Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Dikkat buyurunuz Çanakkale savaşı demişsiniz ona dokunmadım bile!!! Adana valisi bir lise3 öğrencisine sormuş Çanakkale savaşı nerede olmuştur diye El cevap '' Kars ile Erzurum arasında bir yerde...'' Bu tipler mi Çanakkale ruhu taşıyacak?? Vali şaşırmış ''Çanakkale savaşını bilmiyorlar''diye bende valiye şaşırdım şaşırdığı konuya.... Bırak Çanakkale savaşını adam Çanakkale diye bir yer olduğunu bilmiyor !!! Türkiye de öyle bir il olduğundan habersiz... Bunlar Atatürk ü umarım seviyordur... RTE bile oraya gidip içi boş kovanı tutup sallamadımı '' Şehit Seyit onbaşı bu topu din iman gücüyle inançla kaldırdı hadi bunuda laikliğe aykırı saysınlar !!!!'' Ne seyit onbaşı şehit olmuştu nede Seyitr onbaşıya dinsiz diyen vardı.... Ama o onu kullanarak laikliğe dinsiz demek istemedi mi?? Bu tip düşüncenin gazete ve TV lerinde Çanakkale savaşını mavi yeşil kuşların kurşun tutması ak sakallı dedelerin rüyaya girip mayın yerlerini söylemesi bulutun düşmanı yok etmesi dedelerin nöbet tutbası hatta Peygamberin bile katıldığı körpecik beyinlere pompalanmıyor mu? Hangi çanakkale savaşı ben iddiaya girerim Bir çok kişi çanakkale savalının ne zaman olduğunu bile bilmiyordur. Cahil cühela hurafelere inanan bir toplum yetiştirmek amaçlandı çünkü başka türlü sömürge olunamıyor !!!!
Alıntı:
-Bir insan İslam ile laik olabilir. Keza insan islamiyeti kendisi için yaşar başkası için değil..
Dini açıdan insan kendi yaptıklarından mükelleftir. Öğrendiğim kadarıyla Allahın katında dini konularda zorlama yoktur. Bu manada İslam demokratik bir dindir. Ama her dinde aşırı uçlarda yaşayanlar olabilir elbette..Ama bunu topluma genellemek yanlıştır. Türkiyede şu anda bu çok ütopik olacak ama mesela şöyle bir hayalim var;, uluslar arası camiada bilimselliği ve muhakemesiyle nam salmış oldukça dindar ve başörtülü bir hakimin, yine müslümanların oluşturduğu uluslar arası bir dolandırıcılık ve cinayet çetesinde mağdur duruma düşen diğer dinlere ait yüzlerce kişinin tarafı olduğu bir davaya bakarak laik bir düzen içerisinde müslümanlara hak ettiği cezayı vermesi durumu mesela.. Şimdi böyle bir şeyi hayal etmek çok mu fazla oluyor? Her şey iyi niyetli düşünmekle ve ortada suç yokken niyet okuyuculuğunu bir tarafa bırakmakla başlar…
Laiklik din değildir ki elbette bir insan laik olduğu halde bir dine inanabilir. Milyarlarca örneği var. Biz hariç !!! RTE bağırmıyor muydu ? ''hem laik hem dindar olunmaz '' diye bas bas... Bu utanç dolu yalanı halkın yüzüne haykıra haykıra kaç kere söyledi ? Kendisi gibi düşünen bazı tipler türban takmayanı dinsiz saymadı mı? Kendisi türban takmayan '' İkna edilir'' demedi mi? Hani dini özgürlük, sen önce dinin içine girmiş hurafeleri yanlışları ayıkla halkına bunları doğru söyle ondan sonra laiklik şemsiyesi altına gir. Şu anda dayatılanın islam dini olduğunu sananların aklına şaşayım ben. Bunlar demedi mi ''Çankaya ya dindar bir CB çıkacak ''diye Daha öncekiler neydi ? Bunun hesabını ne bu tarafta ne öbür tarafta verebileceklerini sanmıyorum. Bunlar dinci faşist dinle ilgileri yok.
Oldukça dindar demekle neyi kastediyorsunuz bilemem ama hukuk kurallarına saygılı müslüman inancını içinden yaşayan bir çok bayan hakim vardır ülkemizde. Hakimin görev sırasında baş örtüsü takması Laikliğe aykırıdır. Laiklik devletin dinlere ve kişilere olan tarafsızlığının somut tanımını bulduğu yerdir. Hristiyan dininde direk kitap emri olmasına rağmen hakimler haç filan takmaz bizde bence olmayan sizcede ''şüpheli '' olan bir dini simgeyi takması normal olur diyorsunuz. Olamaz. Türban kadın özgürlüğünü kısıtlayan bir örtüdür. Nasıl olurda kısıtlayan bir şey özgürlük olabilir ? Nasıl olduğunu merak ediyorsanız yaklaşık 5-6 ileti beklemeniz ve okumanız gerekecek. Aslında ne demek istediklerini anlatacağğım ben kendimce tarihe not düşmek için geçmişten bu güne...
