Ben herkese karşı olduğum için kimse bana teşekkür etmez. Biz teşekkür için yazmayız gerçek olduğu için yazarız. Nokta.
Printable View
AKP 9'a 2 oyla kapatılacak ESKİ Devlet Bakanlarından Hasan Celal Güzel, "AKP'nin kapatılacağından eminim" dedi. Bu sözlerin ardından kararın 9'a 2 ya da 8'e 3 oranıyla alınacağını iddia etti.
AK Parti kapatılırsa AB'yi unutun İngiltere'nin dünyaca ünlü gazetelerinden Financial Times, AK Parti'nin kapatılmasına ilişkin davayı, "seçimi kazanamayanların açık darbesi" olarak yorumladı.
Türkiye'de onlarca parti kapatıldı,kaç tanesi oyunu %60 a çıkartıp geri geldi. Refah partisi kapatıldı.Saadet partisi iktidara mı geldi?...AKP refah partisinin devamı değildir. ANAP,DYP,MHP,CHP,SP gibi partilerde siyaset yapma olanağını bulamayanların kurduğu bir partidir. AKP kapatılırsa, yerine kurulacak parti "ancak bir müddet muhalefet partisi olarak kalabilir,sonu ANAP ve DYP gibi olur".. Beklentilerin partileri, "beklentilerin bitmesiyle siyasi partiler hurdalığında yerini alır". Tarih tekkerrürden ibarettir.
Şimdi gelelim AKP ye AKP kapatılmalımıdır ? Evet kapatılmalıdır. Bir kere mi? Hayır bin kere...Kapatılma kararının başınada Atatürk ün 1924 sözleri yazılmalıdır. '' DİNİ SİYASETE ALET ETMEK VATAN-I İHANİYEDİR....''
Zaten farkındaysanız 340 ampülün hiçbiri biz böyle bir suç işlemedik yapmadık etmedik demiyorlar. Bol bol hakaret ederek farklı iki suç işleme halkı germe birbirine düşürme ve hukuku dolanma şeklinde hareket ediyorlar.
Bir tek muhtar bile olamayacak RTE '' Biz irticadan geceyle gündüz gibi siyahla beyaz farkı gibi farklıyız ilgimiz yok'' dedi. derkende kısmi doğru kısmi yanlış dedi. Yahu bozuk saat bile yani durmuş bir saat günde iki kez yüzde yüz doğru zamanı gösterir bu zat 6 senede bir kere doğruyu göstermedi ya yanarım yanarım ona yanarım...
Bu söylediği sözde yanlıştı unutmamak gerkirki gece gündüzü gündüz geceyi takip eder bir bütündür fark değil... Gece olmazsa gündüz asla olmaz... Kaldıki gece ile gündüz farklı değildir koca evrende fark ufacık dünyamızda ve kendi çevresinde dönmesinden olan bir kısa süreçtir Ayrım göstermeyen ayrım ayrım değildir. Dolayısıyla geceyle gündüz bir sürecin parçalarıdır aynı istemeden söylediği söz gibi...Siyahla beyazı tezatlık diye kullandığı kesin ama gene tutturamamış herşeyden önce siyah bir renk değildir. her şeyi yutan tanımsızlığın adıdır siyah. Kaldıki siyah olmasa Beyaz anlamını yitirir beyazın beyaz olması siyahın sonsuzluğunda gizlidir. Yani işin özü beyaz varlığını siyaha borçludur gerçekte...
Yarım doğru kısmına gelirsek bu sözün RTE nin gerçek anlamda şeriat isteyip istemediğidir. İşin aslı RTE nin dinle pek ilgisinin olmadığının doğru olmasıdır tıpkı Gül gibi Tıpkı ortak hocaları Fethullah gibi. Bu üçlü dindar filan değildir. Dincidir. Yani halkın saf din duygularını sömürerek rant ve iktidar sağlamaktır amaçları ee bu yola Türkiyede Şeriat Türban olarak gidilmesi gerektiğinden böyledirler rant boyna takılan haçta olsa bunlar kafadan onu savunurlar umarım bu gerçeğide halkımız artık görür görmesi de gerekir. Her türlü gerilimi yaratıp yüzsüz yüzsüz '' Biz gerilim taraftarı olmayız ''demekte bunlara mahsustur. En büyük şansları ciddi bir muhalefetin olmaması halka doğruların anlatılamaması ve MHP nin akıl almaz biçimde bunların kuyruğu olmayı kabul etmesidir. Muhtemel Alparslan Türkeş gelse bu partiyi tanımaz....
Sayın savcının iddianamesini okuyunca görülen odur ki çok ama çok ciddidir bu iddianame ve işin ilginci eksiği vardır fazlası yoktur. Bakınız muhtemelen bugün yada yarın açacağım '' Siz ne karar verirsiniz'' forumuna orada verin bakalım kararınızı...
