Re: AKP'ye Kapatma Davası
Sanırım 1990 senesi idi Türk Demokrasi Vakfının düzenlediği seri konferansların müdavimlerinden biri idim ve keyifle bir çok oturumu izlemiştim sorularımla da aktif katılımda olduğum zamanlarda çoktu.
Amerikadan Kamu Özgürlükleri alınında Prof. olmuş bir konuşmacı gelmişti. Oturum yöneticisi ise Prof. Ergun ÖZBUDUN'du. Ön sıralarda Anayasa Mahkemesi üyeleride pür dikkat konuşmacıyı dinliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam daha sonra Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini yürütecek olan Mustafa BUMİN konuşmacıya "laiklik nedir?" diye sormuştu. Bu sorunun orada sorulması bende şok etkisi yarattı çünkü soru "laiklik nedir?" di "Amerika'da laiklik yorumu nedir ve uygulaması nasıldır? değildi. Cevap basit idi ve konuşmacı birazda şaşkın cevaplamıştı. Laikliğin 2 temel unsuru vardır 1- Dini özgürlük 2- Dinden özgürlük (konuyu dahada dallandırmak istemiyorum)
Fakülte son sınıfta Kamu Hukuku dersinde Prof. Münci KAPANİ'nin kitabı temel kaynak olarak gösterilirdi bizde Münci Hocanın diğer kitaplarını da bu vesile ile okumuş bulunmaktaydık. Orada karşılaştığım bir sözü aklımda kaldığı kadarı ile nakletmek isterim "Birey laik olamaz. Ancak devlet mutlaka laik olmalıdır."
Bazı arkadaşlar laikliğin Demokrasilere özgü olduğunu söylemekteler bu çoğunlukla doğru her zamanda doğru değildir. Resmi dini olan demokratik ülke kendini laik olarak da tanımlamaktadır. Tabii bu tanımlama o ülke için geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti ise kendini demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamaktadır.
Yakın zamanda hukukçulara bir soru sorulmuş Devlet ile Hukuk karşı karşıya gelirse hangi tarafta olursunuz. Çoğunluk devlet demiş :)
AKParti için kapatılma davası açıldığında iktidar başsavcıya tepki gösterirken muhalefet başsavcıyı alkışladı ancak Ergenekon operasyonunda ise muhalefetin bir kesimi savcıya yüklenirken iktidar savcılık işlemine karışılmaması gerektiğini söylemekte. :)
Hukukçuların bir hukuk devletinde hukuktan değil devletten yana tavır koyduğu, iddianamenin muhatabına göre tavır koyan siyasilerin olduğu ve içinde hukukçuların dışında başka meslek gruplarınında bulunduğu idari yargı ve Anayasa Mahkemesinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
İronik bir ülkedeyiz vesselam.
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Alıntı:
Av.Bingöl Zekeriya Bengier rumuzlu üyeden alıntı
AKParti için kapatılma davası açıldığında iktidar başsavcıya tepki gösterirken muhalefet başsavcıyı alkışladı ancak Ergenekon operasyonunda ise muhalefetin bir kesimi savcıya yüklenirken iktidar savcılık işlemine karışılmaması gerektiğini söylemekte. :)
Hukukçuların bir hukuk devletinde hukuktan değil devletten yana tavır koyduğu, iddianamenin muhatabına göre tavır koyan siyasilerin olduğu ve içinde hukukçuların dışında başka meslek gruplarınında bulunduğu idari yargı ve Anayasa Mahkemesinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
İronik bir ülkedeyiz vesselam.
Herşeyi bu cümleleriniz açıklamış zaten.
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Tayyip Erdoğan'a, hem dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, hem Baykal, ’evet türban yasağı kalkmalı’ demişler
YALÇIN DOĞAN HÜRRİYET GAZETESİNDEKİ KÖŞESİNDE, AKP'LİLERİN BU İDDİASININ GERÇEK OLDUĞUNA İNANDIĞINI YAZIYOR:
Çok çarpıcı Sezer-Erdoğan-Baykal
TAYYİP Erdoğan dün, türbanla ilgili çok önemli bir perde arkasını aralıyor. Üstü kapalı olarak:
"Ülkemde gerilim olmasın diye, beş yıldır bekledim. Baykal gündeme gelmesini istemediği için, bekledim, kurumsal mutabakat bekledik. CHP’nin akşam söylediği ile sabah söylediği farklı".