Alıntı:
Kuran'da türbanla ilgili net bir hüküm olmadığı halde Anayasa Mahkemesi'nin önünde toplanıp "Allah'ın emri yasaklanamaz"diye bağıran yaygaracılar samimi Müslüman iseler, neden Kuran'ın birçok emrinin yasaklanmış olmasına tepki göstermiyorlar?
Burası laik bir ülke niye tepki göstersinler ki..Bizim ülkemizde insanların laik düzenden istedikleri şey dine dayalı bir yönetim değil, ibadet çerçevesinde hangi ortamda olursa olsun, başörtüsüne, namazına niyazına karışılmaması, bunun dışında farklı bir talepleri yok.
Bence insanların kendilerini Allaha kulluk manasında hergün sorumlu hissettikleri ibadetler alanında engellenmeye yada sen ancak buraya kadar yapabilirsin denmeye hakları yoktur.
Keza ibadet edenlerinde, ibadet etmeyenlerin sınırına girmeleri gibi bir haklarıda yoktur..
Bu hükümet 2002 de bu günkünden fazla milletvekili sayısı ile gene iktidardı . Yani 6 senedir iktidardalar maalesef. 2001 senesi ve öncesinde her Cuma okulların önünde türban gösterileri çıkarken olaylar olurken hiç bir şey değişmeden bunların 2002 de bıçak gibi kesilmesi ne anlama geliyor sizce ? O kişilerin bu iktidar tarafından proveke edildiği meydanlara salındığı açıkça anlaşılmıyor mu? Anayasa mahkemesi önünde tamamen yasadışı gösteri yapıp bağırıp çağıranların kendi istekleriyle orada olduklarına inanmıyorum Şu TRAVMA GEÇİREN EFENDİNİN ORGANİZASYONUDUR O.
İşin ilginci çok ama çok ilginçtir. Daha dün Başbakanlıktaki toplantıda adamın birisi ''saat kaç?'' diye bağırdı gerisi duyulamadı !! Derdest ettiler adamı götürdüler. Danıştay saldırısı ortada hala dururken EN iyi korunan ( Korunması gereken ) Anayasa mahkemesi önünde o gösteri nasıl yapıldı ? Neden müdahale edilmedi ? Bu provokenin bizzat çok yukarlardan yapıldığının temel kanıtı değil mi? O saatte onlar nasıl toplanabildi ? Dikkatle bakıldığında bir kaçı dışında üniversite öğrencisi olamayacak kişiler orada ne arıyordu ?
Bu ülke 1 Mayıs 2008 i yaşadı bu hükümetle. Altı üstü bir meydan olan taksim e çıkmak isteyen işçilerle buna hayır diyerek direnen hükümet ve valilik birbirine girdi. Barış içinde yaşayan güzel yurdum insanı o güzelim bahar ve işçi bayramını bir kutladıki anlatılamaz. Topu toğu 2 saat süren olaylarda mümtaz ve şevkatli hükümet ve polisimiz hastahane demeden başka yer demeden gaz bombası tazyikli su jop sopa artık Allah ne verdiyse işçilerimizi ''ikna''etti. sonuç 748 yaralı!!! Bahar bayramı kutladık. Gene bu ülke 1974 yılında iki ayrı zaman diliminde ve toplam dört gün süren ve adına KIBRIS BARIŞ HAREKATI dediğimiz askeri bir operasyon yaptı aslında sınırlı bir savaş yapıldı Rum kesimi ve Yunanistan a karşı. Resmen 4 gün süren gerçek mermi ve mühimmatın kullanıldığı savaş sonucu yaralı sayısı 1158 !!!! İki saatlik gösteride 748 4 günlük savaşta 1158 !!! Anayasa mahkemesi önündeki İzinsiz Ggösteride ise Allahtan sıfır. Polis uzaktan seyretti durdu asıl oyunun ne olduğu net anlaşıldı aslında ama anlamamak isteyenler her daim dimdik durdu. Hükümet o kadar güzel yalan söyleyip o kadar güzel saptırıyor ki !!! Anlatılamaz bir durum oldu bu bitti...
Özetle dikkate değer yazınız sanki biraz gerçeklerin dışında bir temenni gibi. Laiklik kavramıyla bağdaşmayan ifadelerinizi bir yana bırakırsak sizin anlayamadığınız ilk satırda dediğim gibi dindarla dinci arasındaki farktır. Laiklerin dinle hiçbir sorunu olmadığı gibi çoğu dinciyim diye geçinen sahtekarlardan daha dindardır. Ama gürültü ve yalanla yaşama sarılan rant kavgası hariç işleri olmayan dincilerin kavgasıdır bu kavga İslam diniyle kavga eden yok ha var pardon dinciler islam dininede karşı .... Sar bak RTE ye anlatsın size nasıl karşı ... Servetini bir incele bakalım yetim hakkı ve diğer dini kapsamlarla ne kadar uyumlu...
Atladığım yerlerde hemfikiriz sanmayın değiliz de o konuda o kadar yazdım ki bıktım artık ama tek bir dip not Eğer türbanı islamın olmazsa olmaz şartı kabul eden varsa. Dört kadınla evliliğe iki kadının tek erkek şahitliğine ( Oda tam değil ya neyse hadi ) Kadınların aklen ve fiziken dun yaratıklar olduğunun kabulu mirastaki kadın payı gibi düzenlemeleride savunmaları ve istemeleri gerekir. Şunu alalım şu laiklik gereği kalsın demek İKİ YÜZLÜLÜK VE DİN TACİRLİĞİDİR. NE İSLAMA NE ERDEME NE ETİĞE NE LAİKLİĞE NE DE İNSANLIĞA SIĞAR... Yağma Hasan böreği mi Kur'an ı kerim ???? Beğendiğini al gerisi kalsın Ayıp ayıp . İşin ilginci tek olmayanın alınmaya çalışılması ne adına İslamda Olmayan İslam adına....
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
"Atatürk devrimleri travma yarattı" AKP'nin ikinci adam
Cumhuriyet ve Atütürk devrimleri ile hesaplaşmak isteyenler...
T.S.K taraftır ve Gerektiğinde tavrını açıkca ortaya koyaçaktır.
Cumhuriyet'imizin kurucusu ulu önder Atatürk'ün Ne Mutlu Türküm diyene!
anlayışına karşı çıkan herkes
Türkiye Cumhuriyeti''nin düşmanıdır ve öyle kalaçaktır. T.S.K. 2007
Atatürk devrimlerinin 'travmatize' ettiği doğrudur.
Yüz yıllarca toplumu geri bırakan, soyup soğana çeviren saray ve saray yandaşlarını travmatize ettiği doğrudur.
Tanrı'nın yeryüzündeki temsilçisi olduğu yalanıyla halkı afyonlayıp sürü gibi güdenleri travmatize ettiği doğrudur.
Aklı bilimi, teknolejiyi reddedip 'ulema'yı baş tacı edenleri travmatize ettiği doğrudur.
Halkın yüzde 97'sini eğitimsiz, okuma-yazmasız bırakanları travmatize ettiği dogrudur.
Kadınları ikinçi sınıf insan olarak gören, kadını her türlü toplumsal yaşamdan, miras hakkından, kız çocuklarını eğitim hakkından yoksun bırakanları travmatize ettiği doğrudur.
Kadın ve erkek yan yana gelemez, kadın ve erkek aynı tramvaya, otobüse binemez diyenleri travmatize ettiği doğrudur.
Erkeği sarığa, kadını çarşafa saranları travmatize ettiği doğrudur.
Atatürk ve dava arkadaşları Cumhuriyeti kurup çağdaş devrimleri yaşama geçirirken travma geçirenlerin kimler olduğu biliniyor.
Arşivlerde, tarih kitaplarında hepsinin adı yazılı,
Yaptıkları, yapamadıkları, hareketleri, tavırları da.
Bu travma öyle bir kuyruk acısı yaratmıştı ki , bir türlü hazmedemediler. Hikmet Bila 25/ Haziran/2008
AKP 'nin ikinçi adamı ayaklanmalardan söz ederek Cumhuriyet'in ilk dönemlerdeki ayaklanmaları kastetmektedir şimdi dikkat Milli mucadele ve Anadolu ihtilali sürerken, işgal devletleri ile işbirliği yapanlar 16 iç ayaklanma çıkararak Milli Mucadele ve Anadolu İhtilali ordularını arkadan vurmuşlardır.
şimdi Fırat Cumhuriyet'in ilk dönemlerindeki ayaklanmalardan söz etmektedir.
Bunların da "travma sonu" olduğunu söylemek iştemekdedir.
Şimdi 0 16 iç ayaklanma ile Türk Ordusu'nun arkadan vurulması da mı travmadır. yoksa emperyalizim orduları ile işbirlikçilk midir?
YA O OLMASAYDI....
Büyük Türkçü Hamdullah Suphi Bey,
Mondros sonrası ve onu takip eden Sevr zamanında Süleymaniye Camii'in önünde İngiliz devriyelerini gördüğü zaman nasıl bir azap içinde yaşadığnı anlatmıştır.
Eğer Mustafa Kemal Paşa, Atatürk Milli Mucadele ve Anadolu İhtilali'ni başlatmasaydı, şimdi o TBMMM olurmuydu?
Param parca edilmiş Anadolu topraklarında esir bir millet olarak yaşamak nasıl olaçaktır?
Cumhuryiyet devrimleri olmasydı, bu günkü medeni Türkiye olurmuydu?
Ama işte şimdi, yeni emperyalizm, Yine parcalanma, Kendi maksadına uygun bir Türkiye peşinde değilmidir? Elbet de buna karşı CUMHURİYET GÜÇLERİ DE OLAÇAKTIR.
