Akdevrim/Şiirler

beyaz kalem beyaz kağıt,
gittim geldim tuttum ağıt,
yedim içtim yuttum ağıt,
yaşanmıyor dünyam benim,
gelde şu kafamı dağıt...
görünmemiş rüyam benim!...

akdevrim.istanbul.14.Eylül.2013.

- - - Updated - - -

beyazı karaya bağladı adam...
durakta bekledi ağladı adam...
nehir gibi aktı çağladı adam...
sevgi denizini dolduramadı,
bu dert büyük dedi,kaldıramadı!...

zehirli bir kurşun dediki sözüm,
kundaktan çıkalı yanıyor özüm,
geldiğim noktadır,çözümsüz çözüm,
beynini kalbine olduramadı,
bu dert büyük dedi kaldıramadı..

bekledi akdevrim ben miyim dedi...
bindiğim araçdan inmiyim dedi,
bütün acılardan dinmeyim dedi,
sevginin içini dolduramadı,
bu dert büyük dedi kaldıramadı!...

akdevrim.13.Eylül.2013.istanbul,Firaristan.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

güneşi yakan sevdam,seni yakmaz sanırsın,
sevgi sandığın şeyden,gün gelir usanırsın,
neyim ne değilim ki en sonunda tanırsın,
yolların ve yılların zor olduğunu düşün,
yüreğini yakanın kor olduğunu düşün!...

sevdam dedim kaç kere,kaç kere boyun eğdim,
sandım ki kalemimle gökte güneşe değdim,

sana sevdayı aşkı neden anlatamadım,
ne yaptımsa kadınım seni unuıtamadım!...

akdevrim.23.Eylül.2013.istanbul.Atatürk Hava limanı.

bıraktığım gibi değilsin kadın...
kaç tane kara kış sensiz geçirdim?...
istersin yıldızlar eğilsin kadın...
hayalimi acı şerbet içirdim!....

parayı ve pulu mutluluk sandın,
yüze gülen kulu mutluluk sadın...
gördüğün şu yolu mutluluk sandın...
bıraktığım gibi değilsin kadın!...

akdevrim.istanbul

düşüme zinçiri vuramazsın sen,
benim gibi hayal kuaramazsın sen,
belli benden önce varamazsın sen,
yollar,yıllar yer insanı bitirir,
insanın başına haller getirir...

kaç tane baharı hatırlıyorsun?
yeşerirse sevgi satırlıyorsun...
olur olmaz yerde ne turluyorsun?
yollar,yıllar yer insanı bitirir,
insanın başına haller getirir...

ekmek elden sular gölden alınmaz,
istediğin yerde uzun kalınmaz,
feryat edip saç ve sakal yolunmaz,
yollar,yıllar yer insanı bitirir,
insanın başına haller getirir...

aynaya bak dedim iyi görürsün
köşe başlarında dayı görürsün
yaşanmaz,haftayı,ayı görürsün,
yollar,yıllar yer insanı bitirir,
insanın başına haller getirir...

ne gülersin ağlanacak haline?
akdevrim ne gecer bilsem eline,
düşmeye gör el alemin diline,
yollar,yıllar yer insanı bitirir,
insanın başına haller getirir...

akdevrim.14.Ekim.2013.Atatürk hava limanı.İstanbul.

- - - Updated - - -

düşümü sallayıp ezmişsin gibi...
sanki sağda solda gezmişsin gibi...
kendi hayatından bezmişsin gibi...
kaleme deftere ışığa düşman,
yiyecek aldığım kaşığa düşman....

sorulsa eveti diyen kadınsın,
beynimin içini yiyen kadınsın,

daha ne beklersin,neyi istersin?
okumaya düşman ayı istersin...

akdevrim.istanbul.

iz bırakıp gidenleri aradım,
ne kendime ne başkaya yaradım,
bu dünyayı adım adım taradım,
güneş battı yıldız battı,ay battı
bir göz değdi yüreğimi kanattı!...

akdevrim

zannedersin arkadaş,
zaman ve saat durmuş...
can ciğerim dediğin,
göz bebeğinden vurmuş...

gündüzler hayalini,
bir köşeye savurmuş...
dört duvarın içinde,
yüreğini kavurmuş...

akan göz yaşlarından,
iz olmuş yanakların...
susuz bir toprak gibi,
catlamış dudakların!...

beynini yutmuş kalem,
seni uyutmuş kalem,
hep benim zannederdin,
başka saf tutmuş kalem!..

ne istersen onu yaz,
hava soğuk ve ayaz....
baş bacak üşüyorum...
kundağımdan çıkalı,
aşağı düşüyorum!...

akdevrim.27.Ekim.2013.Atatürk hava limanı.İstanbul.

düşümü attım kantara,
baktım neymiş nedir dara,
hala gelmez bana sıra,
mutluluk uzakta kaldı,
bir yerde tuzakta kaldı...

elim yetmez gözüm görmez,
kücücük kalbime girmez,
kimse acıları dermez,
mutluluk uzakta kaldı,
bir yerde tuzakta kaldı...


akdevrim.istanbul.

seviyorum kalemleri,
ve aklıma gelenleri,
görüyorum gülenleri...
ağlayarak gidiyorlar!...

ateş yakar su boğarmış,
demişler umut yağarmış,
umut ve saçlar ağarmış,
günler tek tek bitiyorlar!...

sazda sözde yetmez artık,
devran böyle gitmez artık,
sanma günler bitmez artık,
aylar,yıllar gidiyorlar!...

dostum kalem vede kağıt,
gelde şukafamı dağıt,
sabah akşam yaktım ağıt,
halime yan bakıyorlar!...

akdevrim.29.Ekim.2013.istanbul.Atatürk hava limanı.

yaşamak yalan çocuklar,
güneşli solan çocuklar,
acıyı bulan çocuklar,
şeker ekmekde yesinler...
dünyada varız desinler!...

akdevrim.05.Kasım.2013.istanbul.Atatürk Hava limanı.

