-
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Arslan, cezaevi aracıyla bu
sabah Numune Hastanesi'nin tutuklu ve hükümlüler için ayrılan bölümüne
getirilerek, tedavi altına alındı. Arslan'ın yine bir süredir yemek
yemediği ileri sürüldü.
Alparslan Arslan, genel sağlık durumundaki bozulma nedeniyle 2
Haziran'da da Numune Hastanesi'ne kaldırılmış ve 4 gün boyunca burada
tedavi görmüştü.
Arslan'ın babası İdris Arslan geçen hafta Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne başvurarak, oğlunun ''akli dengesini yitirdiği''
iddiasıyla psikiyatrik tetkikten geçirilmesi talebinde bulunmuştu.
Danıştay saldırısıyla ilgili olarak Arslan'ın da aralarında
bulunduğu 9 sanık, ''anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya
teşebbüs'' suçundan 11 Ağustos'ta Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde
yargılanmaya başlanacak.
-
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, Danıştaya yapılan saldırının faili İstanbul Barosuna kayıtlı avukat Alparslan Arslan'ın, Avukatlık Kanunu'nun avukatın hak ve ödevi başlıklı 34. ile disiplin cezalarının uygulanacağı haller hükmünü içeren 134. maddesi uyarınca tedbiren işten yasaklanması istemiyle Disiplin Kuruluna başvurdu.
Avukatlık Kanunu'nun 34. maddesi avukatların, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlü olduklarını düzenliyor.
Aynı kanunun 134. maddesi de, Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında disiplin cezaları uygulanır hükmünü içeriyor.
İstemi görüşen Disiplin Kurulu, oy birliğiyle Alparslan Arslan'ın tedbiren işten yasaklanmasına karar verdi.
Disiplin Kurulu, kararın gereğinin yerine getirilmesi için birer örneğini İstanbul Barosu Başkanlığına, ülkedeki tüm Cumhuriyet başsavcılıklarına ve baro başkanlıklarına gönderecek.
Alparslan Arslan ise bu karara itiraz edebilecek. İtirazı, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu karara bağlayacak.
Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu itirazı reddederse, Arslan bu kez İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun kararının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açabilecek. (HABERTURK)
-
Danıştay 2'nci Dairesi'ne yaptığı saldırıyla bir hakimin ölümü 4'ünün de yaralanmasına neden olan avukat Alparslan Arslan'ın babası ilginç açıklamalarda bulundu. Baba İdris Arslan, "Bu milletin değerlerine saygı duymayanlara bu millet şu veya bu şekilde hak ettiği dersi verecektir" dedi.
Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki kanlı Danıştay yargılamasının öncesinde saldırgan Alparslan Aslan'ın babası İdris Arslan gazetecilere açıklamalarda bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi de olan İdris Arslan, duruşma öncesinde medyaya, "Emperyalist güçlere alet olmayın. Milletin hizmetinde olun. Milletin değerlerine saygı duymayanlara millet şu veya bu şekilde gerekli cezayı verecektir" diye seslendi.
İdris Arslan, "Bu ülkede İslam düşmanları var, Kuran düşmanları var, millet düşmanları var. Bu ülkeye yüz bin şehit verdik. Gerekirse yüz bin şehit daha veririz." diye konuştu.
OT KÖK ÜSTÜNDE BİTERMİŞ
MAL SAHİBİNE ÇEKMEZSE HARAMMIŞ....
-
Duruşmaya tutuklu sanık avukat Alparslan Arslan ve diğer 6 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklar Salih Kurter ve Ayhan Parlak katılıyor.
Duruşmayı izlemek üzere sanık Alparslan Arslan'ın ailesi de adliyeye geldi. Baba İdris Arslan, adliye girişinde, gazetecilere, ''Milletin hizmetinde olun, milletin amaçları doğrultusunda hizmet edin'' dedi.
