrümanları halka pazarlamayın'
Bilgin, bankacılara, 'Toplumdaki kredi ahlakının yerleşmesinde sizin de rolünüz var' uyarısında bulundu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılara, 'Toplumdaki kredi ahlakının yerleşmesinde sizin de rolünüz var. Kendinizin kullanmadığı, riskli gördüğü enstrümanları bu halka pazarlamayın. Bu bakımdan kriz dönemi, hem kredi kartı hem de sair krediler bakımından önemli derslerin çıkarıldığı bir dönem. İnşallah hafızamız bunları kalıcı olarak muhafaza eder'' uyarısında bulundu.
Bilgin, düzenlediği basın toplantısında, 2008 sonu itibariyle toplam kredilerin GSMH içindeki payının yüzde 38'i bulduğunu belirterek, kredi toplamının 368 milyar TL'yi bulduğunu, kredilerin toplam aktifin yüzde 50'sini oluşturduğunu söyledi.
Toplam kredilerin yüzde 29'unun yabancı para cinsinden olduğunu, 70 milyar doları bulan bu tutarın yüzde 65'inin (yaklaşık 45 milyar dolar) Türk bankalarının offshore şubelerinden kullandırıldığını kaydeden Bilgin, şöyle konuştu:
''Bu operasyonun temel sebebi ise yurtiçinde ihracatçı olmayanlara döviz kredisi kullandırılmasının yasak olması. Reel sektörün yurtdışından borçlanmasından, bunun riskinden bahsederken ve resmi tam olarak göremezken, neden Türk bankalarının ülke içinde belli koşullar dahilinde yabancı para kredi vermesinin önünü açmıyoruz? Neden offshore şubeler üzerinden kredileri kullandırmak zorunda bırakılıyoruz? Temennimiz, dış finansmanın azaldığı bir dönemde yurt içinde de döviz kredisi verme koşullarının bir miktar genişletilmesidir.''
Bireysel kredilerin toplam kredilerin üçte 1'ini oluşturduğuna dikkati çeken Bilgin, bireysel kredilerde 2008 yılı toplamında yüzde 23 artış gerçekleşmiş olmasına karşın Eylül 2008 sonrasında bir gerilemenin söz konusu olduğunu belirtti.
Tevfik Bilgin, tüm kredilerin ortalama takip oranının 23 Ocak 2009 tarihi itibariyle yüzde 3,8 olduğunu, takibe dönüşüm oranı en yüksek alanın yüzde 7 ile kredi kartları olduğunu söyledi. Bu oranın taşıt kredilerinde yüzde 6,2 seviyesinde bulunduğunu kaydeden Bilgin, şu bilgileri verdi:
''Bireysel kredilerde, 2007 yılı sonunda takipteki müşteri sayısı 1 milyon 338 bin iken, 2008 sonunda 2 milyon 170 bin kişi oldu. Takibe düşen kişi sayısı yüzde 62 arttı. Takibe dönüşüm oranı düşük kalmasına rağmen, takibe düşen kişi sayısındaki yüzde 62'lik artışın temel sebebi; özellikle kredi kartlarına 2008 yılında eklenen yeni kart borçlularıdır. 2008 başında kredi kartı takipteki müşteri sayısı 1 Milyon 86 bin iken, 2008 sonunda, bu, 1 milyon 564 bin kişiye ulaşmıştır (eklenen 478 bin kişi).
Takipteki kişi sayısı konut kredisinde 10 bin, taşıt kredisinde 28 bin, ihtiyaç kredisinde 268 bin, diğer bireysel kredilerde 366 bin, kredi kartında 1 milyon 564 bin olmak üzere toplam 2 milyon 170 bin bireysel kredi müşterisi takip hesaplarında izleniyor.
Ekonomideki daralma, işsizlikteki artış gibi nedenlerle genel olarak tüm kredilerde ama özelde bireysel kredilerde takip oranlarının artması muhtemeldir.''
Küresel krizin ve kurtarma paketlerinin temel sebebinin aşırı borçluluk oranı olduğuna işaret eden Bilgin, ''Halkımızın borçluluk düzeyi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dengeli düzeydedir'' dedi. Bilgin, bugün 71 milyon kişi içinde konut kredisi kullanan kişi sayısının sadece 785 bin olduğuna işaret etti.
Bireysel kredilerin sabit faizli olduğunu ve kredi kullanan müşterilerin önemli bir bölümünün oldukça uygun faizlerle borçlandığını belirten Bilgin, ''en riskli alanın kredi kartları olduğunu'' vurguladı ve ''Geçmişte krizin en şiddetli dönemlerinde kredi kartlarındaki takibe dönüşüm oranı yüzde 7'ler düzeyine ulaşmıştır. Önümüzdeki aylarda özellikle kredi kartlarındaki takibe dönüşüm oranının bir miktar daha yükselmesi beklenebilir'' dedi.
kaynak
http://www.nethaber.com/Ekonomi/9021...diginiz-riskli
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
BDDK Başkanı'ndan hodri meydan
BDDK Başkanı Türk Bankacılık Sistemi 2008 Sonuçları ve 2009 Beklentileri konulu basın toplantısı düzenledi.
- Batılı ülkelere ve IMF’ye danışmanlık yapabiliriz
- Türk bankalarının yurtdışı ödeme sorunu yoktur
- Uzun vadeli mevduat teşvik edilmelidir
- Banka sahiplerine: Gerekiyorsa yol haritanızı değiştirin, birleşin, ortak alın veya devredin
- Rasyosu düşene kar dağıtma izni vermeyiz
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin, Türk bankalarının 2009 yılında yurtdışı yükümlülüklerinin 11 milyar dolar seviyesinde olduğuna dikkat çekti.Yabancı para likiditenin altın olduğu bir dönem olan Ekim-Kasım-Aralık aylarında 2009’un tamamına yakın bir borcu göğüsleyen sektörün 2009’da çok daha rahat olacağını söyledi.
Aysel ALP YAZIYOR
Bilgin, 2008 yılı dünya ve Türkiye’de finans sektöründe yaşanan gelişmeler ile 2009 yılı beklentilerine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. 2008 sonu itibariyle hiçbir bankanın sermaye yeterlik rasyosunun yüzde 13’ün altında olmadığı bilgisini veren Bilgin, sektör ortalamasının 2007 yılında yüzde 18.9 iken; 2008 sonunda sadece yüzde 18’e gerilediğini söyledi. Hedef rasyolarının yüzde 12 olduğunu anımsatan Bilgin, “Dünyanın birçok ülkesinin defalarca şiddetle sallandığı, hemen hemen her ülkenin bankacılık sistemindeki sorunların manşet olduğu bir dönemde, gurur göstergelerimizden biri de budur. Ancak kriz nedeniyle önümüzdeki aylarda bu oranın, özellikle kredi riski nedeniyle, bir miktar düşmesi beklenebilir” dedi.
