Uzun zamandır ilk kez açık bir muhaliflik durumum söz konusu olmuştu...
Sayın Sevigen'in istifası ile noktalanan bu muhalifliğimin de ömrü kısa sürdü...
Katkıları için başta Sayın Sevigen ve CHP'ye çok teşekkür ederim...
Printable View
Uzun zamandır ilk kez açık bir muhaliflik durumum söz konusu olmuştu...
Sayın Sevigen'in istifası ile noktalanan bu muhalifliğimin de ömrü kısa sürdü...
Katkıları için başta Sayın Sevigen ve CHP'ye çok teşekkür ederim...
CHP'den şimdi de "başörtülü aday" açılımı
Çarşaf, Kur'an kursu, tarikat, türbe açılımlarıyla dikkat çeken CHP, bu kez de başörtülü Meryem Bıçkıcı’yı Ankara’nın Nallıhan ilçesinde başkan adayı olarak gösterdi. Bıçkıcı, halen Nallıhan’da belediye meclis üyesi olarak görev yapıyor.
46 BÖLGEDE KADIN ADAY
CHP, yerel seçimler için 8’i il olmak üzere 46 seçim çevresinde kadın aday gösterdi. Aydın’da Özlem Çerçioğlu’nu, Balıkesir’de Nedret Can’ı, Bursa’da Sena Kaleli’yi, Erzincan’da Nuran Uygun’u, Hatay’da İris Şentürk’ü, Isparta’da Aysel Erdoğan’ı, Kastamonu’da Müjgan Alagöz’ü ve Şanlıurfa’da da Nazan Odabaşı’nı belediye başkan adayı yapan CHP, bu illerin dışında 38 seçim çevresinde daha kadın aday gösterdi.
Kadın adaylar arasında, Nallıhan Belediyesi’nin 11 Belediye Meclis Üyesi’nden biri olan Meryem Bıçkıcı dikkat çekti. MHP’li Sefa Gür’ün başkanlık yaptığı Başkent’in merkeze en uzak ilçelerinden Nallıhan’da Bıçkıcı, başörtülü olarak Belediye Meclisi’nde görev yapıyor. Bir başka kadın belediye meclis üyesi AKP’li Hayriye Çakmak ise başı açık olarak çalışmalarını sürdürüyor.
"KILIK KIYAFET ÖNEMLİ DEĞİL"
Önceki yıl, Meclis’te “Başörtüsü eşlerin ayıbını örtmez” diyerek büyük tartışma yaratan Baykal’ı CHP Genel Merkezi’nde ziyaret eden kadın grubu arasında da yer alan Bıçkıcı, “İnsanlarımızın kılık kıyafeti şöyle olsun, böyle olsun önemli değil. Bunun böyle gündeme getirilmesi yanlıştır” değerlendirmesinde bulunmuştu. (Gazeteport)
Bir arkadaşımın imzasında derin bir pasiflik ve edilgenlik duygusunu tetikleyen bir slogan var...
O sloganın büyüsüne kapılan arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum...
Paylaşılmayan doğrular, sizi doğrulara götürmez...
Paylaşılmayan yanlışlar, insanları doğru yola sevketmez...
Paylaşılmayan acılar ve sevinçler insanları varlık nedenine taşımaz...
Galileo'nun dünyanın yuvarlaklığını hayatı pahasına insanlarla paylaşmak için ölümü göze alması, paylaştıktan sonra geri adım atması İŞTE BU İHTİYAÇTANDIR...
Paylaşım için ara renklerin tonu farklı da olsa bir araya gelinir...
Daha çok paylaşım için renk farklılıkları bile olabilir...
Önemli olan sizin renginizin paylaşımının sizin ihtiyacınızı giderecek boyutta olmasıdır...
O da emeğinizle doğru orantılıdır...
Ama sizin paylaşmaktan yana derdiniz yok ve felsefeye meraklı iseniz dünyanın yuvarlaklığının ne önemi olabilir ki...
TEŞKİLAT OLMADAN BİR HİÇİZ!
VESSELAM!
Baykal şimdi ne yapacak?
Vatan yazarı Mutlu, Sevigen’i savunan Baykal’ın şimdi ne yapacağını çok merak ettiğini söyledi. Cumhuriyet yazarı Sirmen ise, yolsuzluk yok ama etik de değil savunmasını yarım ahlaklı az pilav üstü dönere benzetti.