Milletin, gayesi, ülküleri, amacı ve değerleri olduğunu söyleyen Arslan, ''Milletin değerlerine saygılı olun. Sevmeseniz de saygılı olun. Saygılı olmayana, milletin değerlerine hakaret edene bu millet gereken dersi verir, bunu herkes bilsin'' diye konuştu.
İdris Arslan, Türkiye için milyonlarca şehit verildiğini, verilmeye devam edildiğini dile getirerek, ülkede, ''Türk, İslam, bayrak, Kuran düşmanları'' olduğunu savundu. Arslan, şu görüşleri dile getirdi: ''Bu ülkede adı Mehmet, Ahmet, Mustafa, Ali, Veli olan birçok Ermeni ve Rum vardır. Laiklik adı altında bu ülkenin değerlerine düşmanlık etmektedirler. Bu ülkede yaşayan, bu ülkenin değerlerini benimseyen herkesi yürekli olmaya davet ediyorum. Yürekli olun, korkak olmayın.''
Arslan, bir gazetecinin, ''Oğlunuzla en son ne zaman görüştünüz'' sorusuna, ''Daha dün görüştüm'' yanıtını verdi.
İSTENEN CEZALAR
Saldırının faili olarak tutuklu bulunan sanık avukat Alparslan Arslan ile diğer tutuklu sanıklar avukat Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi, Erhan Timuroğlu ve Aykut Metin Şükre ile tutuksuz sanıklar Salih Kurter ve Ayhan Parlak, "Anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüs", "örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak ve yardım etmek", "tasarlayarak adam öldürmek, öldürmeye teşebbüs ve bu suçlara iştirak etmek" suçlarından yargılanıyor.
Arslan, Esen, Kurter, Yıldırım ve Sağır için ağırlaştırılmış müebbet, Şükre ve Parlak için ise 1 er yıldan 3 er yıla kadar hapis isteniyor.
-
Danıştay 2. Dairesi ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılarla ilgili dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Alparslan Arslan, nerede oturduğunun sorulması üzerine, ''Sincan F Tipi Cezaevi'nde'' dedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz'in tutuklanmadan önce nerede oturduğu yönündeki ısrarlı sorusu üzerine Arslan, ''İkametim şu anki adresim değil. Yeni adresim Sincan F Tipi Cezaevi'' yanıtını verdi. Arslan'ın bu ifadesi, mahkeme tutanağına aynen geçti. Arslan, kimlik tespitinde, hukukçu olduğunu ve daha önce bir sabıkasının bulunmadığını söyledi.
Diğer sanıklardan kimlik tespiti yapılan Tekin Irşi, İstanbul'da barmenlik yaptığını, Erhan Timuroğlu da bar çalıştırdığını kaydetti.
Kimlik tespitinin ardından, Mahkeme Başkanı Karadeniz, sanıklara iddianameyi okuyup okumadıklarını sordu. Alparslan Arslan, iddianamenin kendisine ulaştığını, ancak okumadığını ifade etti. Karadeniz, bunun üzerine iddianameyi okuyarak Arslan'a, ''Ne diyorsun? Böyle bir iş yaptın mı?'' sorusunu yöneltti. ''Evet, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba attım, Danıştay başkan ve üyelerine saldırıda bulundum'' diyen Arslan, Karadeniz'in, ''Niye yaptın?'' sorusu üzerine, başını öne eğerek, uzun süre sessiz kaldı. Başkan Karadeniz'in ikazına karşılık Arslan, susma hakkını kullanacağını kaydetti.
Ancak daha sonra Alparslan Arslan, Başkan Karadeniz'in sorularını yanıtladı. Sanıklardan Süleyman Esen'in ''lideri olduğunu'' daha önceki sorgularında söylediğini dile getiren Karadeniz, Arslan'a, ''Ne lideri bu?'' sorusunu yöneltti. Arslan, Süleyman Esen'in Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeyken Ülkü Ocakları Başkanı olduğunu, mevcut olaylarda bir liderliğinin söz konusu olmadığını söyledi.
