Cevap: 'Seni kalbimizden kovamazlar Usta'
Oyun Bitti…
Bekir Coşkun
9 Mart 2011
Gazetecileri toplayıp içeri doldurdukları için demek ki…Cumhurbaşkanı; “Kaygılı…”
TBMM Başkanı; “Rahatsız…”
AB; “Tedirgin…”
ABD; “Endişeli…”
İçişleri Bakanı; “Sıkıntılı…”
Adalet Bakanı; “Huzursuz…”
Bülent Arınç; “Hüzünlü…”
*
Sonuçta hukuksuzluk, sahiplerinin sağlığını bozmaya başladı; sıkıntı, rahatsızlık, mutsuzluk, tedirginlik, gerginlik, hazımsızlık, şişkinlik, sıkışma…Niçin?..
Hukuk işliyorsa, yargı görevini yapıyorsa…
Türkiye çetelerden temizleniyorsa, terör örgütü ortaya çıkartılıyorsa, niye karnı şişsin devlet büyüğümüzün?..
*
Çünkü; başları beladadır…
Bu son dalgada yaşananlar, “Ergenekon terör örgütü” savının, aslında bir istila operasyonu olduğunu daha da kanıtladı herkese…
Dinci iktidar ile Fethullah Gülen cemaatinin el ele vererek devleti nasıl ele geçirdiklerini insanların gözüne sokuverdi…
İşte o zaman dedi zaten:
“Beyefendi neyiniz var?..”
“Sıkıştım…”
*
Şu son dalgada gidenler ile ilk dalgada gidenler arasında yaklaşık iki buçuk sene zaman var… Demek ki dalgalar sadece “olmuş”ları değil, sonradan “olanları” ve bundan sonra “olacakları” da kapsıyor…
Geçen ay yapılan telefon konuşması beş sene önce açılan davaya “kanıt” olduğuna göre…
Daha da açıkçası; bebeler büyüyüp reşit olduklarında ve bir muhalif kitap yazmaya kalktıklarında, ya da telefonla konuşmaya başladıklarında, dalga gelip götürecek demek ki…
*
Neyse ki en akılsız kafalar, en duyarsız zihinler, en kör beyinler bile neler olduğunu anladılar.
Sokaktaki insanlar artık “Ergenekon” sürecine inanmıyorlar…
Olanlar vicdanlara sığmıyor…
Şu son operasyonla birlikte; iktidarı ve tarikatı egemen kılmak için tezgâhlanan hukuk oyunu tersine döndü… İktidarı ve tarikatı dünyaya deşifre ediyor…
Bu yüzden zaten karnı şişti beyefendinin…
Çünkü…
Oyun bitti…
Cevap: 'Seni kalbimizden kovamazlar Usta'
Koyunları Sayacaksın!..
Türkiye AKP yönetiminden memnun…
Ki yaptıklarını az bile buldu…
Çıkarttı desteğini yüzde 47’den, yüzde 50’ye…
*
Demek ki korkuyu, tehdidi, baskıyı, şantajı, hakareti beğendi…
Hiddeti sevdi…
Dirilerden sonra ölülerin azarlanmasından hoşlandı… Basılmamış kitapların tutuklanmasından, ayağa kalkmayanların hapse atılmasına kadar olumlu buldu…
Ne kadar komutan varsa içeri tıkılmalarına bayıldı… Yatak odalarına kamera konulmasını da, telefon dinlemelerini de onayladı…
Sanatta; heykelin kafasının koparılmasından…
Eğitimde; şifreli sınavlardan…
Ekonomide; dört kişiden birisinin işsiz, beş aileden birisinin yoksul ve yardıma muhtaç olmasından mutlu oldu…
Çıktı oylar:
Yüzde 47’den, yüzde 50’ye…
*
2007 genel seçimlerinden bu yana hukukta, demokraside, ulusal bütünlükte, toplum barışında, güvenlikte, çağdaşlıkta, insan gibi yaşama koşullarında bir düzelme olduğunu gören ya da söyleyen var mı?..
Yine de AKP oyları arttığına göre…
Nasıl anlatılır?..
*
Bazen anlatamazsın..
Yani anlatılacak gibi değilse, neresini anlatacaksın?..
Bocalarsın…
Uykusu kaçar insanın…
O durumda koyunları sayacaksın…
Bekir Coşkun
14 Haziran 2011
Cevap: 'Seni kalbimizden kovamazlar Usta'
Şu Soruya Yanıt Lazım…
Hem referandum öncesi, hem seçim öncesi PKK neden ateş kesti?.. Referandum ve seçim biter bitmez neden bıraktığı yerden kurşun sıkmaya başladı?..