- - - Updated - - -

yaşamak yalan çocuklar,
güneşli solan çocuklar,
acıyı bulan çocuklar,
şeker ekmekde yesinler...
dünyada varız desinler!...

akdevrim.05.Kasım.2013.istanbul.Atatürk Hava limanı.

dal budak veren sevgim,
sevdamı gören sevgim...
duygu ciçeklerini,
özenle deren sevgim...
bir darbeyle budandı...
o gün bu gün dostlarım
canım ciğerim yandı...

gözümün mavisinden...
dökülen her damla yaş...
damgayı vurur bana,
serseri gezen ayyaş...
ama ben o değilim...
beni o gözle görür
insanlarda eğilim...

oysa ki bilmiyorlar
sevda kurşunu yedim..
yürürken sendeledim...
sevgi denizlerine
akan bütün nehirler...
iki gözümden doğar...
kücücük bu kalbime
kocaman dünya sığar...

kim bilir şimdi nerde...
sevdasız yaşar nasıl...?
düşündürüp öldüğüm,
konu işte bu asıl...
oyuncağım elinde...
dünya alem dilinde...

AKDEVRİM.

- - - Updated - - -

dal budak veren sevgim,
sevdamı gören sevgim...
duygu ciçeklerini,
özenle deren sevgim...
bir darbeyle budandı...
o gün bu gün dostlarım
canım ciğerim yandı...

gözümün mavisinden...
dökülen her damla yaş...
damgayı vurur bana,
serseri gezen ayyaş...
ama ben o değilim...
beni o gözle görür
insanlarda eğilim...

oysa ki bilmiyorlar
sevda kurşunu yedim..
yürürken sendeledim...
sevgi denizlerine
akan bütün nehirler...
iki gözümden doğar...
kücücük bu kalbime
kocaman dünya sığar...

kim bilir şimdi nerde...
sevdasız yaşar nasıl...?
düşündürüp öldüğüm,
konu işte bu asıl...
oyuncağım elinde...
dünya alem dilinde...

AKDEVRİM.

- - - Updated - - -

dal budak veren sevgim,
sevdamı gören sevgim...
duygu ciçeklerini,
özenle deren sevgim...
bir darbeyle budandı...
o gün bu gün dostlarım
canım ciğerim yandı...

gözümün mavisinden...
dökülen her damla yaş...
damgayı vurur bana,
serseri gezen ayyaş...
ama ben o değilim...
beni o gözle görür
insanlarda eğilim...

oysa ki bilmiyorlar
sevda kurşunu yedim..
yürürken sendeledim...
sevgi denizlerine
akan bütün nehirler...
iki gözümden doğar...
kücücük bu kalbime
kocaman dünya sığar...

kim bilir şimdi nerde...
sevdasız yaşar nasıl...?
düşündürüp öldüğüm,
konu işte bu asıl...
oyuncağım elinde...
dünya alem dilinde...

AKDEVRİM.

- - - Updated - - -

dal budak veren sevgim,
sevdamı gören sevgim...
duygu ciçeklerini,
özenle deren sevgim...
bir darbeyle budandı...
o gün bu gün dostlarım
canım ciğerim yandı...

gözümün mavisinden...
dökülen her damla yaş...
damgayı vurur bana,
serseri gezen ayyaş...
ama ben o değilim...
beni o gözle görür
insanlarda eğilim...

oysa ki bilmiyorlar
sevda kurşunu yedim..
yürürken sendeledim...
sevgi denizlerine
akan bütün nehirler...
iki gözümden doğar...
kücücük bu kalbime
kocaman dünya sığar...

kim bilir şimdi nerde...
sevdasız yaşar nasıl...?
düşündürüp öldüğüm,
konu işte bu asıl...
oyuncağım elinde...
dünya alem dilinde...

AKDEVRİM.

değişmiş enlemin boylamın artık,
konuştuğun lugat söylemin artık,
aynısı değildir eylemin artık,
gündüzler karanlık gece doğurdu,
kader fena vurdu,fena savurdu...

diyemem kimseye ağladığımı,
kalbimi ateşle dağladığımı,
kendimi ölüme bağladığımı,
gündüzler karanlık gece doğurdu,
kader fena vurdu,fena savurdu...

na yazdın ''akdevrim''boşu boşuna,
güverçin vuruldu bir kör kurşuna,
dokunurken klavyenin tuşuna,
gündüzler karanlık gece doğurdu,
kader fena vurdu,fena savurdu...

akdevrim.14.Kasım.2013.istanbul.Atatürk hava limanı.

- - - Updated - - -

değişmiş enlemin boylamın artık,
konuştuğun lugat söylemin artık,
aynısı değildir eylemin artık,
gündüzler karanlık gece doğurdu,
kader fena vurdu,fena savurdu...

diyemem kimseye ağladığımı,
kalbimi ateşle dağladığımı,
kendimi ölüme bağladığımı,
gündüzler karanlık gece doğurdu,
kader fena vurdu,fena savurdu...

na yazdın ''akdevrim''boşu boşuna,
güverçin vuruldu bir kör kurşuna,
dokunurken klavyenin tuşuna,
gündüzler karanlık gece doğurdu,
kader fena vurdu,fena savurdu...

akdevrim.14.Kasım.2013.istanbul.Atatürk hava limanı.

dedim kadın bu geçitte işin ne?
yüreğin ne toprağın ne taşın ne?
hiç raslamam sanki senin eşine...
pınar mıdır akar durur gözlerin,
yüreğimi yakar durur gözlerin!...

