Sayın Altaylı ;
Öncelikle katılımınız için teşekkür ederim şahsım adına ancak lütfedip müsade buyurursanız iki düzeltme yapmak istiyorum iletinizdeki son paragraf hakkında. Daha doğrusu bir düzeltme bir bilgilendirme.
'Bu arda bu sitenin yöneticilerine de şunu sormak istiyorum.. zina hakkındaki anketinizde zinanın cezalandırılmasına karşı olanlar hangi şıkkı seçeceklerdi acaba..?? Ama bööylebirşıkka ne gerek var değil mi ..bu kadar seçim hakkı , bu kadar alternatif yani bu kadar demokrasi bize fazla bile...!!'' demişsiniz.
Öncelikle bu form/ankette her hangi bir hata varise kesinlikle bilmenizi isterimki bunun nedeni asla ve kata site yöneticilerimiz değildir. Hata tamamen bana aittir, sorumluluk var ise ben üstlenirim.
Ancak anketin ilk şıkkı yani 'aynen katılıyorum ' şıkkı zinanın suç olmasına karşı olan üyelerin oy vereceği şık olarak düzenlenmiştir. Ancak form/anket hazırlanırken Akp hükümeti Zina yı TCK ya ceza gerektiren bir suç olmalı diyerek öneri yapmamıştı dolayısı ile eğer açıklamayı okur iseniz bu durum açıkça ortaya çıkıyor. 'Yeni hazırlanan Ceza yasasında da ceza öngörülmüyor. Ben bu duruma... ' diye başlayan cimleyi doldurmaktı amaç dolayısı ile ilk şıkkı seçtiğiniz an 'ben bu duruma aynen katılıyorum ' demiş oluyorsunuz ki buda zinanın ceza gerektiren suç olmasına karşı olduğunuz anlamını taşımaktadır. Gördüğünüz gibi sayın Altaylı demokratik olmaya çalışarak anketi hazırlamışız vede istediğiniz şıkkıda ilk sıraya yerleştirmişiz. Sanırım karışıklık yukarıda arz etmeye çalıştığım ceza tasarısından kaynaklandı. Genede yanlış anlaşılma için özür dilerim.
Bu arada Sayın Admin'in yazısını okuyunca cidden bir karmaşa olacağı ortaya çıkıyor. Eğer zina sadece 'özel boşanma nedeni' olursa eş bunu nasıl ispat edecek ? Kolluk kuvvetleri hangi kanundan güç alarak zinaya 'suç üstü ' yapabilecek ? Eğer yapılırsa bu hukuka karşı açık bir suç oluşturmayacak mı?
Bir bakıma yeni TCK nın önemli maddelerinden birisidir bence zina ama düzgün ele alınıp tartışıldığı sürece sapla saman karıştırılmadan kişiselleştirilmeden bakıldığı sürece çünkü zina nın yanı başında töre cinayetleri gelmekte , öbür yanında ise sayın pınark nın dediği gibi 'çoklu aldatma ' olgusuda çıkabilir karşımıza şöyleki zina tek kişininişleyeceği bir suç olmadığına göre ve eğer suçu işleyen taraflardan birisi öbür tarafın evli olduğunu bilmiyorsa ne olacak ? Evli olduğundan dolayı zina 'suçunu 'işleyen kişi aynı zamanda başka birisini bir şekilde aldatmış vehatta suçuna iştirak ettirmiş olmayacak mı?
Yazılanlardan anladığım kadarıyla aslında zibna vicdanlarda en azından hiç hoş olmayan bir davranış biçimi olarak yer almış ancak gene çoğunluk zinanın sür git devam edeceğine inanıyor. Bu iki karşıtlık neticede zinaya karşı yapılacak davranışlara çok ciddi biçimde yansıyor. Zinaya hapis cezasının olması bir taraftan iyi gibi gözükürken diğer taraftan bakıldığında sonraki doğacak nedenlerden dolayı yanlış gözüküyor. ( Zinadan hapse girenin çocukları var ise durum nasıl izah edilecek ? diye başlayabiliriz ) Ancak kesin olan zina nın sadece boşanma nedeni sayılması vicdanlarıda tatmin etmiyor. Dolayısı ile sanıyorum ki kargaşa burada doğuyor. Bu arada cezayı nedense sırf hapis cezası gibi algılama hastalığımızda bizi kısmi çıkmaza sürüklüyor. Malumunuz çok değişik ceza-i mueyyedeler bulunmakta, ciddi bir para cezası ( eşe ödeme ) yüksek bir nafaka kamu haklarından belirli süre men zorunlu kamu kuruluşunda ücretsiz çalışma v.s v.s
Bu konuda AB nin yaklaşımınıda ciddi olarak kınamama rağmen dahda fazlasını buna iyice musamaha eden yol açan hükümetleride kınıyorum. AB nin her kanununa uymak zorunda olmadığımızı 'toplumsal mutabakatın' bir çok şeyden önde geldiğini birazda rest çekerek söyleme vaktinin çoktan geçtiğine inanıyorum. Zina okyanusta bir damla bile olsa bunada bukadar ciddi karışmaları kendi kanunlarımız için ısrarla kendi istedikleri şekilde olması konusunda zorlayarak tarih vermeleri ' ulusal egemenliğimize' müdahale gibi algılıyorum. Hükümetlerin azıcıkta AVRASYA VEYA ASYA birliğini kurmaya çalışmasının yararlı olacağını düşünüyorum. bizlere ' yeni bir dünya kurulur Türkiye Cumhuriyetide o dünyada yerini alır ' diyecek bir lider lazım diye düşünüyorum. Bizden çok daha vahim durumda olan bazı ülkelerin hoppadanak birliğe üye alınırken bize yapılan davranışların normal olmadığını hissediyorum. Bazı ülkelerinde AB nin yalvarmasına rağmen ısrarla üye olmamalarının da cidden düşünülmesi gerektiğini savunuyorum. Ama bunları yapabilecek dirayette akılda ve bilgide bir hükümetin olduğunada inanmıyorum. Maalesef vizyonsuz bilgisiz dirayetsiz kendi dediklerinin bile arkasında duramayan hatta bu yüzden TBMM sini küçük düşüren bir hükümetle bilmiyorum....
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum