-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
"CHP, dağa çıkarsa şaşırmam"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin TBMM'nin 24. Dönemi için yapılan yemin töreninde hazır bulunmalarına rağmen yemin etmemesine tepkiler sürüyor. Eski İzmir Milletvekili Recai Birgün, CHP'nin bu tutumuyla BDP ile aynı çizgide yer aldığını söyledi. BDP'nin toplumda gerginlik oluşturarak Meclis'i tıkamak için her türlü yola başvurduğunu ifade eden Birgün, bugün CHP'nin aynı rolü üstlendiğini ifade etti. BDP'nin Kandil ve İmralı'dan, CHP'nin ise Ergenekon'dan aldığı emirle hareket eden parti konumuna gediğini savunan Birgün, ana muhalefet partisi için "BDP'nin Türk versiyonu. Yarın dağa çıkarlarsa hiç şaşırmam." ifadelerini kullandı.Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan Recai Birgün, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. CHP için "BDP ile aynı çizgiye girebileceğini asla beklemiyordum." diyen Birgün, "Çünkü BDP'nin politikası toplumda gerginlik yaratarak toplumu ayrıştırmak çatıştırmak. Bu zihniyete CHP'nin dâhil olacağını tahmin edemiyorum açıkçası. Ancak ben de dâhil herkes şaşkın vaziyette. Çünkü insanlar en azından sorunun çözümü için Meclis'e girmelerini bekliyordu. Ortak bir karar alınırdı. Çünkü seçim mitinglerinde 'çalışacağız, kazanacağız, Meclis'e gelip anayasa da dâhil gerekli değişikler için iktidar partisi ile müzakere edeceğiz' diyen CHP'lilerin, böyle tavır ortaya koyması şaşırttı." diye konuştu.
"CHP SEÇMENİNİN İRADESİNİ YOK SAYDI"
Birgün, sürekli halkın iradesini referansı aldığını iddia eden CHP'nin bu tavrı ile hiç de demokrat olmadıklarını gösterdiğini kaydetti. "Bu tavırla gerçek yüzleri ortaya çıktı." diyen Birgün, "Gerçekten demokrasiye inan bir parti çözümü Meclis'te arar. Meclis'i kilitleyerek devleti şaibe altında bırakarak demokrat olunmuyor. Çünkü halkın iradesinin temsil edildiği yer Meclis'tir çünkü. Bunu tıkarsanız demokrasiye karşısınız demektir. Burada Meclis dışında çare aramak demokratlığın olmadığını gösteriyor. Bunun başka bir izahı yok." dedi.
CHP'nin siyasetti ağırlığının giderek yok olmaya doğru yol aldığını ifade etti. Birgün, "Yemin etmediler ama çok büyük bir sorun da yaşanmadı. Meclis yoluna devam etti. Halkın beklentilerine cevap vermeyecek bir siyaset güderseniz, olacağı budur. CHP, Kılıçdaroğlu ile sanki halka giden bir parti görüntüsü vermiş olsa bile bunun samimi ve tekili olmadığı görülüyor." dedi.
"BÖYLE OLACAĞI BELLİYDİ"
"Görünen köy kılavuz istemez." diyen Birgün, bunun kasıtlı olarak yapıldığını söyledi. CHP'nin amacının Ergenekon sanıklarının bırakılmasına yönelik bir planın parçası olduğuna dikkat çeken Birgün, şunları kaydetti: "Ergenekon sanıklarının aday gösterildiğinde devamında da böyle bir şeyin yaşanabileceği de belliydi ve bekliyordu. Yani toplumun genelinde suçlu olduklarına dair kanaat olan kişileri gösterirseniz sonucun böyle olacağı belliydi. Hukukçular uyarmıştı bu konuda. Buna rağmen bunların aday gösterilmesi bilinçli olarak atılan ve Ergenekon sanıklarının bırakılmasına yönelik planın bir parçasıydı. Bu tavrıyla değişmediğini gösteriyor."
"BDP İLE AYNI ÇİZGİDE"
Birgün, CHP'yi bugün BDP ve PKK ile aynı çizgide hareket etmekle suçladı. BDP'nin Kandil ve Öcalan'dan; CHP'nin ise Ergenekon ya da derin devletten gelen talimatlar doğrultusunda hareket ettiğine işaret eden Birgün, "Ama eski CHP'nin bir parçası oldu. Bugüne kadar CHP zihniyeti devlete hâkim bir zihniyetti. Onun için devleti çok sahiplenen bir durum vardı. Şimdi bu zihniyet devlete hâkim değil. CHP zihniyeti hâkim olmayınca devleti karşı bir yapılanma olarak görüyor. Çatışma da bundan çıkıyor. Yani zihniyet olarak devlet CHP olmadığına göre, bundan sonra kavga etmesi gerektiğini düşünüyor. BDP Kandil ve İmralı, CHP ise statükocu güçlerin güdümünde." İfadelerini kullandı.
Birgün, bu yöndeki iddialarını şöyle sürdürdü: CHP, BDP'nin Türk versiyonu oldu. Yemin boykotundan sonra CHP de dağa çıkacak mı? Çünkü bir sonraki aşama budur. İnsanın aklına bu geliyor. CHP artık devlete benim değil diyor. BDP Türkiye Cumhuriyeti'ni TC, CHP ise düşman olarak görüyor. CHP zihniyeti bu duruma geldi."
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Yemin soruna RTE çözümü:Tükürdüklerini yalayacaklar, göreceksiniz''...Tam RTE tarzı bir yaklaşım!
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Hürriyet'ten Ege Cansen'in CHP hakkındaki güzel ve ilginç bir yazısı. Umarım ilginizi çeker;
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2011-07-09
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP'li Gök'ten partisine 'yemin' eleştirisi
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, partisinin ''telaş içinde yemin etme kararı aldığını'', ''bunu doğru bulmadığını'' söyledi.
Mecliste basın toplantısı düzenleyen Gök, 11 Temmuz 1789'da Fransa Kurucu Meclisine sunulan İnsan ve Vatandaşlık Hakları Bildirgesi'nde, ''egemenliğin millete ait olduğu'' ve ''suç yargıda kesinleşmedikçe herkesin masum olduğu'' maddelerinin yer aldığını belirtti. Gök, CHP'nin, milletin iradesinin üstünlüğünü dünyaya ilan etmek için aldığı yemin etmeme kararını, söz konusu bildirgenin 222. yıl dönümünde sona erdirdiğini ifade etti.
''Demokratik bir eylem olan yemin etmeme süreci dün sona erdiğinde CHP'nin tutuklu milletvekillerinin Meclise gelebilmelerinin yolunun açılması gerektiğini'' kaydeden Gök, şunları söyledi:
''Ancak mutabakat metninde 'tutuklu milletvekilleri' ifadesine bile yer verilmemiştir. O zaman elde somut ne delil vardı ki alelacele yemin kararı alındı? Yani iki hafta öncesine göre bize bu tutumu aldıran gerekçelerden hangisi ortadan kalktı? Maalesef değişen hiçbir şey olmadığını görüyor ve telaş içinde alınan yemin etme kararını kesinlikle doğru bulmuyorum. Somut bir sonuç elde edilene kadar haklı ve kararlı tutumumuzu devam ettirmeyen partimin bir milletvekili olarak, bu erken alınan karar uymak zorunda olduğumu biliyorum.
'İnsanlık tarihi; demokrasi, insan hakları ve özgürlükler yolunda bedel ödeyenlerle doludur' diyen bizlerin, tarihin, 'ülkemizde insan haklarının evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için bedel ödediler' sayfasında yer almak, kazandıklarımızın karşısında en büyük ödül olmaz mıydı?''
İsa Gök, andiçme işlemini yerine getirip getirmeyeceğine ilişkin soruya yanıt vermedi.
(Sayın millet vekilim İsa Gök ün demecine CHP uydu. Ne demişti tıpış tıpış ayaklarımıza kadar geleceksiniz.....)
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-si...k-haberi-45088
CHPli Belediye Ramazan dolayısı ile vatandaşlara 45 bin adet ilahi CD'si dağıtacakmış.
Yahu bazı belediyelerin dini kitap dağıtmasını bu CHP'liler değil miydi eleştiren?
Kafalarına saksı düştü galiba..
İlahi CD'si dağıtmanın "gericilik" olduğunu birilerinin hatrılatması lazım..
Böyle şeyler bu memlekette bazı işgüzar savcılar tarafından parti kaptama delili sayılmadı mı?
Allah'ım sen çok büyüksün..
Bir arkadaş da bu CD konusunda; "Bunlar ilahi CD'si dağıtacaklarına Kenan Doğulu'nun onuncu yıl marşınının CD'sini dağıtmalılar" dedi,
Ben de ona "bu Kenan Doğulu onuncu yıl marşı ile milleti gaza getiriyor ama nedense bir türlü askere gitmiyor" dedim.