dedi öksüz kaldım sevgiye hasret,
umudumu koruyorum nihayet...
istiyorsan sen yoluna devam et...
gözler pınar sana ne derim bundan,
düzgün tahta çıkar mı bir odundan?...

dedim ki gecenle gündüz karışık,
sevgin değil sanki benle barışık...
kalp gözüyle derin görür bir aşık...
göz yaşlarım yüreğime akıyor,
için,dışın sanki beni yakıyor!...

dedim kadın ver elini gidelim,
niye acı bu dünyada bedelim,
boşda kaldı senelerce bu elim!..
kalem tuttu,yazı yazdı ağladı...
hem üşüdü,yüreğini dağladı...

akdevrim.12.Mayis.2014.İstanbul.Firaristan Cumhuriyeti..
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

- - - Updated - - -

dedim kadın ne halim var görsene,
seneler su gibi,akıp gidiyor...
gül bahcenden bana bir gül versene,
her bakışın beni yakıp gidiyor!...

dedi ne adamsın yerinde saydın,
insan birbirine söyler günaydın!
sende benim hal-hatrımı soraydın,
beynimde şimşekler çakıp gidiyor!...

dedim ben "akdevrim" sözçükler hayın,
var mıyım yok muyum biraz arayın...
sensiz tadı yok ki köşkün sarayın..
her gecen gün umudumu yıkıp gidiyor!...

akdevrim.12.05.2014.istanbul.firaristan cumhuriyeti.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

sorabilsem zamana niye gecersin hızla?
kandırırsın insanı,ya şekerle ya tuzla...
bahar gelecek dersin bir kışınla bir yazla...
nefes alıp vereni ölüme taşıyorsun...

sorma doğduğum günü,yaşımı hatırlatma,
gece ve gündüzümü ne olursun zorlatma...
adını bundan sonra koyacağım fırlatma...
zevk ,sefada süreni ölüme taşıyorsun....

sağken tanıdıklarım şimdi toprak altında,
yine insanlar gördüm katlarında,yatında...
bilseler ki ölüm var bir kere hayatında...
ucan kuşları bile ölüme taşıyorsun...

dakıkayı zamanı Yaratan ilahi güç!...
sağlıklı bir nefesi aratan ilahı güç!...
gün gelecek zamanı durutan ilahi güç!..
bu dünyayı kökünden ölüme taşıyorsun...

sen akdevrim ne diye,ne için yaşıyorsun?
gözümün bebeğini,hala ne kaşıyorsun?...
farkındamısın bilmem,ölüme koşuyorsun...
istersin zaman donsun,hayallerin okunsun...

akdevrim.15.05.2014.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

- - - Updated - - -

...insafsız.....

kaç yıl geçti umutlarım toz duman...
çok istedim donsun yerinde zaman,
insaf dedim el kaldırdım,el aman!..
vurdun beni acımadın insafsız...

bülbül ötsün sabahleyin seherde,
her gecen gün kapanırmış bir perde...
bardak oldum mutfağında bir yerde,
kırdın beni acımadın insafsız....

el uzattım hiç elimi tutmadın,
acı çektim hiç birinden tatmadın...
dostlarının arasına katmadın...
yerdin beni acımadın insafsız!...

sanırsın akdevrim şaşırmış yolu,
bilmezsin dağlardan aşırmış yolu,
sende bendeYaradanın bir kulu..
yordun beni acımadın insafsız....

akdevrim.12.Mayis.2014.istanbul.firaristan.saat.21 .45 sular
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

yazdığım mektubun adresi kayıp,
geceyi,gündüzü bire bir sayıp!..
çekip gidişine diyorum ayıp...
bilmez misin bekliyorum durakta?...
gören gözler niye kalır merakta?

ne acılar çektim anlamıyorsun...
çektiğim acıyı sonlamıyorsun...
inadından dirhem yanlamıyorsun...
adresi kaybolmuş bir yerdeyim ben...
kendini gizleyen bir perdeyim ben...

arama bulamazsın...
kırmızı bir gülsün sen,
derim ki solamazsın...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

- - - Updated - - -

unutmak istedim yeter diyerek,
her gecen gün dünden beter diyerek,
boyun eğdirdiler kader diyerek....
üzüldüm ağladım tükendim kadın,
sevgi acısını çekendim kadın!...

gözünün içinde kayboldum kadın.
sağımı solumu yitiren oldum..
senelerce boyun eğmez inadın.
karşında kendimi bitiren oldum....

mezarlığa çıkar bu yolun sonu,
gözünden yaş düşer,iş işden gecer...
kapanır defterler,kapanır konu.
topraklar bedeni sessizce içer....

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

saçlarım döküldü sanki,
çiğerim söküldü sanki,
bileğim büküldü sanki,
gayesiz nedensiz kaldım....

nefes alsam neye yarar,
madem ki verilmiş karar...

akdevrim kellen vurula,
yeni bir dünya kurula....

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

- - - Updated - - -

dedim kadın,gelme artık geç kaldın...
gözüm görmez ayaklarım yürümez...
geceleri gündüzleri sen çaldın...
bu çayımda şekerlerin erimez...

ne görürsün geçmişe bak toz duman...
hangi ele tutundumsa vurdular...
çok istedim donsun yerinde zaman...
geçmişimin hesabını sordular...

akdevrimdir güler geçer hayata,

akdevrim.istanbul.