GERİSİ LAFI- GÜZAFTIR. Taylan Sorgun 25/Haziran/2008
TÜRKİYE gerçekleri
Gelir Vergisi Kanun'nun 40. maddesinin 10. bendiyle 89. maddesinin 6. bendini değiştirip 40'ın üzerindeki vakıf ve derneğin kendi yandaşlarına devlet kesesinden para akıttığı gerçeğini Sabhattin Önkibar anlattı ve Yeni Çağ Gazetesinde günler önçe yazdı ama kimseden ses çıkmadı yani...
Avrupa Deniz Feneri, Kanal 7'nin parara havuzu "Kimse yok mu" İnsani Yardım Yardım Vafkı" Hızır Vafkı" kurumların Vergi muhafiyeti yüzde yüz
VE MEHMETÇİK VAFKI'na yüzde beş vergi indirimi?
ALLAH Kurtarsın M.E.Sezen
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
İyi ortalık biraz durulmuş belkide sıcaktan durulmuştur. Neyse zaten iyi olmuş bir konuyla ilgili bölüm daha yazayım ben. Yazılanların isim olduğunu keşfeden beyin sahibini bir yere bırakırsak isimlerin ilk bölümünü inceleyelim bakalım kimlermiş.
Hayrunnisa Gül
Emine Erdoğan
Münevver Arınç
Ahsen Unakıtan
Mehtap Güler
Gülten Çiçek
Semiha Yıldırım
Fatma Şeyda Akdağ
Zeynep Babacan
Meseret Ekren
Kübra
Esra
Sümeyye
Elif
Zeynep
Ayşe Şeyma
İclal
Büşrah
Hayrunnisa Gül ü zaten yazmıştık. Ama özetle 14 yaşında evlendirilmeye kalkmış medeni kanuna çarpmış 15 yaş üç günlükken evlenip okulunu bırakmış ve kapanmıştır.
Emine Erdoğan Bu sitede yüzlerce kez adı geçmiş ve hayatı bile anlatılmıştır. Emine Gülnaran ken tesettüre gir dediler diye 15 yaşında intiharı düşünmüş Ama günümüzde en başarılı savunucusu olmuştur. Hikayesi çok yazıldı diye gerek yok.
Münevver Arınç Üniversite yıllarının modern giyimiyle en dikkat çekici ismiydi Münevver Tay Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulunuda 5 üzerinden 4,5 ortalama ile bitirecek kadarda çalışkandı. hatta en başarılı öğrenciydi diyebiliriz. Kırşehir Kaman da öğretmenliğe başladı Manisa SHP İL Başkanı Avukat Bülent Arınç hemşerisi olduğu için daha öncedende tanıdığı Münevveri babasından istedi İsmail Bey kızına söyledi kız öğretmenliği seviyordu istemedi ama baskıya dayanamadı evlendi. Bülent Arınç 32 Münevver tay 22 yaşındaydı. Değişen sadece soyadı olmadı Öğretmenliği bıraktı ev hanımı oldu tesettüre girdi çok sevdiği öğretmenliği bir sene yapabildi...
Ahsen Unakıtan Edirneliydi orta halliydi. mandolin ve piyano çalardı ilginçtir tenis oynardı. Solcuydu çok çalışkandı İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi Avukatlık yapmaya başladı. Edirne'den çocukluk arkadaşı Maliye Bakanlığı'nda hesap uzmanı olan Kemal Unakıtanla 1971 de evlendi... Eşi istedi diye bir gün eşarp taktı Avukatlığı bıraktı ev hanımı oldu Eşi bakan olunca Eşarp kesmedi türbana terfi ediverdi birden sonra ailesiyle arası açıldı Erdal ailesi solcuydu ve hala solcu...
Mehtap Güler CHP Muğla milletvekili Hasan Fehmi İlter'in kızı. Annesi Sevilay hanım malumunuz ressamdı. Kendiside okudu başarılı oldu. 1981 de Hilmi Güler le evlendi evlenince örtündü çalışmayı bıraktı.
Gülten Çüçek Yozgatlıydı. Saray ilçesinde öğretmenlik yapıyordu. Cemil Çiçek ise Yozgatta avukattı. Görücü usuluyle evlendiler Sadece beş yıl öğretmenlik yapabilen Gülten hanım örtündü ev hanımı oldu.
Semiha Yıldırım Öğretmendi . Binali Yıldırım Erzincan da köyünden akrabasıydı. Görücü usulu evlendiler. Örtündü öğretmenliği bıraktı.
Fatma Şeyda Akdağ Babası subaydı. İlahiyat fakültesi ikinci sınıf öğrencisiydi başı açıktı. Recep Akdağ'ın annesi Nesrin hanım müstakbel gelinini Erzurumda bir toplantıda gördü beğendi. Recep Akdağ Erzurum üniversitesi tıp Fakültesini bitirmişti üniversitede kariyer yapmıştı. Akdağ ailesi Ordu ya gidip Fatma Şeyda'yı istedi. Evlendiler. Okulu yarım bıraktı Örtündü ev hanımı oldu.
