http://onyildafarkortada.com/
:)
Printable View
Sayın Ayazoglum,burada size özel hastaneler ile devlet hastanelerinin arasındaki farkı anlatacak değilim.Tabi siz hemen ama özeller paralı diyeceksiniz biliyorum,tamam ama bu hayatın gerçeği,dünya gerçeği.Gerçi Akp hükümeti zamanında artık ssk ve bağ-kur lularda artık 12 lira vb ücretlerle buralardan faydalanıyorlar ama neyse konumuz o değil.
Tamam sizin pencerenizden bakalım.Farz edelim devrim oldu kominizm geldi.Tüm işyerleri,tesisler,fabrikalar,bankalar,irili ufaklı işletmeler bile devlete devredildi.
o zaman ne olacak ben bunu çok merak ediyorum.Madem özelleştirmeye karşısınız bana bunun cevabını veya tarifini yaparmısınız lütfen.
Bu durumun vatandaşa ne gibi bir fayda getireceğini,yoksulluğu nasıl önleyeceğini,tarif etmenizi istiyorum.
Yalnız,hastane kuyruğu beklemeden,ilaç kuyruğu beklemeden,
Devlet dairesinde bir işim olduğunda,tıkır tıkır işimin görüldüğü,
İşini savsaklamayan memurların olduğu,
Aktif,işini iyi yapan,teknolojiden faydalanan,üretken,değişken,yaratıcı olacak ama...
Merakla bekliyorum tüm iş yerlerinin devletin tekelinde olmasının faydalarını.İkna olursam edebilirseniz,bende özelleştirmeye karşı çıkmaya hazırım..
http://www.skyturk.net/wp-content/up...011/04/ygs.jpg
M.E.Sezen: Yazık bu kadar ögrencinin hakkını yiyiyorlar.Kul hakkını nasıl ödeyecekler...
Bu sınavı, YÖK'e bağlı ÖSYM yapıyor.
Eskiden hırsızlık olmayan bu tür sınavlarda son yıllarda rezalet üstüne rezalet yaşanıyor.
Sebeb gayet açık: AKP iktidarı; üniversitelere, kendi seçmeninin çocuklarını yerleştirmek istiyor.
Bu yüzden; sınav sorularını veya cevaplarını bir biçimde elde edip dışarıda, yandaş kesime aktartıyor.
Bu sınav skandalları son yıllarda işte bu siyasi nedenle çoğaldı.
REZALET GELİYORUM DEDİ
Dün; hükümet adına yapılan açıklamada; son sınav rezaleti, yok sayıldı.
Sayın Cemil Çiçek; inkar etse de bu rezaletin doğacağı belli gibiydi:
YÖK'ü, AKP'nin tecrübesiz ama partizan ismi, Malezya İslam Üniversitesi'nden gelme Yusuf Ziya Özcan'a teslim ettiler.
YÖK'e bağlı ÖSYM'nin yürüttüğü sınavlara şike karıştırıldı; başındaki Ünal Yarımağan istifa etmek zorunda kaldı. Böylece ÖSYM de partili birine teslim edildi.
Soruların partizanlara aktarılması ve bunun anlaşılmaması için bazı tedbirler aldı yeni ÖSYM yönetimi.
Bunlar şöyle gelişti:
*Sınav soruları eskiden sınav bitince gazetelerde yayımlanırdı. Bu sene gazetelerden, 100 bin TL istendi. Böylece soruların kamuoyuna çıkması engellendi.
*Sınav soruları eskiden televizyonlarda da yayımlanıp çözülürdü. Bu sene ona da engel oldular. Bu işi sadece yandaş kuruluş olan TRT'ye verdiler.
Yani; milletin çocukları yerine AKP'lilerin çocuklarını üniversitelere yerleştirilecek gizli bir yapı oluşturuldu.
Amma Artvinli Dershane yöneticisi Fahri Akyüz; soru cevaplarının dizilişine bakıp; burada bir şifre olduğunu ortaya çıkardı.