- - - Updated - - -

dedim kadın,kalbimden ne anlarsın?
sattın beni bir haine yar oldun...
merhem olsan bir yaraya damlarsın....
ateş oldun yüreğime kor oldun...

gülüp geçtin alcak gördün hor gördün...
tipi gördün,bora gördün kar gördün,
doğru söyle beni kime yar gördün?...
mantığına kimim diye sordun mu?

kalem benim,defter benim,el benim,
şu bahcede solmuş çicek,gül benim,
şeker benim,kaymak benim,bal benim...
akdevrim kim hiç aklını yordun mu?

kuşlar gecer penceremin önünden...
kanatların seslerini duyarım...
kötülükde ne çıkarsın dininden..
yaptığını hiç unutmaz sayarım....

sevgi sesi kanat sesi demektir,
gerisine baktım boşa emektir...
boş beynini kıtır,kıtır yemektir.....
saat gibi hiç kendini kurdun mu?

akdevrim.05.Temmuz.2014.istanbul.

- - - Updated - - -

güneşe giden tabut,
sandım dönmez geriye...
güneşi kesen bulut,
karın varsa eriye...
bir bana küsen bulut!!!
sende git sende unut!!!

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

- - - Updated - - -

dedim dostum yüreğimde neler var?
ateş,alev yanıyorum gördün mü?
solmuş çicek hep perişan güller var.
bir tek seni anıyorum duydun mu?...

sensiz kuşlar,sensiz bülbül ötmüyor,
sen gideli solmuş bağlar,bahceler...
bir günümü diğer günüm tutmuyor,
doktor gelmiş yüreğimi inceler....

rapor verdi hiç bir şeyim yok imiş...
tomografi duyguları göstermez...
nasıl bilsin aşk yarası çok imiş...
tahlil yapma,bu sonuçu hiç vermez...

dedim dostum bir güneşe benzersin,
sen gideli kapkaranlık bir zindan...
Tanrım seni tekrar geri dönzersin...
farkım yokmuş yanacak bir odundan!...

akdevrim.05.07.2014.istanbul.firaristan cumhuriyeti.(zeytinburnu)
BeğenBeğen · · Tanıtımını Yap · Paylaş

şiir güneşi kadın.2...

şiir güneşi kadın,
yakacağın an gelir
bir gün ateşi kadın!..

acıyla elem gibi,
gizemli kalem gibi,
dokunmazsın sözçüğe...
harflerin içindesin,
bir melek biçimdesin,
nefesin dua gibi,
sanki yükselir göğe...

seni taşıyan araç,
olsun başıma bir taç,
gök kubbenin altında,
bir benim sana muhtaç....

manevi gıdam gibi,
aç kalmış adam gibi,
bekledim bu durakta...
günleri gecelere,
ekledim bu durakta...
yıldızlar bir göz olmuş,
bütün gözler merakta...

şiir güneşi kadın,
güneşin eşi kadın,
donmuş bütün iliğim,
yak şu ateşi kadın...

AKDEVRİM.

çicekleri sevdirmezler.....

çicekleri sevdirmezler,
sevgileri yazdırmazlar,
duyguları gezdirmezler,
cennet cehennem neresi?
kan ve göz yaşını taşır,
hayatımın her karesi...

tırnakları diken gibi,
tuttu elimi kanattı,
çiğerimi söken gibi,
bir tarafa beni attı...
yitmiş bitmiş bir kimliğim...
silin beni defterlerden...


AKDEVRİM,İSTANBUL.

yaz akdevrim,çiz akdevrim,
ellerimi çöz akdevrim,
ateş gibi yakar beni,
içimdeki giz akdevrim...

nedene yanıt veremem,
kırmızı gülü deremem,
ayaklar bağlanmış gayri,
gül bahcesine giremem...

yılı yer takvim yaprağı,
kel baş istemez tarağı,
ne yazarsın ki akdevrim,
aşamam şu karlı dağı...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

bazen kızar yerden yere vururum,
bazen gelir tam önünde dururum,
bir çiçeğim sulamazsan kururum,
gör halimi Yaratanı seversen!...


ağır hayat kaldıramam yükünü,
tipi bora vurur beni kış günü.
oldum artık bir tek senin düşkünü,
vur yere ser Yaratanı seversen!....


gelip gecen insanları görürüm,
bazen dalar sahil boyu yürürüm,
bir dertlinin karşısında eririm,
anla beni Yaratanı seversen!...


şiir ve sen,İstanbuldur can dostum,
aşk denince yıllarca niye sustum,
zaman oldu kendi kendime küstüm,
anlasana Yaratanı seversen!....


bu limandan gelip gecen gemiler,
dayanılmaz hasretimi yeniler...
sanki herkes birbirine şans diler...
garip kaldım Yaratanı seversen!...


akdevrim.17.02.2015.İstanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

kapkaranlık gecede,
mezarlıkdan gecerken
duydum bir kadın sesi,
ateş alev nefesi!...

sıra sıra kediler,
on üçüncü yüz yılda
öldüğünü dediler...

yanarmış o gün bu gün...
sucunu soramadım,
korkudan duramadım...
uzaklaştırdı beni,
attığım büyük adım...

hiç kimsenin yaptığı,
yanına kar kalmıyor...
bu ateşin içinden
kimse onu almıyor...

akdevrim.İstanbul.

karanlık bir gecede tak tak bir ses duyarsan,
boyalı parmağınla saatleri sayarsan,
gözümün bebeğine acımadan kıyarsan,
yolların ve yılların zalim yaptığı kadın;
şeytanın rehber yapıp dönüp taptığı kadın...

alnım acık yüzüm ak,
tabutta halime bak!....
anılarımı topla,
benzini dökerek yak...
istemem başka kıyak!...


akdevrim.istanbul.06.03.2015.istanbul.zeytınburnu.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

tavşan kanı çayından,
bir bardakta bana ver..

akdevrim.istanbul.