Zeynep Babacan Hacettepe Üniversitesinde Mütercim Tercümanlık Bölümünde öğrenciydi. Ali Babacan'ın üç kız kardeşi ile yakın arkadaştı. Ali babacan Öğrenimini tamamlayıp abd'den döndükten sonra bu üç kardeş yani Betül Tuğba ve Merve Abilerine Zeynep Yurter in uygun eş olduğunu söylediler. Baba Hilmi Babacan da kızı ister verilir. Görücü usuluyle evlenirler. Türkiye yi çağdaşlığa taşıyacağı söylemine sahip Ali Babacan görücü usuluyle evlendiği Zeynet Yurter'i Türbana soktu evinin ''hanımı''yaptı.
Meseret Ekren 1976 senesinde Eczacılık fakültesinden mezun oldu Aynı yıl Nazım Erken le evlendi Türbana girdi mesleğini yapamadı .
Kübra Tanıdınız mı? Eski soyadıyla Gül Hani Bilkent i bitirirken devlete meydan okuyan küstah kız. Babasıda sırıtmıştı ne olmuş diye. Okulu bitirdi ne oldu ? Hemen evlendirildi. Bir gün bile çalışmadı.
Esra abd indiana üniversitesinde okudu. Bir işe yaradı mı Hayır Çalışıyor mu Hayır. Çalışacak mı Hayır . Soyadı Erdoğan.
Sümeyye Bu da başka bir Erdoğan konuşmaya gerek yok sadece okudu. Babası çok fakir olduğundan bursla....
Elif Bilkent Üniversitesini derece ile bitirdi. Sonra gitti evlendi çocuk yaptı Çalışıyor mu ? Hayır. Kim bu Elif derseniz. Soyadı Erbakan ...
Zeynep Eliften tek farkı ODTÜ yü bitirmesiydi diğer tüm hususlar aynı eski soyadları bile yani buda bir Erbakan.
Ayşe Şeyma Enerji Bakanı Hilmi Güler in kızı Gazi Üniversitesi mimarlık bölümünü canavarlar gibi okudu bitirdi. Ne mi oldu Okul biter bitmez Osman Pepe nin oğlu ile evlendirildi. Türbanlı ve evde evde mimarisini geliştiriyor.
İclal Cemil Çiçek in kızı Bilkent Üniversitesini bitirdi. Aferin bile denemeden kendisini Türbanlı ve evli buldu. Bölümün ne önemi var...
Büşrah Binali yıldırımın kızı o da....
Aman içim sıkıldı inanın gelin ikinci bölüme geçmeden ufak bir değerlendirme ve saptama yapalım. Aslında bunu pps olarak hazırlayıp heryerde dolaştırmak lazım. Dincileride kandırmak için bu maili en az on kişeye gönder... diye birde palavra...
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sanırım üsteki iletiyi okudunuz. İletiye bahse konu kadınlar okumuş okumaya devam etmekte olan kadınlar(mış) Üniversiteyide bitirmiş çoğu Eşleri babaları ise maalesef şuanda devletin en üst kademelerini fuzuli iştigal edip laikliği hak ile yeksan etmek ve keselerini doldurmakla meşguller. Türkiye onlar için yağmalanması gereken bölünmesi gerekne bir ''yer'' abileri öyle istiyor. Neyse bunlar bu forumun konusu değil. Bu forumun konularından birisi olan Türban a başlıyorum anladığınız gibi. Bu kadınların en büyük ortak özelliği hepsi açıkken türbana girmeleri...
Hepsinin okullarını mesleklerini bırakmaları evlerine kapanmaları ve şimdilerde de hiç hak etmedikleri halde Laikliğin en büyük nimetlerinden yararlanmaları. Kocaları olan zat ı muhteremlerse Türkiyeyi bir birine katan Türbanlıların Üniversiteye girmesinin yolunu açmaya çalışan halk gönüllüleri!!!!! Ne olur ; analar, bacılar, kızlar, kadınlar biraz dikkat edin....
Okuyan karısını okuldan alıp örten, Avukat karısını örtüp eve kapatan, Öğretmeni örtüp eve kapatan, zihniyet Kızlarımızın okumasını ister mi? Türbanı bırakın Türbansız bile okumasını istemezler... Çünkü onlar için kadın örtünmesi ve evde durması gereken bir ''yaratıktır'' Bakınız ilerleyen bölümlerde bu ''yaratık '' tarihin neresinden geliyor onuda anlatacağım sizlere.
Bu kadar açık gerçekten sonra bunların bu kopardıkları gürültünün sadece dini siyasete alet eden bir gösteri olduğunu anlamamak için salak olmak lazım. Türban siyasi dini simgeleri ve şuan onu kullanarak show yapmaları, halkın gözünü boyamaları, dini sömürmeleri, rant kapmaları, mazlumu oynamaları gerekli. Kadın dı türbandı okuldu dertleri değil aslında. Nede olsa hayallerindeki dünya erkekler dünyası kandırılmış kadınlarımız bunu anladıklarında Eyvah diyecekler ama umarım çık çok geç olmaz.
Peki bunlar gerçekten Türbanlı kızları azıcıkta olsa savunuyorlar mı? Asla işte ikinci bölüm kızlarımıza bakalım. Sonra oradan bir değerlendirmeye varırız. Ama artık diyeyim UYAN TÜRKİYE ÇOK GEÇ OLMADAN ; AT ÜZERİNDEKİ ÖLÜ TOPRAĞINI NE NE DİNİNLE NE DE VATANINLA OYNATMA YABANI....
Bir dip not daha düşeyim Bunların demokratiklikleri sadece açıkların kapanması yolunda var. Yani saçı açığı kapatmak demokratlık ama bir şekilde tersi anti demokratlık. Hani RTE Hülya Avşar a dedi ya ''ikna'' ederiz. İkna sadece kendi sine olunca demokrasidir unutmayın. Takip edin görürsünüz.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın commoder1tr;
Bu dolambaçlı hikayelerinizin arkasında yasakçı zihniyetiniz net olarak görünüyor. Biz biraz "salak" durumundayız ama bu zihniyeti görme kabiliyetimiz az da olsa var.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
sn.commodore1tr ,
uzun uzun tespitler yapmışsınız. konu başlığınıda olduğu gibi(don-kurufasulye) yazılarınızın genelinde kullanıdığınız dil ve bazı kelimeler bu kadar itici ve saldırgan olmasaydı, daha yumuşak bir üslup ile yazılmış olsaydı , bu yazılarınızın gerçekten edebi bir değeri olup , kitap altında bile toplanabilirdi. yazılarınızı ilgiyle okudum ama konu başlığında da olduğu gibi yazılarınızın bazı bölümlerini bayağı ve üsluptan uzak buldum. katıldığım - katılmadığım yerler oldu.
ama çok önemli bir konuyu gözden kaçımışsınız. aynı chp'nin, laikçilerin, ulusalcıların ve anti akpcilerin kaçırdığı gibi.
tespit var ama, çözüm yok.....
onlar şöyle , onlar böyle , onlar yobaz, onlar kadınları şöyle sömürüyor vs...
peki kabul...
ama çözümünüz nerede ? siz bu görüşleri savunanlar yasaklamalar haricinde bugüne kadar hangi çözümü ürettiniz ? görüşlerini beğenmediğiniz bu toplum ile kendi görüşünüzü benimseyen toplumun kaynaşması adına...
hep yasak, hep zorlama , hep yok sayma...
85 yıldır böyle gidiyorda ,sonsuza kadar böyle götürmeye mi niyetiniz var?
inanıyormusunuz bunun sonsuza kadar böyle gidebileceğini ?
berlin duvarları bile yıkıldı da, artık bu iki kesimin bir arada aynı ülkü uğruna biribirini yasaklamadan, biribirine tehdit gözü ile bakmadan yaşama zamanı gelmedimi ?
görüşlerini beğenmediğiniz o toplumla beraber yaşamaktan , aynı okula gitmekten aynı işi paylaşmaktan, onlar tarafından yönetilmekten neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz?
kendinize güveniniz yok mu?
onların sizi sindireceği , elemine edeceği ve yok edeceğinden mi korkuyorsunuz ?
korkarsınız tabii...
85 yıldır sadece kendi elit çevresini düşünen , tüm Türkiyeye hizmet ve eğitim götürmektense sadece bana , hep bana demekten, toplumumuzun şu anda yeterince eğitim alamadığını ve kalkınamadığını hepimiz biliyoruz. bunun sorumlusu bugünkü hükümetmidir? 85 yıldır nerede idiniz ? sağcısı geldi, solcusu geldi , milliyetçisi geldi , ne yaptı ?
bende isterdimki Türkiyeye toplumsal barışı getiren, sosyal eşitliği sağlayan, adeleti herkese eşit ve zamanında uygulayan , demokratik açılımları sağlayan, etnik ayrımcılığı ortadan kaldıran, dini bütün insanlar ile laikçi kesimi barıştıran yönetim ;
islami alt yapısı olan muhafazakar bir parti değil, başka bir parti olsun. sosyal demokrat olsun , liberal olsun vs... ama yok. olmadı. öyle bir lider, parti, oluşum var mı?
örneklerini yaşıyoruz. işte chp, işte ulusalcılar, işte basın, işte laikçiler...
hepsi yasakçı, hespi karşısındakini tehdit gören, saldırgan ve itici bir grup...
sizin yazılarınızda bu çizgide maalesef.
birleştirici, uzlaştırıcı bir çözüm yok. hep tespit, hep karalama, hep kötü senaryolar. halka inandırıcı olmuyorsunuz. akp'nin yükselişindeki en önemli sebep budur. halk inanıyor.
bu sözümü ispatlayacağım bir tespit ile devam edeyim.
