Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
İlkokulda %38 , lise de ise %52.1 Hayır dendiği söylendiğine göre Yaşar Kemal le Gürsel tekin de Hayır dediğine göre bu işe bir şey diyeceklerini sanmam. Peyami Safa' da oy kullanmadığından o sadece rahmet ister ruhuna zaten dinimizde de ölülerin ardından sadece rahmet okuyun der sayın Bilgili soru sorun demez... İlle onada soracaksanız ''ruh çağıracaksınız'' oda dinimize aykırı söyleyeyim... Freddy nin ruhuda gelebilir ayrıca...
Siteye uğramadığım/uğrayamadığım süre içerisinde hiç değişmemişsiniz sayın Bilgili ama ilginçtir ''yandaş''larınız çoğalmış.. Hatta ''güzel olduğu kadar hırçın '' olan yandaşlarda eklemişsiniz.. Gerçi daha okumadım tam okuduklarımdanda ne dediğini anlamadım ama olsun.. On senedir sizide anlamıyorum yandaşlık oradan galat ... ( Bu arada Adana'da olduğumuz sürece araziye uyum sağladığınızdan dolayıda ayrıca teşekkür ederim. )
Halen daha yerine birşey konulamayan ve tüm dünyaca kabul edilen ''bilinçaltı'' deyimini bulan bir filozofu ''çağın çok gerisinde kalan'' diye nitelemekte ayrı bir başarı olsa gerek... Ölümünden 110 sene sonra ders olarak okutulan filozofide adı geçen görüşleri hala tartışılan bir biliminsanını bir filozofu ''çağın gerisinde kalan '' diye nitelemek hemde sizin nitelemeniz çok ilginç doğrusu... Sizki çağın gerçekten çok ama çok dışında kalmış görüşleri savunmaktasınız... helal olsun...
Cahillik gerçekten çok kötü bir şeydir ve bu hükümetin en çok istediği durumdur. Bu hükümet fakirlik cehalet ve çıkardan beslenmektedir. Üniversite mezunu cahiller olabileceği gibi hiç okumamış bilgelerinde olabileceği de bir gerçekliktir. Bu kişinin kendisini yetiştirmesiyle orantılıdır. Ancak kişilerin çoğu bu şıkkı seçmezler. Çalışmadan yiyecek barınak ve seks ihtiyacının yeterli olduğu bir çok ''insan''insan vardır. İşte bu insanlar dır okullardan aşağı giden oranların anlaşılmasında izlenecek yok...
Daha geçen hafta bir tv kanalında referandum programında Niğde de ki sokak anketi durumu gösteriyor aslında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuduğunu belirten bir genç İsmet İnönü'nün yaşadığını Evet vereceğini CHP den ihraç edildiğini ve AKP ye geçeceğini sanarak ciddi ciddi yanıtlar vermiştir Çağ dışı mı demiştiniz? Nietzsche mi bu tip gençler mi? Orası karıştı da .....
Sayın commodore1tr;
1) Benim eleştirim, Nietzche’ye ait olduğu iddia edilen sözle ilgili. Bu sözün anılan filozofa ait olup olmadığı konusunda fikrim yok. Bu sözü alıntılayan arkadaş, hangi kitabın hangi baskısının hangi sayfasından alıntı yapmışsa bunu belirtmesinde yarar var. Çünkü daha iki gün önce Hürriyet’te Ahmet Hakan da bu sözün internette dolaştığını belirterek, sözün sahibinin Nietzche olduğunun kuşkulu olduğunu yazmıştı. Bu konuda internetin sicili temiz değil. Öncelikle sözün sahibinin gerçek anlamda tespiti gerekir.
