güncelleştirme
Printable View
güncelleştirme
Sayın Arkadaşlar;
Bu konuyla ilgili olarak Şunu söyleyebilirim Tarafıma gelen e maili size aynen aktarıyorum.
merhaba rüştü bey,
Adalet bakanlığındaki çocuk,boşanma ve nafaka komisyonunu bitirdik, son günlerde gazetelerdede konuyu takip ediyorsunuzdur muhakkak.
yoksulluk nafakasını allahın izniyle kaldıracağız,
Sizin yazınızı komisyonda adınızı yazarak raporumuzda sunduk.
çok yakındada gazetelerde sürmanşettende göreceksiniz.
Selam ve saygı ile
İlker KAYAR
Boşanmış Babalar grubu Sözcüsü
Burada söz edilen yazı bu sitede yazdığım "Yoksulluk Nafakasındaki Çelişkiler" Başlıklı yazıdır.
Sayın Arkadaşlar Başbakanımızın Teketek Proğramında söylediği sözü hatırlatmak isterim.
"Meşru olmayan bir konuyu meşrulaştırmaya çalışmak bedel ödetir"
Söylediği bu şimdi; Pozitif ayrımcılığın aleni ve açıkca yapıldığı Medeni Kanunun 175.Maddesindeki Süresiz Cümlesinin ısrarla kaldırılmaması Yoksulluk nafakasındaki onca çelişkinin meşrulaşmasının bedelini ölenler,öldürenler ve hiçbir günahı olmayan geride kalan yetim çocukların ödediği konusu ne zaman göze çarpacak daha belirgin bir ifade ile bu yanlış uygulamaların düzeltilmesi refah ve medenice Anayasa ve insan haklarına uygun pozitif ayrımcılığın yapılmadığı öz çocuğunu parayla görmeye çalışılmadığı bir sistemle hayatımızı idame ettirebilmek için sizce daha kaç kadının / erkeğin ölmesi ile boşandıktan sonra tekrar kurulan yuvaların yıkılması ve onca masum yetimlerin ortada kalması ile öz babasından bi haber büyüyen çocukların olması gerekiyor!!?
Yoırum Sizin!!!
Bizdeki medeni hukuk, hiç bir medeni ülkenin hukukuna benzemiyor ( yok... medeni hukuk isviçreden alınma değil. o şehir efsanesi. palavra. tersini iddia eden varsa hodri meydan). Bu ülkenin insanları tamamen ben yaptım oldu mantığıyla yapılmış garip ve kendi içinde çelişkili bir hukuk sistemiyle yaşamak zorundamı?
Ben bir araya gelip bir baskı gurubu oluşturulursa kanunun değiştirilebileceğine inanıyorum. AKP maşallah çatır çatır kanunları geçiriyor. Özelikle milletvekillerine mahkemelerde nasıl akıllara ziyan uygulamalar olduğu canlı örnekleriyle gösterilirse, mahkemelerin insanları mağdur etmekten başka hiç bir işe yaramadıkları bizzat bunları yaşıyanlar tarafından anlatılırsa ikna olurlar gibime geliyor.
Ama bence esas önemli olan boşanmada kusuru kaldırmak. Tüm medeni ülkelerde böyle. Bizde niye böyle değil? Çünkü mahkemelerde ne kadar çekişme olursa birilerinin cebine o kadar çok para giriyor. Zaten hakimlerin tuzu kuru. Ülkemizde adil yargılanmanın esamesi okunmuyor. Belki eğlencelerinden mahkum olacaklar ama varsın olsun o kadar. Birilerinin onları uykudan uyandırması gerekiyor.
M.K. 175.Maddede bulunan "süresiz"ibaresinin kaldırılarak belirli bir zamanın belirlenmesi her 2 taraf içinde en mantıklısı olur diye düşünüyorum.Belirlenen bu süre içerisinde her 2 tarafta nasılk bir yol izleyeceklerine karar verirler ve böylece eminimki bu konudaki olumsuzluklar büyük ölçüde önlenmiş olur.
Ben Ferdi Olarak 13 yılda ancak bu kadar yol alabildim.Başta Bimer olmak üzere defalarca İnsan Hakları Başkanlığı,Anayasa Mehkemesi Başkanlığı,İstanbul,Ankara,İzmir Boroları,İç işleri Bakanlığı,T.B.M.M ve Hatta TÜSİAD Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına Buralara söz konusu sıkıntılarımı dile getirerek yazılar yazdım.
Ferdi olarak yetkili mercilere ulaşabilmek için sıkıntılarını dile getiren dilekçeleri Öncelikle bimer vasıtası ile netten özellikle yazılı olarak illerde bulunan Aile ve Sosya Politikalar Bakanlığı İl müdürlüklerine ve Bakanlığına İnsan Hakları Komisyon Başkanlığına İç İşleri Bakanlığına Anayasa Başkanlığına Kanunlar Genel Müdürlüğüne ve hatta Sivil Toplum Kuruluş Başkanlıklarına Tüm Parti Sekreterliklerine T.B.M.M.Başkanlığına Anayasa Komisyon Başkanlığına iletilmesi bence hem daha demokratik olur hemde çok daha fazla sıkıntıların dile getirilmesine vesile olur diye düşünüyorum...
Saygılarımla...