Bu sorunun yanıtı lazım…
Bugün niçin kan aktığının yanıtı, dün kana ara verilmesinde gizlidir…
Kim, kiminle anlaşmıştı?..
Ve ne için?..
*
Yani; seçim öncesi ateş durduruldu, insanlar biraz olsun huzur hissettiler, seçmenin gözü boyandı…
AKP’ye oy verdiler…
Seçim bitti, AKP kazandı…
Kan akmaya başladı…
Neden?..
*
Kanlı oyunun senaryosunun sonu, bu sorunun yanıtında gizli…
Aktörleri biliyoruz…
Sahne belli…
Şimdiye kadar oynanan kısmını ise işte izlediniz; terörle mücadele edecek tek güç ordu sindirildi… Komutanlar hapishanelere dolduruldu… Karayılan’ın iddiasına göre Başbakan’ın istemi ile otobüsün üzerinde teröristler zafer işaretleri ile geldiler… Terörist başı ile görüşmelere başlandı… Referandum ve seçim öncesi ateş kesildi…
Ve AKP güçlenerek kazandı…
Şimdi ne var sahnede?..
*
Bir:
PKK, seçim kıyakları ile demek ki bu iktidarın sürmesini istiyor…
Niçin?..
İki:
Birinci ortak kazandı…
Sıra ikincisinin kazanmasında mı?..
*
Tüm bu yanıtları istiyorsanız zorlayın; Tayyip Erdoğan İmralı görüşmelerini ve seçim öncesi ateşkesin nasıl sağlandığını açıklasın…
Türkiye bunu öğrenirse, terörün gücünü nereden aldığını da öğrenir…
Ülkenin üzerinde oynanan oyunları da…
13 şehidin gerçek katillerini de…
*
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın bildik terörü lanetleyen, insanları aptal yerine koyan o laflarını artık dinlememeli kimse…
O soruyu sormalı:
Referandum ve seçim öncesi o ateşkesler…
Niçin, nasıl ve neye karşılık?..
*
Bu kez yüreğinle değil, beyninle ağla Türkiye…
Ve sor…
16 Temmuz 2011
Cevap: 'Seni kalbimizden kovamazlar Usta'
Anne karnındaki cenini korumaya alıp “fetva” verdi ya Diyanet…
Ama 1970’te anasının karnından çıkmış şairin otel odasında “din adına” benzin dökülerek yakılmasına ilişmedi…
Onun gibi 33 göbeği kesilmiş can daha…
*
Şuna da bir fetva isterdi mesela:
Hapishanedeki kanserli hastanın, hücre tavanına baka baka ve bağıra bağıra ölmesine ne der din?..
O da cenin olmaktan çıkalı 47 yıl olmuştu…
Bayağı nefes alıyordu…
Fetva gelmedi…
*
Ceninin hayatı Diyanet’i ilgilendiriyorsa…
Cemile’nin hayatı ilgilendirmiyor mu?..
Annesidir…
3 bin 700 hemcinsi gibi takip edildi, kovalandı, kaçtı, sığındı, polise gitti, savcıya başvurdu… Takma isimle girdiği dikiş atölyesinden çıkarken bıçaklanarak öldürüldü…
Elinden düşüp açılan pakette bebeği için bisküvi vardı…
Diyanet?..
Dönüp bakmak aklından geçmedi…
*
Hadi neyse…
“Din adına” dünyayı dolandırdılar…
Cennetin anahtarını verenden, deniz feneri dikene… Cami yaptırma derneklerinden, iktidara gelip Türkiye’yi satanlara kadar…
Diyanet’in sesi yine çıkmadı…
*
Ama Başbakan “Kürtaj cinayettir” deyince…
“Fetva” geldi…
*
Çünkü Türkiye’de kadınlar kürtaj ve sezaryen için sokaklara döküldüğünde, AKP ve onun Başbakan’ı nasıl bir duvara çarptıklarını anladılar…
Bir anda sokaklar, caddeler, meydanlar çığlıklarla doldu…
Dışarı çıkamaz oldu badem…
Çıkmadan koruma kafasını uzatıp baktı, kimse var mı:
“Fetva dersem çık, Fatma dersem çıkma…”
*
İşte…
Cahil kesimi yanlarına almak için Diyanet’e koştular…
Fetva yetişti…
“Kürtaj dinen cinayet” oluverdi…
Oysa 1982’de anayasa yapılırken soruldu, Diyanet o zaman onay verdi kürtaja… Aradan otuz yıldan fazla zaman geçti…
Bu zaman içinde kürtaj “günah” değildi…
*
Eh…
Laikliğin bir yana atılıp din tüccarlarının elinde “din devleti” olduysan, duruma göre bakacaksın tabii:
Tanrı fikir değiştirdi mi?..