Bu rezalete Cumhurbaşkanı Gül de kefil oldu.
İlginç...
Kayseri Belediyesi'nde yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmışken de Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye kefil olmuştu kendileri...
YA SEÇİM SONUÇLARI?
Eğer üniversite giriş sınavlarında bile bir kripto uygulanarak soruların doğru cevapları AKP yandaşlarına aktarılıyorsa...
Önümüzdeki genel seçimlerde de aynı şifrelemenin yapılmayacağını kim garanti eder?
Rıza Zelyut
************************************************** ****
İşte sınavın şifresi: Mod Medyan
Depremden sonra, yediden yetmişe hepimiz deprem uzmanı olmuştuk
Cumhurbaşkanı’nın açıklaması
ÖSYM Başkanı Demir’i önceki gün iki saate yakın dinledik. Hem de onlarca gazeteci. İkna olanı görmedim. Ekran başında canlı yayını izleyenler arasında da tereddütte olanlar çoğunluktaydı. Zaten gelen maillere ve dünkü gazete manşetlerine baktığınızda durum bu yönde.
İşte bu noktada asıl şaşırtıcı olan Sayın Gül‘ün, ÖSYM Başkanı’nın anlattıklarını tatmin edici bulması!
Oysa ortada cevaplanması gereken onlarca soru var.
Sayın Gül, kendi emrindeki Devlet Denetleme Kurulu’nu ya da konunun uzmanı isimlerden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturup inceleme yaptırdıktan sonra bu açıklamayı yapsaydı, sanki çok daha doğru olurdu!..
Kitapçıklar açılmıyor
Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında, YÖK Başkanı’nın kendisine “Bugün (dün) öğle itibarıyla herkesin sorusunu, kâğıdını, cevabını internete koyduklarını söyledi” dedi. Ama bu cümle ne kadar gerçeği yansıtıyor sırasıyla hep birlikte bakalım:
Madde 1: Dün öğle itibarıyla internete konuldu denilen soru kitapçıklarına bir türlü ulaşılamıyor. Hele hele tümüne ulaşmak hâlâ mümkün değil.
Madde 2: Sayın Cumhurbaşkanı ÖSYM Başkanı’ndan aldığı bilgiler doğrultusunda herkesin soru kitapçıklarının internete yüklendiğini söylüyor ama ÖSYM’nin dün akşam saat 19.00’da internet sitesinde aynen şu bilgi vardı:
Peki yönlendirilmiş bir web sayfası var mı? Hayır. Peki buna şeffaflık denilebilinir mi, bu sizi tatmin eder mi?...
Özetin özeti: Bu tartışma daha çookkkkkkkk su kaldırır...Abbas Güçlü
************************************************** ***************
Derya Sazak Siyaset
Sınav
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) düşen “şifreleme” gölgesi, 1
Seçime hazırlanan partiler, düzgün bir sınav yapmayı beceremeyen üniversiteler düzeniyle ilgili önerilerini topluma sunabilmeli. Ortada “kriminal” bir skandaldan daha köklü bir sorun var. Çözüm ne olacak?!
************************************************** *************
İşte bunun için yandaş
Burada durum çok farklı. Çünkü ortaya çıkan skandalın eninde sonunda iktidarın ayağına dolaşacağını hesaplayarak hemen önlem alma yoluna sapıyorlar.
http://haber.gazetevatan.com/Haber/369187/1/Gundem
Sn feyyar bey.
Demekki Ön yargılarınız o kadar gelişmişki niyet okumayı da sollayıp infaza dönüştürmüşssünüz..
Sizede bu yakışır dı zaten hiç şaşırmadım.
Kominizim, mominizm, devrim falan bunlardan hazır bir elbise dikip önünüze gelen muhalif olduğunu düşündüğünüz herkese giydirmeye çalışmak hem ayıp hemde etik değil .