22 temmuz seçimleri öncesi, kanaltürkte sayın tuncay özkanı dinliyorum.
diyorki "halkın durumu 2002 seçimlerinden öncesinden iyimi ? hayır? pahalılık var, herkes perişan, çiftçi şöyle, işçi şöyle. terör 2002 öncesinden kötü. her gün güneydoğuda bir askerimiz ölüyor. kıbrısı kaptırdık, dışarıda ab ye bağımlı olduk. ehh bu durumda 2002 seçimlerinde yüzde otuz küsur oy almış bir parti bu oyu tekrar alabilir mi? halk onları umut görebilir mi? kesinlikle hayır. akp bitmiştir."
22 temmuz akşamı ise durumun böyle olmadığı ortaya çıktı. evet sn. tuncay özkanın yaptığı tespitlerin bir çoğu doğruydu, terör, ekonomik sıkıntılar vs...
ama bir fark var. halkın %47 si sayın tayyip erdoğan'ı inandırıcı buluyordu. onu çözümün adresi olarak görüyordu.
dolayısı ile Türkiyedeki durumlar ne kadar karanlık olursa olsun, siz halka karşı inandırıcı olamadığınız sürece oy alamazsınız.
sn.commodore1tr , siz bu yazıları niye yazıyorsunuz? chp gibi , basın gibi gruplar niye sürekli anti akp propagandası ve laiklik elden gidiyor propagandası yapıyor?
sebep , bizim gibi akp'nin muhafazakar kanadından olmayan, demokrat, liberal ve daha merkezdeki ama seçimde akp ye oy vermiş kesimi akp den koparmak için... yani tekrar akp yi yaklaşık %20'lik kemik tabanına geri dönmesini sağlamaya çalışıyorsunuz.
bu çabayı eleştirmiyorum. saygı duyuyorum.
ama yönteminiz yanlış. inandırıcı olamıyorsunuz. itici oluyorsunuz.
çözüm üretmek yerine yasakçı bir zihniyet üretiyorsunuz.
akp bu yüzden 2002 de iktidar oldu, bu yüzden her şeye rağmen 2007 de %47 oy aldı. bu yüzdende hala %40 tabanını koruyor.
bende isterdimki sn. tayyip erdoğan yerine bir seçeceğim olsaydı. sn. erdoğan birbileri ile yapıcı rekabet içine girseydi. bende en iyisi hangisi ise ona oy verseydim.
ama yok...
bence herkesin bu seçeneği yaratmak adına çalışması lazım.
korku salarak, yasakçı zihniyetle bu olmaz.
türbanlı kızlarımıza yüksek öğrenim hakkını vermediğiniz sürece onların eline bir kozda vermiş oluyorsunuz. her zaman mazlum ve zor durumda bir portre çizebiliyorlar. haklıyken haksız duruma düşmeyin. verin haklarını. alın ellerinden kozlarını. bakalım ne oluyor. ne yapıyorlar, nasıl davranıyorlar? kaynaşıyorlar mı? ayrılıp baskı mı yapıyorlar?
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
sn.commodore1tr ,
sn.commodore1tr , siz bu yazıları niye yazıyorsunuz? chp gibi , basın gibi gruplar niye sürekli anti akp propagandası ve laiklik elden gidiyor propagandası yapıyor?
sebep , bizim gibi akp'nin muhafazakar kanadından olmayan, demokrat, liberal ve daha merkezdeki ama seçimde akp ye oy vermiş kesimi akp den koparmak için... yani tekrar akp yi yaklaşık %20'lik kemik tabanına geri dönmesini sağlamaya çalışıyorsunuz.
Sayın commodore1tr;
Yazılarınızla yapmaya çalıştığınız şey bu mu ?
Siz hangisini yapıyorsunuz?
Sayın Commodore1tr, Mehmet Emin Sezen ve benzeri saldırılara hakim arkadaşlar;
Gerçekten siz hangisini yapıyorsunuz? Aklı selim hiçbir insan Münakaşa ve Münazaa sevmez dolayısıyla o üsluptaki yazılarıda ciddiye almaz hatta cevap bile vermeye tenezzür etmez! Lütfen artık sizde bunun farkına varın!
Hangisini yapıyoruz?
Prof. Dr. Alaaddin Başar
MÜNAKAŞA: Çekişme niyetiyle soru sormak ve karşılıklı atışmak.
MÜNAZARA: Kuralına uygun olarak karşılıklı konuşmak, tartışmak.
MÜDAVELE-İ EFKÂR : Fikir alışverişi.
MUARAZA: Karşı tarafın ileri sürdüğü delile hücum etmeyip, onun zıddını ispat eden diğer bir delil getirmek.
MÜZAKERE: Birbirlerine konu hakkında hatırlatmalarda bulunmak.
MÜNAZAA: Ağız kavgası, çekişme, nizalaşma, mücadele.