Bunun nasıl başarıldığının ayrı bir toplantı konusu olduğunu belirten Bilgin, “Ancak Batıdan talep gelirse bu husus hakkında danışmanlığa da talibiz. Bankalardan veya diğer ülke otoritelerinden gelebilecek talepler kadar IMF’den gelecek teklifleri de olumlu karşılarız” dedi.
UZUN VADEYE TEŞVİK İSTEDİ
BDDK Başkanı Bilgin, Türkiye’de bankacılık sisteminin en önemli sorunun mevduatın vadesinin kısalığı olduğunu belirtirken bunun uzatılması için bazı teşvikler gerektiğinin altını çizdi. Bilgin, vade kısalığının yarattığı sıkıntıları ise şöyle anlattı:
“Ortalama vade 31 gün iken nasıl bankacılık yapabilirsiniz? Daima tedirginsiniz, faiz değişkenliğinden doğrudan etkileniyorsunuz, herhangi bir söylenti, fısıltı halinde korunaksızsınız. BU yüzdendir ki likidite önemli ve bankalarım likit kalmak zorunda ve yine bu yüzdendir ki mevduatı kredi olarak verirken defalarca düşünmek zorundalar.”
Başkan Bilgin, vadelerin uzaması için uzun vadeli mevduatın stopaj oranı ile mevduat munzam karşılık oranlarının düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi.
YOL HARİTANIZI DEĞİŞTİRİN
Konuşmasında bankalara da önemli mesajlar gönderen Bilgin, bankaların önümüzdeki aylarda konumlarını yeniden değerlendirmelerini istedi. “Sorun varsa, sermaye koyacak güc de yoksa yol haritanızı değiştirmek en güvenli çözümdür” diyen Bilgin, bu cümlesiyle bankaların gerekli durumda ortak alma, birleşme veya satma gibi seçenekleri değerlendirmelerini kastettiğini söyledi.
RASYONU DÜŞÜRMEYİN
Bilgin, sermaye yeterlik rasyosu (SYR) konusundaki hassasiyetlerini birkaç kez yinelerken; rasyosu düşen bir bankaya kesinlikle kar dağıtım izni vermeyeceklerini, buna kamu bankalarının da dahil olduğunu vurguladı.
“KREDİLER 2008 TOPLAMDA YÜZDE 29, SON ÇEYREKTE YÜZDE 1,8 ARTTI”
Krediler hakkında da bilgi veren Bilgin, 2008 sonu itibariyle toplam kredilerin GSMH içindeki payının yüzde 38'i bulduğunu belirterek, kredi toplamının 368 milyar TL'yi bulduğunu, kredilerin toplam aktifin yüzde 50'sini oluşturduğunu söyledi.
Bilgin, her zaman bankacılığın büyüklüğünün yetersiz olduğunu, kredilerin daha büyük olması gerektiğinin söylendiğine dikkati çekerek, “Ancak, kriz döneminde gördük ki kredilerin GSMH içindeki payının çok yüksek olmaması riski azaltmakta. Bazı ülkelerin temel sorunu, aslında kredilerin ve özellikle bireysel kredilerin çok yüksek hacmidir” dedi.
Kredilerin 2008 yılı boyunca yüzde 29 artış gösterdiğini, Eylül 2008 sonrasına bakıldığında ise 3 aylık artış oranının yüzde 1,8'de kaldığını belirten Bilgin, “Bankalarımız aslında 2007'nin sonlarına doğru hızlarını yavaşlatmışlardı ancak, yavaşlama 2008 yılının 4. çeyreğinde çok keskinleşmiştir” dedi.
“NEDEN OFFSHORE ÜZERİNDEN KREDİLERİ KULLANDIRMAK ZORUNDA BIRAKILIYORUZ?”
Toplam kredilerin yüzde 29'unun yabancı para cinsinden olduğunu, 70 milyar doları bulan bu tutarın yüzde 65'inin (yaklaşık 45 milyar dolar) Türk bankalarının offshore şubelerinden kullandırıldığını kaydeden Bilgin, şöyle konuştu:
“Bu operasyonun temel sebebi ise yurtiçinde ihracatçı olmayanlara döviz kredisi kullandırılmasının yasak olması. Reel sektörün yurtdışından borçlanmasından, bunun riskinden bahsederken ve resmi tam olarak göremezken, neden Türk bankalarının ülke içinde belli koşullar dahilinde yabancı para kredi vermesinin önünü açmıyoruz? Neden offshore şubeler üzerinden kredileri
kullandırmak zorunda bırakılıyoruz? Temennimiz, dış finansmanın azaldığı bir dönemde yurt içinde de döviz kredisi verme koşullarının bir miktar genişletilmesidir.”
“2008 SON ÇEYREKTE BİREYSEL KREDİLERDE GERİLEME VAR”
Bilgin, 2008'de kullandırılan 368 milyar TL kredinin yüzde 44'ünün kurumsal ve ticari, yüzde 32'sinin bireysel, yüzde 24'ünün KOBİ kredilerinden oluştuğunu ifade ederek, kurumsal ve ticari kredilerin 1 yılda yüzde 44, bireysel kredilerin yüzde 23 ve KOBİ kredilerinin ise yüzde 13 artış gösterdiğini kaydetti.
Bireysel kredilerin toplam kredilerin üçte 1'ini oluşturduğuna dikkati çeken Bilgin, bireysel kredilerde 2008 yılı toplamında yüzde 23 artış gerçekleşmiş olmasına karşın Eylül 2008 sonrasında bir gerilemenin söz konusu olduğunu belirtti.
Bilgin'in verdiği bilgiye göre, bireysel kredilerde ilk sırada konut, ikinci sırada kredi kartları, üçüncü sırada da ihtiyaç kredileri yer aldı. 23 Ocak 2009 tarihi itibariyle konut kredileri 39 milyar TL, kredi kartları 34 milyar TL, ihtiyaç kredileri 33 milyar TL'yi buldu.
“TÜM KREDİLERDE TAKİP ORANLARININ ARTMASI MUHTEMEL”
Tevfik Bilgin, tüm kredilerin ortalama takip oranının 23 Ocak 2009 tarihi itibariyle yüzde 3,8 olduğunu, takibe dönüşüm oranı en yüksek alanın yüzde 7 ile kredi kartları olduğunu söyledi. Bu oranın taşıt kredilerinde yüzde 6,2 seviyesinde bulunduğunu kaydeden Bilgin, şu bilgileri verdi:
“Bireysel kredilerde, 2007 yılı sonunda takipteki müşteri sayısı 1 milyon 338 bin iken, 2008 sonunda 2 milyon 170 bin kişi oldu. Takibe düşen kişi sayısı yüzde 62 arttı. Takibe dönüşüm oranı düşük kalmasına rağmen, takibe düşen kişi sayısındaki yüzde 62'lik artışın temel sebebi; özellikle kredi kartlarına
2008 yılında eklenen yeni kart borçlularıdır. 2008 başında kredi kartı takipteki
müşteri sayısı 1 Milyon 86 bin iken, 2008 sonunda, bu, 1 milyon 564 bin kişiye ulaşmıştır (eklenen 478 bin kişi).
