-
yahudi fıkralarının hepsi arka arkaya geldi ama birini anlatınca diğerleri de aklıma geldi napıyım:)
iki yahudi kumaş tüccarı yine moiz ve solomon:) o sene yeşil kumaş işinde çok para görür ve metrelerce yeşil kumaş alırlar. ancak gelgelelim kimsenin uğrayıp yeşil kumaş baktığı falan yok. bizimkiler battı batacak. derken bir albay gelir. albay:
-biz bu sene ordunun kıyafetlerini yenilemeyi düşünüyoruz. o yüzden bize metrelerce kumaş lazım. eğer vazgeçersek size haber vericez. yeşil zarflı bi mektup yollarsak bilin ki vazgeçtik. ama bizden mektup almazsanız önümüzdeki ay yollayın kumaşları der.
tabii bizimkiler heyecanla beklemeye koyulur. derken bigün postacı gelir. elinde yeşil zarflı bi mektup. kapıyı açan Moiz in benzi atar. sonra açar bakar mektuba. o arada Solomon seslenir içeriden:
-noldu moiz yoksa ordudan mı haber geldi?
Moiz cevap verir
-yok solomon ordudan değil müjde, baban ölmüş
-
Temel savasta yaninda 10 arkadaslariyla esir düsmüs. Ilk gün iskence sonunda ekipten 5'i bülbül gibi sakimislar.Ikinci gün 3 kisi daha dayanamamis itiraf etmiş.Üçüncü gün sonunda bir tek Temel kalmis.Dördüncü gün iskencenin dozu artmis Temel'den çit yok.Besinci gün iyice iskence agirlasmis Temel yine ayni.
Iki hafta sonra Temel'i kaldigi hücrede izlemeye karar vermisler.
Bizim Temel hem kafayi duvara vurmakta hem de söylenmekteymis:
-Hatirla oni ...hatirla oni...hatirla oni..
-
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için.
-
10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar: - "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur: - "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, ben de seni seviyorum!"
-
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
-
Fransız delikanlı,Paris'in bulvar kahvesinde oturmuş, tipik kahvaltısını
yapıyormuş. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında cikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş.Sohbet başlamiş...
Amerikalı: o ekmeğin hepsini yiyecek misin?
Fransız: Tabii..
Amerikalı: Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalan bir fiçidatoplanır.
Fabrikaya gider. Kruvasan yapılır. Fransa'ya satılır, demis.
Fransiz cevap vermemiş.
Amerikalı: Reçel de yer misiniz?
Fransız (öfkeli):Tabii..
Amerikalı: Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını,çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar,
Fransızlar'a satarız.
Fransız: Peki siz kullandiginiz prezervatifleri seviştikten sonra ne
yaparsiniz?
Amerikalı: Atarız tabi...
Fransiz: Biz atmayız.Bir fiçida içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir,ciklet yapar, Amerikaya satarız, demiş....
-
3 adam oturmus eslerine aldiklari hediyelerdenbahsediyorlarmis.
Birincisi demis ki, "karima öyle bir hediye aldim ki, 6 saniyede0'dan 100'e çikiyor."
Digerleri anlamamislar. "Ne aldin?" diye sormuslar.
Beyaz bir Porsche aldim. Çok mutlu oldu." diye cevap vermis.
Ikinci adam demiski, "Ben de geçen dogum gününde karima 4 saniyede 0'dan 100'e çikan bisey almistim."
Hemen anlamislar tabi ki: "Heey, yoksa Ferrari mi aldin?"
Adam gülümsemis: "Evet, kipkirmizi bir Ferrari aldim. Gerçektende ona
çok yakisti." demis.
Bu sefer üçüncü adama sormuslar: "Peki sen ne aldin karina?"Adam demis ki:
Ben öyle bisey aldim ki; sadece 2 saniyede 0'dan 100'e çikiyor."
Adam lar sasirmislar: "Atiyorsun!" demiser, "Öyle bir şey olmazki!"
Adam cevap vermis:"Öyle bir olur ki.. "
( ne aldigini görmek için tiklayin...)
http://img193.echo.cx/img193/7475/adsz8oj.jpg
-
Her gun yamactan tarlalarina ekine giden bi gelin-kaynana
varmis.. Iki adam gelinle kaynanayi gozlerine kestirmisler..bunlari alip
kaldiralim,diye dusunmeye baslamislar..
Bir gun, gelinle kaynana tarlaya giderken ortaligi yikan bi aglama
duymuslar..dinlemisler ki, klubeden geliyor..cikalim bi bakalim,
demisler..gidip kapiyi calmislar..adamlardan biri acmis..
kaynana "hayirdir" demis "ne oldu ? "
Adam demis ki "cenazemiz var...buyrun iceri"
gelin kaynana iceri girmisler...giris o giris...!!!! adamlar islerini
halletmisler.. neyse..gelin kaynana evden cikmislar.. gelin sormus,
''Ana be, naapcaz simdi ? "
kaynana cevap vermis
'' Valla gelin seni bilmem ama, ben yedisine de gelicem kirkina da"
-
Supermarkete bir eleman aranmaktadır. Elemanın süper tezgahtarlık bilgisine sahip olması on koşuldan biridir. Bunun için her gelen adaya bir de uygulama yaptırılarak performansına bakılmaktadır. Bir gün içeri bir aday daha girer ve işe talip olduğunu söyler. Bunun üzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sınamak için,
- "Evlat şimdi beni iyi izle" der. İlk gelen müsteri "Bir paket çim tohumu istiyorum" der. Bunun üzerine tezgahtar yeşil, sarı, uzun, kısa, çabukbüyüyen, kalın, ince bir sürü çesit çim tohumunu ballandıra ballandır anlatır ve adam sonunda "Bana yeşil ve ince olanından bir paket lütfen" der ve tam parayı ödeyip çikacak bizim kurt tezgahtar,
- "Beyefendi bir dakika. Size bir de çim biçme makinesi verelim" diyerek söze girer ve onlarca çesit çim biçme makinesini avantajlarını, ödeme kolaylıklarını, bir daha böyle bir fırsat bulamayacağını adama gene ballandıra ballandıra anlatır ve sonunda adam çim biçme makinesini de alarak mağazadan ayrılır. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni görelim" der ve evlat tezgaha geçer.
Yeni gelen bay müşteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayağı ateşli bir şekilde orkid çesitlerini, renklerini, kalınlıklarını vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hiçte aşağı kalmayacak biçimde anlatır. Müşteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir düzine kadar alır. Parayı ödeyip çikacakken bizim aday,
- "Beyefendi size bir de çim biçme makinesi satalım" der. Adam,
- "Hoppalaaa, niye ki?" diye sorunca bizimki,
- "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari çimleri biçin !"
-
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik
kazasında ölmüş.
Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla kaldırılmış.
İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki
Karadenizli, çıkmış
mezardan, üstünü silkeleyerek
geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle,
sonra bakmış zombi
mombi değil, bayağı
kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve
merakla sormuşlar:
- Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş
meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk...
Geri göndermek için 5 bin dolar istediler,
bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500
dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız
alışsın!' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat
ediyordu...