Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Abbas Üstad, kimsenin avukatlığını üstlenmiş değilim ancak senin gibi "anakroni" yapmayınca durum doğal olarak anlattıklarından daha farklı görünüyor.
Oturduğumuz yerden birşeyleri eleştirmek kolay. Kaldı ki eleştiri birkaç olumsuz örnekle veya olmayan hadiseleri var gibi göstererek işin çığırından çıkarılması ile birlikte gelince insan "yuh artık" diyor.
İstiklal Mahkemeleri olmasa idi, Sakarya Meydan Muharebesi dolayısıyla Milli Kurtuluş Savaşı kazanılabilir miydi?
İstiklal Mahkemeleri olmasa yurdun dört bir yanında çıkarılan isyanlar bastırılabilir miydi?
İstiklal Mahkemeleri olmasa idi, Devrimler yapılabilir miydi?
Ne yapalım şimdi?
Kurtuluş Savaşı'nı kazandığımız için özür dileyelim.
İsyanları bastırdığımız için özür dileyelim.
Şeyh Sait'ten özür dileyelim.
Doğuda İngiliz destekli Kürt-İslam Devleti kurdurmadığımız için özür dileyelim.
Atatürk'e suikast tasarlayanlardan özür dileyelim.
Devrimlere karşı çıkan dinci takımından özür dileyelim.
Yazında alıntı yaptığın Mahmut GOLOĞLU gibi, Demokrat Parti'den milletvekilliği yapmış ve Yassıada'da yargılanıp hem de hüküm giymiş Samet AĞAOĞLU, İstiklal Mahkemeleri için bak ne diyor:
“Kuvvetini yalnız Milli İradelerden alan üç adam yalnız başına, silahsız, dağdan dağa, köyden köye, istiklal ve milli şeref duygu ve idealinin kanlı ve merhametsiz kılıcını taşıyarak gafilleri, satılmışları temizlemek suretiyle zafer yolunu ordulara açacaktır.”
Gene Samet AĞAOĞLU “Kuvay-ı Milliye Ruhu” adlı kitabında sonuçta şu yargıya varıyor:
”İstiklal Mahkemeleri büyük Meclisin ağır bir seri yenilmelerden sonra zaferi sağlamak için aldığı tedbirler arasında milli bir şeref abidesi olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır."
Enver ŞAPOLYO, İstiklal Mahkemeleri’nin Türk Milli Mücadelesindeki önemini şu sözlerle değerlendiriyor:
“Eğer bu mahkemeler kurulmamış olsaydı, casuslar, gizli propagandacılar, davamızı içten çökerteceklerdi. Bu dehşet, memleketimizi yıkmak isteyen hainlere göz açtırmadı. Ecnebi casusları, padişahın adamları, cahil halkın isyanları, asker kaçakları, bu mahkemelerin süratle iş görmelerinden yıldılar. İşte bu hainlere gevşek davranılsa idi, bu mukaddes dava kazanılamazdı. İstiklal Mahkemelerinin Milli Mücadelede hizmetleri büyük olmuştur.”
Sen Abant Platformu eşbaşkanı Mete TUNÇAY'la devam et. Bugün Başbakan bir Mahkemeye müdahale etmeye kalkarsa başına ne gelirse, İsmet Paşa'nın da başına o gelmiştir. Bu, hizaya getirilmekse, çok iyi olmuş.
Türk Ceza Kanunu 1926'da yürürlüğe girmiştir. İstiklal Mahkemeleri de 1927'de tarihe karışmıştır. Mete TUNÇAY bunları bilmez mi, bilir ancak böyle yazarsa tarihten bihaber salak okur şöyle düşünür: "Vay bee, bu İstiklal Mahkemeleri ne imiş, çift başlı hukuku yıllar boyu sürdürmüş.."
Ankara İstiklal Mahkemesi üyesi Kılıç Ali'nin akrabası yüzbaşıya aynı Mahkemenin verdiği görevden tart ve 15 yıl hapis cezası sence bir anlam ifade etmeyebilir ama benim için çok anlamlıdır.
Sonuç olarak "çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dilemeyiz."