sno rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba Sayın Şahin Bey,
Savunma dilekçemi sizin yazdığınız gibi hazırladım.Yarın mahkeme götürüp vereceğim. Bu arada akşam internette Yargıtay 13. Hukuk dairesinin aynı bankanın, aynı konuda (benim dava konusu ile aynı) mahkemede davayı kaybetmesinden sonra mahkeme kararını onadığı kararı buldum.Burda sizlerle de paylaşayım.Bu kararın fotokopisini de savunma dilekçeme eklesem olur mu? Nasıl eklemem gerekiyor.Yardımcı olursanız sevinirim.
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4033
KARAR NO : 2013/7605
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 05/12/2012
NUMARASI : 2012/448-2012/619
DAVACI : Müzeyyen Kamiloğlu vekili Avukat Alp Oral
DAVALI : Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Vekili Avukat Gülay Çerik
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 125,16 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
GÖLCÜK
1. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2012 / 448
KARAR NO : 2012 / 619
DAVA : YAPILANDIRMA BEDELİNİN İADESİ
DAVA TARİHİ : 08/08/2012
KARAR TARİHİ : 05/12/2012
YAZIM TARİHİ : 31/12/2012
Davacı vekili tarafından açılan yapılandırma bedelinin iadesi davasının yargılaması sonucunda:
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, faizlerin düşmesi üzerine krediyi iki kez yeniden yapılandırdığını ancak bu işlemler sırasında yeniden yapılandırma bedeli adı altında toplam 2.958,00 TL kesinti yapıldığını, bunun 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek anıla miktarın yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 28.09.2012 havale tarihli cevap dilkeçesinde özetle; sözleşmenin 14'üncü ve 18'inci maddelerinde davaya konu kesintinin yapılacağının hükme bağlandığını, davacının sözleşmede imzası bulunduğunu, koşulları müzakere ettiğini, bu nedenle haksız şarttan söz edilemeyeceğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 144'üncü ve TTK'nin 22'inci maddeleri uyarınca bankanın davaya konu kesintileri yapma hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflar arasında akdedilen konut kredisi sözleşmesi ile sözleşme öncesi bilgi formu celp edilmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında tarihsiz, 144 ay vadeli, 63.000,00 TL bedelli konut kredisi sözleşmesi imzalandığı, bilahare faizlerin düşmesi nedeniyle davacının 01.10.2009 ve 15.04.2011 tarihli talepleri ile kalan kredi borcunun yeniden yapılandırıldığı, davalı bankanın “konut bedeli” adı altında 14.09.2009 tarihinde 1.835,00 TL, “yapılandırma bedeli” adı altına 15.04.2011 tarihinde 1.123,00 TL kesinti yaptığı, davanın, kesinti toplamı 2.958,00 TL'nin iadesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10'uncu maddesine, 5582 SK'nin 24'üncü maddesi ile eklenen, “Konut Finansman Sözleşmeleri” başlıklı B fıkrasına göre konut finansmanı kuruluşları, tüketicilere sözleşme öncesinde kredi veya finansal kiralama işlemleri ile ilgili genel bilgiler vermek ve tüketiciye teklif ettikleri kredi veya finansal kiralama sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorundadır. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşmenin geçersizdir. Bilgi formunun 10/07/2008 tarihinde imzalanmış, kredi sözleşmesine ise tarih atılmamış olması karşısında bu kurala riayet edilip edilmediği belirlenememiştir.
4077 SK'nin 10/B maddesinin 13'üncü bendine göre, tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Her iki durumda da konut finansmanı kuruluşu, vadesinden önce ödenen taksitler için gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlüdür. 14'üncü bende göre de, faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın % 2'sini geçemez.
Eldeki davada; 2.958,00 TL, davacıdan, kredinin iki kez yeniden yapılandırılması nedeniyle “konut yapılandırma” ve “yapılandırma bedeli” olarak alınmıştır. Lakin 4077 SK'de borç yapılandırmadan söz edilmemektedir. Borç yapılandırma, 29 Eylül 2007 tarih ve 26658 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Konut Finansmanı Kapsamındaki Kredilerin Yeniden Finansmanına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir. Anılan yönetmelikte, borç yapılandırma halinde komisyon alınacağına ilişkin bir hüküm yoktur.