Arkadaşım da "yapma yahu, şevkle söyleyen bu çocuk askere gitmemiş mi?" diye sordu..
Ben de "bunlar askerlik söz konusu olunca uzak duruyorlar ama sahnede ucuz/kolay milliyetçilik konusunda maşallahları var" dedim..
Vesselam...
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
CHPli Belediye Ramazan dolayısı ile vatandaşlara 45 bin adet ilahi CD'si dağıtacakmış.
İlahi CHP sen insanı öldürürsün :)
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
'CHP beni frenlemeye başlamıştı. AK Parti'ye geçtim'
DENİZLİ’nin Acıpayam İlçesi’nde CHP İlçe yönetimi ile arasındaki anlaşmazlık nedeniyle geçen mart ayında partisinden istifa edip görevini bağımsız olarak sürdüren Belediye Başkanı Dr. Hulusi Şevkan, AK Parti’ye geçti.
Acıpayam Belediye Başkanı Dr. Hulusi Şevkan, partisinin ilçe örgütü ile ters düşünce geçen 14 Mart’ta CHP’den istifa etti. Görevini bağımsız olarak sürdürürken, CHP’den istifasından bir ay sonra Acıpayam Belediyesi’nin bütçesini belediye meclis üyeleri onaylamadı. Belediyenin 6 CHP ve 4 Ak Parti’li meclis üyesi faaliyet raporuna ret oyu verirken yalnızca, o dönem bağımsız üye olan ve daha sonra da MHP’ye geçen Hüseyin Erdem kabul oyu kullandı. Meclis üyeleri, faaliyet raporunun onaylanmaması nedeniyle Şevkan’ın başkanlığının düşmesi için yargıya başvurdu. Bir süre önce Danıştay 8’inci Dairesi, Şevkan’ın görevine devam etmesi yönünde karar verdi.
Kulislerde 12 Haziran seçimleri öncesi Ak Parti’ye geçeceği konuşulan Şevkan, yargı kararını beklediğini söyledi. Görevine devam etmesi kararı çıktıktan sonra Ak Parti İlçe Başkanlığı’na giderek, İlçe Başkanı Mehmet Kırgıl ile görüşen Başkan Şevkan, üyelik kaydını yaptırdı. Ak Parti’li milletvekillerinin de katılımıyla Şevkan’ın partiye geçmesi nedeniyle tören yapılacağı öğrenildi.
Başkan Şevkan, "Siyasi partiler hizmet için araçtır. Ben Acıpayam’a hizmet etmek için başkan oldum. Ama ne yazık ki, CHP örgütü ile ters düştük, bir türlü anlaşamadık. Sanki hizmet etmemem için beni frenlemeye başladılar. Siyasi komplolar kuruldu. Siyaset etiğine aykırı davranışlara maruz kaldım. Ak Parti’den aldığım daveti değerlendirip bu partiye geçtim. Bundan sonra Acıpayam’ın merkezi yönetimden daha fazla pay alacağını, daha iyi hizmet üreteceğimizi düşünüyorum" dedi.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP'de BİR İSTİFA DAHA
CHP'de kaynayan kazan taşmaya başladı. Dün kalesi çöken CHP bugün başka bir istifa haberiyle sarsıldı.
CHP Bergama İlçe Başkanı Mehmet Gürsel Çelebi, partisinin genel merkezine sitem dolu bir dilekçe yazarak, dört aydır sürdürdüğü görevinden istifa etti. Genel seçimde eski İlçe Başkanı İdris Yavuz Yılmaz'ın milletvekili aday adayı olması üzerine göreve getirilen Çelebi, istifa sebebini 6 Ekim 2011'de yazdığı dilekçeyle açıkladı.
Dilekçede CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Çelebi, "Tüm ülkeye, hattâ tüm dünyaya demokrasi dersi vereceğim derken maalesef CHP içinde demokrasiyi sağlayamadınız." ifadelerine yer verdi. CHP'nin örgüt tanımaz bir zihniyetle çalıştığını öne sürerek şunları kaydetti: "Kendi mahallesinden delege bile olamayan, ön seçimde bölgesinden milletvekili adayı olarak çıkamayacağını bilen, mevcut örgütlerle ve onların temsilcileri ilçe başkanlarıyla yapmış olduğu toplantıda yazılı listelerde adını göremeyip, 'Biz bu isimleri genel başkanımıza götüreceğiz.' diyerek zarfın içine koyup cebine atan ve ilçe başkanlarının listelerini açıklamaya bile cesareti olmayan zihniyetle çalıştık. Ege Bölgesi ilçe örgütlerinin altını üstüne getiren, hattâ ve hattâ iki gün çok çalışan, 'Yorgunluktan ne yaptığımızı biliyor muyuz? Listeleri karıştırmışız. 1. bölgenin ilçe başkanını, uykusuzluktan 2. bölgeden aday göstermişiz.' diyen, medya önünde il başkanını tersleyerek bu listelerin bilinçli olarak yapıldığını iddia eden örgüt tanımaz zihniyetle çalışmak zorunda bırakıldık. Örgütünü bu kadar sahipsiz bırakan bir zihniyetle çalışmanın kimseye yarar sağlayamayacağını belirtip yürütmekte olduğum CHP Bergama İlçe Başkanlığı ve CHP Bergama Yönetim Kurulu Üyeliği'nden istifa ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim."
Mehmet Gürsel Çelebi, neden istifa ettiği yönündeki soruya ise, "Mevcut yapılanmadan, il yönetiminden memnun değilim. İstifa dilekçemde gerekçelerimi yazdım." diye cevap verdi.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP'de Dersim çatlağı
CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün "Atatürk ve Atatürkçülük" hakkındaki açıklamalarının kabul edilebilecek değerlendirmeler olmadığını bildirerek, "En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır almaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz" dedi.
http://haber.ekolay.net/Haber/3/8195...m-catlagi.aspx
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP İstanbul il yönetimi düştü
CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda kriz bitmiyor. Bu kez de 2 yönetim kurulu üyesi istifa etti, tüzük uyarınca il başkanlığı yönetim kurulu düştü.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda bugün yapılan toplantıda Kadıköy İlçe Başkanı Türer Ercan ile Kağıthane İlçe Başkanı Fevzi Şit görevden alındı.
Şit ile Ercan'ın görevden alınmasını protesto eden yönetim kurulu üyeleri Nadir Ataman ile Erol Şahin de istifa dilekçelerini verdi. İki üyenin istifa etmesiyle birlikte, CHP İstanbul İl Başkanlığı Yönetim Kurulu da fiilen sona ermiş oldu.
CHP tüzüğüne göre, atanmış olan yönetimlerde üye tam sayısı azaldığında yedekleri olmadığı için fiilen sona eriyor. İl yönetimine, pazartesi günü yeni atamaların yapılması bekleniyor.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25298522
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Manşetle geldi manşetle gidecek
İktidar savaşının tam gaz sürdüğü CHP'de Kılıçdaroğlu'nu liderliğe taşıyan sürecin benzeri şimdi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül için işletiliyor. Kılıçdaroğlu, TESEV üyeliği ve Dersim tartışmalarıyla yıpratılırken medya Sarıgül'e bol bol yer vermeye başladı
Partideki iktidar mücadelesinin bir türlü sona ermediği CHP'de, Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğuna oturmasını sağlayan sürecin bir benzeri şimdi de Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül için işletiliyor. Kaset skandalının ardından Baykal'ın koltuğuna oturan Kılıçdaroğlu'nun son günlerde liderliğini zayıflatan tartışmalar ve krizler arka arkaya yaşanırken, bir yandan da Mustafa Sarıgül ismi için kamuoyu oluşturuluyor.
Baykal'ın ardından gözyaşı döken ama kısa süre sonra Kılıçdaroğlu'nun en yakınındaki isim olan Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de kendisine yeni bir yol çizerek, Sarıgül ile dirsek temasını artırdı. Tekin ve destekçileri, Baykal'ın partiden attığı, Kılıçdaroğlu'nun da geri almadığı Sarıgül'ün genel başkanlığı için zemin hazırlıyor.
İSMİNİ VETO ETMİŞTİ
Gürsel Tekin, bir dönem parti ile ilişiği kesilmişlere yeniden dönüş yolu açan PM kararının ardından Fikri Sağlar ve Gürbüz Çapan gibi isimlerin yanı sıra Mustafa Sarıgül'ün de adını gündeme getirmişti. Fakat Sarıgül'ün partiye dönüşü Kılıçdaroğlu'ndan veto yemişti. CHP'ye yeni lider arayışı ile ilgili haberler medyada sık sık yer alırken, bu kapsamda Sarıgül'ün adı da sıkça konuşuluyor. Sarıgül de belediye başkanlığı ile ilgili çalışmalarını halkla daha iç içe sürdürmeye özen gösteriyor, cenazelerde, düğünlerde ve halkın bulunduğu her türlü organizasyonda daha fazla yer alıyor.
SARIGÜL ANKETİ
Sarıgül'ün adı son günlerde yapılan anketlerde de dikkat çekici şekilde yer alıyor. Andy-Ar'ın en beğenilen liderler listesinde Başbakan Erdoğan'ın (yüzde 54.3) ardından Sarıgül'ün (yüzde 23.8), daha sonra da yüzde 19.1 ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun adı sıralandı.
PARTİDE DERSİM İSYANI
Bir yandan medyada Sarıgül'ün adı yoğun olarak kamuoyunun gündemine getirilirken, diğer yandan parti içinde de Kılıçdaroğlu'nun liderliğini tartışmaya açacak gelişmeler sürüyor. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim katliamı ile ilgili partisinin geçmişini eleştiren sözleri üzerine partinin ulusalcı kesiminde büyük bir isyan başladı. Bazı milletvekilleri Kılıçdaroğlu'ndan habersiz Aygün'e karşı bildiri açıklarken, Kılıçdaroğlu da partilileri 'disiplinli olmaya' davet etmek durumunda kaldı. Gürsel Tekin'e yakın bir internet sitesi Kılıçdaroğlu'nun liberal düşüncedeki TESEV'in kurucuları arasında olduğunu deşifre etti. Bu haber partide Kılıçdaroğlu aleyhine yükselen seslerin artmasına neden oldu.
BENZER SENARYO
Sarıgül senaryosu, Kılıçdaroğlu'nu liderliğe taşıyan senaryoya benzerliğiyle dikkat çekiyor. AK Partili bazı isimler hakkında açıkladığı dosyalarla kamuoyuna taşınan Kılıçdaroğlu, medya desteğiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday yapılmış, kaset skandalının ardından da Baykal'ın koltuğuna oturmuştu. Sarıgül'ü de önce belediye başkan adayı gösterip sonra liderlik koltuğuna oturtmak da konuşulan senaryolar arasında.
Değişmeyen hedefi CHP genel başkanlığı
Mustafa Sarıgül, 2004 yerel seçimlerinde Şişli Belediye Başkanlığı'na yüzde 60'ın üzerinde oy alarak seçilince, buradan aldığı destekle 2005 yılında Deniz Baykal'la genel başkanlık yarışına girdi. Kurultayda yenilen Sarıgül partiden de ihraç edildi. 2009'da Belediye Başkanlığı'nı bu kez DSP çatısı altında kazandı. DSP'den istifa eden Sarıgül, Türkiye Değişim Hareketi'ni kurdu. Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye genel başkan olması üzerine partileşme çalışmasını durdurdu.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Sarıgül: Solda liderlik için erken
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP’nin başına geleceği iddiasına ilişkin "Şimdilik bunlar için çok erken. Belediye başkanlığına devam etmek istiyorum" dedi. Sarıgül, CHP’deki huzursuzluk iddialarına ilişkin, "Bir siyasi partide adaletsizlik, dengesizlik varsa kavga çıkar" yorumunu yaptı.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP’nin başına geleceği iddiasına ilişkin "Şimdilik bunlar için çok erken. Belediye başkanlığına devam etmek istiyorum" dedi. Sarıgül, CHP’deki huzursuzluk iddialarına ilişkin, "Bir siyasi partide adaletsizlik, dengesizlik varsa kavga çıkar" yorumunu yaptı.
Bir kitap tanıtımı için İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, anketlerde ’En güvenilen siyasi liderler’ arasında ilk sıralarda yer alması ve adının soldaki lider arayışlarında telaffuz edilmesiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Halkın kendisine gösterdiği ilgiye teşekkür eden Sarıgül, şöyle konuştu:
"Daha çok erken. Ben şu anda belediye başkanıyım ve görevime devam ediyorum. Hala Şişli ve İstanbul’a yapacağım hizmetler var. Bu hizmetlerime aralıksız olarak devam ediyorum. Bu başarı sadece benim başarım değil. Din, dil, ırk, kültür ve mezhep farkı gözetmeden yaptığınız çalışmalar sizi bir yerlere taşıyor. Ben yıllardan beri dünya insanlığının barışı için çaba gösteriyorum. Bu yaptığım çalışmaların karşılığında, yurttaşlarımız anketlerde bana ve arkadaşlarıma karşı güzel ilgi gösteriyorlar."
BİR PARTİ LİDERE DEĞİL HALKA BAĞLANMALI
CHP’deki olumsuz gelişmeleri de değerlendiren Mustafa Sarıgül, bu partideki gelişmelere değinmesinin doğru olmayacağını belirterek, şöyle devam etti:
"Ancak bir siyasi partinin ve Türkiye’deki bütün siyasi partilerin demokratik olmasını diliyorum. Bunun için öncelikle Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nın çıkması lazım. Lidere değil de halka bağlı bir demokrasinin ön planda olması lazım. Bu şu anda sadece CHP’de değil tüm partilerde var. Bir siyasi partide adaletsizlik, dengesizlik varsa kavga çıkar."
Avrupa Birliği’ne (AB) girmek isten Türkiye’de, seçim barajının yüzde 10’un altında olması gerektiğini savunan Sarıgül, "Niye milletvekillerinin atama ve tayinlerini genel merkezler yapıyor da neden partiye kayıtlı üyeler yapmıyor? Türkiye’de niçin dar bölge seçim sistemi yok. Düşüncelerden korkmamak lazım. Böyle olursa bir ülkede demokrasi gelişmez. Partilerde huzurun sağlanması için demokrasinin sağlanması lazım. Demokrasi de genel merkezlere değil, Hakkın gücünü arkasına alan halkın emeğine saygı duyan bir demokrasiyi yıllardan beri savunuyorum" diyerek sözlerini sürdürdü.
ŞİŞLİ OLASI DEPREME HAZIRLANIYOR
Başkan Mustafa Sarıgül, olası İstanbul depremine Şişli olarak nasıl hazırlandıklarının sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Depremden sonra gittiğim Van’da olmak bana çok şey öğretti. İstanbul’daki olası deprem ne yazık ki Türkiye’nin yüzde 70’ini ilgilendirir. Şişli ilçesi olarak 28 mahallemiz, 1165 cadde ve sokağımızda, üniversitelerimizle, mimarlar odasıyla, jeologlarla çalışmalarımızı yaptık. Zemin itibariyle Şişli’nin gerçekten Türkiye’nin en sağlam jeolojik altyapısına sağlam bir ilçe olduğu ortaya çıktı. Süratle güçlendirilmesi gereken binaları tarıyoruz. İlçede şu ana kadar 2 bine yakın binanın taramasını yaptık. Önemli olan özellikle okullardır. Okullarda en az 2 bin, 2 bin 500 öğrenci bulunur. Şişli bölgesindeki okulların yüzde 95’ini, 12 derslik depreme dayanıklı olmayan okulları yıkarak, 50 derslikli, Türkiye’nin değil Avrupa’nın en modern ve en dayanıklı okullarını ülkemize kazandırdık."
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP Bedelli askerliğin kaldırılması için dava açıyor!
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Rıza Türmen, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bedelli askerliğin iptali için dava açabileceklerini söyledi.
Türmen, Bedelli Askerlikle ilgili yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvuruyu ''düşündüklerini ve incelediklerini'' belirterek, ''Kesin bir şey söyleyemem. Burada eşitlik ilkesini ağır bir ihlal var'' dedi.
BEDELLİ ASKERLİK YASALAŞTI
Türmen, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak'ın, İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik operasyonlarla ilgili basın açıklamasının, HSYK'nın, ''basın açıklamasının kişinin suçlu olduğuna ilişkin kanaat uyandırmaması gerekir'' ve ''gözaltındaki kişilerin suçlu olarak kamuoyuna duyurulmasına sebebiyet verilmemesi gerekir'' şeklindeki genelgesine aykırı olduğunu ifade etti.
Kavak'ın açıklamalarının kamuoyuda bu kişilerin suçlu olduğuna dair kanaat uyandırdığını ileri süren Türmen, ''Açıklamalar, bu kişilerin masumiyet karinesini ihlal etmektedir'' diye konuştu.
CHP İzmir milletvekilleri olarak HSYK'ya başvuracaklarını ve Durdu Kavak hakkında soruşturma açılmasını ve Kavak'ın bu davadan uzaklaştırılmasını talep edeceklerini bildiren Türmen, Kavak'ın yaptığı beyanlarla, bu davada tarafsız olmadığını, masuniyet karinesini ihlal ettiğini, kişilerin suçlu olduğuna dair kanaat uyandırmaya çalıştığını savundu.