6 Haziran 2012 – Cumhuriyet
http://www.ilk-kursun.com/haber/107318
Cevap: 'Seni kalbimizden kovamazlar Usta'
https://www.youtube.com/watch?v=9UpPzJ3F1to hala AKP ve politikalarını savunabilen varsa,
Burada mesele arkadaşın hanım kızımız gelini değil artık…
Mesele ülkenin Cumhurbaşkanı…
Türkiye’nin tepesinde nasıl bir psikolojinin oturduğunu… Nasıl bir ruh hali ile karşı karşıya olduğumuzu… Nasıl bir kâbusun içinde debelendiğimizi göstermesi bakımından…
Bir üzerimize işemediler…Bekir Coşkun — 11 Mar, 2015
“Birisi baş örtümü açtı ‘Buldum, burada’ diye bağırdı yani… Üzerime geldiler… Yüz kişiydiler ama arkada da üç yüz kişi vardı… Üstleri çıplaktı, elleri eldivenliydi… Çoğunda kasıklarına kadar deri çizmeler, hani parlak siyah deri çizmeler yok mu, burunlarından bıçak çıkıyoo…”
“……”
“Etrafımı sardılar, en öndekilerin elinde kırbaçlar, kırbaçları havada şaklattılar, bir görsen İsmet Abi…”
“…..”
“Tırnakları bıçak şeklinde olan var, ağzını havaya doğru açtı, uzun uzun canavar sesi çıkarttı, çok korktum… Hep birlikte üzerime geldiler, titriyordum… Titremem geçtiğinde baktım ki hâlâ titriyorum…..”
“…..”
“Kaçmak istedim ama ayaklarımı bağlamışlardı iğde dalına… Bağırdım, sesim çıkmadı… Cep telefonum vardı açmam gerekiyordu, biliyossun… Elimi attım, baktım ki cep telefonum kırkayağa dönüşmüş kıpırdıyoo…”
“……”
“Birisi baş örtümü çekip aldı, birisi saçımı çekti… Öbürleri bir ağızdan
“ham ham yapmaya geldik, seni yemeye geldik” diye üzerime geldiler… Sözcüleri vardı bir tane kulakları uzun, azı dişleri yanlardan çıkmış, dili çatal olan… O
dedi ki ‘sen….. kaltak… Bu memlekette senin gibileri yaşatmayız’ dedi…”
“…..”
“Yere düştüm… Tekmelemeye başladılar, yumruklar, kırbaçlar, kılıç mı ne, uzun demirden bir şey onun ilen… Üzerime sırayla işediler İsmet abi…”
*
Ulan buraya kadar sustuk dinledik…
Ama memleketin Cumhurbaşkanı susmuyor… Kürsülere çıkıyor, böbreklerinin yerini yanlış gösteriyormuş gibi parmaklarını karnına bastırıp “Yakın arkadaşım, bir belediye başkanımızın gelini hanım kızımız, Kabataş İskelesi’nde, saldırıya uğradı biliyorsunuz…”diye başlıyor…
*
Ama arkadaşının hanım kızımız gelininin, inanılmaz bir yalanı uydurduğunu en iyi bilen kendisi…
Polis 2560 saatlik video taradı, tüm yolculuğu MOBESE kameralarla adım adım incelendi polis tarafından…
Tek başına gelip geçiyor, yanından geçen, dönüp bakan bile yok…
Uydurmuş…
*
Burada mesele arkadaşın hanım kızımız gelini değil artık…
Mesele ülkenin Cumhurbaşkanı…
Türkiye’nin tepesinde nasıl bir psikolojinin oturduğunu… Nasıl bir ruh hali ile karşı karşıya olduğumuzu… Nasıl bir kâbusun içinde debelendiğimizi göstermesi bakımından…
*
Arkadaşın hanım kızımız gelini çizik bile almadan kurtuldu hadi…
Ama her gün yüzlerce polis saldırıp yerlerde sürüklüyor kızları… Yüzlerce masum ağzını açtığı için hapishanelerde… Ev kadınlarını mutfaklarından alıp götürüyorlar.. Artık 12-13 yaşındaki çocukları mahkemeye çıkartıyorlar…
Kâbus değilse ne?…
Bir teki yalan değil, aç gazeteleri televizyonları bak, bebeğim nasıl korkmuş ağlıyor…
Bir üzerimize işenmesi eksik…
Kynak=
[url]http://www.ilk-kursun.com/haber/220114/bekir-coskun-bir-uzerimize-isemediler.
https://www.youtube.com/watch?v=9UpPzJ3F1to