Devamı: http://www.ntvmsnbc.com/news/476187.asp
CHP'ye şimdi de başörtülü aday
Son zamanlarda çarşaf ve Kur'an Kursu açılımlarıyla dikkat çeken CHP, Ankara Nallıhan'da başörtülü aday gösterdi.
Halen Belediye Meclis üyeliği yapan M. Bıçkıcı, bu kez Deniz Baykal'ın onayıyla Belediye Başkan adayı gösterildi. Bıçkıcı, ''Deniz Bey'le iki kez başörtülü olarak görüştüm. Adaylığım sırasında kimse bana 'başörtün ne olacak' diye sormadı ama seçilirsem yasalar neyi gerektiriyorsa onu yapacağım'' dedi.
İnançları gereği başını örttüğünü belirten Bıçkıcı, dinle siyasetin birbirine karıştırılmasına karşı çıktığını vurguladı.
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=180421
Anlaşılan o ki,
Ninemin yemenisi; CHP liler için Başörtüsü, AKP liler için de Türban olarak anılacak!
Altı üstü ninemin yemenisi, yazması , tülbendi , namaz örtüsü vs. si , vs. si...
Partiler çoğalıp rekabet artıkça ninecığazımın örtüsü de ha bire farklı isimlerle anıldıkça anılıyor!
En ilginci de herkes: "Din ile siyaset birbirine karıştırılmasın" diyor da diyor...
E hadi bakalım karıştırmayın da görelim, umarım karıştırılmaz!
Metin Münir 12 Mart Perşembe 2009/MİLLİYET
mmunir@milliyet.com.tr
Kapitalizm çöktü, yaşasın AKP
Ekonomin çöküş halinde olması seçimlerde AKP’nin aleyhinde olacak mı?
Kurala göre, ondan önceki yıllarda ekonomi yükselişte olsa bile, seçim yılında ekonomik kriz varsa iktidardaki parti oy kaybeder. Hatta iktidarı kaybeder. Çok partili ilk seçimlerin yapıldığı 1950’den beri Türkiye’de hep böyle oldu.
Ama, inanıyorum ki, bu defa olmayacak.
AKP, gidişini durdurmak bir yana, varlığını inkâr ettiği ekonomik krizden olumsuz etkilenmeyecek. Oy oranı küçülmek yerine, büyüyecek. Bu büyüme bir toprak kayması azametinde bile olabilir.
Bunun akla gelen ilk nedeni muhalefetin gülünç derecede etkisiz olmasıdır. Meclis’in muhalefet sıraları tahta at dolu hipodrom ahırları gibi.
AKP’nin alternatifi yoktur. Baykal, Erdoğan’ın alternatifi değil, garantisidir. Baykal’dan memnun olmayabilirsiniz ama o kendinden memnundur: Karikatürist dostumuzun dediği gibi, “İktidar geçici, muhalefet bakidir.”
Çelişki gibi görünecek ama ekonomik kriz AKP’nin oyunu azaltmak yerine artıracak.
Çünkü yaşamakta olduğumuz durum bir ekonomik kriz değil paradigma değişikliğidir. Nasıl 1988’de komünizm çöktü ise şimdi de kapitalizm veya kapitalizmin bir türü çökmekte. Wall Street kapitalizmin Berlin Duvarı idi, yıkıldı.
Nerede duracağı belli olmayan bu düşüşte görülmemiş şeyler yaşanabilir. İnsanlar bunu hissediyor ve korkuyor. İşsizlik artacak, yoksullar daha yoksul olacak, orta sınıfa yeni katılmış eski sıralarına dönecekler. Bu durumda halkın çoğunluğu en güvenli liman olarak AKP’yi görecek.
Kömür ve erzak dağıtıyor
Korunma güdüsüyle halk kapı kapı dolaşan, kendi aksanıyla konuşan, yeşil kart veren, kömür ve erzak dağıtan, okul çocuklarına bedava kitap ve defter sağlayan AKP’ye daha fazla yönelecek.
Bunları alanları hor görenlere, dilencilikle suçlayanlara değil.