Bundan başka, yönetmeliğin 7'nci maddesine göre konut finansmanı sözleşmesinde yeniden finansman kapsamında yapılacak değişikliklerde tüketicinin yazılı izni alınır. 6'ncı maddeye göre ise 7'nci maddede belirtilen yazılı onay alınmadan önce, konut finansmanı kuruluşunca, yeniden finansman amacıyla konut finansmanı sözleşmesinde yapılan değişikliklerin tüketiciye nasıl yansıyacağına ilişkin karşılaştırmalı bilgi, tüketiciye yazılı olarak verilir. Davacıya verilen bilgi formunda konutun ne tapu bilgilerine ne de aylık geri ödeme tutarına yer verilmiştir.
4077 SK'nun tüketicilere sağladığı en önemli haklardan biri bilgilendirme ve aydınlatılma hakkıdır. Bu kapsamda banka, kredi verdiğinde masraf, komisyon ve diğer tüm giderler dâhil olmak üzere çekilecek kredi tutarı, taksit miktarı, faiz oranı ve sabit aylık ödemeyi tüketiciye bildirmek durumundadır. Sözleşme yapılıp taksitler ödenmeye başlandıktan sonra faizlerdeki düşüş nedeniyle bankayı yapılandırmaya zorlamak hukuken mümkün değil ise de; serbest piyasa koşulları ve bankalar arası rekabet dikkate alındığında, kredi kullanan, krediyi tümüyle kapatarak başka bir bankadan daha uygun şartlarda kredi alabileceği için “yapılandırma” adı altında yeni bir uygulama gelişmiştir. Bankalar, mümkün olduğu kadar düşük oranda faiz ilanları yapmakta, daha sonra “masraf ve komisyon” veya “yapılandırma bedeli” adı altında aldıkları ücretlerle faiz oranını dolaylı şekilde artırmaktadırlar. Eldeki davada, davalı banka, toplam 2.958,00 TL'lik kesintileri “konut yapılandırma” ve “yapılandırma bedeli” olarak belirtmiştir. Bilgi formunun 10'uncu maddesinde “Masraf ve Giderler” ve sözleşmenin 6'ncı maddesinde “Vergi ve Masraflar” başlıkları altında bazı hususlara yer verilmiş ise de, kredinin yeniden yapılandırılması halinde yapılandırma bedeli alınacağına ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yapılan kesintilerin sözleşmede dayanağı yoktur. Davalı banka, davacı tüketiciye, kesintinin mahiyetini ve yasal dayanağını net şekilde bildirmekle yükümlüdür. Kredi sözleşmesi ve bilgi formunun bu bilgileri içerdiğinden söz edilemez. Bu nedenle davalı bankanın, “konut yapılandırma” ve “yapılandırma bedeli” adı altında kesintisi yapması yasaya aykırıdır. Aksi durum haksız şarttır.
Bu noktada haksız şart kavramı üzerinde durmak gerekir. 4077 SK'nin, 4822 SK değişik 6'ncı maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve “Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/ A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/ A, 10, 10 / A ve 11/ A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ...” hükmü, yine 4077 SK'nin 6 ve 31'inci maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7'nci maddesinde “Satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır” hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi davalı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan bazı kısımların rakam, isim ve adres yazılarak doldurulmuştur. Öenmli bilgilerin yazılması gereken bazı kısımlar hiç doldurulmamıştır. Sözleşmede borç yapılandırmadan ya da yapılandırma bedeli adı altında kesinti yapılacağından söz edilmemektedir. Dolayısıyla tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi “konut yapılandırma” ve “yapılandırma bedeli” şeklinde külfete sokan bir sözleşme hükmünün varlığı ve bu hükmün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığı ispat edilememiştir. Yapılandırma taleplerinin davacıdan geldiği ileri sürülebilir ise de; yüksek oranlı faiz indirimi fırsatlarını kaçırmamak için bankanın şart koşmasıyla davacının banka tarafından önceden hazırlanan belgeleri imzalamak ve meblağları ödemek zorunda kaldığı kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, tüketici, faiz düşüşü nedeniyle elde edeceği kazancın, kesilecek konut yapılandırma bedelinden fazla olması nedeniyle kesintiye katlanmak durumunda kalmaktadır. Kimse, bu fırsatı kaçırmak istemez. Faiz indirimi nedeniyle zarara uğrayan bankanın, bu zararını, davaya konu meblağları tahsil ederek kapatmak niyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce benzer konuda açılan davada verilen karar (2012/250 esas, 2012/410 karar), Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 01/11/2012 tarih, 2012/23857 esas ve 2012/2441 karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Sonuç olarak; kredinin yeniden yapılandırılması sırasında sözleşmede yer almayan şekilde konut yapılandırma bedeli adı altında davacıdan iki kez masraf tahsil edilmesi yasaya uygun düşmediği için davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren faiz işletilmesini talep etmiş ise de; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur. Davalının dava açılmadan önce temerrüde düşürülebilmesi için ya usulüne uygun ihtarname keşide edilmeli veya davalı hakkında icra takibinde bulunulmalıdır. Davalıya dava açılmadan önce ihtarname gönderildiğine ya da hakkında icra takibinde bulunulduğuna dair bir iddia ve delil yoktur. Bu durumda davalının açılan iş bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ve faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ ile 2.958,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı banka harçtan muaf olmadığından (kıyasen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E:2005/6536, K:2005/7961, T:13/07/2005) kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 175,71 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine (AAÜT m 12/2),
Davacı tarafından yapılan 53,30 TL (35,00 TL 7 tebligat, 15,00 TL müzekkere posta, 3,30 TL vekalet harcı) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay'a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu ve usulen anlatıldı. 05/12/2012
- - - Updated - - -
Merhaba Şahin Bey,
Aynı banka ve aynı konu ile ilgili 2.ci bir Yargıtay kararı daha buldum.Bunuda sizlerle paylaşıyorum.Bunu da savunma dilekçeme ekleyebilir miyim?Bu konuda yardımınızı bekliyorum.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Karar Tarihi: 15.12.2011
Esas No: 2011/9823
Karar No: 2011/19204
Yerel Mahkeme
Ankara 7. Tüketici Mahkemesi
Karar Tarihi: 14.04.2011
Esas No: 2010/858
Karar No:2011/309
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/9823
K. 2011/19204
T. 15.12.2011
• KREDİ YAPILANDIRMASI İÇİN ÖDENEN BEDELİN İADESİ İSTEMİ ( Faizlerdeki Düşme Nedeniyle Banka Tarafından Yapılandırma Yapıldığı – Bankanın Masraf Komisyon Adı Altında Ücret Talep Edemeyeceği )
• KONUT KREDİSİNİN YAPILANDIRMA İŞLEMİNDE MASRAF VE KOMİSYON ( Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının İptali İle Kredi Yapılandırması İçin Ödenen Bedelin İadesi İstemi – Yapılandırma Bankanın İnsiyatifinde Olduğundan Erken Ödeme Komisyonu ve Plan Değişikliği Adı Altında Yeniden Ücret Talep Edemeyeceği )
• TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ KARARININ İPTALİ TALEBİ ( Konut Kredisi Kullanan Davacının Kredi Faiz Oranlarının Düşüşünden Yararlanmak Üzere Kredinin Yeniden Yapılandırılmasını Talep Etmesi Üzerine Bankanın Erken Ödeme Ücreti ve Ödeme Planı Değişiklik Ücreti Aldığı – Banka Masraf ve Komisyon Adı Altında Ücret Talep Edemeyeceğinden Hakem Heyeti Kararının İptal Edileceği )
• ERKEN ÖDEME KOMİSYONU VE PLAN DEĞİŞİKLİĞİ ADI ALTINDA BANKANIN YENİDEN ÜCRET TALEP EDEMEYECEĞİ ( Konut Kredisinin Bankanın Kendi İnsiyatifiyle Yapılandırıldığı – Masraf Komisyon Adı Altında Bankanın Ücret Talep Edemeyeceği )
4077/m.1, 2, 3, 6, 10, 10-B, 11, 22-5, 23, 30
ÖZET : Dava, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptali ve kredi yapılandırması için ödenen bedelin istemine ilişkindir. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesi hukuka aykırıdır. Faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığına, aksi halin haksız şart niteliğinde olacağına, yapılandırmanın tümüyle bankanın insiyatifinde olduğuna, bu işlem kabul edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin hukuka aykırı olduğuna, davanın kabulüne, hakem heyeti kararının iptaline, dava konusu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi hukuka uygundur.
DAVA : Taraflar arasındaki tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
SONUÇ : Yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
T.C.