Takipteki kişi sayısı konut kredisinde 10 bin, taşıt kredisinde 28 bin, ihtiyaç kredisinde 268 bin, diğer bireysel kredilerde 366 bin, kredi kartında 1 milyon 564 bin olmak üzere toplam 2 milyon 170 bin bireysel kredi müşterisi takip hesaplarında izleniyor.
Ekonomideki daralma, işsizlikteki artış gibi nedenlerle genel olarak tüm kredilerde ama özelde bireysel kredilerde takip oranlarının artması muhtemeldir.”
“KRİZİN TEMEL SEBEBİ AŞIRI BORÇLULUK”
İngiltere, ABD, Güney Kore gibi diğer ülkelerde, bireysel kredilerin GSMH içindeki payının, Türkiye ile karşılaştırılamayacak kadar yüksek olduğuna dikkati çeken Bilgin, “Aslında krizin ve kurtarma paketlerinin temel sebebi de bu aşırı borçluluk oranıdır. Halkımızın borçluluk düzeyi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dengeli düzeydedir” dedi. Bilgin, bugün 71 milyon kişi içinde konut kredisi kullanan kişi sayısının sadece 785 bin olduğuna işaret etti.
Bireysel kredilerin sabit faizli olduğunu ve kredi kullanan müşterilerin önemli bir bölümünün oldukça uygun faizlerle borçlandığını belirten Bilgin, “en riskli alanın kredi kartları olduğunu” vurguladı ve şöyle devam etti:
“Geçmişte hem bankalar hem de tüketicilerin kredi kartındaki
yanlışlıklarını saymak istemiyorum. Krizin en şiddetli dönemlerinde kredi
kartlarındaki takibe dönüşüm oranı yüzde 7'ler düzeyine ulaşmıştır. Önümüzdeki aylarda özellikle kredi kartlarındaki takibe dönüşüm oranının bir miktar daha yükselmesi beklenebilir.”
“JAPON YENİ İLE KREDİ VERMEYE ÇALIŞAN BANKALAR ŞİMDİ NE DÜŞÜNÜYORLAR?”
Bilgin, 2008 Ağustos ayında bile Japon Yeni ile bireysel kredi pazarlaması yapan bankalar bulunduğuna dikkati çekerek, “Hayatında Japon Yeni görmemiş kişilere, faiz oranı düşük/yıllardır yükselmedi diyerek Yen kredi vermeye çalışan bankalarımız, şimdi Japon Yeni yaklaşık yüzde 70 yükseldiğinde ne düşünüyorlar acaba?” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Bankacılara seslenen Bilgin, “Toplumdaki kredi ahlakının yerleşmesinde sizin de rolünüz var. Kendinizin kullanmadığı, riskli gördüğü enstrümanları bu halka pazarlamayın. Bu bakımdan kriz dönemi, hem kredi kartı hem de sair krediler bakımından önemli derslerin çıkarıldığı bir dönem. İnşallah hafızamız bunları kalıcı olarak muhafaza eder” dedi.
kaynak
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/10970014.asp?gid=254
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Arkadaşım ben Keeway,
Pazar günü 13.00'da MP'nun önünde olacağım. Birbirimizi nasıl tanıyacağız?
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
Keeway rumuzlu üyeden alıntı
Arkadaşım ben Keeway,
Pazar günü 13.00'da MP'nun önünde olacağım. Birbirimizi nasıl tanıyacağız?
Hallederiz dostum,başka cevap veren olmadı gelen olmayacak galiba,zaten ben bir daha böyle bir girişimde bulunmayacağım,bu ilk ve sondu,madem tek sensin başka yerdede buluşabiliriz ikimize uygun.(çok kişi katılır diye Kızılayı seçmiştim)Ben özeline mesaj atıyom tel. vericem haberleşelim...
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
SAYIN ERDOĞAN KIRCALI öncelikle merhaba bende bir CHF kredisi kullanan kişi olarak söylemlerinize cevap verme gereksimi duydum lütfen yazdıklarım şahsınıza değildir.Ben bankaya önce TL olarak baş vurdum ödenecek taksit tutarlarının yüksek olmasından dolayı kabul etmedim.Daha sonra banka personeli CHF yani isviçre frangı krediyi önerdi aylık0.52 faiz oranıyla TL faiz oranı1.30 idi TL MASRAFI 3500tl idi CHF masrafı 1000 TL idi.Doğal olarak geçmişte yaşadığımız krizler nedeniyle korkuyorduk ve bankacı arkadaşlarada bunları ilettik çekimse olduklarımızı söyledik.KARŞIDAN ALINAN CEVAP:Ne korkuyorsunuzki TL faizinin üçte birine ve masrafın üçte birine ayrıca HÜKÜMET sağlam korkmayın bu memlekette en az 5 yıl daha kriz olmaz ne olcakki ekonomi gayet düzgün deniyordu. PEKİ BEN SORUYORUM:Madem böle bir kriz beklentisi omadığı o dönemde yetkililer döviz geliri olmayan dövizle borçlanmasın diye demeç verenler ya bir yasa çıkarıp bankacılara döviz geliri olmayanlara döviz kredisi verimesin. ayrıca döviz geliri olmayanlar dövizle borçlanmayın diyenlere siz bu krizin olcağını biliyormuydunuz.EĞER BİLİYORLARSA ÜLKE ekonomisini çok çok iyi gösterip vatandaşı yanıltarak geleceğe ümitle bakanları aldatmış olmadılarmı.Ben şahsen ekonominin çok iyi olduğunu piyasaların gayet düzgün gittiğine inananlardanım.ÖRNEK:Şu anda sizler yapmış olduğunuz mesleki görevinizde fazla değil 1 yıl öncesi ÇEK SENET KREDİ KARTLARI ÖDEMELERİ İLE ilgili davaların hangi zaman da artış gösterdiğini daha iyi bilirsiniz.Ayrıca ben müşteriyim iyi niyetli müşteriyim ve bu ÜLKEDE yaşayan bir vatandaşım sosyal DEVLETCİLİK EŞİTLİK ADALETten bahsedildiği zaman büyük şirketleri ve iş adamlarını benim ve benim gibilerin vergiler ile hatta ve hatta beni ödediğim vergiden çok daha az ödeyen lüx tüketimin satışından DEVLETTEN nasıl vergi kaçırırım diye düşünen kişileri nasıl krizden bunları çıkarırım diye düşünen bir DEVLET varsa kusura bakmayın bende bu ÜLKENİN ferdi olarak benimde bu DENLETEN beklentilerim var.SAYGILARIMLA
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Arkadaşlar bende sizler gibi bir yenzedeyim. Sizden isteğim herkez Başbakanlık İletişim Merkezine, Bankacılık Değerlendirme Denetleme kuruluna mail atsın.Basın zaten uyandı.Sağolsun bir arkadaş site yaptı.Basının da ilgilisini çekti.Sizlerde adım atın.TBMM meclisinin resmi internet sitesine girin bu işi çözüme kavuşturabilecek milletvekillerine mail atın.Mail adresleri site de mevcut.Özellik le kendi yaşadığınız yerdeki milletvekillerine kanalize olun.Seçim öncesi oy potansiyelini düşünürler.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Ayrıca kurulan bu site vasıtısıyla her ilden bir lider seçilerek, tüm mağdurlar toplanmalı belirlenen bir günde tüm Türkiye de basın açıklaması yaplımalı ve bunu yerel gazete ve televizyon kanallarına duyurulmaldır.Ama bir çok kişi kuzu gibi bekliyor.Adım atan mağdur sayılı dır. Yen bugün 1,800 bekleyin bakalım.3 000 lere çıkınca ne yapacaksınız.