İtİraf
Bir kadındı dün gece odamı aydınlatan,
Dünyadaki her şeyi,benim için unutan.
İstedim şiir oldu,çağlayan nehir oldu
Sevgi denizlerini tek başına besleyen
Yazdığım her sözçüğü cocuk gibi süsleyen...
Beynimin kıvrımları nakış nakış işlendi
Her bakışında sanki,göz bebeğim dişlendi....
Hülyalarıma damga vuran bir tanrıcaydı
Ölümsüz bir goncaydı.
Beni şiir yazdıran manevi gücüm benim..
Varlığına armağan yaşadıkca bedenim.....
akdevrim-istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

yürürken düşünen adam değilsin,
görürken aşınan adam değilsin,
öyleyse nesin?

akdevrim.istanbul.

perdelerden içeri,
ışık sızmasın dedim,
elim kalemi tutup,
bir şey yazmasın dedim...
unutmak istiyorum
yüreğimi ve seni...


akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

karıncaya bile veremem zarar...
sanki yazıp çizmem bir şeye yarar,
hayalim şiirde bilsem ne arar?...
ben kendi kendimi oyalıyorum,
sanki sözçükleri boyalıyorum...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

bulutlu bir İstanbul,
yağmur mu bekleniyor?...
kapkaranlık geceme,
gündüz mü ekleniyor?...

şaşırdım sağı solu,
yüreğim acı dolu,
çıkmaz sokağın yolu,
adıma yazılıyor!...

bulut bırakır yağmur,
ne hayal kurarsan kur,
kader ağını dokur,
bir şey yasaklanıyor!...

nerdesin ne haldesin?
bir gönülde dildesin,
sararmış bir güldesin...
benden aşk saklanıyor..

hangi sokak lambası,
tanımaz beni dedim?...
peynir ekmekle sanki,
kendi aklımı yedim...

sana anlatamadım,
içimdeki sevgiyi,
yazık anlatamadım....

akdevrim.29.05.2015.İstanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

hayal hudutlarımın ötesine geçmişsin,
ruhumu bedenimi hızar gibi biçmişsin,

karanlık bir dehlizin mezardan farkı mı var?
eziyor beni hayat,ölümçül çarkı mı var?

olup bitene alkış tutar görürüm seni,
umrunda olmaz bir şey,yatar görürüm seni...

beni yakan bu ateş,bir günde seni yakar,
candan öte bildiğin,uzaktan güler bakar...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

yüreğimin bir yerine,
bir ok gibi battı kadın.
belleğinden sözçükleri,
kazıtarak attı kadın...
uyanmaz kış uykusuna,
ölümüne yattı kadın...

yazdığım şiir boşuna,
hedefim bir kör kurşuna.
yazdığım gitmez hoşuna,
sanki beni bir şeytana,
uçuzundan sattı kadın...
cehennemin ateşine,
yüreğimi kattı kadın...

akdevrim.05.06.2015.istanbul.zeytinburnu.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

yüreğimin bir yerine ,
umudumu koydum kadın,
sanki nerden bileceksin,
acılara doydum kadın...

önümde günler azalmış,
format attım belleğime,
bana kocaman hiç kalmış,
evet denmez dileğime...

akdevrim.istanbul.

yüreğine sor beni....
yanlışım görürsen,
çek silahı vur beni...
yakar durur kor beni...

akdevrim.istanbul.

Hava Soğuk Üşüyorum,
Sanki Yere Düşüyorum,
Oysa Durduğum Yerdeyim,
Hala Niye Koşuyorum?...,

Ben Gibi Düşünmez Dünya
Mezara Taşinmaz Dünya,
Sen Bitersin Sen Ölürsün,
Sen Gibi Aşinmaz Dünya...


Akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

üşüyorum dedim sana,
yürüyor halde değilim,
düşüyorum dedim sana,
koruyor halde değilim...

yurdun yaban eller denmiş,
ne kar,ne fırtına dinmiş,
korku yüreğime sinmiş,
kırmızı gülde değilim...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

Irkilirim sela duyar,
yüreğimin bir yerinde,
sanki biri bana kiyar..

Akdevrim.istanbul.

ötenin ötesinden,
bir haber var mı dedim?...
hayalimi beyaza,
biri boyar mı dedim?
yüreğim yüreğine
benzer uyar mı dedim?
geceleyin yıldızlar,
yine kayar mı dedim?
.....................
.....................
ne yaşım nede başım,
durmuş olduğu yerde...
güneş batar çekilir,
durduğum yere perde...
içimde ki yangından,
kimim haberi vardır?

akdevrim.15.Kasım.2015.istanbul.zeytinburnu.