Bu sözlerin çarpıcı bir perde arkası var. AKP’liler anlatıyor:
"Beş yıl önce, bir MKYK toplantısında Başbakan bize bir olay anlattı. Cumhurbaşkanı Sezer ve Deniz Baykal’la üçlü bir görüşme oluyor, bir resmi davette. Başbakan türban konusunu açıyor. Hem Sezer, hem Baykal, ’evet türban yasağı kalkmalı’ diyor. Ama, sonra adım atmadılar."
Erdoğan’ın, beş yıl bekledik, CHP’nin akşam söylediği ile sabah söylediği farklı, sözü, bu üçlü diyaloğa gönderme.
Eğer doğru ise, hatta ben yanlış olduğuna inanmıyorum, Erdoğan’ın durup dururken böyle bir olayı anlatması için hiçbir neden yok, Baykal’ın çok iyi bilinen ikili oyunu.
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Sayın Erdoğan o zaman bir beşyıl daha sabrederse neyi işteyecek acaba bilen varmı!?
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Alıntı:
Custa rumuzlu üyeden alıntı
Tayyip Erdoğan'a, hem dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, hem Baykal, ’evet türban yasağı kalkmalı’ demişler
YALÇIN DOĞAN HÜRRİYET GAZETESİNDEKİ KÖŞESİNDE, AKP'LİLERİN BU İDDİASININ GERÇEK OLDUĞUNA İNANDIĞINI YAZIYOR:
Çok çarpıcı Sezer-Erdoğan-Baykal
TAYYİP Erdoğan dün, türbanla ilgili çok önemli bir perde arkasını aralıyor. Üstü kapalı olarak:
"Ülkemde gerilim olmasın diye, beş yıldır bekledim. Baykal gündeme gelmesini istemediği için, bekledim, kurumsal mutabakat bekledik. CHP’nin akşam söylediği ile sabah söylediği farklı".
Bu sözlerin çarpıcı bir perde arkası var. AKP’liler anlatıyor:
"Beş yıl önce, bir MKYK toplantısında Başbakan bize bir olay anlattı. Cumhurbaşkanı Sezer ve Deniz Baykal’la üçlü bir görüşme oluyor, bir resmi davette. Başbakan türban konusunu açıyor. Hem Sezer, hem Baykal, ’evet türban yasağı kalkmalı’ diyor. Ama, sonra adım atmadılar."
Erdoğan’ın, beş yıl bekledik, CHP’nin akşam söylediği ile sabah söylediği farklı, sözü, bu üçlü diyaloğa gönderme.
Eğer doğru ise, hatta ben yanlış olduğuna inanmıyorum, Erdoğan’ın durup dururken böyle bir olayı anlatması için hiçbir neden yok, Baykal’ın çok iyi bilinen ikili oyunu.
Sayın SEZER için bir şey söyleyemem çünkü çelişen açıklamasını görmedim (Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu zaman yaptığı Cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlanması açıklaması ile uygulamasının çelişmesi dışında) veya olduysa da benim gözümden kaçmıştır.
Ancak; Baykal'ın bir dediği bir dediği ile çelişmesi konusunda rakip tanımadığını sınır ötesi operasyonda Genel Kurmaya karşı tavrında görmedik mi? Baykal için en doğru yorumda bulunan Rahmetli Erdal İNÖNÜ olmuştur. Sayın İNÖNÜ gibi nezaketi ile örnek bir parti liderini bile çileden çıkartmayı başaran BAYKAL için Sayın İNÖNÜ, "Baykal çok iyi konuşur ama elini taşın altına koymak veya sorumluluk almak gerektiği zaman kesinlikle öyle bir tavır sergilemez. O partisini iktidara taşıma sorumluluğunu kaldıramaz. En iyi yaptığı iş muhalefette kalıp konuşmaktır" demişti. Aynı Baykal, Rahmetli ECEVİT'i de canından bezdirip ayrı bir parti kurmaya sevk etmemişmiydi.
Baykal bu öyle de der böyle de ..... İpiyle kuyuya inilmez ....
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Anayasa Mahkemesi sözcüsü :
"Kısa bir açıklamamız olacak. Bu açıklamamızdan soru almıyoruz. Yorum yapılmamasını rica ediyorum.