-ROKET ATMA FİKRİ- Esen'in kendisine ''bunu böyle, şunu böyle yap'' demediğini ifade eden Arslan, sık sık tutuksuz sanık Salih Kurter'in evinde toplanıp sohbetler yaptıklarını anlattı. Arslan, Salih Kurter'in evindeki bir toplantıdan ayrıldıkları bir gece arabayla işadamı Bülent Eczacıbaşı'nın yaptırdığı bir alışveriş merkezi inşaatının önünden geçerken kendisini otodakilere ''iki roketle buranın uçurulması gerektiğini'' söylediğini aktardı. Sanık Esen'in kendisine buna gerek olmadığını söylediğini kaydeden Arslan, ''Ama ben yapılması gerektiğini düşünüyordum. Eczacıbaşı'nı Sabeyatist Yahudi olarak bildiğim için insanların bu alışveriş merkezine gitmemesi gerektiğini söyledim. Eczacıbaşı'nın inşaatının önünden geçerken birisi 'Polat' demişti. Aklıma roket atmak geldi'' diye konuştu.
Arabada bulunan ''Salih Hoca'' dedikleri bir kişiye bu fikrini açıkladıktan sonra kendisinin, ''Bizim memleketimizin insanı olan Cevahir İş Merkezi'nin daha çok para kazanması lazım'' dediğini ifade eden Arslan, Salih Hoca'nın da bunu onayladığını kaydetti.
-''BU TİP OLAYLARI BEN TASARLIYORDUM''- Salih Kurter'in evindeki sohbet toplantılarında namaz kılıp dini konulardan konuştuklarını da anlatan Arslan, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan saldırıların da bazı sohbetlerde konuşulduğunu söyledi.
Danıştay'a saldırı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atma olaylarını kafasında kurduğunu belirten Alparslan Arslan, ''Bu tip olayları ben tasarlıyordum. Buna meyilli bir yapım söz konusuydu. Kendimi yavaş yavaş bu noktaya adapte etmeye başladım'' dedi.
-''MEHMET ALİ BİRAND'I DA ÖLDÜRMEK İSTİYORDUM''-
CNN Türk'te görev yapan ''Cihat'' adında Kayserili bir arkadaşı olduğunu, bu arkadaşına Mehmet Ali Birand'ı öldürmek istediğini söylediğini ve adresini istediğini anlatan Arslan, ''Medyada çalışan Cihat aklıma geldi. Onunla görüştüm, sadece adres istedim'' diye konuştu. Sanatçı Mehmet Ali Erbil'den de nefret ettiğini belirten Arslan, Erbil'e hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Karadeniz, mahkeme salonunda hakaret edemeyeceği yönünde Arslan'ı uyardı.
Cihat adlı arkadaşıyla görüştüğünde Cumhuriyet Gazetesi'ndeki ''başörtüsü takmış domuz'' karikatürünü kendisine söylediğini aktaran Arslan, böylece kafasında Cumhuriyet Gazetesi'ne saldırı olayının şekillendiğini, bir Cumhuriyet Gazetesi satın alarak adresini öğrendiğini ve bir gün de adres tespiti amacıyla gazetenin Şişli'deki bürosuna gittiğini belirtti. O günün gecesinde Salih Kurter'in evine gittiğini ve Cumhuriyet Gazetesi olayını konuştuklarını ifade eden Alparslan Arslan, bu sırada önünde bulunan mikrofona bakarak, ''Ben mikrofonu başka bir şey olarak algılamaya başlıyorum, ben zannetmeye başlıyorum'' dedi.
Karadeniz'in sorularına devam etmesi üzerine Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne bombalı eylem olayıyla ilgili Kurter'in, ''Bomba atanlar dikkat etsin, yakalanmasın'' dediğini aktardı. Sanık Arslan, konuyla ilgili Süleyman Esen'in ise kendisine bir daha bu tip konuları Kurter ile açık açık konuşmaması gerektiğini söylediğini kaydetti.