.Sevgili okuyucularım,aşağıdaki yazı,kapı komşumuz ve abi olarak değer verdiğim şu anda İzmir kültür ve sanat müzesi müdürü olan Cemil Kanca tarafından kaleme alınmış merhum babacığımı anlatmaktadır.Şiir sayfama bu nedenle almayı uygun buldum.
saygılarımla....
akdevrim...
ÇAVUŞ AMCA
Samsun’un 20 km. güneyinde engebeli dağlık bir arazide kurulu bulunan Gökçepınar Köyü; beş ayrı mahalleden oluşmuştur: Kaşıkçılar, Yesifler, Çilingir, Palikar ve Bağyeri Mahallesi. Bağyeri mahallesindeki bizim evimizle onun evinin arasında yazın suyu azalan, ilkbaharda karların erimesiyle köpürüp delice akıp giden derenin böldüğü, çok da derin olmayan bir koyak vardır. Koyağın her iki yamacı; yazları serçelerin, karatavukların cıvıltılarıyla şenlenen gürgen ağaçlarıyla kaplıdır.
Çavuş Amca’nın evi; bu gürgen koruluğunun içinde, güneşin doğuşuna bakan düz bir tümseğin üzerindedir. İki evi yıllarca birbirine bağlayan yolak, nihayet 1980’li yılların başında genişletilerek araçların geçebileceği ham yol haline getirilmiştir.
Koyağın Çavuş Amcaların tarafına isabet eden yamacında yazları buz gibi soğuk, kışları ılık akan bir pınar vardır. Bu pınar;1990’lı yılların ortalarına kadar bizim, onun ve dayımın olmak üzere üç evin su ihtiyacını karşılamıştır. Yıllarca o pınardan kovalarla su taşıyan çocukların anılarında buruk bir çeşni kalsa da, kana kana içilen o suyun tadı damaklarındadır. Bu pınarın tadına doyum olmaz suyu kadar ıssızlık duygusunu da çoğaltan havası hala içimdedir. O ıssızlık, terkedilmişlikten değil de sanki yalnızlığı tercih etmişlikten kaynaklanmaktadır. Pınarın, çürüdükçe Çavuş Amca tarafından değiştirilen kızılağaçtan yalağı sürekli doludur. Yaz güneşinin gürgen yaprakları arasından bir yol bulup yalaktaki suya yansıyan ışıkları titrek bir hüznü de yansıtır. Sürekli akmakta olan oluğunun altına konulan metal su kovaları doluncaya kadar geçen dinlenme zamanı; ıssızlığın derinliği içinde uzadıkça uzar. Uzun bir düşten uyanıp da tam kalkmak üzereyken, tümseğin başından Hanım Nine’nin kafası görünür. Çelimsiz ama her zaman dinç görünen duruşuyla ırmak boylarındaki günlük inzivasına çıkmıştır. Hanım Nine, Çavuş Amca’nın annesidir. Bizim yakadan da Fadime Nine; nam-ı diğer Keleş’in Fadime –Anneannem- gelmektedir. Hukuku çok eskilere dayanan bu iki komşunun ayaküstü söyleşilerine kulak misafiri olursunuz.
Adı; Şükrü Erdoğan’dır Çavuş Amca’nın ama o Şükrü Çavuş olarak tanınır. Askerlikte elde edilen çavuş, onbaşı gibi unvanların; terhisten sonra da sürdüğü başka bir ülke var mıdır? Bunu bilmiyorum ama o geleneğin bizim ülkemizde hala sürüp gitmekte olduğu da bir gerçektir. Bu yanıyla Çavuş Amca bir asker kadar disiplinliydi sonucuna varmak istersek aldanırız. Kuşkusuz bir hayat disiplini vardı ama o daha çok hoş görülü bir adam olarak bilinirdi. Hatta epeyce de geniş bir adamdı. Özellikle çocuk konusunda böyleydi. Öyle olmasaydı, köyün çok çocuklu babaları içinde ilk sırayı alabilir miydi? Bu konuda onu izleyenlerden birisi de benim babamdı.
Bunu bir yana bırakırsak, Çavuş Amca güzellikleri olan bir adamdı. O güzelliklerin başında da hoş sohbet oluşu gelir. Belagatini kavradığınızda şakacı bir ironi yarattığını fark edersiniz.
Olayı tersinden anlatıp kendisiyle alay etmeyi bilmekte, bunu yaparken de karşısındakinin zekâsını ölçmektedir. Çünkü kendisi zeki bir adamdır. Bunu da hiçbir eğitimden geçmediği halde kendi özel çabasıyla hem Türkçe okuyup yazmayı, hem Arapça, hem de Osmanlıca okumayı öğrenerek kanıtlamıştır. Onun anlattıkları yaşadıklarının yanında daha çok da hissettikleridir. Onda Hint bilgelerinin insanı derinden kavrayan öğretilerinin gizli bir uzantısını yakalayabilirdiniz.
“Muhammediye” ve “Halk Hikâyeleri” okur, öğrendiklerini de kendi üslubuyla anlatmaktan ayrı bir tat alırdı. Onunla karşılaştığınızda; mutlaka hayata dair yeni bir söz duyardınız.
Benim çocukluğumda köyün tarım ürünlerinin başında mısır ve tütün gelirdi. Mısır ve tütün tarımı hem uzun, hem de çok zahmetli bir işti. Daha sonraki yıllarda köylüler kolay olanı seçerek tarlalarını fındık bahçelerine çevirdi. Mısırın tarladan toplanmasıyla iş bitmiyordu. Mısırın; yörede “Çiten” ve “Paçka” diye adlandırılan serenlere yerleştirilip kurutulması için somakların soyulması gerekiyordu. Bunun için de “İmece” yapılırdı.
İlkokulu bitirdiğim yıldı. Bir gece Çavuş Amca’nın imecesine katılmıştım. O gece, Çavuş Amca konuklarına “Kerem ile Aslı” hikâyesini anlatmıştı. Sonunda da “Kerem’in deldiği dağ nerede biliyor musunuz?” Diye sormuş, cevabını da kendisi vermişti: “Amasya’da.” Yıllar sonra yolum o güzergâha düşmüştü. Çavuş Amca’nın o sözünü hatırlayıp otobüsün camından Kerem’in deldiği söylenen dağa bakmıştım. Tıpkı Çavuş Amca’nın anlattığı gibi su kanalları dağı bir uçtan bir uca çevreliyordu. Rivayet buydu ama gerçek neydi? Tamamen taştan oyulmuş, metrelerce uzunluktaki bu kanalları açmak için bir insan ömrü yeter miydi? Hikâyenin vermek istediği ileti bu değildi zaten, aşkın gücüydü.
Çavuş Amca aslında keşfedilmemiş bir şairdi. Ona gizli kalmış halk ozanı desek daha doğru olur. Onun ağzından dinlediğim ve adını “Mehmet Pehlivan Destanı” verdiği şiirinden aklımda kalan şu iki dörtlük Mehmet Dayımın gençlik yıllarına ait bir vukuatını anlatır:
Topsukluk dereleri
Dile geliyor dile
Dayı kızın kaçıyor
Mehmet Pehlivan ile
Yaşa Mehmet Pehlivan