Toplantımız sonucunda aldığımız karar: İddianamenin Abdullah Gül dışında kalan bölümünün kabulüne oybirliğiyle, Abdullah Gül yönünden de kabulüne oyçokluğuyla karar verildi"
commodore1tr ye teşekkürler
Öncelikle tartışmalı olan hukuki konuyu şekilci bir yorumla da olsa kısa sürede çözdüğünüz için teşekkür ederim.Gerçi raportörün kafası da biraz karışmış ama artık bu konuda tartışmaya lüzum yok , çünkü iddianame kabul edilmiştir. Benim şahsi görüşüm ve temennim zaten iddianamenin kabul edilmesi veya davanın açılmış sayılması suretiyle anayasa yargısı sürecinde bir neticeye varılması yönündedir.Tabi bu sonucun ülkemiz için , milletimiz
için ve hatta insanlık için hayırlı olmasını diliyorum (benim önyargım bu işte )Ancak umudum anayasa mahkemesinin laiklik gibi Cumhuriyetin Temel ilkelerini yorumlarken şekilci ve baskıcı bir anlayışla değil gerçekten de önyargılardan arınmış bir şekilde hukuğun temel ilkeleri ve Temel İnsan Hakları da gözeterek karar vermesidir.
Yukarıda belirttiğim hususlar hukuken olmasını temenni ettiğim hususlardır.Siyasi olarak da bir kaç şey beyan etmek isterim.Bence artık bu dava ile AKP kapatılma sürecine girmiştir. Buna göre siyasi etik açısından uygun olmayacak davranışlar yerine ; mesela kapatmayı engellemek maksadıyla anayasal/yasal meclis düzenlemeleri yapmak yerine kısa sürede MKYK toplanıp siyasi etik açısından daha uygun olacak davranışlar sergilemelidir. Mesela AKP başkan ve bazı üyeleri istifa edebilir , Cumhurbaşkanı da görevi bırakabilir (Ki aslında o makamda tartışmalı konumda bulunduğu da bir gerçektir ve kanımca Halk tarafından seçilmeliydi.), BAşbakan da derhal istifa edebilir ,parti bazı disiplin kararları alabilir veya hatta bence AKP kendini lağvetse daha iyi olur. Buna göre meclis de gerekli siyasi önlemleri alıp bir an önce seçime gidebilir. Kanımca siyaseten önerdiğim bu davranış gerginliği artıracak olsa da daha etik ve anlamlı olacaktır.
Milo ya da teşekkür ederim. Hiç bir zaman ''Zaman'' okumadım ama çok şükür askerliğimi yaptım.Saygılarımla...
Re: AKP'ye Kapatma Davası
AKP kapatma Davası karşışında şimdi nasıl bir yol izleyecek?Daha doğrusu en akıllıca olanı hangisi olabilir ?
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Parti kapatmanın demokratik hukuk devletiyle bağdaşmayacağı savunuluyor da neden türbana dair çıkarılan kuralların anayasanın laiklik ilkesine uymadığı savunulmuyor ? Öğrenciler için türban yasağını kaldırarak halkın kışkırtılması kamu düzenini ne derece olumlu etkiliyor ? AKP'ye kapatma davası açılmasaydı, Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçilme usullerinde de değişiklik yapılacaktı, böylece türban kamu görevlilerine kadar uzanacaktı. Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunun partizan hale gelmesi sonucunda anayasa değişiklikleri denetlenemez, kanunlar iptal edilemez; bu durumun demokrasiyle bağdaşmadığı neden savunulmuyor ? Anayasa Mahkemesi'nin tarafsız bir şekilde karar vermesi toplumun bütününün menfaatini etkileyecektir; %47 sinin menfaatini değil. Aksi taktirde islami bir diktatörlük rejimi kurulacaktır ki siyasetin hukuku nasıl etkilediği açıktır. Patinin savunmasında nelerin gözönüne alınacağı ve nasıl değerlendirileceği ayrı konudur; ama biz demokrasiyi nasıl savunuyoruz, önce bunu düşünelim...
Re: AKP'ye Kapatma Davası
AKP yalan olacak, dava açılınca %49 kapancak demiştim, şimdi %80 kapanacaklar. Ayak takımının verdiği oylarla en az %20 alan akpye güle güle... :o Ülkeye tek parti haram!
not: kullanıcı ismimi unutum yeni üyelik almak zorudna kaldım özür dilerim...