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Alıntı:
efeaydın rumuzlu üyeden alıntı
Ayrıca kurulan bu site vasıtısıyla her ilden bir lider seçilerek, tüm mağdurlar toplanmalı belirlenen bir günde tüm Türkiye de basın açıklaması yaplımalı ve bunu yerel gazete ve televizyon kanallarına duyurulmaldır.Ama bir çok kişi kuzu gibi bekliyor.Adım atan mağdur sayılı dır. Yen bugün 1,800 bekleyin bakalım.3 000 lere çıkınca ne yapacaksınız.
Bu durumda Ankara için bir sorun yok gibi görünüyor.1 lider bir de vekil derseniz zaten mevcut mağdurların tamamı görev almış oluyor Ankara da!:)
Alıntı:
frekans32 rumuzlu üyeden alıntı
Hallederiz dostum,başka cevap veren olmadı gelen olmayacak galiba,zaten ben bir daha böyle bir girişimde bulunmayacağım,bu ilk ve sondu,madem tek sensin başka yerdede buluşabiliriz ikimize uygun.(çok kişi katılır diye Kızılayı seçmiştim)Ben özeline mesaj atıyom tel. vericem haberleşelim...
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Arkadaşlar Her Bölgeden Yüzlerce Telefon Numarasi Ve Mail Adresi Elimde Her Bölgeden Bir Yetkili Beni Arasin Bu Telefon Numaralari Ile Birbirlerine Ulaşsinlar Buraya Giren Bir Kaç Arkadaşa Söyledim Ilgilenen Olmadi Lütfen Biraz Duyarli Olun Birbirinize Yardim Edin Aydin Manisa çoğunlukta Ben Bunlari Facebook Ta Paylaşamiyorum çünki Beni Yasaklamişlar
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
'Faizde gerileme kuvvetle muhtemel'
MB'nin faiz indirimlerine bankaların henüz cevap veremediğini belirten BBDK Başkanı Bilgin, indirimlerin mevcut koşullarda devam etmesi halinde kredi faizlerinin gerileme eğilimine gireceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu bildirdi
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Türk Bankacılık Sistemi 2008 Sonuçları ve 2009 Beklentileri ile ilgili konuştu. Tüm dünyada da görüldüğü üzere piyasanın faiz indirimlerine tepkisinin, geleceğe olan beklentisini ve tansiyonun yüksekliğini gösterdiğini ifade eden Bilgin, "İnancımız tansiyonun yavaş yavaş düşeceği yönündedir. Nitekim bankalarımız son birkaç haftadır tekrar reklamlara başladılar. Mevcut koşulların devam etmesi halinde; kredi faizlerinde gerileme eğilimi kuvvetle muhtemeldir. Bilindiği üzere likit kalmak güvenliği sağlar, aşırı likidite de bir süre sonra zarar yazmaya sebep olur" diye konuştu.
KRİZE YIĞINAKLI GİRDİK
Globalleşen dünyada gelişmelerden bağışık olmadıklarına, talebin düştüğü, ihracatın daraldığı, büyümenin düştüğü ortamda bankaların etkilenmemesininimkansız olduğuna işaret eden Bilgin, "Ama bu sefer, krize yığınakla girdik. 2007'den itibaren bazı politik ve ekonomik gelişmeler sebebiyle bankacılık olarak hafif fren yaparak geldik" dedi.
TANSİYON HÂLÂ YÜKSEK
Bilgin, şöyle devam etti: 'Örneğin, ABD ve Almanya gibi ülkelerin, piyasaya verdikleri toplam fon miktarı, Merkez Bankaları aracılığıyla 3.8 trilyon dolardır. Buna limitsiz olarak açılan kredi imkanlarını ve kredi linelarını dahil etmiyoruz. Ancak, bütün bunlara rağmen halihazırda dünya finans sektöründe, bankacılıkta 803 milyar dolar, sigortacılıkta 151 milyar dolar, mortgage finans şirketlerinde 114 milyar dolar olmak üzere, toplam 1 trilyon 68 milyon dolarlık zarar yazılması önlenememiştir. Bir anlamda tansiyonun boyutu hâlâ yüksektir.' Tevfik Bilgin, toplam kredilerin yüzde 29'unun yabancı para cinsinden olduğunu ve bunun da yüzde 65'ini oluşturan 45 milyar doların Türk bankalarının offshore şubelerinden kullandırıldığını belirterek, "Neden offshore şubeler üzerinden kredileri kullandırmak zorunda bırakılıyoruz? Temennimiz, dış finansmanın azaldığı bir dönemde yurt içinde de döviz kredisi verme koşullarının bir miktar genişletilmesidir" dedi.
SEBEP AŞIRI BORÇLULUK
Bilgin, "Parasal aktarım sorunu; bankalarla reel sektör arasında olduğu kadar, güven sorunu sebebiyle, üretim ve dağıtım zincirindeki oyuncuların arasında da mevcuttur. Acaba bankalar bol-bol reel sektöre kredi verse sorun çözülür mü? Parasal aktarım mekanizması işler mi?" diye konuştu.
FAİZLERİN SAÇLARA ETKİSİ...
Bilgin, finansal aracılık sürecini aksatmadan devam ettirmek için paydaşlar yani mevduat sahipleri, kredi kullananlar ve hissedarlar arasındaki dengenin kritik önem taşıdığını ve alınan kararlarda üçlü saç ayağını göz ardı edilemeyeceğini dile getirdi. Bilgin, 'Merkez Bankası faiz artırdığında saçım beyazlıyor' şeklinde ifadesi için de, faiz indirimleri konusundaki yorumunu sorması üzerine 'Faiz indirimlerinin saçlarıma etkisi, faiz artırımlarından çok daha az' dedi.
Bankalarına para enjekte etmeyen tek ülke Türkiye
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, "ABD, Avrupa... Doğudan batından pek çok ülkeyle karşılaştırıldığında bankalarına para enjekte etmeyen tek ülkenin Türkiye olduğununu belirtmek istiyorum" sözleriyle tamamladı. Bilgin, lite-ratürde geleneksel görüş olarak bilinen 'fiyat istikrarı sağlanmadan, finansal istikrar sağlanamaz' görüşünün yerle bir olduğunu ifade ederek, 'Türkiye olarak bazı ağrı kesicilerle bugüne kadar geldik. Dünyadaki global depremde en azından bu güne kadar ülkemizin ağrı kesicilerle idare etmesinin en önemli sebebi bankacılık sisteminin sıhhati ve ayaklarının yere sağlam basmasıdır' dedi.