2) Sizin “hızlı yazmaktan dolayı imla hatası yapmak” gibi bir sorununuz olduğunu biliyorduk da okuduğunu yanlış anlamak gibi bir özrünüz daha olduğunu da şimdi anladık. Benim yazımda “çağın gerisinde kalmış düşünce” diye eleştirdiğim husus, ilgili filozofa atfedilen sözdeki “seçkinci” düşüncedir. Bu çok açıktır, istersen metni yeniden oku, göreceksin bu sözdeki seçkinci düşünceyi eleştirdiğimi. Bu sözde, halk cahil olarak görülüp hor görülüyor. Peki bu halk hangi halk? Anılan filozofun yaşadığı dönemdeki halk olmalı.
3) Bu söz Nietzche’ye ait ise ben bu sözü eleştirdim. Filozofun bugüne kadar yerine konulamadığını belirttiğiniz “bilinçaltı” görüşünü hiç eleştirmedim, zaten bunun konu ile ilgisi de yok. Ama siz anılan filozofu “çağın gerisinde olduğunu” ileri sürdüğümü iddia ediyorsunuz. Benim yazdıklarımda böyle bir şey yok. Bu sizin, okuduğunu anlamadan yazdığınızı gösteriyor.
4) Kaldı ki, filozoflar her zaman mutlak doğruları söyleyen kişiler de değildir. Bütün filozofların söyledikleri özellikle kendilerinden sonra gelenlerce eleştirilmiş ve düşünce bu şekilde gelişmiştir. Her filozofun söylediğinde doğrular da var, yanlışlar da vardır. Örneğin Marks dünyayı dönüştüren düşünceler ileri sürmüştür, ama söylediklerinin hepsinin doğru olduğu iddia edilemez. Bazı konularda çuvallamıştır. Marksizmin eleştirisine ait ciltler dolusu kitap yazıldı.
5) Bir düşünce tarihi kitabı açıp okursanız, filozofların sürekli eleştirildiğini görürsünüz.
6) Nietzche de çok eleştirilen bir filozoftur. O’nun “üst insan” görüşü çok eleştirilmiştir ve Hitler’e esin kaynağı olduğu dahi iddia edilmiştir. Dinle (Hıristiyanlıkla) ilgili görüşleri çok eleştirilmiştir. Yani sizin kıymetli filozofunuzu bize sıra gelmeden önce çok kişi eleştirmiştir.
7) Bu arada belirteyim, Nietzche’nin yazdıklarının bazı yakınları tarafından tahrif edildiği de iddialar arasındadır.
8) Nietzche’ye atfedilen “halkın aşağılanması” ile ilgili sözüne gelince.. Şayet bu söz Nietzche’ye ait ise, sizin filozof bence saçmalamış. Bu tür seçkinci görüşlerin çağdaş demokraside yeri yoktur. Eski Yunan filozoflarından biri de buna benzer görüşler ileri sürerek “filozofların yönetimi”ni teklif etmişti. Senin filozof da bu Yunan düşünüründen etkilenmiş görünüyor. Ama bugün filozofların yönetimi de geçerli değil, Nietzche’nin “cahil halk” görüşü de geçerli değil.
9) Ama bu çağda dahi, halkı hor görerek, halka güvenmeyen seçkinci düşünce sahipleri (sizin gibi) var. Bunlar halka güvenmedikleri için, halkın iradesini nasıl engelleriz diye düşünüp, ya askeri darbelerden medet umarlar, ya da halk iradesine engel olacak bir takım yapılar oluştururlar. Örneğin 61 anayasası, halk iradesini engelleyecek şekilde dizayn edilmiştir.
10) Bizim solcuların öve öve bitiremediği 61 anayasası halktan çok seçkinci yapıya göredir. Bu anayasadaki senato bunlardan biridir ve bu senataoya seçilebilmek için yüksek okul mezunu olmak gerekiyordu.
11) Bizim solcuların “en ilerici anayasa” dedikleri 61 anyasasına örneğin İzmir halkı referandumda “hayır” demişti. Eğitimli İzmir halkı bu “ilerici” anayasaya neden “hayır” dedi acaba? Senin filozof buna ne derdi acaba? Eğitimin yüksek olması her zaman olumlu sonuç vermeyebilir. Güney Afrika’daki ırkçı rejimin sahipleri eğitimli beyazlardı, ezdikleri ve sömürdükleri de eğitimsiz siyahlardı. Senin filozof bu konuda ne derdi acaba?
