-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
25 Nisan 2011 Pazartesi
ANZAK'TA ŞAFAK...
ÇANAKKALE GELİBOLU Yarımadası
Birinci Dünya Savaşı sırası
25.Nisan.1915 sabahında
Şafak söküyor ARIBURNU ANZAK KOYU'nda
Şimdi şehitler uyuyor koynunda...
57.TÜRK ALAYI
Siperde CONKBAYIRI'nda
Tümü şehit çarpışma sonunda...
Yeni Zelanda'lı,Avustralya'lı
ANZAK ASKERLERİ
Kumsala çıkarmada...
MEHMETÇİKLER sabırsız bekler
Komutandan emir gelmeyi...
Geldi emir erata yayılmalı
Çünkü Komutan MUSTAFA KEMAL der :
"SİZE TAARRUZU DEĞİL
EMREDİYORUM ÖLMEYİ..."
Gök gürlemesi değil
Toplardı tepelerde patlayan,
Bu kızıllık
Rengindendi akan kan...
Şafak söktü,düşman söküldü
ANZAK KOYU'nda ilk kez denize döküldü...
ANAFARTALAR'da Yarımada GELİBOLU'da
Tam sekiz ay canlardı gece-gündüz çarpışan
57.TÜRK ALAYININ HEPSİ ŞEHİT...
Hepsi unutulmaz kahraman
Çünkü TÜRK'ündü VATAN...
Niye ta buralara gelmişti düşman?
Binlerce,on binlerce MEHMETÇİĞİM şehit düştü
Bir o kadar yabancı gençler de ölmüştü...
ATATÜRK seslendi yabancı analara
"Artık ağlamayın siz onlara
Toprağımızda kan akıtıp canlarını veren yiğitler
İster TÜRK olsun ister YABANCI ASKER
Unutulmaz evlâdımızdır onlarla bizim ŞEHİTLER..."
O canlardan oluştu GELİBOLU GÜLİSTANI
Böyle yazıldı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI"...
Nice nice şafaklar söktü yine sökecek yıllardır
Torunları gelir kutsar
Şafak töreniyle,Şafak âyiniyle...
Şimdi kaynaşmakta kaç zamandır
Ölümün kutsalında
Ölümün tutkalında
Ev sahibi torunlar...
Konuk torunlar...
El ele tutuştu kalmaz artık sorunlar...
Şimdi bir ağızdan haykırıyor onlar
Sanki bu sesleniş ATATÜRK'ün diliyle
Tüm dünyaya veriliyor aynı mesaj
ANZAK ŞAFAK TÖRENİYLE,ŞAFAK AYİNİYLE:
"YURTTA BARIŞ,CİHANDA BARIŞ..."
Ne bir avuç başka toprakta gözümüz var,
Ne de toprağımızdan veririz
Tek bir çakıl,ne bir karış...
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
http://youtu.be/XrEXC8Mkexg
ANNELER GÜNÜ İÇİN...
Sözüm gabiye değil,lâftan anlayanadır
Kadın doğurmasa da o her zaman anadır.
Erkeğin kazandığı,mal,mülk,onca paradır
Süs,kozmetik sanayi hep kadından yanadır.
Havva ana Adem'in kemiğinden halkoldu
Oysa bütün insanlık Havva ile var oldu.
Hayat erkekte başlar,kadın ile var olur
Tek kadın doğurunca,tüm kadın ana olur.
Kaynana dedikleri anasıdır erkeğin
Sürtüşme sürecektir dünya sonuna değin.
Gelini olan kadın bence cici anadır
Herşeye karışırsa o kadın kaynanadır.
Yoksul köylü kadını tarlada atar çapa
Varsıl sosyetedeki etrafa satar caka.
Yavrusunun başını uyurken kaşıyan o
Vatan için mermiyi sırtında taşıyan o.
Süslüsü,süssüzü de hem kadın,hem anadır
Helâl süt emmiş ya da sütsüzü şansınadır.
Kadın için yatırım gümüşe,altınadır
CENNET bile ANANIN AYAĞI ALTINADIR.
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
ENSTANTANE RESİM...
Çıbanlar olgunlaşıp bir bir başlar veriyor
Patlayıp pis kokular burunlara eriyor…
Cerahatler, irinler her tarafı doldurdu
Beyinler çalışmıyor, akıllar hepten durdu…
Beyinler yıkandıkça temizlik sayılıyor
Beyinler kurudukça beyinsiz yayılıyor…
Pislik temizlemeye su ve sabun yetmiyor
Kokuyu gidermeye misk, amber kâr etmiyor…
Zannetme ki eskisi geri geliyor diye
Giden bir daha gelmez, giden dönmez geriye…
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
İLK ATEŞİ O YAKTI...
Etiketler : 19 MAYIS
http://youtu.be/xz04TzA9O7c
Bin dokuz yüz on dokuz Mayısın on dokuzu
'BANDIRMA VAPURU'nda Ulusumun son kozu...
SAMSUN semalarında bir şimşek gibi çaktı
O çakış kurtuluşun ilk ateşini yaktı.
Özgürlük Sancağını taşımak güzel ve zor
Taşıyan o uğura canını,başını kor.
O yüceden istendi canı ve tüm rütbesi
Sanıldı ki korkar da belki kesilir sesi.
Bileğinin hakkını eliyle söküp attı
Düşman yandaşlarının pis yüzüne fırlattı.
Şimdi Ulus bağrında o rütbesiz bir nefer
Hedefe hür koşacak,onu bekliyor zafer.
İkbâl için kimsenin asla olmaz maşası
Çünkü MUSTAFA KEMAL gönüllerin PAŞASI.
Bir avuç kahramanla başladı hikâyesi
Bu öykü TÜRK'ün en son KURTULUŞ EFSANESİ.
Yazılan destan sonu bir cumhuriyet doğar
O 'TÜRK CUMHURİYETİ' SONSUZA KADAR YAŞAR...
Sönmeyen meş'alede ilk ateşi o yaktı
'KUTSAL EMANETİNİ' GENÇLİĞİNE BIRAKTI...
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
http://youtu.be/QjKtqjB5OYA
BABALAR GÜNÜ İÇİN...
Etiketler : BABALAR GÜNÜ
Gün Babaların...
Mübarek anamıza bir günü özgüledik
Bir günü de muhterem babamız için verdik.
Yılda bu iki günde biz onları anarız
Yılın her günü anar bizi ana - babamız...
Onlar da bir gün anne ve baba olacaklar
Bir günlük anılmaya elbet katlanacaklar...
Onlara verilecek SEVGİ,SAYGI çok büyük
Bölüp bölüp her güne verelim küçük küçük...
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
http://youtu.be/MT2ZAXF8n1A
(1O TEMMUZ DÜNYA HUKUK GÜNÜ VESİLESİYLE...)
H u k u k
Gözün gibi baktığın şeyler için misali
H u k u k a gösterecek olsun ölçün ve özen,
Bir gün herkese lâzım...budur ya dünya hâli
Seni koruyan h u k u k olur seni tek üzen...
H u k u k ile özgürsün h u k u k ile yaşarsan
TANRI bile affetmez dikkat et kul hakkına! ..
H u k u k a saygın kadar sayılırsın anlarsan...
Burda hesap H a l k ı na...orda hesap H A K ' KINA...
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
http://youtu.be/tyCob6GHUVQ
YARIM ASIR...
Bin dokuz yüz altmış bir yirmi yedi temmuzda
El ele vererek biz bir mutlu yuva kurduk…
Yıllar yılı taşıdık tek başı çift omuzda
Şükürler olsun TANRI’IM elli yılı doldurduk…
Evlilik hayatımız bir kitap elli yaprak
Her sayfada tatlı ve acı günlerimiz var…
Nice yıllar takvimden yaprak yaprak koparak
ALLAH’A şükür olsun geldik bu güne kadar…
Ömrümüz de eskidi evliliğimiz gibi
Eskimeyen saygımız, eksilmeyen sevgimiz…
ALLAH’IM ayırmasın nice yıl bu ekibi
Diye duamız bizim, şükürler ederiz biz…
Kulak çek, parmağı bük, tahtaya üst üste vur
Maşallah de dilinle, de ki nazar değmesin…
Bakış var iyi olur… Bakış var kötü olur…
Gıpta et, haset etme kimseler baş eğmesin…
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
YENİ ANAYASA HAZIRLANIRKEN…
Sayın TBMM Başkanının e-anayasa çağrısı görevinin icabı olduğu kadar kendisinin de bir hukukçu olmasından kaynaklanan hukuka saygısının bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.
YÖNELTİLEN SORU: Sizce yeni bir anayasanın temel ilkeleri neler olmalıdır?
Yorum ve düşüncelerimi aktardığım bloğumda (www.alperkuruk.blogspot.com)da yayınladığım bu yazımın tarihini
10.ARALIK.2011 olarak özellikle seçmemin nedeni 10.ARALIK.1948
İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ’NİN 63.yıl dönümü oluşudur. Bildirgeni kabulünden 63 yıl gibi yarım asrı aşan bir sürenin geçmesine, bu arada ayrıca 7-8 ARALIK 2000 tarihli “ Nice Zirvesi”nde onaylanan
AVRUPA BİRLİĞİ TEMEL HAKLAR BİLDİRGESİ, 18.EKİM.1961 tarihli
AVRUPA SOSYAL ŞARTI, 20.KASIM.1989 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ, 9.ARALIK.1998 tarihli
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ KORUNMASI BİLDİRGESİ, 07.TEMMUZ.1954 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARIN SİYASAL HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞME,
15.EYLÜL.1995 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER PEKİN DEKLERASYONU, ULUSLAR ARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ’NÜN (İLO) 8 ADET SÖZLEŞMESİ, 25.01.1996 tarihli ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ (STRAZBOURG),
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER 16.ARALIK.1961 tarihli EKONOMİK, SOSYAL
VE KÜLTÜREL HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.ARALIK.1965 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HER TÜRLÜ IRK
AYRIMCILIĞININ ORTADAN KALDIRILMASINA İLİŞKİN ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 04.KASIM.1950 tarihli İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAYA DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ,
10.ARALIK.1980 tarihli İŞKENCE VE DİĞER ZALİMANE VEYA KÜÇÜLTÜCÜ MUAMELE VEYA CEZAYA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLET LER SÖZLEŞMESİ ve aynı konuda buna ilişkin 01.MART.2002 tarihli AVRUPA SÖZLEŞMESİ, 01.MART.1980 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİNE DAİR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.KASIM.1990 tarihli YENİ BİR AVRUPA İÇİN PARİS ŞARTI, 16.ARALIK.1966 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİYASİ VE MEDENİ HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 01.ŞUBAT.1995 tarihli ULUSAL AZINLIKLARIN KORUNMASINA İLİŞKİN ÇERÇEVE SÖZLEŞME (STRASBOURG), 18.ARALIK.1992 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
ULUSAL YA DA ETNİK, DİNSEL VE DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP
KİŞİLERİN HAKLARI BİLDİRGESİ vb… birçok Uluslararası İnsan Haklarına ilişkin bildirge ve sözleşmeler hükümleri ortada iken yeni
Bir anayasanın temel ilkeleri için görüş bildirmek, tabir caizse komprime tabletler halinde kural ve hükümler vazetmeyi zait addederim. Yürürlükteki mevcut hükümler ile yukarıda arz ettiğim uluslar arası hükümler Sayın Komisyonca elekten geçirilip, süzülerek, bünye ve ihtiyaçlarımıza uygun yeni bir elbise biçilmesi, dikilmesi, yeni ANAYASIMIZIN oluşturulmasının kabil ve daha kolay olacağını teslim etmek gerekir kanısındayım.
Ben sadece bir hukukçu olarak diğer hukukçuların, salt vatandaş olarak diğer yurttaşların, TÜM TOPLUMUN MAŞERÎ VİCDAN DEDİĞİMİZ TOPLUM VİCDANINI RAHATSIZ OLDUĞUNA İNANDIĞIM
TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ hakkında birkaç söz etmeyi yeğledim.
Bu çağrıya icabet etmek her yurttaşın olduğu kadar benim için de bir hak ve görev olduğu inanç ve bilinciyle görüş bildirerek katkıda bulunmak vicdanî bir sorumluluğumdur.
İşte bu yazıda ortaya konulan düşünce, yorum ve önerileri paylaşmak suretiyle öncelikle hukukçu bir birey ve saniyen sade bir yurttaş olarak vicdan borcumu ödemiş olacağım ve işte bu ANAYASA BENİM ANAYASAM diyebileceğim…
50 yılı aşkın bir süre önce Hukuk Fakültesine başladığımızdan beri
Rahmetli Hocalarımızdan duyduğumuz sloganlaşmış şu sözler beynimize nakşedildi ve kulaklarımızdan eksilmedi:
“İyi ya da kötü yasa yoktur. Yasa hükümlerinin iyi ya da kötü uygulamaları, uygulayıcıları vardır. Kötü denilen yasa hükümleri iyi bir uygulayıcıyla iyi; iyi denilen yasa hükümleri kötü bir uygulayıcıyla
kötü olur…” Bu da eğitim, öğretim işidir ve çözümü ise EĞİTİM VE ADALET POLİTİKALARININ SORUNUDUR. Uygulayıcılar genellikle Yargı mensupları ise de salt onlardan ibaret olmayıp kuvvetler ayrılığının diğer mensupları (teşri ve idarede)görevliler de kendi alanlarında uygulayıcılardır. Hatta her yurttaşı dahi kendi açısından bir uygulayıcı olarak görmek ve kabul etmek gerekir.
“ Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.” hüküm ve ilkesini koyan Devlet, yurttaşına her şeyden önce yasayı öğretmek ve bunun yollarını göstermek ve sağlamak zorunluluğundadır.
MEVCUTANAYASAMIZIN:
BAŞLANGIÇ,1.2.3.4.5.6.ve7.maddelerindeki hüküm ve ilkeler ile
TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK DEVLET VE BU VATAN ÜZERİNDE YAŞAYAN VE YURTTAŞ HAK VE SIFATINI KAZANMIŞ OLAN, HANGİ
KÖKENDEN GELİRSE GELSİN, OLURSA OLSUN U L U S A L A D I:
T Ü R K OLDUĞU BENİM VAZGEÇİLEMEZ KIRMIZI ÇİZGİMDİR. Bunu öncelikle böyle arzımdan sonra görüş bildirmek için seçtiğim konuyu açıklayayım: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ.
Bu konuyu enine boyuna,inceden inceye eski deyimle (arz-ı amik),mukayeseli hukuk norm ve yöntemlerini de kullanarak irdelemek -ki orta boyutta kalınlıkta hacimli bir kitabın içeriğini kapsayabilir-bunU bir bloger olarak kendi bloğum (www.alperkuruk.blogspot.com)da gerçekleştirebilirim ama (www.tbbm.gov.tr/yenianayasa) web sayfasında düşünceler için tanınan 4000 karakterlik tahditli yazı alanına sığdırabilmenin zorluğunu burada işaret ederek olabildiğince kısa anlatım ve özetlemelerle hareket etmeyi yeğliyorum.
KONU: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ
Bununla ilgili hükümler mevcut ANAYASAMIZDA ve CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA halen yürürlüktedir. Burada kanımca
Yapılacak şey YENİ ANAYASADA YENİ VE RADİKAL ÇÖZÜMLER GETİRMEK ŞARTIDIR. Mevcut hükümlerin iyi-kötü ya da eksik hükümler olduğunun tartışılması yepyeni bir ANAYASA hazırlığında zaman kaybından başka fazla bir yarar sağlayamaz. Bu aşamada
Önemli olan UYGULAMADAKİ TESBİTLERDİR. Ona göre yeniden radikal ve rasyonel hükümler getirmek zorunluluğu vardır. Yoksa(değiştirilemez veya değiştirilmesi dahi teklif olunamaz hükümleri istisnaen baki kalmak şartıyla),eski anayasa hükümlerini temel alarak çıkartmalar ve ilavelerle yeni bir anayasa yapılmış sayılamaz.
Uygulamadaki saptamalarla tutuklama hükümlerinin artı ve eksileri değerlendirilerek işlevini yitirmişse tamamen kaldırılmalıdır.
Tutuklama hükümlerinden beklenen amaç nedir? Tutuklama, kişinin insan haklarından sayılan tabii haklarından olan özgürlük hakkının kısıtlanması olduğuna göre bundan beklenen amaçlar:
1-Sanık kişi yönünden: işlenen suçun yarattığı infial ve galeyandan sanığa karşı cismanî bir eylemden (yaralama, öldürme vb.)sanığın korunmasını sağlamak Devletin görevleri arasındadır.
2-Kamu yönünden:
a)İşlenen suç nedeniyle bozulan kamu düzenin yaratacağı maşeri vicdanı (efkâr-ı umumiyeyi) kısmen de olsa rahatlatıp tatmin etmek.
Bu tatmin bir TEDBİR olan tutuklamanın bir ceza infazına dönüşmesi halinde ortadan kalkar ve yerini ciddî rahatsızlığa bırakır.
b)İşlenen suçun niteliği ve cezasın ağırlığı itibariyle ileride verilecek mahkûmiyet hükmünün infazını sağlayabilmek.
BEKLENEN AMAÇ ne olursa olsun TUTUKLAMA CEZA DEĞİL BTEDBİRDİR VE MECBURÎ DEĞİL TAKDİRÎ, İHTİYARÎ VE
İSTİSNAİ BİR USUL UYGULAMASIDIR. Uygulamadan çıkan ve toplumda yaygınlaşan kanaatle hareket edilirse tutuklama kurumu hükümlerinin işlevini artık yitirdiğini kabul zorunluluğu vardır. Kangren olmuş uzvun kesilmesi gibi TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİNİN DE KALDIRILMASI ŞARTTIR. Bu düşüncemi samimiyetle bir hukukçu olarak serdederken bazılarının bu nasıl bir hukukçu? Diye mırıldanacaklarını duyuyor gibiyim.Onlara karşı net cevabım şudur:Ulu önderimiz ATATÜRK, düşünce,uygulama,ülkü ve ilkeleriyle bizlere ışık tutmuş ve de tutmaya devam etmektedir.Bunlardan birisi de “TÜRKİYE’Yİ MUASIRMEDENİYET (ÇAĞDAŞ UYGARLIK)SEVİYESİNE (DÜZEYİNE) GETİRMEK VE HATTA ONUN DA ÜSTÜNE ÇIKARMAK”TIR.Bu istek ve işareti doğrultusunda Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından itibaren çalışmalar girişilerek esi Medenî Kanunumuz İsviçre’den,eski Ceza Kanunumuz İtalya’dan vb. iktibas edilmiştir.Yıllarca Mahkemeler ve Yargıtay’ımızın uygulamaları ile bünyemize uydurulmaya çalışılmış ve kararlılık bulan içtihatlardan da yararlanılarak şimdiki yeni yasalarımız kanunlaştırılmış ve de teşriî faaliyetler devam etmektedir.ATAMIZ bize muasır medeniyet olarak BATIYI göstermemiştir.Ancak,BATILI GİBİ DÜŞÜNMEK,YAŞAMAK İÇİN IŞIK TUTMUŞTUR.Bulunduğumuz coğrafya itibariyle batımızda bulunan, RÖNESANS,REFORM VE ÖZGÜRLÜK MEŞALESİNİ YAKAN 1789 FRANSIZ DEVRİMİ GİBİ AYDINLIK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KAYNAĞI VE BEŞİĞİ OLAN AVRUPA KITASINDAKİLERİ,AVRUPALILARI ÖRNEK ALMAK EN DOĞALI OLANI İDİ.Nitekim 50 yıldır AVRUPA BİRLİĞİNE girebilmenin uğraşı verilmektedir.Bunun için de birçok uyum yasaları çıkarılmıştır.Bu arada İDAM CEZASINI GEREKTİREN TÜM ŞUÇLAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN İDAM(ÖLÜM)CEZASI KALDIRILMIŞTIR.Tabii temel ve vazgeçilmez insan haklarından olan YAŞAMA (HAYAT)HAKKI böylece çağdaş uygarlık düzeyinde anayasal koruma altına alınmıştır.Yine diğer tabii insan haklarından olan ÖZGÜRLÜK HAKKINI KISITLAYAN TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ KALDIRILSA ÇOK SAYILMAMALI VE ÖCÜ GÖRÜLMEMELİDİR.
Bazı suçların niteliği için tutuklama kurumu hükümleri
mutlaka saklı kalmalıdır. Ancak, ANAYASA VE YASALAR GENELDİR VE AYRICALIKLAR TANINAMAZ. Burada şu genel hukuk prensibini de açıklamak gerekir. “BİR MAZLUMU MAHKÛM ETMEKTENSE BİN MAZNUNUN CEZADAN KURTULMASI EVLADIR.”
Suçların kovuşturulması yapılacak, ancak yargılama TUTUKSUZ sürdürülmeli, usulüne uygun davetle yargılamaya gelmeyen sanıkların da yokluklarında (gıyapta) duruşma ve yargılamaları yapılıp sonuçlandırılarak İSTİSNAİ OLARAK suçun niteliği ve verilen cezanın ağırlığı nazara alınarak ihtiyari ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere duruşmanın bitiminde verilecek son hükümle, verilen cezanın infazını sağlamak amacıyla sanığın tutuklanmasına karar verilebileceğini de (mecburi değil) kabul etmek gerekir düşüncesindeyim.
İşbu düşüncelerimin yeniden pişecek ANAYASA AŞINDA benim de bir tuzum olsun diyerek saygıyla sunuyorum.10.ARALIK.2011
Alper KÜRÜK
Emekli Hâkim & Avukat
-
Cevap: Örtünmeye Dair
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
AKROSTİŞ -
(D) elilsin sağlığına kavuşacak sağrının
(R) AHMAN, RAHİM, affı bol… Kendi Ulu TANRI’NIN…
( İ ) brahim ismin ile bir merhametli kulsun
(B) u hasletle şifaya daim delil olursun…
(R) AB’BİM sana ilminden izinle görev vermiş
(A) L LAH kimi kulunu iyilikle bezermiş…
(H) amd ile RAB’BİMİZDEN hep hayırlar isteriz
( İ ) yilikler, sağlıklar için dua ederiz…
(M)arifet, insanların yardımına koşmaktır
(E) l uzatıp düşeni o yerden kaldırmaktır…
(T) ANRI’M böyle kulları azaltmasın, çoğaltsın
(H) ayırlı kullarıyla güzellikler hep artsın…
(E) ller ALLAH’A açık… Tek ondan istiyoruz
(M) erhametli ALLAH’TAN rahmetler diliyoruz…
(K) albi de ruhu gibi sevgi, iyilik dolu
(A) LLAH başarı versin, açık olsun hep yolu…
(R) AB’BİM, ona işinde yardımı esirgeme
(A) rkasından destekle, yolunu engelleme…
(Ş) ükürler olsun TANRI’M böyle kulların da var
(E) ksik etme onları, beşer onlarla yaşar,
(N) erde olsa aranır… Gönül onları arar…
Alper Kürük
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Emekli Hakim ALPER KÜRÜK ŞİİRLERİ
-
Cevap: Örtünmeye Dair
Karın Büyüsü
Sevgimi indiriyorum sana
Harf harf,bir bir
Lapa lapa yağan kar tanelerinde
Aç avuçlarında oku,biriktir
Kartopu olsun ellerinde...
Tekrar bana at kendi kartopumu
Tam isabet vuracaksın kâlbimden
Boşuna dondurma olur mu?
Sevgiyi tutamasa bile yârin elleri
Unutma,kar taneleri
Avuçlarına değince erir
İzi bir hâtıra olur,ıslaklık verir..
.
Alper Kürük