KARŞILIKLI konuşmanın, tarafların niyetlerine, üslûplarına ve samimiyet derecelerine göre aldığı farklı isimler vardır: Bunların en yaygın olanları, münakaşa, münazara, müzakere, muaraza, münazaa ve müdavele-i efkârdır.
Bunların içinde en verimsiz ve faydasız olanları “münakaşa” ve “münazaa”dır ve maalesef günümüzde en yaygın olanlar da bunlardır.
Müzakere ve müdavele-i efkar, yakın mânâ taşırlar. Müzakerede karşılıklı olarak bir konuyu konuşmak, birbirlerine konu hakkında hatırlatmalarda bulunmak söz konusudur. Müdavele-i efkârda da bir fikrin, farklı şahısların ruh âlemlerinde kazandığı yeni şekillerin, karşılıklı olarak ortaya konulması ve bir sonuca varılması hedeflenir.
Münazara, usulüne uygun ve belli kaidelere riayet edilerek yapılan ilmî tartışmalardır.
Muarazada karşının fikrini doğrudan çürütmek yerine, kendi fikrini doğrudan savunma yolu tutulur. Yani karşı tarafın sözlerini cümle cümle ele alıp tahlil ve tenkit etmek değil, kendi görüşünü savunmak ve onu ispat etmekle karşıyı çürütmek esas alınır.
Münakaşada, karşı tarafla çekişme niyetiyle soru sormak ve karşılıklı atışmak söz konusudur. Niyet, ne pahasına olursa olsun, rakibini yenmek, meydandan muzaffer ayrılmaktır. Hangi tarafın haklı olduğu, sonucun taraflara ve dinleyenlere ne kazandırdığı hiç önemli değildir. Bu kör dövüşünün en yakın komşusu “münazaa”dır. Yani, ağız kavgası yapmak, çekişmek, nizalaşmak.
•••
Münakaşanın en tehlikelisi ve en zararlısı, imanî konularda yapılan, kırıcı, yıkıcı ve sert tartışmalardır. Bu tartışmalarda, taraflardan birisi, meselâ, imanı savunurken diğeri küfrü savunur. Maksat, karşı tarafı mutlaka alt etmek olunca, küfrü savunan insan, dönüşü olmayan bir yola girmiş demektir. Böyle ölçüsüz bir tartışma, taraflara zarar vereceği gibi, o münakaşayı takip edenleri de şüphe ve tereddütlere düşürebilir. Bunun içindir ki “mesail-i imaniyenin münakaşa suretinde bahsi caiz değildir,”. bu gibi meselelerin ancak “itidal-i demle, insafla, bir müdavele-i efkâr suretinde bahsi”nin caiz olacağı vurgulanır.
“İtidal-i dem” soğukkanlılık demektir. Sert ve asabî bir ortamda yapılan münakaşalardan hiçbir netice alınmayacağı açıktır.
“İnsaf,” ortaya atılan makul bir fikri, hiçbir ön yargıya kapılmadan kabul etme faziletini göstermektir.
Bu iki temel şarta riayet edilirse zaten, münakaşa yerini müdavele-i efkâra, yani fikir alışverişine bırakır.
Bunun faydası ise tartışılmaz.
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın commodore1tr duyarlılığınız için teşekkürler..
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commoder1tr;
Bu dolambaçlı hikayelerinizin arkasında yasakçı zihniyetiniz net olarak görünüyor. Biz biraz "salak" durumundayız ama bu zihniyeti görme kabiliyetimiz az da olsa var.
O kadar yazıyı okuyup bunu mu çıkardınız çıkara çıkara Abbas bey ?
Ben size üç yanıt yazayım beğendiğinizi alın.Ama ben sizden daha mantıklı bir yanıt beklerdim. Örneğin yasakçı zihniyetimden küçük bir bukle...
Buyurun size gerçek ama fıkra gibi ilk yanıt hemde Adli...
Erzurum Yarı Açık Cezaevi'nden firar eden hükümlü Kenan, çok geçmeden yakalanıp Cezaevi Savcısı'nın makamına getiriliyor. Savcı kızgın, 'Niye kaçtın?' diye soruyor sertçe.
Hükümlü, insanı çatlatacak kadar sakin:
‘‘Anayasal özgürlüğümü, firar hakkımı kullandım Savcı Bey.’’
Savcı hiç sesini çıkartmıyor. Hükümlünün 15 gün hücre hapsi ile cezalandırılmasına ve kapalı cezaevine nakline karar veriyor.
Kenan, pişkin bir şekilde karşı çıkıyor:
‘‘Çok vermedin mi Savcı Bey...’’
Savcı, hükümlünün mantığıyla yanıtlıyor soruyu:
‘‘Anayasal özgürlüğümü, ceza verme hakkımı kullandım.’’
Kıssadan hisse siz hangi taraftaki özgürlüğü savunuyorsunuz Abbas Bey ? Hali hazır görüntünüz herkese firar hakkı tanıyor....