12) Senden bir ricam var; anladık halk cahil, kimi seçeceğini bilmiyor, yanlış kimseleri seçiyor. Eğitimliler ve sahiller farklı, varoşlar farklı düşünüyor. Bu tablo karşısında demokrasinin uygulanma biçimi olan seçimlerden vaz mı geçelim. Bir öneriniz var mı? Seçim yapmaktan vazgeçip, halkın temsilcileri yerine bir kısım eğitimlileri mi getirelim başa? Eleştirmek kolay.. Lütfen bir öneri sunun.. Tamam halk bu işi beceremiyor. Bari siz yüksek düşüncelerinizi sunun da seçimsiz bu işin nasıl olacağını bize öğretin. Var mı bir görüşünüz? Seçimle yönetici seçmek yerine birkaç general ya da birkaç filozof mu arayalım? Varsa bir çözüm öneriniz öğrenelim. Sizin kıymetli filozofunuz, cahil halkın seçimine güvenmediğine göre, belki onun bir önerisi vardır.
13) Adana’daya geldiğinizde geçerli mazeretim vardı. Adana dışındaydım. Siz müsait olmayan bir zamanda geldiniz. Müsait zamanda bekleriz. Biz araziye uymaya çalışsak da uymayız. Çünkü “araziye uymak” askeri bir tabirdir, bana uymaz ve bunu siz daha iyi bilirsiniz.
Saygılar.
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
İleri sürülen şu ½ 60 ların kervanında Aziz Nesin 'in kendi oğlu da varmış :DD
"Ünlü yazar Aziz Nesin’in oğlu Ali Nesin, 12 Eylül darbecilerine suç duyurusunda bulundu" Vatan
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Referandumda 'evet' diyenleri ihanetle suçlayan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan'a tepkiler büyüyor.
Çölaşan, önceki gün katıldığı Habertürk TV'de sözlerinden dolayı özür dilememiş, bu sefer de Türkiye'nin yüzde 15'ini hıyanet içinde bulunmakla suçlamıştı.
Emekli Başsavcı Reşat Petek, Zaman'da yer alan haberde Çölaşan'ın açıklamalarını "Yüzde 58'i gaflet ve dalalet içinde görmek, aydınlıktan korkan yarasaların durumuna benziyor. Demokrasiden korkanların bakış açısı Çölaşan'ınki." sözleriyle eleştirdi.
Gazeteci Nazlı Ilıcak, Çölaşan'ın evet diyenlere söyledikleriyle ilgili toplu dava süreci başlarsa buna katılacağını söyledi. Sanatçı Zeynep Tanbay da Çölaşan'ın 'ihanet' açıklamasına şu tepkiyi gösterdi: "Referandum, hayır diyen kesimin demokrat olmayı içselleştirememiş olduğunu gösteriyor. Bu referandum Türkiye'nin anti-demokratlarını ortaya çıkardı. Kabullenememe hâlâ devam ediyor. Bu millet kimseden nefret etmeye meyilli değil. Vazgeçsinler artık dindarından, Kürt'ünden nefret ettirmekten. Yüzde 58 bunun cevabıdır, yüzde 15'in hıyanetliği diye bir şey yoktur."
REŞAT PETEK: ÇÖLAŞAN, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYOR
Çölaşan'ın diğer tartışmalı açıklamasıDanıştaysaldırısının üzerinden 4 yıl geçtikten sonra yaptığı savunmaydı. Saldırının ardından "Saldırgan tekbir getirdi, 'Allah'ın askeriyiz' dedi." şeklinde iddialarının yalan olduğu ortaya çıkan Çölaşan, bu açıklamayı, polisin kendisine verdiği bilgiye dayanarak yaptığını ileri sürdü. Ancak hangi polisten aldığını açıklamadı. Nazlı Ilıcak, bu savunmaya da tepkili.