Sevdalıktan eriye
Küçükayı öndörtte
Köprü çattı dereye
Ağırbaşlı bir adam olmasının yanında eğlenmeyi sever, özellikle düğünlerin şenlikli olmasından ayrı bir keyif duyardı. “Düğün dediğin çalgılı-çengili, davullu- zurnalı olmalı” derdi.
Çocukluğuma rastlayan yıllarda yeğeni Şaban Çavuş’u (Şaban Fırıncı) çok görkemli bir düğünle evlendirmişti.
Çiftçilik, dülgerlik, nalbantlık, baytarlık, ustalık ve halk hekimliği onun yapmakta hiçbir zorluk çekmediği işlerdendi. Bir dönem Köy Enstitülerinden yetişen öğretmenler gibiydi. Onlardan tek eksiği; bir müzik aleti çalamayışıydı.
Müzik ihtiyacını da “Sahibinin Sesi” plaklarıyla ve sürekli açık duran sandık büyüklüğündeki radyosuyla karşılıyordu. “Çile Bülbülüm”ü Safiye Ayla’nın sesinden ilk kez onun gramofonundan; Cemile Cevher’in “Şapkamın Tereği Düz”, Muazzez Turing’in “Mektebin Bacaları” türkülerini, Ali Ekber Çiçek’in “Haydar Haydar” deyişini, Neşet Ertaş’ı, Nurettin Çamlıdağ’ı, Turan Engin’i, Müzeyyen Senar’ı yine ilk kez onun harman yerinde dinlemiştim.
Bildiğim kadarıyla o yıllarda, Bucak Müdürü Osman Bilgin’i saymazsak, köyde dört fötr şapkalı adamdan birisi de oydu. Diğer üçü ise; Hüseyin Amcam, Mehmet Dayım ve babamdı. Köylülerin sekiz köşeli şapka giydiği o ortamda, bu dört adamın fötr şapkayı neden tercih ettikleri sorusu hala kafamda durmaktadır.
Çavuş Amca’yı benim hafızamda unutulmaz kılan bir olay vardır ki, hayatımın dönüm noktalarından biridir:
Tarih: 4 Kasım 1975. Gecenin ortaları. Kulağım radyoda. Üniversitelerin kayıt tarihlerini dinliyorum. Atatürk Üniversitesi’ne kayıt yaptırma hakkını kazandığımı öğreniyorum. Annemi uyandırıyorum; durumu anlatıyorum. Annem seviniyor ama üzüntüsünü de saklayamıyor. “Baban Erzincan’da. Elde para da yok” diyor. Umutsuzca odama dönüyorum. Yatağıma girmeden içerden annemin sesi geliyor: “ Gün ola hayrola! Yarın bir çaresine bakarız.” Ertesi gün 5 Kasım. 6 Kasım günü kayıtlar kapanıyor. Bu şu demek: Sabah yola çıkmalıyım ki, kayıtların son günü Erzurum’da olabileyim. Kısacası; Almanların “Zeitnot” dedikleri zaman sıkışması içindeyim. O sabah annemin ilk işi Çavuş Amca’ya uğramak oluyor. Aynı günün akşamı hareket ediyorum. 6 Kasım 1975 gecesi de kaydımı yaptırıyorum.
Erzurum’dan dönüşümde; teşekkür etmek için Çavuş Amca’nın ziyaretine gidiyorum. Parasını takdim ediyorum. “Sizi unutmayacağım Çavuş Amca” diyorum. “Ne yaptık ki?” Diyor; ekliyor: “Dost, dost için dar günde vardır. Senin yüksek tahsil görmen demek, bizim çocuklarımızın önünde güzel bir örnek olman demek.”
1979 yılında üniversiteyi bitirdiğimde; oğlu Hasan Alp de Samsun’da Cumhuriyet Lisesini bitirmişti. Hasan Alp’le arkadaşlığımız daha eskilere dayanır ama farkında olarak kurduğumuz dostluk onun lise, benim de üniversite yıllarıma isabet eder. Araya yıllar girmiş olsa da, birbirimizden hep haberli olduk. Almanya’da aldığı dil eğitiminden sonra o da üniversite bitirdi.
Çavuş Amca’yla en son 29 Haziran 1982 günü; onun harman yerinde tahta kerevetinin üzerinde sohbet etme fırsatım olmuştu. Askerliğe çağrılmıştım ve ertesi gün Tokat’a hareket edecek, 1 Temmuz 1982 günü de birliğimde hazır olacaktım. Beni “Selametle git, selametle dön” diyerek yolcu etti.
1980’li yılların ikinci yarısında Çavuş Amca’nın İstanbul’a taşındığını duymuştum.
2000 yılının Nisan ayıydı. Hasan Alp’le yaptığımız bir telefon görüşmesinde; Çavuş Amca’nın kanser hastalığına yakalandığını ve tedavi gördüğünü öğrendim. Haberi alır almaz telefona sarıldım. Uzun uzun konuştuk. Bana “Cemil Bey” diye hitap ediyordu. “Çavuş Amca” dedim: “Ben Cemil. Bildiğin, tanıdığın Cemil. Başka bir Cemil’le konuşmuyorsun.” “Evet, ama” dedi: “Sen zaten beydin.” “Sen bana yine de Cemil diye hitap eder misin?” dedim. “Tamam” dedi ama “Bey” diye hitap etmekten de vazgeçmedi. Onu, Hanımı Zekiye Hala’yla – Biz O’na hala deriz. Annemiz gibi sevdiğimiz insandır. Zaten de annemin akranıdır- o tarihlerde oturduğum Aydın’a davet ettim. “Orası da şehir” dedi: “Benim niyetim bu yazı Samsun’da; köyde geçirmek. O yeşilliğin içinde doya doya bir nefes almak. Sen de gelirsen çok güzel olur.” Hastalığından hiç söz etmedi. Çavuş Amca’yla yaptığımız son konuşma da bu oldu.
26 Mayıs 2000 tarihinde vefat ettiğini ve çok sevdiği Gökçepınar’da toprağa verildiğini daha sonra öğrendim.
Gökçepınar’a her gidişimde; bizim evin önünden onun evine bakarım. Bana öyle gelir ki, gürgen ağaçlarının sakladığı oralarda bir yerlerde; ya odun kırmaktadır, ya samanlığının çatısını onarmaktadır, ya evine bir oda daha eklemektedir, ya evinin önünden akmakta olan su oluğunu yenilemektedir, ya da bir ağaç kütüğüne oturmuş dinlenmektedir. Başından eksik etmediği fötr şapkasını da yanına koymuş, sigara tellendirmektedir.
Hayatını doğanın sınırsız özgürlüğü içinde geçirmiş bir adam için en dayanılmaz olan şey, kendini kentte dört duvar arasında hapsedilmiş hissetmektir. Anladım ki, bu yüzden “Orası da şehir” deyip davetimi nazikçe reddetmişti.
Ona; “Sizi unutmayacağım Çavuş Amca” demiştim. Unutmadım. Yeni kuşaklar da seni tanısın, adam gibi adam nasıl olunurmuş, dostluk neymiş öğrensinler diye bu yazımla belgelendirmek istedim.
Yeşilliklerle gönenmişliği çok severdin. Anlatılır ki, cennet yeşillikler ülkesidir. Yerin cennet olsun.
İzmir,29Nisan 2009.Cemil KANCA.
ALINTI,
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