Türmen, bedelli askerlikle ilgili yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvuru yapıp yapmayacakları yönünde bir soru üzerine, ''Bunu düşünüyoruz, inceliyoruz. Kesin bir şey söyleyemem. Tabii burada eşitlik ilkesini ağır bir ihlal var'' dedi.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Kılıçdaroğlu’nun ‘bedelli’ gafı
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, oğlu Kerem’in bedelli askerlikten yararlanmayacağına yönelik açıklamasında gafa imza attı. Kılıçdaroğlu “Oğlum bedelliden yararlanmayacak, onun askere gitmesini istiyorum” dedi, ancak oğlu 1983 doğumlu olduğu için zaten çıkan yasadan yararlanamıyor.
http://i.ensonhaber.com/resimler/diger/esh_32145.jpg
http://www.stargazete.com/politika/k...ber-402241.htm
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Eğer muhalefet lideriyseniz sözlerinize dikkat etmek zorundasınız.Yararlanma hakkı olmayan oğlunu yararlanma hakkı var ama yararlanmayacak ve gidecek demek en hafifinden çok vahim.
Aslında en çok vahim olan da;Bir sol lider olarak,mecburi askerliğin bile tartışıldığı günümüzde bu olaydan siyasi rant sağlamaya çalışmak..Dikkat edin bu cümle çok önemli.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Arkadaslar, copyalayip yapistiriyorsunuz.
Ozgun fikrinizi yazsaniz daha iyi olmazmi ?
Zaten butun gun okuyoruz bu haberleri..
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Bu konu çok gerilere düşmüştü buraya ekleyeyim istedim videoda da "CHP nin HALİ" yazınca dayanamadım :)
http://www.youtube.com/watch?v=rurJDA2kLkM
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP'li vekil Hüseyin Aygün bilindiği üzere terör örgütü tarafından kaçırıldı(?) serbest bırakıldıktan sonra da kamu oyunun her kesiminde nefret uyandıran açıklamalarda bulundu Kılıçdaroğlu da bu açıklamalara sahip çıktı.
Arkasındayım
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamalara gelen eleştirilere yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu “Kaçırılan bir milletvekilinin yaşadıklarını anlatmasında ne var? Parti ile alakalı bir duruş değil. Bu bir CHP söylemi de değil. Ama bir yanlış da bulmuyorum. Milletvekilimizin arkasındayım” dedi
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21246220.asp
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
http://www.youtube.com/watch?v=Y9RQ7kWz-70
‘Türkiye nereye gidiyor, 10 yıldır dümende olan Başbakan Erdoğan bu gemiyi hangi limana sürüklüyor?’ Ne olacak Türkiyenin hali?"
"************************************************* ************************************************** *******
Değerli arkadaşlarım, yapılan görüşmelerde bize çok eleştiri geldi. “Neden siz AKP ile Anayasa Komisyonunda masaya oturdunuz?” diye. Bizim sözümüz vardı. Birinci sözümüz neydi? Çağdaş bir anayasa. İkinci sözümüz neydi? AKP’nin maskesini indireceğiz. Oturduk masaya, AKP’nin maskesini indirdik. Şimdi ben size bazı örnekler vereceğim değerli arkadaşlarım
Şimdi ben size bazı örnekler vereceğim değerli arkadaşlarım.
Temel haklar ve özgürlükler konusunda bakın biz şu öneriyi yaptık: Kişinin etnik kökeni, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği ne olursa olsun eşittir. İnsan, eşittir.
Kim karşı çıktı? AKP karşı çıktı. Kim önerdi? Cumhuriyet Halk Partisi önerdi. Buradan bütün aydınlara sesleniyorum: Anayasa konusunda en son eleştireceğiniz parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Eşitliği, demokrasiyi, özgürlüğü her ortamda savunan parti Cumhuriyet Halk Partisidir. CHP’yi eleştirirken önce elinizi vicdanınızın üzerine koyun, ondan sonra eleştirin. Olmayan vicdanlara zaten seslenmiyoruz, vicdanı olmayana ne diyebiliriz ki zaten.
Ve biz başka ne öneriyoruz? Şunu önermişiz: Bir cinsiyetin üstünlüğüne dayanan kültürel veya toplumsal önyargılardan kaynaklanan uygulamaları ve hukuk kurallarını kaldırmak devletin ödevidir yani bir cinsiyetin diğerine üstünlüğü olmaz. Devlet, bu üstünlük farkını kaldırmak görevindedir demişiz, biz demişiz.
Karşı çıkan kim? AKP Buradan bütün kadınlara sesleniyorum: Sizi ikinci sınıf yurttaş gören Adalet ve Kalkınma Partisidir. Anayasa Uzlaşma Komisyonunda kadın erkek eşitliğini savunduk. Sizi de Allah yarattı, erkeği de Allah yarattı, ikisi de eşit. Ama diyor ki “Eee, kadınlara hak verilmez. Onlar çalışamazlar, geleceğim ona da, onların üretmeye hakları da yok.
Değerli arkadaşlarım, başka ne demişiz? Özel yaşamın gizliliği ve aile yaşamındaki gizlilik. Biz savunuyoruz gizliliği. AKP, bizim öngördüğümüz kuralların aksini söylüyor.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, şöyle demişiz biz: Açıklanmasında üstün kamu yararı bulunan düşünce ve Haberlerin açıklanması, yayımı ve bunlara erişim devlet sırrı, ticari ya da meslek sırrı gerekçesiyle de olsa güçleştirilemez ve engellenemez yani medyanın özgürlüğünü savunmuşuz. Yok devlet sırrıdır diye açıklanması kamunun lehine ise bunu yasaklayamazsın demişiz. Basın özgürlüğünü savunmuşuz, düşünceyi açıklama özgürlüğünü savunmuşuz, kim karşı çıkmış buna? AKP. Ne diyorlardı?
“Efendim, biz demokratik bir anayasa yapacağız da şu CHP var ya, şu CHP engel oluyor.” Avrupa’yı geziyorlardı, Amerika’ya gidiyorlardı, Brüksel’e gidiyorlardı, Strasbourg’a gidiyorlardı, her gittikleri yerde “Efendim, biz demokratik bir anayasa getireceğiz ama bu CHP var ya, hep engel oluyor.” Şimdi maskeleri düştü, şimdi konuşamıyorlar. Nereye giderlerse gitsinler onları konuşturtmayacağız. Demokrasiden ve özgürlükten yana bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisidir o da.
Efendim, Türk sözcüğünden alerjisi var Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bunu da Anayasa’dan çıkaracağız.” diyor. Recep Tayyip Erdoğan, bir tek Cumhuriyet Halk Partili bile kalsa, sana bu değişikliği yaptırtmayacaktır. Kendisine sormuştum: Recep Tayyip Erdoğan, sen hangi ülkenin Başbakanısın? diye. Niye çıkıp da ben Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım diyemiyorsun? Diyemiyor bakın. Defalarca söyledim, miting meydanlarında söyledim, çık milletin önüne de ki Ben Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım de. Diyemiyor çünkü Türkiye Cumhuriyeti alerjisi var. O zaman doktora git kardeşim, tedavi etsinler seni.
Yine, Anayasa değişikliklerinde basın özgürlüğünü savunuyoruz ve diyoruz ki basın ve yayın organlarını, gazeteleri toplatacaksan bizim üç koşulumuz var, onun dışında toplatmayacaksın. Nedir bizim koşullarımız?
1) Şiddeti ya da nefreti teşvik ederse o gazeteyi toplatabilirsin.
2) İnsan haklarına, demokratik ve laik anayasal düzene açıkça saldırıyorsa yine onu toplatabilirsin.
3) Çocukların cinsel istismarını öngörüyorsa o gazeteyi toplatacaksın. AKP bunu da kabul etmiyor. Ve biz şunu da söylüyoruz: Toplatma kararını cumhuriyet savcısının kararı üzerine yapacaksın. O da diyor ki “Hayır, vali karar verir, o da toplatır.” Vali kimin talimatını yapacak? Başbakanın. 1 Mayıs’ı gördük, İstanbul Valisini gördük. Başka bir vali daha vardı. “Ben devletin valisi değilim, beni hükümet tayin etti, ben hükümetin valisiyim.” diyor. Zavallı adam, ne olduğunu bilmiyor daha. Devlet kavramı kafasında gelişmemiş. Sen, arabanda Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağını taşıyorsun, o bayrağın ne anlama geldiğini sen bilmiyorsun.
Dernek kurma özgürlüğü: CHP diyor ki herkes dernek kurabilir. AKP diyor ki “Hayır, herkes dernek kuramaz.”
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı: Hiçbir makamdan izin almadan yurttaşlar bu haklarını kullansınlar diyoruz. AKP diyor ki “Hayır. Ben izin verdiğim zaman, izin verdiğim yerde, izin verdiğim koşullarda sen yaparsın.” diyor. HAK-İŞ’i gördünüz değil mi Taksim Meydanında. Tam bir sarı sendika. Çıkmışlar oraya, polislerin kontrolünde ve gözetiminde halay çekiyorlar. Size sendikacı denmez, siz sendikacı değilsiniz. Arkadaşını, işçiyi satan adama ben sendikacı demem. Gerdan kırarak poz veriyorlar, neymiş? Taksim’e çıkmışlar polisin gözetiminde ve denetiminde. İnsan biraz utanır ya, utanır, utanır insan biraz. Senin arkadaşların cop yiyor, biber gazı yiyor, 17 yaşındaki kız çocuğu yoğun bakımda. Sen, polis izin vermiş, oraya çıkmışsın halay çekiyorsun. Neymiş? 1 Mayıs’ı kutlayacakmış! Sen 1 Mayıs’ın ne olduğunu bilmezsin. O meydanda ne olduğunu bilmezsin sen. O meydanda can verenleri bilmezsin sen.
“Siyasal partiler demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır.” der, Anayasa. Biz ayrım yapılmasını istemeyiz. Her siyasal partiye devletin destek vermesi lazım. Şu partilere, barajı şöyle olan partiye devlet para verir, diğerine para vermez, bunun bir ölçüsünün olması lazım, insaflı bir ölçünün olması lazım. Biz öneri yaptık: Yüzde 3’ün üzerinde her partiye devlet hakkaniyetle yardım yapsın diye. Kim karşı çıktı? AKP. Kim savundu? Cumhuriyet Halk Partisi savundu. Neden? Biz demokrasiyi savunuyoruz, biz özgürlüğü savunuyoruz.
Bakın yine aynı maddede, siyasi partilerin özgürlüğüyle ilgili maddenin yedinci fıkrasında şöyle bir öneri getirmişiz değerli arkadaşlarım: Siyasi partiler temsilde cinsiyet eşitliğini teşvik için gerekli tedbirleri alır yani kadınlar daha fazla siyasete girsinler. Öneren kim? Cumhuriyet Halk Partisi. Karşı çıkan kim? Adalet ve Kalkınma Partisi. Sevsinler sizin adaletinizi ve kalkınmanızı. Bütün kadınlara sesleniyorum tekrar: Sizi siyasetten bile alıkoyan, eşitliğinize göz koyan, sizi ikinci sınıf yurttaş yapan Adalet ve Kalkınma Partisine ders vermek, artık sizin görevinizdir.
Yine Anayasa değişikliklerinde çevre hakkıyla ilgili bir öneri getirmişiz. Şöyle demiş arkadaşlarımız: “Doğayı ve çevreyi olumsuz biçimde etkileyebilecek olan tüm plan ve uygulamalarda halkın karar mekanizmalarına katılma hakkının usul ve esasları kanunla düzenlenir.” yani çevre ve doğayla ilgili bir düzenleme yapacaksanız halkın oyuna başvurun diyoruz. Halkın, ormanla ilgili, çevreyle ilgili, doğayla ilgili bir talebini görmezlikten gelmeyin diyoruz. Kim diyor? Cumhuriyet Halk Partisi.
Kim karşı çıkıyor? Adalet ve Kalkınma Partisi. Gözünü rant bürüyen adamın çevreyle, doğayla bir ilgisi olabilir mi? Olamaz. Hem demokrasi diyeceksiniz, demokrasiyse halkın oyuna başvur kardeşim, niye korkuyorsun? Ormanı imara mı açacaksın, orada oturan vatandaşa sor bakalım. Parkı imara mı açacaksın, vatandaşa sor. Anayasal hüküm hâline getirelim, “Hayır, olmaz.” diyor. Gözünü rant bürümüş. Ne demiştim? Kefenlerinin cebi olsa oraya para doldurup öyle kefenlenecekler bunlar.
Sendika hakkı, savunduk sendika hakkını her zaman sendika hakkını savunurken de şunu söyledik: Kadın erkek arasında eşit temsil ve katılım ilkelerine uygun olarak bir düzenleme yapın dedik. Sendikalarda da kadınlar olsun dedik. Kim önerdi? Cumhuriyet Halk Partisi. Kim karşı çıktı? Adalet ve Kalkınma Partisi. Şimdi bunlar gidip Brüksel’de, Strasbourg’da Amerika’da veya herhangi bir yerde “Biz demokrasiden yanayız asla diyemeyecekler artık bir daha, bunlar kapı gibi önünde olacak.
Her isteyen sendika kursun. Buna yasak getiriyorlar. Savunan biziz ama şu koşulu getirdik: Güvenlik güçleri ile silahlı kuvvetler sendika kuracaksa bu özel bir yasayla düzenlensin, onun dışında herkesin sendika kurma hakkı olsun dedik ve biz bunu savunduk, karşı çıkan AKP.
Toplu sözleşme: Bunlar demiyorlar mıydı “Örgütlü toplum, örgütlü toplum…” Toplum örgütlenecek de niye örgütleniyor? Hak aramak için. Hak nasıl aranacak? Oturup konuşacaklar, yoksa yasalardan kaynaklanan gücü kullanacak. Grev hakkı olacak. “Hayır, ben sana grev hakkı vermem.” diyor. karşı çıkan parti Adalet ve Kalkınma Partisi.Toplu sözleşmelerde grev hakkını Anayasal hak olarak öneren parti Cumhuriyet Halk Partisi,
Bakın yine, kadınlarla ilgili çok önemli bir öneri yapmış arkadaşlarımız. Devlet, istihdam konusunda cinsiyet farkı gözetmeksizin fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkını güvence altına alarak kadınların çalışma hayatına katılmasının önündeki engelleri ve çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri kaldırmakla yükümlüdür. Yani demişiz ki devlet, kadın eğer çalışacaksa, bunun önünde engel varsa devletin görevlerinden birisi de bu engeli kaldırmaktır. Bu teklifi getiren kim? Cumhuriyet Halk Partisi, karşı çıkan kim? Adalet ve Kalkınma Partisi? Yine, kadınlara sesleniyorum: sizin çalışma yaşamınızın önündeki engelleri kaldırmak için mücadele eden parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Siz çalışmayın, evde oturun, sizi eve kapatan parti de Adalet ve Kalkınma Partisidir. Belge mi istiyorsunuz? Anayasa Komisyonu çalışmaları gayet net ve somut olarak duruyor önünüzde.
Değerli arkadaşlarım, bunları ilk kez söylüyoruz. Bu ülkenin aydınlarına sesleniyorum, sabah akşam Cumhuriyet Halk Partisini eleştirerek sözde siyasete katkı yaptığını düşünen o liberallere sesleniyorum: Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Komisyonundaki demokrasi, özgürlük, kadın erkek eşitliği konusundaki söylemlerini acaba duydunuz mu? Duymadıysanız duyun ve elinizi vicdanınıza koyun ve ondan sonra CHP’yi eleştirin.
Geçen hafta açıkladım, bizim kırmızı çizgilerimiz var. Neydi? Anayasanın ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgimizdir. Kurucu iradenin iradesidir o. Karar verdim, çoğunluğum var, değiştireceğim, böyle bir şey olmaz. Pek çok ülkenin anayasasında da değiştirilmesi teklif edilmeyen maddeler var. Biz bağımsızlığımızı mücadele ederek, kan dökerek elde ettik. Çoğunluğum var, ben onu yok edeceğim, senin gücün yetmez ona. Türk Milleti sözünü Anayasa’dan kimse kaldıramaz, kimsenin kaldırmaya da gücü yetemez CHP olduğu sürece.
Atatürk’ün kurucu ve önder rolü, Anayasa’nın başlangıç bölümünde yer alacak, onu kaldırmaya kimsenin gücü yetemez çünkü Cumhuriyet Halk Partisi var.
Değerli arkadaşlarım, süreç konusunu hepiniz biliyorsunuz, ne olduğunu da biliyorsunuz. Defalarca ama defalarca Recep Tayyip Erdoğan niye konuşmuyorsun diye sordum “Ben konuşmam.” dedi. Arkadaşların konuşsun. “Onlar da konuşmayacak.” dedi. İyi de pazarlık masasına oturan sensin, masanın bir tarafında olan sensin, masanın öbür tarafındaki konuşuyor, sen niye konuşmuyorsun? Nereden öğreniyoruz gerçekleri, pazarlıkları? AKP’nin Kandil sözcüsünden öğreniyoruz. Bülent Arınç hükümetin sözcüsü ama bir de yurt dışında bunların sözcüleri var, Kandil’de, açıklama yapıyor.
Şimdi soruyorum: Recep Tayyip Erdoğan, Murat Karayılan’ın söyledikleri doğru mu değil mi? Doğru olduğunu biliyoruz. Adam niye yalan söylesin. “Ben dayattım, o da silahların gölgesinde kabul etti.” Diyor, daha ne desin. Bir ülkenin Başbakanı terör örgütünün tutsağı konumuna düşemez. Açıkça söylüyorum, sen esirsin, ne söylediğini bilmiyorsun ve onun için konuşmuyorsun çünkü ne söyleyeceğini bilmiyorsun. Oysa ben sana, daha yolun başında halkına hesabını veremeyeceğin angajmanların altına imza atma dedim, seni uyardım, gittin imzaladın. Korkuyorsun, konuşmuyorsun, senin sözcün Kandil’den konuşuyor ve 76 milyon yurttaş gerçekleri nereden öğreniyor? Kandil’den öğreniyor.
Bu utancın sorumlusu kim? Recep Tayyip Erdoğan. 17 yaşındaki çocuğa gücün yeter, polisini gönderirsin, asarsın kesersin, terör örgütüne gelince sesin soluğun çıkmaz ve konuşmazsın. Kusura bakmayın ama biz böyle adama Başbakan demeyiz. Sen bu ülkeye layık değilsin. Sen, bu ülkeyi Orta Doğu’da batağa sürükledin. Sen, bu ülkeyi dünyaya rezil ettin. Polis devleti kuruyorsun. Senin gücün 17 yaşındaki kız çocuğuna yeter ama ben sana söyledim. Senin gücün hiçbir Cumhuriyet Halk Partiliye yetmez. Çünkü biz, bu ülkenin bağımsızlığı, özgürlüğü için bedel ödemiş bir partiyiz, yine bedel ödemekten çekinmeyiz topunla gel, tüfeğinle gel, gelmezsen namertsin.
Hepimize büyük görevler düşüyor. Günün yirmi dört saati bize az gelmeli. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları hepimiz biliyoruz. Vatandaş sabah uyanırken “Ne olacak bu memleketin hâli.” diyor. Her yerde şunu söyleyin: Bu ülkenin garantisi Cumhuriyet Halk Partisidir.
Medyayı satın alarak CHP’yi susturacağını sanıyor. Türkiye’yi gezeceğiz, mücadele edeceğiz, bizim görevimiz bu. Onu da yapacağız, meraklanma. Biz, bu ülkenin bağımsızlığı için, üniter yapısı için, birliği bütünlüğü için, etnik kimliği ne olursa olsun, hiçbir yurttaşımızı ötekileştirmeden hepsini kucaklayan bir partiyiz çünkü biz cumhuriyetin partisiyiz, çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz."
Yazını tamamı :http://www.haberfx.net/chp-grup-topl...-haber-845033/
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP MHP ve merkez sağ işçisiz işçi partisinin peşine takılmış diyor. Yeni trend maocu kemalizm.
http://www.gencbaro.org/haber/umit-k...i-kuruyor.html
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
(Araya hemen reklamları koymayalım!)
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
************************************************** ************************************************** **
AKP kimin ardına takılmış gidiyor bilmeyenlere:https://www.hukuki.net/images/icons/icon1.png Basiretsiz Akp İktidarı Yine Saçtı Batırdı.
Defalarca dendi ki;
Haydutla müzakere olmaz mücadele olur.
Teröristin tek muhatabı TSK'nın İç güvenlik Timleridir.
Bunun haricinde muhatap almaya kalkmak baştan kaybetmedir. Hiçbir olumlu sonuç alamazsın. 2+2=4. Kaybedeceksin. Her zaman ki gibi memleket insanın rezilliğe kepazeliğe mahkum etmeye devam edeceksin.
Haburdan sonra bugün de pkk 2. şovunu sergiliyor.
"Hem" diyor "sizin babalarınızı, abilerinizi, çocuklarınızı öldürdük. Her türlü illegal yoldan bir sürü para kaldırdık".
"Hem de şovumuzu yapıyoruz."
Aşağıdaki iki video, iliklerine kadar işlemiş kepazeliği hissedemeyen balık hafızalı haysiyetsizlere hediyemiz olsun.
1-) Apo Rumlara akıl vermeye çalışırken
http://www.youtube.com/watch?v=Igfycj3MxkA
2-) Mehmetçiğin ölümden döndüğü an "terörist kamerası"nda!
http://www.milliyet.tv/video-izle/Me...HKIZCGWtP.html
https://www.hukuki.net/images/icons/icon1.png Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
http://www.youtube.com/watch?v=Y9RQ7kWz-70
‘Türkiye nereye gidiyor, 10 yıldır dümende olan Başbakan Erdoğan bu gemiyi hangi limana sürüklüyor?’ Ne olacak Türkiyenin hali?"
"********************************************* **** ************************************************** *******
Değerli arkadaşlarım, yapılan görüşmelerde bize çok eleştiri geldi.
“Neden siz AKP ile Anayasa Komisyonunda masaya oturdunuz?” diye. Bizim sözümüz vardı. Birinci sözümüz neydi? Çağdaş bir anayasa. İkinci sözümüz neydi? AKP’nin maskesini indireceğiz. Oturduk masaya, AKP’nin maskesini indirdik. Şimdi ben size bazı örnekler vereceğim değerli arkadaşlarım
Şimdi ben size bazı örnekler vereceğim değerli arkadaşlarım.
Temel haklar ve özgürlükler konusunda bakın biz şu öneriyi yaptık: Kişinin etnik kökeni, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği ne olursa olsun eşittir. İnsan, eşittir.
Kim karşı çıktı? AKP karşı çıktı. Kim önerdi? Cumhuriyet Halk Partisi önerdi. Buradan bütün aydınlara sesleniyorum: Anayasa konusunda en son eleştireceğiniz parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Eşitliği, demokrasiyi, özgürlüğü her ortamda savunan parti Cumhuriyet Halk Partisidir. CHP’yi eleştirirken önce elinizi vicdanınızın üzerine koyun, ondan sonra eleştirin. Olmayan vicdanlara zaten seslenmiyoruz, vicdanı olmayana ne diyebiliriz ki zaten.
Ve biz başka ne öneriyoruz? Şunu önermişiz: Bir cinsiyetin üstünlüğüne dayanan kültürel veya toplumsal önyargılardan kaynaklanan uygulamaları ve hukuk kurallarını kaldırmak devletin ödevidir yani bir cinsiyetin diğerine üstünlüğü olmaz. Devlet, bu üstünlük farkını kaldırmak görevindedir demişiz, biz demişiz.
Karşı çıkan kim? AKP Buradan bütün kadınlara sesleniyorum: Sizi ikinci sınıf yurttaş gören Adalet ve Kalkınma Partisidir. Anayasa Uzlaşma Komisyonunda kadın erkek eşitliğini savunduk. Sizi de Allah yarattı, erkeği de Allah yarattı, ikisi de eşit. Ama diyor ki “Eee, kadınlara hak verilmez. Onlar çalışamazlar, geleceğim ona da, onların üretmeye hakları da yok.
Değerli arkadaşlarım, başka ne demişiz? Özel yaşamın gizliliği ve aile yaşamındaki gizlilik. Biz savunuyoruz gizliliği. AKP, bizim öngördüğümüz kuralların aksini söylüyor.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, şöyle demişiz biz: Açıklanmasında üstün kamu yararı bulunan düşünce ve Haberlerin açıklanması, yayımı ve bunlara erişim devlet sırrı, ticari ya da meslek sırrı gerekçesiyle de olsa güçleştirilemez ve engellenemez yani medyanın özgürlüğünü savunmuşuz. Yok devlet sırrıdır diye açıklanması kamunun lehine ise bunu yasaklayamazsın demişiz. Basın özgürlüğünü savunmuşuz, düşünceyi açıklama özgürlüğünü savunmuşuz, kim karşı çıkmış buna? AKP. Ne diyorlardı?
“Efendim, biz demokratik bir anayasa yapacağız da şu CHP var ya, şu CHP engel oluyor.” Avrupa’yı geziyorlardı, Amerika’ya gidiyorlardı, Brüksel’e gidiyorlardı, Strasbourg’a gidiyorlardı, her gittikleri yerde “Efendim, biz demokratik bir anayasa getireceğiz ama bu CHP var ya, hep engel oluyor.” Şimdi maskeleri düştü, şimdi konuşamıyorlar. Nereye giderlerse gitsinler onları konuşturtmayacağız. Demokrasiden ve özgürlükten yana bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisidir o da.
Efendim, Türk sözcüğünden alerjisi var Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bunu da Anayasa’dan çıkaracağız.” diyor. Recep Tayyip Erdoğan, bir tek Cumhuriyet Halk Partili bile kalsa, sana bu değişikliği yaptırtmayacaktır. Kendisine sormuştum: Recep Tayyip Erdoğan, sen hangi ülkenin Başbakanısın? diye. Niye çıkıp da ben Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım diyemiyorsun? Diyemiyor bakın. Defalarca söyledim, miting meydanlarında söyledim, çık milletin önüne de ki Ben Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım de. Diyemiyor çünkü Türkiye Cumhuriyeti alerjisi var. O zaman doktora git kardeşim, tedavi etsinler seni.
Yine, Anayasa değişikliklerinde basın özgürlüğünü savunuyoruz ve diyoruz ki basın ve yayın organlarını, gazeteleri toplatacaksan bizim üç koşulumuz var, onun dışında toplatmayacaksın. Nedir bizim koşullarımız?
1) Şiddeti ya da nefreti teşvik ederse o gazeteyi toplatabilirsin.
2) İnsan haklarına, demokratik ve laik anayasal düzene açıkça saldırıyorsa yine onu toplatabilirsin.
3) Çocukların cinsel istismarını öngörüyorsa o gazeteyi toplatacaksın. AKP bunu da kabul etmiyor. Ve biz şunu da söylüyoruz: Toplatma kararını cumhuriyet savcısının kararı üzerine yapacaksın. O da diyor ki “Hayır, vali karar verir, o da toplatır.” Vali kimin talimatını yapacak? Başbakanın. 1 Mayıs’ı gördük, İstanbul Valisini gördük. Başka bir vali daha vardı. “Ben devletin valisi değilim, beni hükümet tayin etti, ben hükümetin valisiyim.” diyor. Zavallı adam, ne olduğunu bilmiyor daha. Devlet kavramı kafasında gelişmemiş. Sen, arabanda Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağını taşıyorsun, o bayrağın ne anlama geldiğini sen bilmiyorsun.
Dernek kurma özgürlüğü: CHP diyor ki herkes dernek kurabilir.AKP diyor ki “Hayır, herkes dernek kuramaz.”
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı: Hiçbir makamdan izin almadan yurttaşlar bu haklarını kullansınlar diyoruz. AKP diyor ki “Hayır. Ben izin verdiğim zaman, izin verdiğim yerde, izin verdiğim koşullarda sen yaparsın.”diyor. HAK-İŞ’i gördünüz değil mi Taksim Meydanında. Tam bir sarı sendika. Çıkmışlar oraya, polislerin kontrolünde ve gözetiminde halay çekiyorlar. Size sendikacı denmez, siz sendikacı değilsiniz. Arkadaşını, işçiyi satan adama ben sendikacı demem. Gerdan kırarak poz veriyorlar, neymiş? Taksim’e çıkmışlar polisin gözetiminde ve denetiminde. İnsan biraz utanır ya, utanır, utanır insan biraz. Senin arkadaşların cop yiyor, biber gazı yiyor, 17 yaşındaki kız çocuğu yoğun bakımda. Sen, polis izin vermiş, oraya çıkmışsın halay çekiyorsun. Neymiş? 1 Mayıs’ı kutlayacakmış! Sen 1 Mayıs’ın ne olduğunu bilmezsin. O meydanda ne olduğunu bilmezsin sen. O meydanda can verenleri bilmezsin sen.
“Siyasal partiler demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır.” der, Anayasa. Biz ayrım yapılmasını istemeyiz. Her siyasal partiye devletin destek vermesi lazım. Şu partilere, barajı şöyle olan partiye devlet para verir, diğerine para vermez, bunun bir ölçüsünün olması lazım, insaflı bir ölçünün olması lazım. Biz öneri yaptık: Yüzde 3’ün üzerinde her partiye devlet hakkaniyetle yardım yapsın diye. Kim karşı çıktı? AKP. Kim savundu? Cumhuriyet Halk Partisi savundu. Neden? Biz demokrasiyi savunuyoruz, biz özgürlüğü savunuyoruz.
Bakın yine aynı maddede, siyasi partilerin özgürlüğüyle ilgili maddenin yedinci fıkrasında şöyle bir öneri getirmişiz değerli arkadaşlarım: Siyasi partiler temsilde cinsiyet eşitliğini teşvik için gerekli tedbirleri alır yani kadınlar daha fazla siyasete girsinler. Öneren kim? Cumhuriyet Halk Partisi. Karşı çıkan kim? Adalet ve Kalkınma Partisi. Sevsinler sizin adaletinizi ve kalkınmanızı. Bütün kadınlara sesleniyorum tekrar: Sizi siyasetten bile alıkoyan, eşitliğinize göz koyan, sizi ikinci sınıf yurttaş yapan Adalet ve Kalkınma Partisine ders vermek, artık sizin görevinizdir.
Yine Anayasa değişikliklerinde çevre hakkıyla ilgili bir öneri getirmişiz. Şöyle demiş arkadaşlarımız: “Doğayı ve çevreyi olumsuz biçimde etkileyebilecek olan tüm plan ve uygulamalarda halkın karar mekanizmalarına katılma hakkının usul ve esasları kanunla düzenlenir.” yani çevre ve doğayla ilgili bir düzenleme yapacaksanız halkın oyuna başvurun diyoruz. Halkın, ormanla ilgili, çevreyle ilgili, doğayla ilgili bir talebini görmezlikten gelmeyin diyoruz. Kim diyor? Cumhuriyet Halk Partisi.
Kim karşı çıkıyor? Adalet ve Kalkınma Partisi. Gözünü rant bürüyen adamın çevreyle, doğayla bir ilgisi olabilir mi? Olamaz. Hem demokrasi diyeceksiniz, demokrasiyse halkın oyuna başvur kardeşim, niye korkuyorsun? Ormanı imara mı açacaksın, orada oturan vatandaşa sor bakalım. Parkı imara mı açacaksın, vatandaşa sor. Anayasal hüküm hâline getirelim, “Hayır, olmaz.” diyor. Gözünü rant bürümüş. Ne demiştim? Kefenlerinin cebi olsa oraya para doldurup öyle kefenlenecekler bunlar.
Sendika hakkı, savunduk sendika hakkını her zaman sendika hakkını savunurken de şunu söyledik: Kadın erkek arasında eşit temsil ve katılım ilkelerine uygun olarak bir düzenleme yapın dedik. Sendikalarda da kadınlar olsun dedik. Kim önerdi? Cumhuriyet Halk Partisi. Kim karşı çıktı? Adalet ve Kalkınma Partisi. Şimdi bunlar gidip Brüksel’de, Strasbourg’da Amerika’da veya herhangi bir yerde “Biz demokrasiden yanayız asla diyemeyecekler artık bir daha, bunlar kapı gibi önünde olacak.
Her isteyen sendika kursun. Buna yasak getiriyorlar. Savunan biziz ama şu koşulu getirdik: Güvenlik güçleri ile silahlı kuvvetler sendika kuracaksa bu özel bir yasayla düzenlensin, onun dışında herkesin sendika kurma hakkı olsun dedik ve biz bunu savunduk, karşı çıkan AKP.
Toplu sözleşme: Bunlar demiyorlar mıydı “Örgütlü toplum, örgütlü toplum…” Toplum örgütlenecek de niye örgütleniyor? Hak aramak için. Hak nasıl aranacak? Oturup konuşacaklar, yoksa yasalardan kaynaklanan gücü kullanacak. Grev hakkı olacak. “Hayır, ben sana grev hakkı vermem.” diyor. karşı çıkan parti Adalet ve Kalkınma Partisi.Toplu sözleşmelerde grev hakkını Anayasal hak olarak öneren parti Cumhuriyet Halk Partisi,
Bakın yine, kadınlarla ilgili çok önemli bir öneri yapmış arkadaşlarımız. Devlet, istihdam konusunda cinsiyet farkı gözetmeksizin fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkını güvence altına alarak kadınların çalışma hayatına katılmasının önündeki engelleri ve çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri kaldırmakla yükümlüdür. Yani demişiz ki devlet, kadın eğer çalışacaksa, bunun önünde engel varsa devletin görevlerinden birisi de bu engeli kaldırmaktır. Bu teklifi getiren kim? Cumhuriyet Halk Partisi, karşı çıkan kim? Adalet ve Kalkınma Partisi? Yine, kadınlara sesleniyorum: sizin çalışma yaşamınızın önündeki engelleri kaldırmak için mücadele eden parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Siz çalışmayın, evde oturun, sizi eve kapatan parti de Adalet ve Kalkınma Partisidir. Belge mi istiyorsunuz? Anayasa Komisyonu çalışmaları gayet net ve somut olarak duruyor önünüzde.
Değerli arkadaşlarım, bunları ilk kez söylüyoruz. Bu ülkenin aydınlarına sesleniyorum, sabah akşam Cumhuriyet Halk Partisini eleştirerek sözde siyasete katkı yaptığını düşünen o liberallere sesleniyorum: Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Komisyonundaki demokrasi, özgürlük, kadın erkek eşitliği konusundaki söylemlerini acaba duydunuz mu? Duymadıysanız duyun ve elinizi vicdanınıza koyun ve ondan sonra CHP’yi eleştirin.
Geçen hafta açıkladım, bizim kırmızı çizgilerimiz var. Neydi? Anayasanın ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgimizdir. Kurucu iradenin iradesidir o. Karar verdim, çoğunluğum var, değiştireceğim, böyle bir şey olmaz. Pek çok ülkenin anayasasında da değiştirilmesi teklif edilmeyen maddeler var. Biz bağımsızlığımızı mücadele ederek, kan dökerek elde ettik. Çoğunluğum var, ben onu yok edeceğim, senin gücün yetmez ona. Türk Milleti sözünü Anayasa’dan kimse kaldıramaz, kimsenin kaldırmaya da gücü yetemez CHP olduğu sürece.