-2 BİN YTL'YE BOMBA ALDI-
Cumhuriyet Gazetesi'ne saldırı olayında bomba temini için Osman Yıldırım ile diyaloğa geçtiğini anlatan Arslan, bu sırada da ''Osmanlı'ya karşı aşırı derecede bir sempatim var'' dedi. Tekrar konuya dönen Arslan, Yıldırım'ın Sultanbeyli'de bomba bulabileceğini söylediğini, Esen'in eniştesinin de özel harekat dairesinde astsubay olarak görev yaptığını anlattı. Cumhuriyet Gazetesi'ne atmak amacıyla üç bombayı 2 bin YTL karşılığında Esen'den aldığını belirten Arslan, Esen'in, kendisinin bombayı Cumhuriyet Gazetesi'ne atacağını bilmediğini söyledi.
-DANIŞTAY SALDIRISINI TASARLADI-
Bazı eylemlerde kullanmak üzere 1500 YTL'ye bir kaleşnikof da temin ettiğini ifade eden Alparslan Arslan, bu silahı Osman Yıldırım'ın Kars ve Erzurum'daki akrabaları aracılığıyla bulduğunu, silahı Danıştay saldırısını gerçekleştirmek üzere Ankara'ya gelirken Fikri Cura adlı arkadaşının evine bıraktığını kaydetti. Alparslan Arslan, sorular üzerine, Fethullah Kaya'nın evinde yatarken Danıştay 2. Dairesi'nin başörtüsüyle ilgili kararını düşündüğünü, beyin jimnastiği yaptığını ifade etti. Aradan 1 hafta geçtikten sonra Fethullah Gülen'in yeğeni olarak bildiği Kemalettin Gülen ile görüşerek bu konuları konuştuğunu söyleyen Arslan, Kemalettin Gülen'in kendisine Danıştay'da türban kararını veren üyelerin fotoğraflarının Vakit Gazetesi'nde yer aldığını ve ''bana bir şey düşerse yardımcı olurum'' dediğini belirtti. Arslan, Kemalettin Gülen'in ayrıca, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden'i evinden telefonla arayarak, türban kararıyla ilgili küfürler içeren hakarette bulunduğunu kendisine söylediğini aktardı. Duruşmaya öğleden sonra devam edilecek.
-
Özbilgin ailesi müdahil oldu Danıştay 2. Dairesi üyeleri ile Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan saldırılarla ilgili davanın ilk duruşmasında, Danıştay Başkanlığı, Cumhuriyet Gazetesi ve saldırıda hayatını kaybeden Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in ailesinin müdahillik talepleri kabul edildi.
-
SALİH KURTER' İN SAVUMASI
Öğleden sonraki duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanık Salih Kurter, kendi evinde Arapça Kur'an-ı Kerim okuttuğunu, kendisine sanık Süleyman Esen'in Kur'an-ı Kerim öğrenmek için geldiğini, Esen'in bir süre sonra Alparslan Arslan'ı evine getirdiğini söyledi.
Bu ziyaretlerden birinde Arslan'ın birine aşık olduğunu, ancak kızın Almanya'da evlendiğini ve moralinin çok bozuk olduğunu söylediğini aktaran Kurter, Alparslan bana, 'Irak'a gidip şehit olacağım' dedi. Ben de ne şehittir ne gazi, ....... yoluna gitti niyazi dedim. Bunun üzerine Alparslan bana gücendi ve evime 3 ay gelmedi diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz ise Kurter'in bu sözlerini, Ne şehittir ne gazi, niyazi gibi olursun şeklinde tutanaklara geçirdi.