yazarken yorulur kalem,
yazarken durulur kalem,
hesaptan sorulur kalem,
namlunun uçunda hedef,
ansızın vurulur kalem...

güneşi doğmamış dersin,
yağmuru yağmamış dersin,
beyninin içini yersin...

kollarını ac diyorum,
içindeki karanlıkdan,
aydınlığa kaç diyorum...

kesilmiş sesin soluğun...

akdevrim.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

köprüleri yakmış adam,
yumruğunu sıkmış adam,
bu dünyadan çıkmış adam,
döner kendi ekseninde...
kimse bilmez ne haldedir?
yanar kendi ekseninde!...

adını bilen olmamış,
onunla gülen olmamış,
yaşını silen olmamış,
yaşar kendi ekseninde...
kimse bilmez ne haldedir?
koşar kendi ekseninde!...

sevmiş derler bir kadını,
demez kimseye adını,
kırmış kendi kanadını,
durur kendi ekseninde,
kimse bilmez ne haldedir,
yürür kendi ekseninde!...


akdevrim.06.12.2015.istanbul.zeytinburnu,firarista n
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

senden başka hiç bir şeyi göremem,
gözlerimde yıllar yılı perdesin,
sanki sensiz bir cennete giremem,
çok beklettin yıllar yılı nerdesin?...

kalem tutsam bir tek senden yazarım,
belli değil salı,cuma pazarım,
bu dünyada canlı gezen mezarım,
çok beklettin yeter artık nerdesin?

kalem yazmaz kağıt karma karışık,
hiç olmadım kaderimle barışık,
dehlizimde hala yanmaz bir ışık,
çok beklettin yeter artık nerdesin?...

virgül gibi başlarını eğmişler,
ekmek elden,sular gölden demişler,
akılları,vijdanları yemişler,
çok beklettin yeter artık nerdesin?...

korkdum senden başka yazı yazamam,
gelmesende artık sana kızamam,
sen olmadan gidişatı bozamam,
çok beklettin yeter artık nerdesin?

her acıya gögüs gerdim yutkundum,
ne el tuttum ne sacına dokundum,
tarafından ne göründüm,okundum,
çok beklettin yeter artık nerdesin?...

ne söylesem neyi yazsam boşuna,
bilmiyorum gider gitmez hoşuna,
can veririm belki bir kör kurşuna,
çok beklettin yeter artık nerdesin_

sazlar.sözler akdevrimi anlatmaz,
bulut olur yere yağmur damlatmaz,
senden başka kimse aşkı canlatmaz,
çok beklettin yeter artık nerdesin?


akdevrim.23.Ocak.2016.İstanbul,zeytinburnu,firaris tan.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

senelerce beklediğim durakta,
gözler gördüm beni bekler merakta,
ne haldeyim gel halime bir bakta,
anla beni Yaratanı seversen...

kalem susar birden kağıt kahreder,
görüyorum insan bir yöne gider.
boyun eğer dersin ölüme kader
hayatı gör Yaratanı seversen...

yağmur yağar kaldırımlar ıslanır,
deli gönül umut sanar yaslanır,
bundan sonra sanmam artık uslanır,
gerceği gör Yaratanı seversen...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür .....

- - - Updated - - -

falcı kadın anlat dedim halimden,
neler çektim vurup giden zalimden?
bir sevgiyi kaybetmişim elimden...
ne halideyim içim dışım yanıyor,
o gün bu gün çiğerlerim kanıyor...

yalan yanlış düzer düzer söylersin.
umut verir ne gönlümü eğlersin...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......