ANKARA
7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2010/858 Esas
KARAR NO : 2011/309
HÂKİM : İLHAN KARA 34610
KÂTİP : PINAR UZO 97165
DAVACI : GANİME AYAR
VEKİLİ : Av. HALUK BAYRAM
DAVALI : BANK A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. MURAT İÇİNSEL
DAVA : Tüketicinin Hakem Kurulu Kararına İtirazı
DAVA TARİHİ : 20/08/2010
KARAR TARİHİ : 14/04/2011
KARAR YAZMA T.İ: 18/04/2011
Yapılan yargılama sonucunda;
İDDİA :
Davacı, dava dilekçesinde ve davacı vekili beyanlarında: Davalı banka müşterisi olduğunu, 27/09/2007 tarihinde 60 ay vade ile 130.000,00 TL Konut Kredisi kullandığını, kredi faiz oranlarının düşüşünden yararlanmak üzere kredinin yeniden yapılandırılmasını talep etmesi üzerine bankanın %2 erken ödeme ücreti 1.545,00-TL ve ödeme planı değişiklik ücreti 386.00-TL olmak üzere 1.930,00-TL aldığını, bu paranın iadesi için Ankara Tüketici Sorunları İl Hakem Heyetine müracaat ettiğini, Hakem Heyetinin 09.08.2010 tarih ve 10 sayılı karan ile talebini reddettiğini, verilen kararın haksız olduğunu, bankanın haksız şekilde tahsil ettiği 1.930,00 TL bedelin iadesi gerektiğini belirterek Hakem Heyeti kararının iptaline ve ödenen 1.930,00-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı taraf vekili savunmalarında, açılan davanın haksız olduğunu, banka uygulamasının sözleşme ve davacının taahhüdüne uyarak yapıldığını, erken ödeme nedeniyle masraf ve komisyon alınmasının yasaya uygun olduğunu, açılan davanın yersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA GEREKÇESİ :
Dava, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptali ve Kredi yapılandırması için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. (4077 s.K.m 1, 2,3,10,10/B,23,30)
Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti karan, Konut Kredisi Sözleşmesi, hesap özeti, ödeme planı, ödemeye ilişkin dekont örneği, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 09/08/2010 tarih ve 10 sayılı karan ile 4077 sayılı Tüketici Korunması Hakkında Kanunun 10/B maddesi gereği tüketicinin 1.930,00-TL yapılandırma ücretine ilişkin talebinin reddine karar vermiştir.
Bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiler tüketicidir (4077 s.K.m.3/e). Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya kamu tüzel kişileri de satıcı sayılır(4077 s.K.m.3 g).
Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem tüketici işlemi sayılır (4077 s.K.m.3/h). Mevcut davada taraflar arasın da ki Hukuki ilişki kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemeleri görevlidir.(4077s.K.m.lO, 10/B.l 1.23. 30)
Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu hallerde Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri de görevlidir. Ancak dava değeri itibarı ile verecekleri kararlar 4077 sayılı Kanun 22/5 madde uyarınca ilam hükmünde veya delil mahiyetinde olacaktır.
Konut kredisi sözleşmesi, ödeme planı, yapılandırma sırasında alman komisyon ve masraf miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık alınan tüketici kredisi nedeniyle faizlerdeki düşme nedeniyle banka tarafından yapılan yapılandırma işleminde masraf ve komisyon istenip istenemeyeceği konusundadır.
4077 s.K. 6 maddesinde yapılan düzenlemeye göre, satıcı ve sağlayıcının tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart sayılır. Buna göre sözleşmedeki bir hükmün haksız şart olarak değerlendirilebilmesi ipin; 1) Satıcı tarafından müzakere edilmeden sözleşmeyi tek yanlı olarak konulmuş olması. 2) Tarafların hak ve yükümlülüklerinde tüketici aleyhine bir dengesizlik oluşturması, 3) Bu durumun iyi niyet kurallarına aykırı olması gerekir.
Taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin tamamı veya sözleşmedeki bir veya birkaç hükmün haksız şartın kabulü için yukarıda belirtilen bu şartların tamamının aynı anda bulunması zorunludur. Sözleşme incelendiğinde, kredi kartı ücreti, kredi kartı yıllık aidat bedeli ve hesap işletim ücretine ilişkin hükmün banka tarafından tek taraflı olarak sözleşmeye konulduğu, bu durumun tüketici ile müzakere edilmediği, aksine bir iddianın bulunmadığı, sözleşme de bu konuda hüküm olmadığı, bu düzenlemenin tüketici aleyhine dengesizliğe sebebiyet verdiği anlaşıldığından bu hükmün haksız şart niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. (Aynı görüşte 13 H.D. 03/03/2008, 2007/11236 E., 2008/2982 sayılı kararı.)