Salih Kurter, Arslan'ın 3 ay sonra tekrar eve gelmeye başladığını, ancak evde çok ndir konuştuğunu anlattı. Evinde Kur'an-ı Kerim okuttuğu kişilerin zengin olanlarının kendisine maddi yardımda bulunduğunu belirten Kurter, Arslan'ın da zengin olduğunu söylediğini, kendisine bir televizyon aldığını, zaman zaman 200-300 YTL para verdiğini ifade etti. Kurter, Bomba hadisesini bilmiyordum. Bilsem emniyete bildirirdim dedi.
Evinde Arslan ile daha çok dini sohbetler yaptıklarını, politikadan konuşmadıklarını dile getiren Kurter, Arslan'a Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atan çocuklar dikkat etsin, yakalanmasınlar demediğini ileri sürdü.
Alparslan Arslan'ın bir gece evine tek başına gelerek yere oturduğunu ve Ankara'ya gidelim mi diye sorduğunu anlatan Kurter, kendisini bir cevap vermediğini, bunun üzerine Arslan'ın ertesi gün de evine geldiğini söyledi. Kurter, Ertesi gün geldiğinde 'benim adım ne' dedi. Ben de arkadaşlarına, bu oynatmış buna mukayyet olun diye uyarı yaptım diye konuştu.
-
PARLAK VE ESEN'İN SAVUNMASI
Tutuksuz sanık Ayhan Parlak da savunmasında, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurallarına bağlı olduğunu belirtti ve saldırılardan üzüntü duyduğunu söyledi.
Sanık ifadeleri ve toplanan delillerden Alparslan Arslan'ı tanımadığının anlaşıldığını belirten Parlak, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik olaylarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, Arslan'a maddi yardım sağlamadığını savundu.
Ağabeyinin icra davalarını yürütmesi sebebiyle Arslan ile tanıştığını anlatan Parlak, Arslan'ın bu davalarla ilgilenmediğini, takipsizlikten icra davalarının düşmesi sonucu Arslan'a ulaşarak dava dosyalarını istediğini kaydetti.
Arslan ile ilişkisinin bundan ibaret olduğunu anlatan Parlak, Arslan'ın eylemi hakkında pek bir bilgi sahibi olmadığını ifade ederek, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Sanıklardan Süleyman Esen de savunmasında, iddialarla ilgisi olmadığını, kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Bir soru üzerine, Salih Kurter'in evine dini bilgiler öğrenmek için gittiğini ifade eden Esen'e Mahkeme Başkanı Karadeniz, Bilgileri kitaptan okusana dedi.
Esen'in, Ama orada sohbetler oluyordu demesi üzerine Karadeniz, E ne oluyor? Allah sana göz, kafa vermiş, ne güzel kitaplar var. Niye onları okumuyorsun. Sen de avukat değil misin? Kanunları tespit eden adam, dini konuları tespit edemez mi? diye konuştu.
Karadeniz'in, Salih Kurter'e yardım edip etmediğini sorması üzerine Esen, birkaç kez hastaneye götürdüğünü ve yardımda bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine Karadeniz, Senin yardım edeceğin hiç akraban yok mu? Onlara da böyle bakıyor musun? dedi.
Sorular üzerine Esen, Salih Kurter'i bir müvekkili aracılığı ile tanıdığını, Kurter'in kendisini hoca, vaiz olarak tanıttığını belirterek, fakülteden arkadaşı olan Alparslan Arslan'ı da dini sohbetler için bu eve götürdüğünü anlattı. Evdeki sohbetler sırasında Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılarla ilgili herhangi bir konuşmanın geçmediğini ileri süren Esen, Arslan'a bomba vermediğini söyledi.