Amarikada 8 mart 1857 günü haklarını aramak gayesiyle ayaklanan bir gurup kadın işçi kapitalizmin zalim ayakları altında ezilip öldürülmesi bu gün her yıl 8 mart ın kadın hakları olarak kutlanması na sebeb olmuştur.
O kadınlara da sizin gibi insanlar ‘’bunlar kominist vurun kahpeye!’’ muamelesi yaptılar. Ve 129 kadın işçi zalimce öldürüldü.
Ama ogün bugündür 8 mart emekçi kadınların günü olarak kutlanmasına kimse engel olamamıştır.
Demek ki Hak aramak inasani bir haktır. hak verilmez alınır.
İşte sizin Özelleştirme dediğiniz talanın altında kalan yüzbinlerce işçi nin haklarını görmezden gelip çalışmayan yada bi şekilde çalıştırılmayan devlet kurumlarının güya karlı tesisler e dönüştürme bahanesiyle aç gözlü kapitalizme sunulmasını ‘’ efendim hastahane kuyruklarını hallettik’’ bahanesi ardından dile getirmeniz pire yorgan hikayesidir ancak.
Harç bitti yapı paydos diyerek
Yeni dünya düzeninizde ileri demokrasi ye dolu dizgin koştuğunuzu sanıp bütün özgürlüklerin kullandırma hakkını bir adamın dudakları arasına emanet etmenin ne kadar kötü sonuçlar doğuracağını duymak dahi istemediğinizi anlıyorum.
Ama o adamda değiştiğinde düzenin nereye evrileceği konusunda bir düşünce mantığından yoksun oluşunuz a şaşıyorum..
Ve gözümde ne kadar cicili bicili cümlelerin ardına saklansanızda ‘’faşizmin ‘’ doğal bekçileri olmaktan öte bişey ifade etmiyorsunuz yazık.
Özelleştirme Millet tekelinden patron tekeline yatay geçişin adıdır.
TC de yapılan ise özelleştirme bile olamaz . bizdeki olsa olsa yolsuzluğun aracıdır.
Güya sizler herşeyin önüne inasanı koyarsınız değilmi efendim.
Sizin için güya insan kutsaldır,
devlet insan için vardır diyerek sınır falan tanımazssınız. bir özgürlük hayaliniz vardır ki din gibidir
Ama sizin bu hayallleriniz sadece eleğin üstündekiler içindir. . eleğin altındakilere ayırdığınız yer cürüm kadar bile değildir, oda hizmetlerinizde kullanacağınız ‘’şanslı olduklarına hastahane kuyrukları bahanesiyle’’ inandırmaya çalıştığınız insanlar olur.
Onlarda acı acı yolunmalarına rağmen lutuf gibi verilen kurtlu bulgur paketlerine bakıp ayaklarınızın dibinden ayrılmayan tavuklar gibi dir..
Sizi hiç haksız çıkarmazlar. yoksulluğun kader, madende ölmenin mertebe, işssizliğin şans olduğuna inanır ve iman ederler.
Hastahanelerin çalışmaması bahanesine yatıp özelleştirmeleri gereklliğini savunmak kadar açgözlü ve budalaca bir düşünce olamaz . hastahaneleri özelleşmeyen kaç ülke biliyorum ki
Hastanın ilacını bile evine götürmektedir. Özelleştirmeler bir ihtiyaca cevap veriyorsa yapılır . yapılırken çalışan tek bir kişi incitilmeden yapılır .
Hatta mümkünse rehabilite için öncesinde özerkleştirilip özel sektör koşullarına adapte ettirilir.
Aman efendim buna ne gerek var
Elini sallasan her boy ve endamda bir işssize çarpar.
Biri gider bini gelir. Hemde gelenler aşı virüsü gibidir.
İçi boş tur cebi boştur kafasıda pek hoştur.