Varlık balonu oluşturdular
Bilgin, yeni bir Varlık Fiyat Balonu oluşturulduğunu da belirterek, bu balondaki ana oyuncunun ise devlet kağıtları olduğunu, özellikle ABD'de oluşan bu yeni balonun yapılması planlanan mali teşhis ve kurtarma planları sonrasında daha da şişeceğini ve bundan sonraki en büyük finansal kırılganlığın ülke hazinelerine olan güvenin sarsılması şeklinde kendini göstereceğini sözlerine ekledi. Tevfik Bilgin, bankacılık sektörünün 2008 net kârının 13.3 milyar TL olduğunu belirterek, daha da azalacağını belirtti. Tevfik Bilgin, Türkiye'de mevduatın ortalama vadesinin 31 gün olduğunu belirterek, dış fonlardan kaynak sağlamanın zor olduğu böyle bir dönemde vade uzatılmadığı takdirde, bankaların reel sektörü "istenen ölçüde destekleyemeyeceğini" belirtti. Bankacılara seslenen Bilgin, "Toplumdaki kredi ahlakının yerleşmesinde sizin de rolünüz var. Kendinizin kullanmadığı, riskli gördüğü enstrümanları bu halka pazarlamayın" dedi.
En riskli alan kredi kartları
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in, 2007 ve 2008 yıl sonu itibariyle sektöre yönelik karşılaştırmalı açıkladığı verilere göre, 2007 yılı sonunda yüzde 3,5 olan kredilerin takibe dönüşüm oranı, 2008 sonunda yüzde 3,6 oldu. Sektörün ortalama sermaye yeterlilik oranı 2007 sonunda yüzde 18,9, 2008'de yüzde 18 olarak gerçekleşti. 2007 sonunda yüzde 83,2 olan mevduatın krediye dönüşüm oranı da 2008 sonunda yüzde 84,1'e yükseldi. Bilgin, kredi kartında borçlu sayısının 1 milyon 86 binden 478 bin kişi artarak 1 milyon 564 bine çıktığını söyledi. Bu rakamlardan yola çıkarak yapılan hesaplamalara göre her 10 kişiden birinin kart borcu olduğu ortaya çıkıyor. Tevfik Bilgin, tüm kredilerin ortalama takip oranının 23 Ocak 2009 tarihi itibariyle yüzde 3,8 olduğunu, takibe dönüşüm oranı en yüksek alanın yüzde 7 ile kredi kartları olduğunu söyledi. Bu oranın taşıt kredilerinde yüzde 6,2 seviyesinde bulunduğunu kaydeden Bilgin, şu bilgileri verdi: "Takibe dönüşüm oranı düşük kalmasına rağmen, takibe düşen kişi sayısındaki yüzde 62'lik artışın temel sebebi; özellikle kredi kartlarına 2008 yılında eklenen yeni kart borçlularıdır."
Banka katili toksit ürünlerimiz yok
Bilanço dışı kalemler ve hedge amaçlı kalemlerin bankacılık işletmeciliği doğal sonucu yapılmış işlemler olduğunu belirten Bilgin, "Bu anlamda bizde banka katili, toksit ürünler yoktur" değerlendirmesinde bulundu. Bilgin, "Bankacılık Sistemi, 2009'da yurt dışı ödemelerde 2008'e göre çok daha rahattır ve ben bir sorun beklemiyorum" dedi. "Serbest özkaynaklar" konusuna da değinen Bilgin, özkaynak tutarının 86 milyar TL olduğunu, bunun 60 milyar TL'sinin serbest özkaynak olduğunu söyledi. Bilgin, Japon Yeni ile kredi pazarlaması yapan bankalar bulunduğuna dikkati çekerek, "Hayatında Japon Yeni görmemiş kişilere, kredi vermeye çalışan bankalarımız, şimdi Japon Yeni yüzde 70 yükseldiğinde ne düşünüyorlar acaba?" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Yabancı krediler 4 milyar $ azaldı
BDDK Başkanı, Eylül 2008'den bugüne kadar mevduat ve kredilerdeki değişime ilişkin Eylül 2008 sonu ile 30 Ocak 2009 arasındaki 4 ayın krizin en çok ve topluca hissedildiği aylar olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: "Sistemdeki toplam mevduat 2,4 milyar TL artmıştır (Eylül 2008'e göre yüzde 0,5 yükselme). Bu dönemde sistemdeki TL mevduat: 21,2 milyar TL artmış, YP mevduat ise 12 milyar dolar dolar azalmıştır. Aynı dönemde krediler toplam 17 milyar TL (Eylül/2008'e göre yüzde 4,6) azalmıştır. Türk Lirası krediler 10 milyar TL azalmış, yabancı para krediler de 4 milyar dolar azalmıştır. Sonuçta sistem mevcudu koruma gayreti içinde olmuştur. Bankalar mevcut firmalarla çalışmayı tercih etmişlerdir."
11.02.2009
kaynak
http://yenisafak.com.tr/Ekonomi/?t=1...9&c=3&i=168545
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Yeni ortak arayan bankaları uyardı: Sermayesi güçlü, muteber isimler bulun
Dünyayı saran küresel finans krizinin baş sorumlusu olarak bankalar gösteriliyor. Geri dönmeyen sorunlu krediler, birçok bankanın batışına sebep olurken çok sayıda bankayı da mali açıdan zora soktu. Tüm dünyada bankacılık sistemi ve ekonomilerin normale dönmesi için açıklanan kurtarma ve canlandırma paketlerinin büyüklüğü 12 trilyon dolara ulaştı.
Finans sisteminin zararı 1 trilyon doları aştı. Türkiye'nin bankacılık sisteminde ise herhangi bir problem yaşanmadı. Bankacılık otoritesi BDDK'nın Başkanı Tevfik Bilgin, krize yığınakla girdiklerini belirterek, "Bizde banka katili ya da oksik ürünler yok." dedi.
Küresel krizde diğer ülkelerin farklı dozlarda ilaç, antibiyotik, serum tedavisi uyguladığını ancak Türkiye'nin bazı ağrı kesicilerle bugüne kadar geldiğini vurgulayan Bilgin, Türkiye'nin ağrı kesicilerle bugüne kadar devam etmesinin nedeninin bankacılık sisteminin sıhhatli ve ayaklarının yere sağlam basması olduğunu kaydetti. Bankacılık sektörünün 2008 sonuçları ve 2009 beklentileri ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Bilgin, krizden çıkışta da bankacılığın Türkiye'ye avantaj kazandıracağının altını çizdi. Gelecek aylarda bazı bankaların konumlarını tekrar değerlendirebileceğini kaydeden Bilgin, "Gerekiyorsa birleşme, satma, yeni ortak bulma. Bunlar bu dönemde düşünülmesi gereken opsiyonlardır. Türk bankacılığı yeni yüzler ile tanışabilir. Bu konudaki şartımız ise yeni yüzlerin sisteme bir şeyler katabilecek güçte ve itibarda olmasıdır." diye konuştu. Yerli ve yabancı bütün bankaları konumlarına dikkat etmesi konusunda uyaran üst kurul başkanı, şunları söyledi: "Eğer gücünüz yoksa ya da potansiyeliniz yoksa bunları büyümeden, BDDK araya girmeden çözünüz ve kendinize yeni yol haritası çiziniz." Bilgin, sisteme girecek yeni oyuncuların dünyanın neresinden olduğunun çok önemli olmadığını ancak fonlara, sahibi belli olmayan ortaklık yapılarına sıcak bakmadıklarını söyledi. Güvenli limana kaçış mantığının kamu kağıtlarını ve doları desteklediğini hatta yeni bir varlık fiyatı balonu oluşturulduğunu ifade etti. Bundan sonraki en büyük finansal kırılganlığın ülke hazinelerine olan güvenin sarsılması şeklinde kendini göstereceğini savundu.