Tutuklu sanık Aykut Metin Şükre, Alparslan Arslan ile Danıştay saldırı olayından 1 ay önce buluştuklarını, Arslan'ın belinde silah bulunduğunu gördüğünü söyledi. (HABERTURK)
-
SİLAHLARI 6800 YTL KARŞILIĞINDA TESLİM ETTİ
Silahı sorması üzerine Arslan'ın, Avukat olduk. Lazım oluyor dediğini aktaran Şükre, Alparslan Arslan'ın, ihtiyacı olması halinde kendisine de silah bulabileceğini söylediğini ifade etti. Mahkeme Başkanı Karadeniz, bunun üzerine, Nelere mal oldu, görüyor musun? dedi. Şükre de Bir anlık gaflet, üzgünüm, pişmanım karşılığını verdi.
Aykut Metin Şükre, olayla ilgili daha önce gözaltına alınan ve serbest bırakılan Selçuk Özkan'a silah bulması için gittiğini, Özkan'ın 3500 YTL'den 2 glock marka tabanca ayarlayabileceğini söylediğini aktardı. Özkan'ın silahları Alparslan Arslan'a 6800 YTL karşılığında Üsküdar'da teslim ettiğini belirten Şükre, bunun dışında olaylardan haberi olmadığını, silahların Danıştay saldırısı için kullanılacağını bilmediğini ileri sürdü. (HABERTURK)
-
BABA DAVA AÇACAK...
Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırılarının faili Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan, VATAN'a yaptığı özel açıklamada "Millet, değerlerine saygı duymayana cezasını verir" şeklindeki ifadesinin Danıştay saldırısıyla değil, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla ilgili olduğunu ileri sürdü. Arslan, oğlunun saldırısına gerekçe olarak gösterdiği karikatür nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi'ne dava açacağını da açıkladı.
Elazığ'da ilköğretim müfettişi olarak görev yapan, izinde olduğunu, bir süre önce emeklilik dilekçesi verdiğini ve emeklilik işlemlerinin tamamlanmak üzere olduğunu söyleyen Arslan, duruşmadan önce söylediklerinin yanlış anlaşıldığını iddia ederek şöyle konuştu: "Karşımda gazeteci ordusu vardı. Sözün tamamı aptala söylenir. Hepsi üniversite mezunu insanlar. Olayın ilk günlerindeki açıklamalarımın halen arkasındayım. Danıştay'a yapılan saldırıdan büyük rahatsızlık duyuyorum. Orada yaşamını yitiren Mustafa Bey'in (Mustafa Yücel Özbilgin) ailesine başsağlığı diliyorum."
Olaydan sonra çok düşündüğünü ve bütün parçaları bir araya getirdiğini, oğlunun Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan bir karikatür nedeniyle bu işlere girişmiş olduğu sonucunu çıkardığını söyleyen Arslan "Karikatürden çok rahatsız olduğu için bu eylemleri yapmış. Benim kastettiğim şudur: Milletin değerine saldırı yapıldığı zaman yetkililerin harekete geçip kanunla, hukukla bu saldırıyı durdurması gerekir. Ama Cumhuriyet'te karikatürün yayımlanmasından sonra kimse harekete geçmemiştir, bir boşluk oluşmuştur. Hukukçu olan oğlum da böyle bir eyleme girişmiştir. Keşke yapmasaydı" dedi.
Cumhuriyet Gazetesi'nin tavrını yanlış bulduğunu söyleyen Arslan, "Milletin değerleri bayrak, vatan ve başörtüsüdür. Bu değerleri yok ettiğimiz zaman millet sürü olur. Ben bunları çok iyi bilen biriyim. Karşınızda bunları ders olarak anlatan biri var" dedi ve gazete hakkında dava açacağını da sözlerine ekledi: "Davayı karikatür nedeniyle açacağım. Herkesin buna tepki göstermesi gerekir. Bunu medyadan da bekliyorum. Herkes milletin değerlerine saygılı olsun. Sevmiyorsa da saygılı olmak zorunda. Saygılı olmayınca bunun cezasını kanun verir. Kanun da vermezse biri böyle çıkıyor, bunları yapıyor."
VATAN / Kemal GÖKTAŞ