MHP yi kuyruğuna takarak Anayasayı şuan da değiştirmeye çalışmak ne demektir ? Hiç bir partiye hiçbir görüşe karışmadan sorun kendinize ne demektir ? Bulacağınız yanıttan korkacaksınız. Bu şu demektir. EVET BİZ ODAK OLDUK LAİKLİK KARŞITI ŞERİAT ODAĞIYIZ BU YOLA DEVAM ETMEKTEDE KARARLIYIZ GEREKİRSE KANUNLARI DEĞİŞTİRİRİZ. Demektir. Yani samimi ikrardır ikrar. Suçu kabullenip kanunla kurtulup aynen devam edeceğinin göstergesidir bu davranış. Peki ne olur? Ayrı bir kapatma davası olarak geriye döner bu uygulama.....
AKP nin irtica ve şeriat yaşam ile bağlantısı ile Hitler partisi ve Nazizm bağlantısı aynıdır. RTE nin irtica ile bağlantısı ne kadarsa Hitler in nazizm le bağlantısı da okadardır. RTE irticai değilse Hitler in günahı alınmış demektir oda Nazi değildir. Barış yanlısı herlesi seven biridir Hitler bunun ispatıda vardır aslında eğer şahit olarak Hitleri kabul eder onunn sözlerini doğru kabul edersek...
Hitler ne demiştir 1939 un yazında biliyor musunuz ? Kendisini savaş kışkırtıcılığı ve barışı bozmakla suçlayanlara karşı. Demiştir ki '' En büyük ızdırabım barış a karşı duyduğum aşkın yanlış anlaşılmasıdır...'' Ertesi gün 1 Eylül 1939 ne olmuştur ? Almanya Polonya ya girmiştir. Barış a bak barış a Barış aşkına... İşte RTE nin Laiklik aşkıda aynı böyle bir aşktır. Hitler in barış aşkı gibi...
Başta RTE olmak üzerebir takım siyasiler ve maalesef bir takım hukukçular ki ;bunlar arasında Anayasa Prof u olduğunu Anayasa hukukçusu olduğunu iddia eden kişilerde mevcuttur; halkı kandırmak için yarım yarım konuşmaktadır. Anayasayıda kendisinin Kur'an yorumu gibi yarım okumaktadır. Nasıl Araf suresinin ilgili yetinin bir cümlesini okuyup öbürünü okumaya yüreği yetmiyorsa aynını buradada yapmaktadır.
Anayasamızın 68. Maddesinin bir fıkrasını ''Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.'' bas bas bağırarak söylemekte ve buna rağmen parti kapatılmaya çalışılmaktadır diyerek her zamanki gibi insanların aklını karıştırarak bölücülük yapmakta dürüst davranılmamaktadır. Elbette demokratik hayatın vazgeçilmez parçasıdır siyasi partiler olmalıdır ve olacaktır bundan dolayıda anayasada yer almıştır ancak gene anayasada hemde aynı maddede bir alt satırda açıkça yazılmıştır. ''Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.'' İşte bu satırlar RTE nin ve yandaşlarının işine gelmemektedir. Sadece ilk satır. O zaman buyurun '' Beyaz kadın Pazarlama Partisi'' '' Uyuşturucu satış ve Teşvik partisi'' gibi abuk partiler kuralım... Sonra bu hükme sığınıp kapatamazsınız dokunamazsınız diyelim. Vah benim keçi sakalım...
Merhaba,
ismim Halil,Almanyadan katiliyorum. Ilk mesajim. Kayit olma nedenim,
Akparti kapatma davasi konusunda hukuk bilgisi almak.
Basit bir soru ... Malum kapatma talebin nedeni "laiklige aykiri fiiler"
diyor iddianamede ama gerekceler birtakim sözlerden ibaret,yani fiil
yok, bayramlasmayi ve namaz kildirmayi saymazsak.
Hangi maddeye dayanarak söz fiil icin delil sayiliyor ...
Söyle bir misal vereyim. Biri birini ölümle tehdit ettigini düsünelim.
Hadise yargiya intikal etse,savci buna cinayet davasi acabilir mi?
Bir de ayrica yarginin yasamayi kisitlamasi ne kadar dogru olabilir ?
Bunla ilgili bir alinti sunmak istiyorum.
Sivil din yaratılıyor
2002'den beri Anayasa Mahkemesi raportörlüğü yapan Can, 2005 yılında Seçkin
Yayınları'ndan çıkan "Demokratikleşme Serüveninde Anayasa ve Siyasi Partilerin
Rolü" isimli kitabında Anayasa Mahkemesi'nin parti kapatma kararlarını eleştiriyor
ve "Anayasa Mahkemesi'nin kategorik gerçeklik olarak bize sunduğu bu laiklik
anlayışını türetmek mümkün değildir. Mahkemenin bu laiklik yorumu ‘sivil din'
yaratıldığı yönündeki görüşlere haklılık kazandırmaktadır" değerlendirmesinde
bulunuyor.
