-
Adamın biri daldan dala gezerken cinsel organı kırılmış. Doktora gitmiş. Doktor adama her akşam yatmazdan önce on onbeş dakika cinsel organını bir bardak süte bandırmasını istemiş. Adam eve gelip yatma vakti geldiğinde banyoya girip doktorun dediklerini uygulamaya başlamış. Tabi karısı içerde bekliyormuş ve kocasına seslenmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kadın sabırsızlanıp dalıvermiş banyoya... Şaşırarak: - "Ay kocacığım kırk yıl düşünsem bunun bir dolma kalem gibi doldurulduğu aklıma gelmezdi..."
-
Askeri hastanede yatan Temel ve arkadaşlarının cinsel organları kopmuş. Sebebini soranlara Temel anlatıyor: - "El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, piz de parmaklarumuzla saymaya paşladuk, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompalaru apuş arasına koyalum tedük, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!!"
-
Bir Amerikalı ile Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahları da birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş: -Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın? -Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
-
Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş: - "Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parasi ver!" Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış: - "Rabbim, bana iman ver!" İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye: - "Bak, herkes ne istiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?" demiş. Bektaşi usulca: - "Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister", demiş.
-
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir delinin oturmuş, birşeyler yazdığını gördü: - "Kolay gelsin ne yazıyorsun?" - "Mektup yazıyorum efendim." - "Yaaa..Kime yazıyorsun?" - "Kendime.." - "Peki ne yazılı mektupta?" - "İlahi doktor bey, deli misiniz siz.. Mektubu daha almadım ki içinde ne yazdığını bileyim?"
-
Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar. Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir; İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana kadar orada kalmasını ister. Hemşire, "Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar. Doktor da; "Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz. Ben durumu anlarım. Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der. Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider... Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya'dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der. - "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer. Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya tuttuğu kartı alır ve okurlar... "Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade!"
-
Kadın kocası işteyken sevgilisini eve çağırıyor, ikisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor, bir de bakıyolar kocası eve erken gelmiş... Kadın panik içinde: - "Allahım bu nerden çıktı şimdi! Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!" Adam pencereden aşaği bir bakıyor: - "Hayır atlayamam, deli misin, nasıl yağmur yağıyor görmüyor musun!" Kadın deli gibi koşturuyor: - "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür, atlamak zorundasın, hadi, çabuk çabuk!" Böylece adam çaresiz, kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor. Ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmış. Bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamış. Tabi çırılçıplak ve pantolonu gömleği elinde koşan bir tek kendisi olduğu için dikkat çekiyor... Koşuculardan biri soruyor kendisine: - "Siz hep çıplak mı koşarsınız?" - "Ah evet evet... Rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok." - "Ama çıplak koşarken de kıyafetlerinizi hep elinizde mi taşırsınız?" - "Yaaa öyle... Koşu bitince arabama biner, giyinir, eve giderim diye." - "Gerçekten çok ilginç... Peki koşarken hep prezervatif de takar mısınız?" - "Aaa.. şeyy.. sadece yağmur yağdığı zaman..."
-
Biri içinde 1 milyar bulunan cüzdanını kaybetmiş. Kaybettiği yerdekilere cüzdanını getirene 100 milyon vereceğini söylemiş. Daha sonra kalabalıktan bir ses daha duyulmuş: - O cüzdanı bulup bana getirene 250 milyon vereceğim!
-
Cennetin kapısında görevli melek yeni vefat etmiş adama: - "Üzgünüm ama seni içeri alabilmem için bana hayattayken yaptığın iyi bir şeyi anlatmalısın." Adam biraz düşünmüş ve: - "Bir grup serserinin yaşlı bir kadının çantasını almak istediklerini gördüm. Ben de kadını kurtarmak için yanlarına gittim. Başlarındaki çocuğun motorunu devirip, çocuğun yüzüne tükürdüm. Yanındakilere de yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu söyledim." - "Ya bu ne zaman olmuştu?" - "Yaklaşık üç dakika önce.."
-
Adamın biri çok delikanlı geçinirmiş. Adam birgün kabız olmuş. Kabız ilacı almayı delkanlılığına yedirememiş. Geçer ümidiyle 2 gün beklemiş, geçmemiş, 4 gün beklemiş, geçmemiş. 1 hafta beklemiş kabızlığı geçmemiş. Artık dayanamamış ve eczaneye gitmeye karar vermiş. Eczane kapısından utana sıkıla girmiş.
- Şey beyfendi, ben hastayım. Tuvalete gidiyorum fakat yapamıyorum, demiş. Eczaneci
- Bunda utanacak ne var. Size hemen bir ilaç vereyim geçirir. Ama dikkat edin çok kuvvetli bir ilaçtır birden fazla içmeyin demiş.
Adam eczaneden koşar adım çıkar. Yolda dayanamaz ve 1 haftanın verdiği sıkıntıyla iki üç tane ilacı mideye indirir. Adam yolda giderken bir hastaya rastlar. Hasta, adama
- Buralarda eczane var mı? diye sorar. Adamın cevabı oldukca ilginçtir.
- Sarı çizgiyi takip et...