Kazanan AKP olacak. Cumaları camileri dolduran. Tarikatları sosyal güvenlik kurumlarından örgütlü ve zengin. İftar çadırlarının mucidi. Tesettür taburlarının komutanı. Devlet ihalelerinden özel hesaplara milyarlarca dolar aktaran ve aktarmaya devam eden ve bir kısmını saçmaya hazır AKP.
Ekonomik çöküntü fanatizmi, yabancı düşmanlığını, korumacılığı, otoriter yönetimi besler, bunlar da AKP’nin gıdasıdır. Zaten otoriter ve fanatik eğilimlere sahip olan Erdoğan’a bu seçimler ve bu ekonomik kriz ilaç gibi gelecek.
AKP o kadar iyi örgütlenmiştir ki popülaritesi geçtikten sonra bile bu örgütlenmenin gücüyle iktidarını sürdürebilir. Aynen mollaların İran’ında olduğu gibi.
Beyaz Türkler insan zekâsına hakaret olan CHP ve Baykal’a tahammül etme uyuzluğunu göstermenin bedelini silinmekle ödeyecekler. Tıpkı 1789 ihtilalindeki Fransız asil sınıfı gibi.
Sizi Atatürk bile kurtaramaz.
Sn. Bilgili,
Metin Münir'in yazdıkları ortak temenniniz olabilir, ancak ben yazılanlarda gerçek payını çok küçük görüyorum.
Aslında konu başlığı bu saatten sonra "n'olacak bu AKP'nin hali?" olsa daha doğru olur. Zira hem nalına hem mıhına yaklaşımından daha dürüst olacaktır bu başlık... Şu ara muhalif olmak da evrilip şekil değiştirince, bazıları muhalefeti iktidara hiç bulaşmadan, muhalefete muhalefet etmek olarak algılıyorlar ya hadi hayırlısı.
"Kapitalizm çöktü, yaşasın AKP" başlığı bile başlıbaşına bir garabet...
tevekkelli bu kadar cehalet okumadan olmaz........
darbelerin mantığını taşıyan partiler tarihin çöplüğüne birer birer atılırken
arkasında bıraktığı acı tortuları bugün herkes evinde işyerinde ve sokakta yaşamaktadır.
9 eylül 1980 akşamında demirel' in basın açıklamasında ''70 sente muhtacız'' sözünü anımsayınız.
ve ardından geçen 20 günlük hengameli süre sonunda ekonomiden sorumlu turgut beyin çıkıp bütün iş yerlerine yüzde yetmiş zam müjdesini verirken bir sendika liderinin aklımda kalan bir sözünü sizinle paylaşmak isterim.
'' 70 senti olmayan bu memleket bu kadar kısa süre içinde bu kaynağı nasıl temin etmiştir insafınıza sunarım.''
yani bize 1980 de bir deli elbisesi dikmişler ve yıllar içinde abd nin değişen çıkarlarına göre ağır ağır da giydirmektedirler.
elbisenin giyilecek tek bir kısmı kalmıştır o da gömleğidir...
o nuda 28 şubat sonrası hazırlanan tezgahtan giymek üzereyiz. kala kala kollarnı bir arkadan bağlamaya kalmıştır.
eh sizlerin sayesinde oda olacakmıdır? bakalım yaşayıp göreceğiz.......
bizi bu coğrafyadan kimse silemez vijdanlarınız rahat olsun!. bizi atatürk kurtarmayacak belki ancak ben şundan eminim ki
seni ve senin gibi düşünenleride biz kurtaracağız
bekle ve gör.......!
1980 den sonra değişim ve dönüşüm diye yutturulan bütün olayların arka pilanına bakmaya cesaretiniz varsa bi bakınız isterseniz?.........
darbelerden sonra kurulan partiler hiç gayret göstermeden tek başına ikdidara getirilip vazifesi bittiğinde buruşturulup tarihin çöp tenekesine atıldığını siz bile anlayabilirsiniz. AKP de 28 şubat ın ürünüdür.......
ve son olarak size bişey hatırlatayım.
C H P niye bu kadar gıcık olduğunuzun belki önemli bir nedeni vardır.
ancak bu gıcığınızı boğazınızdan temizlemek için AKP nin ABD markalı ''sopasıni'' kullanmanız asla yetmeyecektir.
unutmayınız efendim.
yıldırım bir yere iki defa düşmez.
iyiler zor kazanır ama sonunda hep iyiler kazanır.........
saygılarımla
ayazoglum........