Atatürk’ün kurucu ve önder rolü, Anayasa’nın başlangıç bölümünde yer alacak, onu kaldırmaya kimsenin gücü yetemez çünkü Cumhuriyet Halk Partisi var.
Değerli arkadaşlarım, süreç konusunu hepiniz biliyorsunuz, ne olduğunu da biliyorsunuz. Defalarca ama defalarca Recep Tayyip Erdoğan niye konuşmuyorsun diye sordum “Ben konuşmam.” dedi. Arkadaşların konuşsun. “Onlar da konuşmayacak.” dedi. İyi de pazarlık masasına oturan sensin, masanın bir tarafında olan sensin, masanın öbür tarafındaki konuşuyor, sen niye konuşmuyorsun? Nereden öğreniyoruz gerçekleri, pazarlıkları? AKP’nin Kandil sözcüsünden öğreniyoruz. Bülent Arınç hükümetin sözcüsü ama bir de yurt dışında bunların sözcüleri var, Kandil’de, açıklama yapıyor.
Şimdi soruyorum: Recep Tayyip Erdoğan, Murat Karayılan’ın söyledikleri doğru mu değil mi? Doğru olduğunu biliyoruz. Adam niye yalan söylesin. “Ben dayattım, o da silahların gölgesinde kabul etti.” Diyor, daha ne desin. Bir ülkenin Başbakanı terör örgütünün tutsağı konumuna düşemez. Açıkça söylüyorum, sen esirsin, ne söylediğini bilmiyorsun ve onun için konuşmuyorsun çünkü ne söyleyeceğini bilmiyorsun. Oysa ben sana, daha yolun başında halkına hesabını veremeyeceğin angajmanların altına imza atma dedim, seni uyardım, gittin imzaladın. Korkuyorsun, konuşmuyorsun, senin sözcün Kandil’den konuşuyor ve 76 milyon yurttaş gerçekleri nereden öğreniyor? Kandil’den öğreniyor.
Bu utancın sorumlusu kim? Recep Tayyip Erdoğan. 17 yaşındaki çocuğa gücün yeter, polisini gönderirsin, asarsın kesersin, terör örgütüne gelince sesin soluğun çıkmaz ve konuşmazsın. Kusura bakmayın ama biz böyle adama Başbakan demeyiz. Sen bu ülkeye layık değilsin. Sen, bu ülkeyi Orta Doğu’da batağa sürükledin. Sen, bu ülkeyi dünyaya rezil ettin. Polis devleti kuruyorsun. Senin gücün 17 yaşındaki kız çocuğuna yeter ama ben sana söyledim. Senin gücün hiçbir Cumhuriyet Halk Partiliye yetmez. Çünkü biz, bu ülkenin bağımsızlığı, özgürlüğü için bedel ödemiş bir partiyiz, yine bedel ödemekten çekinmeyiz topunla gel, tüfeğinle gel, gelmezsen namertsin.
Hepimize büyük görevler düşüyor. Günün yirmi dört saati bize az gelmeli. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları hepimiz biliyoruz. Vatandaş sabah uyanırken “Ne olacak bu memleketin hâli.” diyor. Her yerde şunu söyleyin: Bu ülkenin garantisi Cumhuriyet Halk Partisidir.
Medyayı satın alarak CHP’yi susturacağını sanıyor. Türkiye’yi gezeceğiz, mücadele edeceğiz, bizim görevimiz bu. Onu da yapacağız, meraklanma. Biz, bu ülkenin bağımsızlığı için, üniter yapısı için, birliği bütünlüğü için, etnik kimliği ne olursa olsun, hiçbir yurttaşımızı ötekileştirmeden hepsini kucaklayan bir partiyiz çünkü biz cumhuriyetin partisiyiz, çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz."
Yazını tamamı :http://www.haberfx.net/chp-grup-topl...-haber-845033/
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
İyi de bunların bu konuyla yani "ne olacak bu chp nin hali" ile ne alakası var? AKP ne yaptı diye bir konu vardı daha çok orayla alakalı gibi.
Her şey bir yana Milletvekillerine bi ton kıyağı içerir yasa meclis gündeminde hem de bütün partilerin desteği ile. Haa evet chp mhp hatta bdp çark etti doğru ama kabul edilirse nasılsa AKP nin oyları kabule yetiyor biz milletle kötü olmayalım parsayı da toplarız dediler değil mi? Yahu hep derim bunların aslında yok bir birlerinden bir farkları tabanda biz bize kötü oluyoruz o kadar...
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
İyi de bunların bu konuyla yani "ne olacak bu chp nin hali" ile ne alakası var? AKP ne yaptı diye bir konu vardı daha çok orayla alakalı gibi.
Her şey bir yana Milletvekillerine bi ton kıyağı içerir yasa meclis gündeminde hem de bütün partilerin desteği ile. Haa evet chp mhp hatta bdp çark etti doğru ama kabul edilirse nasılsa AKP nin oyları kabule yetiyor biz milletle kötü olmayalım parsayı da toplarız dediler değil mi? Yahu hep derim bunların aslında yok bir birlerinden bir farkları tabanda biz bize kötü oluyoruz o kadar...
İyide üstat chp nin derdi sizimi mi gerdi
iyiyi ya işte batıp gider sizde rahatlarsınız tek parti ikdidarınızda neyi nasıl yapmak istiyorsanız yaparsınız fenamı olur ?
nasılsa demokrasi dediğin NEDİR
TREN değilmiDİR ?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı
İyide üstat chp nin derdi sizimi mi gerdi
iyiyi ya işte batıp gider sizde rahatlarsınız tek parti ikdidarınızda neyi nasıl yapmak istiyorsanız yaparsınız fenamı olur ?
nasılsa demokrasi dediğin NEDİR
TREN değilmiDİR ?
Tramvay diyenler de var.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Bukadar satışı seviyorsanız,bari özelleştirmeye karşı çıkmayın..:DD:DD
-
Gösterge Panelini Doğru Okumak.
Değerli TÜRKİYE Halkı,
Ülkemizin Gösterge Panelini doğru okumalıyız. Unutmayın size verilenler büyük puntolarla yazılırken alacakları hep dip notlardadır.
Bu link işte o küçük dip notlardan biridir. Bu günlerde bu ziyaretin amacı hikmeti dikkatimi çekti.
http://m.hurriyet.com.tr/Haber#!id=23453727
Saygılarımla.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Bukadar satışı seviyorsanız,bari özelleştirmeye karşı çıkmayın..:DD:DD
Üzülerek ifade etmeliyim ki gene sattı :DD
http://www.ensonhaber.com/chp-refera...013-06-13.html
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Pek çark gibi gözükmüyor. Sözleri çarpıtılmış.
Alıntı:
Bu referandum yapılamaz. Anayasanın 138. maddesi gayet açıktır. Taksim Gezi Parkı ile ilgili olarak 6. İdare Mahkemesinin bir yürütmeyi durdurma kararı mevcut olduğu halde bu konuyu referanduma taşımayı düşünmek anayasayı bilmemektir
Hukuki durumu söylemiş.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
1 hafta önce şunları söylemişti;
"Halk gidip oyunu kullansın. Madem demokrasi diyoruz halkın doğrudan karar verme mekanizması içinde olmasını istiyoruz. O zaman gelin bunun yasal düzenlemesini yapalım. Halka güvenelim. Halk kentine sahip çıkacak ağacının kesilmesini parkının binaya dönüşmesini istemiyor."
Şimdi;
"Bu referandum yapılamaz. Anayasanın 138. maddesi gayet açıktır. Taksim Gezi Parkı ile ilgili olarak 6. İdare Mahkemesinin bir yürütmeyi durdurma kararı mevcut olduğu halde bu konuyu referanduma taşımayı düşünmek anayasayı bilmemektir"
Kendi kendini çarpıtmış gibi görünüyor :)
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Sayın Engin Oğuz ;
Pek karışmıyorum amma son yorumunuzu da okuduktan sonra sadece sorma ihtiyacı hissettim. Avukat olduğunuzdan emin misiniz?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Hukuki bir mesele soracaksanız hukuk forumlarına yazmalısınız. Kılıçdaroğlunun anayasaya vurgu ile yaptığı çarka ilişkinse şüpheniz hak verilebilir elbette referandumun anayasaya aykırılığa ilişkin görüşe burada siyasi mizah yapılamaz diyorsanız siz de açık kimliğinizi ifade etmelisiniz ki bilelim belki Cem Yılmaz'sınız belki Şahan Gökbakar değil mi?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Her gün neşem yerine gelsin diye,Tarafsız bölge programında ahmet hakanın sorduğu soruya ekstra sallamaları,birde araya leyla ile mecnun dizisinden eklemelerle,düştüğü komik durum,ahmet hakanın onun saçmalamaları karşısında gülmesi,o anlarda neler düşündüğünü tahmin zor değil,en hafif tabir ile % 0.1 oy alan parti lideri bile olamayacak kişinin partinin başında olması enteresan.
Gülmekten yerlere yatmak garanti.