Allahaşkına PTT nin t sini sattınız dinlenme paronasıyla insanlar artık helada bile rahat değil
Elektrik gibi en önemli bir kurumu satarak rusların doğal gazından yüzde altmışlık bir enerji bağımlılığ yarattınız .
Heslerle doğanın mezarlığı üzerinde zenginlikler yaratıyorsunuz ne hoş.
Hatta bununla yetinmeyip nükleer i de getirip özendiğiniz arabistan çöllerine dönmemizi sağlayacak olmanız iftihar edilec ek bir gelişmedir kuşkusuz.
Etbalık kurumu nu özelleştirip Anguslardan liberal alışlar yarattınız . verişi hangi sınır boyunda 49 yıllığına karşılayacaksınız bakalım .
Angus yerine bizim körpe dana üreticilerine para , özelleştirme mağdurlarına yiyecek yardımı yaparak ,çalışmanın ve üretmenin ne kadar ayıp ve günah olduğunu isbatladınız . helal olsun
Siz hala bağırıyorsunuz dağlara taşlara
Demokrasi insan hakları özgürlük
Üretimsiz Kalkınma sıcak paranın şişirdiği egolar
Ve mutluluktan uçan yüzde 58. Yetmez ama evet
Şimdi şu karşı yamaçtan doğan kara gün müdürüm .
İnsanın mutlluğu memleket bütünlüğünden önemlidir. Yerçekiminin olmadığı an arzın çeşitli bölgelerine dağılacak bir marş ,
(Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak. )
Öylemidir efendim.?
Ama insan dediğiniz kimdir bi anlasak
Tarrife kimler giriyor bi bilsek .
Bizde iki yüzlülüğümüzü geliştirip sizlerle beraber tek yürek bilmem kaç millet mutluluğa yürüyeceğiz. Yeçekimlerine rağmen
Sıradan insan olmanın ezikliğini atıvereceğiz üzerimizden,
Ha gayret aşılara devam az kaldı.
Doğacak çocuklar üçüz olacak…
Sayın Ayazoglum,ben kimseye yada karşıt düşüncede olduğum birine elbise dikip giydirmeye çalışmadım.Nereden çıkardınız bunu anlayamadım.Özelleştirmeye karşı olduğunuzu anladığım bir yazınızdan dolayı bir örnek verdim.Herşeyin devletin tekelinde olması Kominizm değil mi,sayın Ayazoğlum.Burada ben size kominist mi demiş oldum şimdi.Ki olsanızda benim buna saygım var,dile getirmenize düşüncelerinizi söylemenizde özgürsünüz,bu konuda yanınızdayım..
Ben özelleştirme yanlısıyım,faydalarını biliyorum.Sizde özelleştirme karşıtısınız ama ben size hiç hakaret edeci kelimeler kullanmadım.
Zevkle,mutlulukla yazınızı okudum,bir kelimesine,cümlesine katılmamakla birlikte..
Şimdi ayıp eden yine ben mi oldum..
Karşıt görüşe tahammülü olmayan ben mi oldum şimdi.
Yok saaa....Kim.
++
Neremiz büyük!
Önceki gün Başbakan, “İşte hızla büyüyerek 16’ncı ülke olma noktasına geldik” dediğinde ve dinleyen kalabalık, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye havaya zıpladığında bunlar geçti aklımdan...
Neremiz büyüdü?..
Tamam... Plazalar büyüyor, aynalı gökdelenler büyüyor, borsa büyüyor, yabancı sermaye büyüyor, döviz büyüyor, holdingler büyüyor, yeşil sermaye büyüyor... Cipler büyüyor... Harem-selamlık havuzlu villalar büyüyor... Gemicik gemi olmuştur... Mısır taneleri büyüyor... Tavuk yemi... Yumurtalar... Mücevheratçılar büyüyor...
*
Ama 189 ülke arasında Türkiye: Yoksulluk sıralamasında, 56’ncı... Beslenmede, 73’üncü... Kişisel alım gücünde, 61’inci... Gelir dağılımında, 131’inci... Çocuk sağlığında, 97’nci... Haliyle insan ömrü ortalamasında, 98’inci... İnsan haklarında, 78’inci... Can güvenliğinde, 65’inci...