Geleneksel görüş olarak bilinen "fiyat istikrarı sağlanmadan finansal istikrar sağlanamaz" kabulünün son krizle birlikte yerle bir olduğunu dile getiren Bilgin, "IMF ile ilgili bir programa ihtiyaç duyuyor musunuz?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Türkiye'nin çıkarı, yararı her şeyin üzerindedir. Bunlar ilgili kurumlar tarafından analiz ediliyor. Bankacılık olarak IMF'nin bize verebileceği çok fazla şey yok. Ancak, IMF daima bir şeyler bulur. Bazı sürprizlerle de karşılaşabiliriz. G20 ülkeleri arasında IMF ile anlaşma imzalayan şu an itibarıyla bir ülke yok. Yapılan analizler sonucunda IMF ile anlaşmaya gerek varsa imzalanır." Ankara, Zaman
RAKAMLARLA TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ
2008 2007
Aktif toplamı (Milyar TL) 733 561
Krediler (Milyar TL) 368 228
Sermaye yeterlilik rasyosu (%) 18 18,9
Aktif kârlılık (%) 2 2,8
Mevduatın krediye dönüşüm oranı (%) 84,1 83,2
Kredilerin takibe dönüş oranı (%) 3,6 3,5
Bireysel kredilerde takipteki müşteri (Bin) 2.170 1.338
Kredi kartı takipteki müşteri sayısı (Bin) 1.564 1.086
Bankalar krizde 268 şube açtı, 1.140 personel aldı
Bankacılık sektörünün 2008 yıl sonu net kârı bir önceki yıla göre yüzde 10,3 azalarak 13,3 milyar TL'ye geriledi. Kârlılıktaki azalmanın temel sebebinin talep azalması kadar likitte kalma tercihi olduğunu söyleyen BDDK Başkanı Bilgin, 2009'da da kârlılığın bir miktar daha azalabileceğine dikkat çekti. Küresel krizin en şiddetli olduğu 2008 Eylül, Ekim, Kasım döneminde Türkiye'de 268 yeni şube açılırken, personel sayısı 1.140 arttı. Bilgin, Türk bankalarının Batı'daki muadillerinin aksine planlanan şube açılması ve personel alımını kesmediğini söyledi. Bankaların son birkaç haftadır tekrar reklamlara başladığına dikkat çeken Bilgin, "A grubu firmalara kredi pazarlamaya çalışıyorlar ve özellikle beyaz yakalı çalışanlara yönelik pazarlama girişimlerinde bulunuyorlar. Mevcut şartların devam etmesi halinde; kredi faizlerinde gerileme eğilimi kuvvetle muhtemeldir. Likit kalmak güvenliği sağlar, aşırı likidite de bir süre sonra zarar yazmaya sebep olur." dedi. Kâr dağıtımındaki hassasiyetlerine dikkat çeken Bilgin, "Sermaye yeterlilik rasyoları dikkatimizi çekecek noktalara hızla inen bankalar kâr dağıtımına izin vermemizi beklemesinler." diye konuştu.
Japon Yeni kredisi kullandıran bankacılar şimdi ne yapıyor?
Bilgin'in verdiği bilgilere göre tüm kredilerin ortalama takip oranı 23 Ocak itibarıyla yüzde 3,8 oldu. Takibe dönüşüm oranı yüzde 7 ile en yüksek kredi kartlarında gerçekleşti. Bu oran taşıt kredilerinde yüzde 6,2. Bireysel kredilerde takibe düşen kişi sayısı yüzde 62 arttı. Takibe dönüşüm oranının düşük kalmasına rağmen, takibe düşen kişi sayısındaki artışın temel sebebi ise özellikle kredi kartlarına geçen yıl eklenen yeni kart borçluları. Bilgin, ekonomideki daralma, işsizlikteki artış gibi nedenlerle genel olarak tüm kredilerde takip oranlarının artmasının muhtemel olduğunu söyledi. En riskli alanın kredi kartları olduğu uyarısında bulunan Bilgin, ağustos ayında dahi Japon Yeni ile bireysel kredi pazarlaması yapan bankaların olduğunu söyledi. "Hayatında Japon Yeni görmemiş kişilere, faiz oranı düşük, yıllardır yükselmedi diyerek yen kredi vermeye çalışan bankalar, şimdi Japon Yeni yaklaşık yüzde 70 yükseldiğinde ne düşünüyorlar acaba?" diye soran Bilgin, "Kendinizin kullanmadığı, riskli gördüğü enstrümanları bu halka pazarlamayın." şeklinde konuştu.
BDDK BAŞKANINDAN SATIRBAŞLARI
İngiltere, ABD, Güney Kore gibi ülkelerde bireysel krediler çok yüksek. Krizin ve kurtarma paketlerinin temel sebebi de bu aşırı borçluluk oranıdır. Halkımızın borçluluk düzeyi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dengeli düzeydedir. Bugün 71 milyon kişi içinde konut kredisi kullanan kişi sayısı sadece 785 bin. Sermaye yeterlik rasyosu 2008 sonunda yüzde 18 oldu; hiçbir bankanın rasyosu yüzde 13'ün altında değil. Dünyanın birçok ülkesinin defalarca şiddetli şekilde sallandığı bir dönemde, gurur göstergelerimizden biri de budur. Bankalarına para enjekte etmeyen tek ülke Türkiye. Batı'dan, IMF'den talep geldiği takdirde bu konuda danışmanlığa talibiz. Şu anda kredilerin takibe dönüşme oranı olan 3,8'in iki katı olsa bile hiçbir bankanın sermaye yeterliliği yüzde 11'in altına inmez.
Bankacılık sektörünün en önemli sorunu mevduat vadesinin kısalığı, sistemdeki pasifin vadesi uzamadan bankalar reel sektörü istenen ölçüde destekleyemeyecek. Mevduatın vadesiyle oynamamız lazım, bunun tek yolu da vadeyi teşvik edecek yollar bulmak.
Gelecek günlerde en önemli risk kredi riski olacak, bankaların takipteki kredi oranı artabilir.