Konut Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde: 27.09.2007 tarihinde davacının aylık 1,28 faizle, 60 ay vadeli 130.000.00-TL konut kredisi kullandığı, aylık 3.117,00-TL taksit ödemesi kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında: Taraflar arasında 27/092007 tarihli Konut Kredi sözleşmesi imzalandığını, aylık 1.28 faiz, 60 ay vade 130.000,00-TL kredi kullanıldığını, taksit miktarının 3.117,00-TL olduğunu, 30 aylık ödemeden sonra faiz oranının %Ö,89 oranına indirilerek ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını, faiz oranının sabit olarak belirlendiğim, konut finansman kuruluşu tarafından erken ödeme ücreti talep edilebileceğini, banka uygulamasının yerinde olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, teknik değerlendirmeleri mahkememizce kabul edilmiş ancak, hukuki nitelendirmeye yönelik sonuç bölümüne itibar edilmemiştir.
4077 s.K.m. 10/B maddesinin 14.fıkra hükmüne göre faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde bir veya birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması halinde konut finansman kurulu erken ödeme ücreti talep edebilir. Erken ödeme ücreti %2 oranını geçemez. Kredi taksitlerinin vadesinden önce erken ödenmesi ya da borcun tümüyle ödenmesi halinde banka %2 oranını aşmayacak şekilde erken ödeme ücreti talep edebilir. Bankanın bu oranı azami miktarda kullanabilmesi için bunun haklı gerekçesini tüketiciye bildirmesi zorunludur. Mevcut olayda erken ödeme olduğu kabul edilemez. Yapılan işlem piyasada faiz oranlarının düşüşü ile birlikte bankalar arasındaki rekabet ile birlikte bankaların faiz oranında kendiliğinden ve talep üzerine yaptıkları indirimlerdir.
Her şeyden önce belirtmek gerekir ki sözleşme yapılıp taksitler ödenmeye başlandıktan sonra faizlerdeki düşüş nedeniyle bankayı yapılandırmaya zorlamak hukuken mümkün değildir. Ancak serbest piyasa koşulları nazara alındığında kredi kullanan tarafın krediyi tümüyle kapatarak başka bir bankadan daha uygun şartlarda kredi alabileceği düşünüldüğünde bankaların yoğun bir şekilde yapılandırma adı altında yeni bir uygulama geliştirdikleri görülmektedir.
Tüketici Kanununun tüketicilere sağladığı en önemli haklardan birisi bilgilendirme aydınlatılma hakkıdır. Bu kapsamda esasen bankalar kredi verdiklerinde masraf komisyon. Ve eğer tüm giderler dahil olmak üzere çekilecek kredi tutarı, taksit miktarı ve sabit aylık ödeme yaparak bunu tüketiciye bildirmek durumundadır. Ancak piyasa koşullarında yoğun rekabet nedeniyle bankaların mümkün olduğu kadar düşük oranda faiz ilanları yaparak bilahare masraf ve komisyon adı altında aldıkları ücretlerle faiz oranını dolaylı şekilde artırmaktadırlar. Tüketici Mevzuatı yönüyle bu durumun kabulü mümkün değildir.
Somut olayda bankayı yeniden yapılandırmaya zorlamak yasal olarak mümkün olmamakla birlikte banka kendi insiyatifiyle yapılandırmayı kabul ettiğine göre tüketiciye yapılandırma ile ilgili faiz oranını her şey dahil olmak üzere net biçimde ve kalan süre için ödenecek taksit tutarını bildirerek yapmak zorundadır. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, Hakem Heyeti kararı, Konut Kredisi Sözleşmesi, ödeme planı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, aksi halin haksız şan niteliğinde olacağı, yapılandırmanın tümüyle bankanın insiyatifinde olduğu, bu işlem kabul edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne, hakem heyet kararının iptaline, dava konusu 1.930,00 TL nin davalıdan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle.
HÜKÜM :
1-Davanın KABULÜNE,
2-Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 09.03.2010 tarih ve 30 sayılı kararının İPTALİNE,
3- Dava konusu 1.930,00-TL'nin davalıdan TAHSİLİNE, davacı tarafa ÖDENMESİNE, 4-Davacı taraf kendisini bir vekil marifetiyle temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T uyarınca 550 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Davacı tarafça yapıldığı anlaşılan 10,00 TL dava açma, 12,00 TL P.P., 300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 322,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6- Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 18,40 TL başvuru ve 114,64 TL nispi karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 133,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekili yüzlerine karşı, gerekçeli karar tebliğinden itibaren 15 günlük temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
14.04.2011