-
Evli bir çift cadılar partisine davetliydi. Dısariya çıkmak için hazırlanirlarken kadinin migreni tuttu, evde kalmak zorundaydi. Kocasina partiye yalniz gitmesini, onun eglencesini bozmak istemedigini söyledi. Biraz tartistiktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti, kadin da birkaç aspirin alip yatti. Biraz uyuduktan sonra kendini
daha iyi hissederek uyandi ve partiye giderek kocasina sürpriz yapmaya karar verdi.
Tam hazirlanirken "acaba ben yaninda degilken kocam neler yapiyor" diye düsündü ve kocasinin kendisini tanimamasi için degisik bir kostüm giyerek partiye gitti. Oraya vardiginda bir kenarda onu izlemeye basladi. Kocasi arka arkaya degisik kizlarla ve onlarla çok yakinlasarak dansediyordu, nereye kadar gidebilecegini görmeye karar verdi. Onunla çok samimi bir sekilde dansetmeye basladi, kulagina disariya çikabileceklerini fisildadi. Arabalardan birine girerek sevistiler ve geceyarisindan önce maskeler çikarilmadan kadin eve gitti, kocasinin dönüsünü beklemeye basladi. Adam sabaha karsi 01.00 sularinda eve döndü ve dogru yataga gitti. Kadin "parti nasildi kocacigim" diye sordu, adam da "sen siz hiç eglenemedim tatlim" diye yanitladi. "inanmiyorum" diye cevapladi kadin "bahse girerim çok eglenmissindir. "gerçekten hayatim. Partiye gittigimde bazi arkadaslarla sıkıldık alt kata inip bütün gece pokeroynadik. Fakat kostümümü ödünç verdigim o Allah'in cezasi herif harika vakit geçirdi".
-
Misir hükümeti kizil denizin altina tüp geçit yapmak için ihale açar. ihaleye ingiltereden, amerikadan, japonyadan ve türkiyeden de temelin firmasi olmak üzere birer firma katilir. firmalari teker teker mülakata çagirirlar ve teknik bilgi isterler.
ingiliz firmasi: - biz iki taraftanda eszamanli olarak tüneli kazmaya baslariz ve denizin altinda tam ortada bulusuruz. tüneller arasinda maksimum 1 Metre fark olur. 30 metrelik enindeki tüneldede 1 metreyi rahatlikla düzeltiriz der.
amerikan firmasi: -bizde ikitaraftan kazmaya baslariz ve tam ortada bulusuruz maksimum 50cm farkolur der.
japon firmasi: - biz iki taraftan kazmaya baslariz ve tam ortada bulusuruz. Maksimum 20cm farkolur der.
sira bizim temele gelir. temel der ki : -valla biz de iki taraftan kazmaya
baslariz. ortada bulustuk bulustuk bulusamadik iki tüneliniz olur
-
Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel'i penisinden yılan sokmuş..
Dursun hemen saglık ocagına telefon ederek doktora sormus
-"Temeli yilan sokti ne edelum?" demiş.
Doktor da
-"Yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.
Temel merakla "Uyy Tursun, toktor ne diyi?" demiş.
Dursun cevap vermiş
"Ölsün pezevenk diyi."
-
Gözleri görmeyen, bekar ve fakir Kayseriliye bir cin çıkagelmiş. Benden bir şey dile yerine getireceğim demiş. Kayserili düşünmüş, gözlerini mi istesin, zenginlik mi istesin, evlenmek mi stesin. Sonunda cin'e 'oğlumu altınlarımı sayarken görmek istiyorum' demiş
-
Bir adam sabah yururken ilginc bir cenaze kafilesi farkeder; onde giden kopekli bir adam, arkasinda bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir baska tabut ve tek sira olmus yaklasik 200 adam.
Tuhafina gider. Kafilenin basindaki adam kuskusuz cenazenin sahibidir, yanina yaklasir ve sorar;
- Beyefendi, bu uzuntulu gununuzde hatirlatmak istemem ama olenler neyiniz oluyor? adam yanitlar
-Öndeki karim arkadakide kayinvalidem.