M.K. 175. maddede süresiz ibaresinin kaldırılması ve hakimlerin takdir hakkının kısıtlanması gerekiyor. Adaletin tesis etmesi ancak bu şekilde olabilecektir. Özellikle kısa süren evliliklerden para devşirmeye çalışan evliliği bir rant aracına dönüştürenlerin boyunduruğundan kurtarmak sadece biz mağdurların değil adalete ve doğruluğa inancı olan herkesin vazifesidir.
Biz mağdurlar burada bunun adımlarının atılmasını sağlamalıyız, birlikten kuvvet doğacağı kesindir. Bir kişiyi kimse dinlemez, değişen Türkiye'de herkesin ayrımcılığa bile "Pozitif" yakıştırması ile bakarak olayı farklı boyutlarda ele alması birey olarak mücadeleyi imkansız kılıyor zannımca.
Bu sebepten değerli arkadaşlar birlik olalım, bireysel değil toplumsal baskı oluşturalım. Bunun ne yapılabilir lütfen onları tartışalım.
Aslında uzun süreden beri devam boşanma davamdan ötürü istemez boşanma hukuku hakkında çok şey öğrendim. Hatta zaman zaman başka ülkelerdeki boşanma forumlarını veya boşanma avukatlarının web sitelerini - bloglarını okurum.
Görduğüm su: Turkiyedeki kadar keyfi bir hukuk sistemi dünyanın hiç bir ülkesinde mevcut değil.
Geçen bir rus avukatın web sitesine bakıyordum. Orada bile kadının hangi şartlarda ne kadar süreyle nafaka alacagı tek tek sıralanmış. Zaten iki tane geçerli sebeb var. Çalışamıyacak kadar sakat olmak. Hamile olmak (veya 3 yaşından küçük çocuk olması).
Türkiye gibi kafadan ve keyfi nafaka veren başka bir hukuk (belki hukuksuzluk demek daha doğru) sistemi yok.
Bizim hukuk sistemimizi yazanlar nereyi hangi ülkeyi referans aldılarda böyle bir kanun yazdılar anlamak zor.
Tüm bunların Türk halkına açıkca anlatılması gerekiyor. Ve öncelikle parlementodaki vekillere.
Ve ben şunada inanıyorum. Bu keyfi durum sadece medeni hukuk çerçevesinde olan bir şey değil, Türkiyedeki bütün hukuk böyle. Millet adına ama millet ragmen işleyen vesayetci bir yargı sistemi var ülkemizde.
Hakime bu kadar fazla yetki veriyorsunda, senin hakimin
Arakadaşlar;
Yazıp çizmekle hiç bir şey olmuyor.İcraat gerekli
Başta Bimer olmak üzere İnsan Hakları Başkanlığı,Anayasa Mehkemesi Başkanlığı,Bulunduğunuz ilin Boroları,İç işleri Bakanlığı,T.B.M.M Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ve İl mÜdürlüklerine Sivil Toplum Kuruluş başkanlıklarına Buralara söz konusu sıkıntılarımızı dile getirerek yazılar yazalım taahhütlü posta ile gönderelim erinmeyelim bir yazıdan ne çıkar demeyelim inanın çok şey değişebilir ne kadar çok yazı buralara giderse ancak o zaman sesimizi duyurabiliriz.
Yapmanız gereken çok zaman alacak maaliyetli bir şeyde değil.Kendi balığımızı kendimiz tutalım.Emeksiz hiç bir şey olmuyor.Bana göre nafaka konusunda çok bedeller ödendi ve buna dur demenin zamanı çoktaan geçiyor.Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın dediği gibi "MEŞRU OLMAYAN BİR KONUYU MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK BEDEL ÖDETİR"Nafaka konusunda ise çooook bedeller ödendi Öyleyse gelin demokratikçe hukuk çerçevesinde pozitif ayrımcılığa ve öz çocuğunu parayla görmeye ve göstermeye çalışan bu sistemdeki yanlışlıkları vurgulayalım.Nasılmı? Yukarda yazdığım yerlere sıkıntılarınızı varsa belgeleriyle gönderelim.
Saygılarımla
ArkadaŞlar konu Çok Önemlİ lÜtfen gÜncel tutalim
Madem amaç ömür boyu birşeyleri paylaşmaksa, o zaman nafaka talep etmeyen kadınların suçu ne? Mesela; kadın gururlu oluyor, karşı tarafın maddi desteğine minnet etmek istemiyor bu sebeple de nafaka talep etmiyor. Aksine ya; gerçekten mağdur olan kadınlar da genelde nafaka istemeyen kadınlar oluyor.
Çığlığınızı duyabiliyorum. Birileri hala 'mağduriyet' hikayeleri yazsa da, maalesef bu sistem Türk aile hayatını çökerten ve gittikçe vahim hale getirebilecek bir sistem. Bütün kadınları kastetmiyorum ama bir kadına şu soruyu soruyorsun: Ne olmak isterdin? Cevap: Başbakan karısı olmak isterdim. İşte her şey burada tıkanıyor. Neden başbakan değil de başbakan karısı? Eşitlik teraneleri çalıp, hayata bu mantıkla yaklaşan bir kadından ne beklenir. Anadolu kadını ayakları öpülesidir. Ne zamanki içimize fitne ateşini soktular, işte Türk aile yapısı o zaman bozuldu. Bir an önce bizim kültürümüze uygun bir medeni kanun hazırlanmazsa, çok şakında aile kurumu çökecektir diye düşünüyorum.