Çölaşan'ın o dönemde bu ifadeleri sanki kendisi saldırgan Alparslan Arslan'ın ağzından duymuş gibi açıkladığını hatırlatan Ilıcak, "Danıştay saldırısıyla ilgili bilgilerini tazelemesi gerekirdi, ancak hâlâ orada kalmış. Davanın seyri çok değişti. Ergenekon'la birleşti." ifadelerini kullandı. Zeynep Tanbay, "Danıştay saldırısıyla ilgili söylediklerini de yutan yok artık Türkiye'de." eleştirisini yöneltti.
Reşat Petek de Tansel Çölaşan'ın Danıştay saldırısıyla ilgili ilk günkü açıklamalarının hâlâ arkasında olduğunu kaydetti. Petek, şu ifadeleri kullandı:
"Çölaşan,Ergenekonterör örgütünün, kamuoyunda meydana getirmek istediği infiale ve dindar kesimi suçlamaya yönelik çabalarına doğrudan yardımcı oluyor. Ergenekon örgütünün değirmenine su taşıyor. Yüksek hâkimlik yapmış bir kimse eğer Danıştay cinayetinin aydınlanması noktasında bir görüşü var da gerekli makamlara iletmiyorsa görevini yapmıyor demektir. Bu bilgileri kamuoyu oluşturmak için birterörörgütünün istediği istikamette konuşmak yerine soruşturma ve kovuşturma ile yetkili makamlara iletse adalete hizmet etmiş olur. 'Gerçek mahkemelerde yargılanılsa benim dediğimin doğru olduğu çıkacaktır.' diyen Çölaşan, Danıştay saldırısı ile ilgili yargılama yapan mahkemeleri tanımıyor zaten."
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/...or-haberi.aspx
Yönetim Notu: Kaynak belirtmeye özen gösteriniz.
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Emin Çölaşan'ın eşi olan sayın Tansel Çölaşan, Danıştay Başsavcılığı'ndan emekli olmuşsa da; bizim yargı sistemimizi temsil eden zihniyetin tipik bir temsilcisidir. Yargı evrensel hukuk normlarına göre hareket etmesi gerekirken, bizim yargımız resmi ideolojiye göre hareket eder. Bunun çok sayıda örneği vardır. Oysa yargı, kesinlikle resmi ideoloji veya gayrı resmi ideolojiler karşısında nötr olmalıdır. Ancak, bizim yargının bu evrensel kuraldan çok uzak olduğu uygulama ve örneklerle sabittir.
Tansel Çölaşan, daha önce de yaptığı açıklamalarda aşağılık 27 Mayıs askeri darbesini ve idamları savunmuştu. Bu nedenle son açıklamalarını da yadırgamamak gerekir. Çünkü kendisine yakışanı yapmış. Referandumda evet diyene de hayır diyene de saygı duyulması gerektiğini söylemeye dahi gerek yok. Bunu biz de bu s,tede yazdık. Kemal Kılıçdaroğlu dahi "hayır" için uğraşmasına karşın, sonuçları olgunlukla karşıladı ve sonuçla ilgili herkese teşekkür mesaı gönderdi.
İşin hazin tarafı, Tansel Çölaşan gibi marjinallar, Atatürk gibi bir önderi tekellerine almışlar ve Atatürk'ü de kendi dar dünyalarına sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu tavırları da insanları Atatürk'e yaklaştırmaya hizmet etmiyor. Bu açıdan bakıldığında bunların Atatürkçülüğünden de şüphe duymak gerekir diye düşünüyorum. Bu zihniyet Atatürk'ü milletten soğutmaya hizmet ediyor. Atatürk'ü bunların elinden kurtarmak gerekir. O bu ülkenin ortak değeridir.