-Vah vah basiniz sagolsun. nasil oldu?
-Kopegim karima saldirip oldurmus. kayinvalidemde karima
yardima gelmis onu da oldurmus.
Adam biraz dusundukten sonra sorar;
- "Beyefendi kopeginizi odunc alabilir miyim?"
- "Sıraya geç"
-
Erzurum'lu ekinini kurutuyormuş...
"Allah'ım, ne olursun ekinim kurumadan yağmurunu yağdırma!" diye dua etmiş.
Ekini kurudu kuruyacak, akşam üzeri, son yarım saatte yağmur yağmış,
çürümüş tüm ekin. Sabah olmuş, ahıra gitmiş. Bir de bakmış ki eşeği de
ölmüş.
Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurum'lu.
İftara yarım saat kala bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini şöyle bir
güzelce
çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
"Nasıl, illet oluyorsun şimdi değil mi?" demiş ve eklemiş;
"Eşeği de kurbana saymazsam şerefsizim!"
-
Sevgili Oğlum Salamon'a
Üç Yahudi kardeş annelerinin yaş gününde ona aldıkları hediyeleri
birbirilerine anlatarak böbürleniyorlarmış.
Birincisi demiş ki: "Ben anneme kocaman bir ev aldım."
İkincisi: "Ben bir Mercedes limuzin aldım ve bir de şoför tuttum."
Üçüncüsü: "Benim hediyem hepinizinkinden güzel. Annemin Tevrat'ı okumayı ne kadar sevdiğini ve gözleri iyi görmediği için artık eskisi gibi
okuyamadığını biliyorsunuz. Ona bütün Tevrat'ı ezbere bilen büyük kahverengi bir papağan gönderdim. Onu eğitmek için 12 haham 12 yıl
boyunca uğraşmış. Tevrat'ı ezberletmişler. Bu papağan için havraya 20 yıl
boyunca her yıl 1 milyon dolar bağışlayacağım, ama buna değer.
Annem sadece bölümün adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak."
Öbür kardeşler, biz niye bunu düşünemedik diyerek hayıflanmışlar ve
kıskanmışlarsa da bir şey dememişler.
Kısa bir süre sonra anneleri üçüne de birer teşekkür mektubu yazmış.
Birinciye: "Abraham, bu ev bana çok büyük geliyor. Tek bir odası yetiyor
ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum."
İkinciye: "Mişon, yolculuk etmek için çok yaşlıyım, arabayı hiç
kullanmıyorum ve şoför çok kaba."
Üçüncüye: "Canım Salamon'um, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım
sensin. Her şeyin büyük maddi hediyeler olmadığını gösterdin.
Gönderdiğin tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim !"
-
temel askerdedir. ilk gün komutan gelir ve:
-benim adım ali kırç. unutmayın kırç, arada r var. soyadımı yanlış söyleyen veya dalga geçen olursa yakarım.
komutan ara sıra askerlere kendi soyadını sorar. en sonunda sıra temel'e gelir.
-temel söyle bakalım benim adım ne?
temel düşünür ama bi türlü hatırlayamaz. o sırada arkadaşı kopya verir:
-temel olum unutma arada r var.
-haah hatırladım komutanım. ali gört!!!
-
temel askerdedir. ilk gün komutan gelir ve:
-benim adım ali kırç. unutmayın kırç, arada r var. soyadımı yanlış söyleyen veya dalga geçen olursa yakarım.
komutan ara sıra askerlere kendi soyadını sorar. en sonunda sıra temel'e gelir.
-temel söyle bakalım benim adım ne?
temel düşünür ama bi türlü hatırlayamaz. o sırada arkadaşı kopya verir:
-temel olum unutma arada r var.
-haah hatırladım komutanım. ali gört!!!
-
Iki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı,
Birinci ihtiyar :
-"Su güvercinlere ne zaman yem atsam, siyasetcileri
hatırlıyorum "dedi .
diger ihtiyar ;
- neden...??? diye sorunca ekledi ;
"Yerde dolasırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamiza
sıcıyorlar.. ."