Bankalar artık kredi kartı pazarlama hataları yapmamalı. Kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç olursa 2006 yılında olduğu gibi olabilir. Rakamlara bakmak lazım, bu konuda takdir Meclis'indir. Kişisel olarak affa karşıyım.
Bankacılık sektörü 2008'e göre dış ödemelerde daha rahat olacak, sistemde 2009'da yurtdışına ödenecek tutar 11 milyar dolar.
Merkez Bankası'nın faiz oranlarındaki indirime rağmen kredi faiz oranları mevduattaki gibi düşmedi, mevcut koşulların devamı halinde kredi faizlerinde gerileme kuvvetle muhtemel.
'Merkez Bankası faiz artırdığında saçım beyazlıyor' demiştim, faiz indirimlerinin saçlarıma etkisi, faiz artırımlarından çok daha az. Dünyada piyasaların faiz indirimlerine tepkisi, geleceğe olan beklentisini ve tansiyonun yüksekliğini gösteriyor. İnancımız, tansiyonun yavaş yavaş düşeceği yönündedir.
Gelecek aylar dünya finansal mimarisinde değişikliklere gebedir. Bu değişimde kesin olan denetimin şiddetinin artacağıdır. Ancak aşırı denetim, bankacılığı ve yeni enstrümanları öldürmemelidir.
Kurumların, ekonomilerin canlı dönemlerinde yığınak biriktirmesi ve düzenlemeleri artırması, kriz günlerinde ise yavaş yavaş yığınakları boşaltması ve mevzuatın gevşetilmesi gerekiyor.
11 Şubat 2009, Çarşamba
kaynak
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=813916
-
Re: Dövizle kredi alana müjdeli haber
Rotahaber yazdı BDDK konuyu ele aldıJapon Yeni kullandırılan yüzbinlerce kişi artan kur nedeni ile perişan durumda. Rotahaber'in gündeme getirdiği konu bugün BDDK Başkanı'nın da gündemindeydi. İşte o açıklama:
Yenzedeler'e sevindirici haber
10 Şubat 2009 17:55
BDDK Başkanı Türk Bankacılık Sistemi 2008 Sonuçları ve 2009 Beklentileri konulu basın toplantısı düzenledi.
- Batılı ülkelere ve IMF’ye danışmanlık yapabiliriz
- Türk bankalarının yurtdışı ödeme sorunu yoktur
- Uzun vadeli mevduat teşvik edilmelidir
- Banka sahiplerine: Gerekiyorsa yol haritanızı değiştirin, birleşin, ortak alın veya devredin
- Rasyosu düşene kar dağıtma izni vermeyiz
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin, Türk bankalarının 2009 yılında yurtdışı yükümlülüklerinin 11 milyar dolar seviyesinde olduğuna dikkat çekti.Yabancı para likiditenin altın olduğu bir dönem olan Ekim-Kasım-Aralık aylarında 2009’un tamamına yakın bir borcu göğüsleyen sektörün 2009’da çok daha rahat olacağını söyledi.
Bilgin, 2008 yılı dünya ve Türkiye’de finans sektöründe yaşanan gelişmeler ile 2009 yılı beklentilerine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. 2008 sonu itibariyle hiçbir bankanın sermaye yeterlik rasyosunun yüzde 13’ün altında olmadığı bilgisini veren Bilgin, sektör ortalamasının 2007 yılında yüzde 18.9 iken; 2008 sonunda sadece yüzde 18’e gerilediğini söyledi. Hedef rasyolarının yüzde 12 olduğunu anımsatan Bilgin, “Dünyanın birçok ülkesinin defalarca şiddetle sallandığı, hemen hemen her ülkenin bankacılık sistemindeki sorunların manşet olduğu bir dönemde, gurur göstergelerimizden biri de budur. Ancak kriz nedeniyle önümüzdeki aylarda bu oranın, özellikle kredi riski nedeniyle, bir miktar düşmesi beklenebilir” dedi.
Bunun nasıl başarıldığının ayrı bir toplantı konusu olduğunu belirten Bilgin, “Ancak Batıdan talep gelirse bu husus hakkında danışmanlığa da talibiz. Bankalardan veya diğer ülke otoritelerinden gelebilecek talepler kadar IMF’den gelecek teklifleri de olumlu karşılarız” dedi.
UZUN VADEYE TEŞVİK İSTEDİ
BDDK Başkanı Bilgin, Türkiye’de bankacılık sisteminin en önemli sorunun mevduatın vadesinin kısalığı olduğunu belirtirken bunun uzatılması için bazı teşvikler gerektiğinin altını çizdi. Bilgin, vade kısalığının yarattığı sıkıntıları ise şöyle anlattı:
“Ortalama vade 31 gün iken nasıl bankacılık yapabilirsiniz? Daima tedirginsiniz, faiz değişkenliğinden doğrudan etkileniyorsunuz, herhangi bir söylenti, fısıltı halinde korunaksızsınız. BU yüzdendir ki likidite önemli ve bankalarım likit kalmak zorunda ve yine bu yüzdendir ki mevduatı kredi olarak verirken defalarca düşünmek zorundalar.”
Başkan Bilgin, vadelerin uzaması için uzun vadeli mevduatın stopaj oranı ile mevduat munzam karşılık oranlarının düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi.
YOL HARİTANIZI DEĞİŞTİRİN
Konuşmasında bankalara da önemli mesajlar gönderen Bilgin, bankaların önümüzdeki aylarda konumlarını yeniden değerlendirmelerini istedi. “Sorun varsa, sermaye koyacak güc de yoksa yol haritanızı değiştirmek en güvenli çözümdür” diyen Bilgin, bu cümlesiyle bankaların gerekli durumda ortak alma, birleşme veya satma gibi seçenekleri değerlendirmelerini kastettiğini söyledi.
RASYONU DÜŞÜRMEYİN
Bilgin, sermaye yeterlik rasyosu (SYR) konusundaki hassasiyetlerini birkaç kez yinelerken; rasyosu düşen bir bankaya kesinlikle kar dağıtım izni vermeyeceklerini, buna kamu bankalarının da dahil olduğunu vurguladı.
“KREDİLER 2008 TOPLAMDA YÜZDE 29, SON ÇEYREKTE YÜZDE 1,8 ARTTI”
Krediler hakkında da bilgi veren Bilgin, 2008 sonu itibariyle toplam kredilerin GSMH içindeki payının yüzde 38'i bulduğunu belirterek, kredi toplamının 368 milyar TL'yi bulduğunu, kredilerin toplam aktifin yüzde 50'sini oluşturduğunu söyledi.
Bilgin, her zaman bankacılığın büyüklüğünün yetersiz olduğunu, kredilerin daha büyük olması gerektiğinin söylendiğine dikkati çekerek, “Ancak, kriz döneminde gördük ki kredilerin GSMH içindeki payının çok yüksek olmaması riski azaltmakta. Bazı ülkelerin temel sorunu, aslında kredilerin ve özellikle bireysel kredilerin çok yüksek hacmidir” dedi.