Can, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarından örnekler verdiği kitabında, yüksek
mahkemenin bazı kararlarında laikliğin özgürlük ve barış işlevinden ziyade
Atatürk devrimlerini koruyucu işlevi üzerinde durduğu eleştirisinde bulunuyor.
Doç. Dr. Osman Can, özellikle Refah Partisi'nin kapatılması kararının "laiklik
ilkesinin anlaşılış biçimine yeni unsurlar" kattığının altını çizdiği kitabında yüksek
mahkemenin türban kararının gerekçesinde yer alan bazı ifadelerini de
eleştiriyor. "Mahkeme bu ifadeleriyle laiklik ilkesini Marksist öğretide ya da tüm
dinsel paradigmalarda olduğu gibi ulaşılabilecek son nokta, insan evriminin son
aşaması olarak nitelendirmektedir" diyen Can, tarihin bittiği, diyalektik gelişimin
sonlandığı bir an olarak resmedilen laiklik anlayışının yeni bir skolastik ve
dogmatik düşünce tarzı yarattığını söylüyor.
* http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=59856
Bu baglamda tabi ki iddianamenin girisinde yer alan "laik yasam tarzi" farkli bir
anlam ve agirlik kazaniyor ...Hatta bence gerekceler "laiklige aykirilikdan" ziyade
"laik yasam tarzina aykiriligini" ispatlar ... :!
Avyeners diye isim aldığına göre sanırım değerli üyemiz avukat. Diğer görüşlerinin hukuk temeline zorla oturtmaya çalıştığını gördüğüm için eleştirmeyeceğim saygı duyarım. Ancak bu satır Avukat olan birisine yakışmamış. Gazete ve Tv lerde toz duman bilgi kirliliği devam ediyor ama bir hukuk eğitimi görmüş kişinin bu hususta aynı kargaşayı buraya taşıyacağına açıklayıcı olmasını beklerdim. Gene iş başa düştü....
KESİN OLAN ANAYASA MAHKEMESİNE KAPATMA DAVASI AÇILMIŞTIR. ANAYASA MAHKEMESİNİN DAVAYI KABUL EDİP ETMEME DURUMU YOKTUR DAVA CUMA GÜNÜ 1630 DA DİLEKÇENİN ANAYASA MAHKEMESİ KALEMİNE DÜŞMESİYLE RESMEN AÇILMIŞTIR Hali jazırda olan Rapörtörün ŞEKLİ incelemesidir. Eğer şekil yönünden bir hata bulunursa İDDİANAMENİN ASLI ANAYASA MAHKEMESİNDE KALMASI KOŞULU İLE RESMİ YAZI İLE DÜZELTİLMESİ İSTENECEKtir. Bilahare İDDİANAME İLGİLİ PARTİYE TEBLİĞ EDİLECEK SAVUNMA İSTENECEKTİR.
Orada burada sağda solda davayı reddederse anayasa mahkemesi filan diye konuşmalara aldanmayınız dava başlamıştır.
Ben şahıs olarak Kezban Hateminin yorumunada katılmıyorum. CB ile ilgili iddianamede yer alan hususlardan dolayı iddianame red edilmeli ve Cumhuriyet savcısı hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır diyor. Alla allah RTE ye sorsa buna uygun bir ayet bulunur ama Anayasada böyle bir usul neden var anlamadım Neye göre diyor orasını söylemiyor. CB yargılanamaz diyor... Yargılanmıyor ki..
Dış işleri bakanlığı döneminde söylediği sözler ve yaptıklarının laikliğe aykırı olduğu ve odak olduğundan beş yıl siyaset yasağı isteniyor. CB makamı normal olarak siyaset üstü olduğundan hukuki durumunda bir değişiklik olmaz eğer bu karar çıkarsa. Tabiiki laikliğin temsilcisi CB nin Cb liği bittikten sonra Laiklik karşıtı olmaktan ceza alması makamına ne kadar yakışır bilemem. Hiç çıkmaması gereken bir yerden normal olarak istifa etmesi gerekir ama sanmam ki etsin.. Çünkü bunlar makam rant için yaşadıklarından umursamazlar.. Dolayısıyla Gül ün durumunda değişiklik yapacak yargılatacak bir husus olmadığından yasaya aykırılık olmadığını düşünüyorum ben.
Durduk yere araya böyle dava konusunda giderken farklı bir giriş yaptıktan sonra kaldığım yerden devam edeyim...
commodore1tr eline agzına saglık ne güzel yazmıssın. Yazdıkların biraz önyargısız okunsa ne demek istedigin anlasılacak ama yok işte ancak bu kadar oluyor ne yapacaksın.