Kredilerin 2008 yılı boyunca yüzde 29 artış gösterdiğini, Eylül 2008 sonrasına bakıldığında ise 3 aylık artış oranının yüzde 1,8'de kaldığını belirten Bilgin, “Bankalarımız aslında 2007'nin sonlarına doğru hızlarını yavaşlatmışlardı ancak, yavaşlama 2008 yılının 4. çeyreğinde çok keskinleşmiştir” dedi.
“NEDEN OFFSHORE ÜZERİNDEN KREDİLERİ KULLANDIRMAK ZORUNDA BIRAKILIYORUZ?”
Toplam kredilerin yüzde 29'unun yabancı para cinsinden olduğunu, 70 milyar doları bulan bu tutarın yüzde 65'inin (yaklaşık 45 milyar dolar) Türk bankalarının offshore şubelerinden kullandırıldığını kaydeden Bilgin, şöyle konuştu:
“Bu operasyonun temel sebebi ise yurtiçinde ihracatçı olmayanlara döviz kredisi kullandırılmasının yasak olması. Reel sektörün yurtdışından borçlanmasından, bunun riskinden bahsederken ve resmi tam olarak göremezken, neden Türk bankalarının ülke içinde belli koşullar dahilinde yabancı para kredi vermesinin önünü açmıyoruz? Neden offshore şubeler üzerinden kredileri
kullandırmak zorunda bırakılıyoruz? Temennimiz, dış finansmanın azaldığı bir dönemde yurt içinde de döviz kredisi verme koşullarının bir miktar genişletilmesidir.”
“2008 SON ÇEYREKTE BİREYSEL KREDİLERDE GERİLEME VAR”
Bilgin, 2008'de kullandırılan 368 milyar TL kredinin yüzde 44'ünün kurumsal ve ticari, yüzde 32'sinin bireysel, yüzde 24'ünün KOBİ kredilerinden oluştuğunu ifade ederek, kurumsal ve ticari kredilerin 1 yılda yüzde 44, bireysel kredilerin yüzde 23 ve KOBİ kredilerinin ise yüzde 13 artış gösterdiğini kaydetti.
Bireysel kredilerin toplam kredilerin üçte 1'ini oluşturduğuna dikkati çeken Bilgin, bireysel kredilerde 2008 yılı toplamında yüzde 23 artış gerçekleşmiş olmasına karşın Eylül 2008 sonrasında bir gerilemenin söz konusu olduğunu belirtti.
Bilgin'in verdiği bilgiye göre, bireysel kredilerde ilk sırada konut, ikinci sırada kredi kartları, üçüncü sırada da ihtiyaç kredileri yer aldı. 23 Ocak 2009 tarihi itibariyle konut kredileri 39 milyar TL, kredi kartları 34 milyar TL, ihtiyaç kredileri 33 milyar TL'yi buldu.
“TÜM KREDİLERDE TAKİP ORANLARININ ARTMASI MUHTEMEL”
Tevfik Bilgin, tüm kredilerin ortalama takip oranının 23 Ocak 2009 tarihi itibariyle yüzde 3,8 olduğunu, takibe dönüşüm oranı en yüksek alanın yüzde 7 ile kredi kartları olduğunu söyledi. Bu oranın taşıt kredilerinde yüzde 6,2 seviyesinde bulunduğunu kaydeden Bilgin, şu bilgileri verdi:
“Bireysel kredilerde, 2007 yılı sonunda takipteki müşteri sayısı 1 milyon 338 bin iken, 2008 sonunda 2 milyon 170 bin kişi oldu. Takibe düşen kişi sayısı yüzde 62 arttı. Takibe dönüşüm oranı düşük kalmasına rağmen, takibe düşen kişi sayısındaki yüzde 62'lik artışın temel sebebi; özellikle kredi kartlarına
2008 yılında eklenen yeni kart borçlularıdır. 2008 başında kredi kartı takipteki müşteri sayısı 1 Milyon 86 bin iken, 2008 sonunda, bu, 1 milyon 564 bin kişiye ulaşmıştır (eklenen 478 bin kişi).
Takipteki kişi sayısı konut kredisinde 10 bin, taşıt kredisinde 28 bin, ihtiyaç kredisinde 268 bin, diğer bireysel kredilerde 366 bin, kredi kartında 1 milyon 564 bin olmak üzere toplam 2 milyon 170 bin bireysel kredi müşterisi takip hesaplarında izleniyor.
Ekonomideki daralma, işsizlikteki artış gibi nedenlerle genel olarak tüm kredilerde ama özelde bireysel kredilerde takip oranlarının artması muhtemeldir.”
“KRİZİN TEMEL SEBEBİ AŞIRI BORÇLULUK”
İngiltere, ABD, Güney Kore gibi diğer ülkelerde, bireysel kredilerin GSMH içindeki payının, Türkiye ile karşılaştırılamayacak kadar yüksek olduğuna dikkati çeken Bilgin, “Aslında krizin ve kurtarma paketlerinin temel sebebi de bu aşırı borçluluk oranıdır. Halkımızın borçluluk düzeyi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dengeli düzeydedir” dedi. Bilgin, bugün 71 milyon kişi içinde konut kredisi kullanan kişi sayısının sadece 785 bin olduğuna işaret etti.
Bireysel kredilerin sabit faizli olduğunu ve kredi kullanan müşterilerin önemli bir bölümünün oldukça uygun faizlerle borçlandığını belirten Bilgin, “en riskli alanın kredi kartları olduğunu” vurguladı ve şöyle devam etti:
“Geçmişte hem bankalar hem de tüketicilerin kredi kartındaki
yanlışlıklarını saymak istemiyorum. Krizin en şiddetli dönemlerinde kredi
kartlarındaki takibe dönüşüm oranı yüzde 7'ler düzeyine ulaşmıştır. Önümüzdeki aylarda özellikle kredi kartlarındaki takibe dönüşüm oranının bir miktar daha yükselmesi beklenebilir.”
“JAPON YENİ İLE KREDİ VERMEYE ÇALIŞAN BANKALAR ŞİMDİ NE DÜŞÜNÜYORLAR?”
Bilgin, 2008 Ağustos ayında bile Japon Yeni ile bireysel kredi pazarlaması yapan bankalar bulunduğuna dikkati çekerek, “Hayatında Japon Yeni görmemiş kişilere, faiz oranı düşük/yıllardır yükselmedi diyerek Yen kredi vermeye çalışan bankalarımız, şimdi Japon Yeni yaklaşık yüzde 70 yükseldiğinde ne düşünüyorlar acaba?” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Bankacılara seslenen Bilgin, “Toplumdaki kredi ahlakının yerleşmesinde sizin de rolünüz var. Kendinizin kullanmadığı, riskli gördüğü enstrümanları bu halka pazarlamayın. Bu bakımdan kriz dönemi, hem kredi kartı hem de sair krediler bakımından önemli derslerin çıkarıldığı bir dönem. İnşallah hafızamız bunları kalıcı olarak muhafaza eder” dedi.
kaynak
http://www.rotahaber.com/haber/20090...u-ele-aldi.php