*
Kimse televizyonlara çıkıp da ya da gazetede manşeti çekip “Neremiz büyük” diye soramıyor da...
Suspus arkadaşlar...
Çünkü... 189 ülke arasında: Basın özgürlüğünde, 106’ncı sırada
memleket...
*
Normal demokrasilerde olduğu gibi, bu toplumun “Ülke zenginse ben niye fakirim?” diye bir kez olsun başını kaldırıp sorması gerekmez mi?..
Ama... 189 ülke arasında: İnsani gelişmede, 83’üncü sırada Türkiye... Demokraside ise 89’uncu...
*
Ne yapacaksınız... Belki de milletin durumu iyi de... Vatandaşın bundan haberi yok..
.
/ Cumhuriyet
M.E.SEZEN: AKP NE Mİ YAPTI Baklava'yı Tepsinin büyüğüne yaptı hep beraber yiyiyoruz..:DD
Hukukun katledildiği gizli tanık terörü ve sehven skandalından sonra 1 buçuk milyon gencin istikbalini belirleyen şifre rezaleti zaten gidici olan AKP hükümetinin arkasından teneke bağlamış oldu. ÖSYM Başkanı Ali Demir’e kefil olanların dili boğazına kadar kaçmış ki sesleri çıkmıyor. Yüzsüzlük mü, pişkinlik mi, varın adını siz koyun. Sehven savunmasıyla beraber sınav sonuçlarını etkilemeyeceğini iddia eden Ali Demir ve kefillerinin tuzu kuru ne de olsa. 1 buçuk milyon sınava girenlerle benimki hiç de öyle değil. Kızım Aybikehan’ı motive edebilmek ve hukuksuzluğa karşı mücadele edip Silivri’de cüppe giymek adına Hukuk Fakültesi’ni hedefleyip bu yıl ben de sınava girdim. Önümüzdeki yıl oğlum Erdem Kutalmış da girecek şifrelerin önceden servis yapıldığı sınava...
Şifrenin patladığı günden bu yana Aybikehan’ın ağzını bıçak açmıyor. Nasıl da hırçınlaştı güzel kızım. “Bizim ne günahımız var” diye sitem ediyor. Keskin bakışlarından bunun hesabı sorulmalı dediğini anlıyorum. Hedefleri arasında gazeteci sorumluluğum yüzünden ben de varım. Her an patlayacak, her şeyden önce kendisine zarar verecek diye endişe ediyorum. Üç yıl önce beyin ameliyatı geçirdiği için zaten hassas olan çocuğumu bu hale düşürmeye kimin hakkı var?
16 Nisan 2011
Yavuz Selim DEMİRAĞ
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=17854
AKP İktidar olduğunda “Yolsuzluk Yapan Ülkeler Sıralamasında” Türkiye 67. sıradayken, 8 yılın sonunda 46. sıraya çıkmıştır.
AKP İktidar olduğunda 6 olan Dolar Milyarderi sayısı, 8 yılın sonunda 28’e ulaşmıştır..
AKP İktidar olduğunda 11.784 olan TL Milyarder sayısı, 8 yılın sonunda 31.591’e ulaşmıştır..
AKP İktidar olduğunda % 6.6 olan İşsizlik Oranı, 8 yıl sonunda % 14.3 seviyesine ulaşmıştır..
Başbakanın 26 yaşındaki oğlu Ahmet Burak Erdoğan,2.325.000 dolara bir kuru yük gemisi aldı.Başbakanın diğer oğlu Bilal Erdoğan, ABD’de 261.000 dolara daire sahibi oldu. Ayrıca iki kardeş, Çamlıca Kısıklıda “tapu kayıtlarına göre” 1 trilyon liralık villanın sahibi oldular. Başbakan, aynı yerde, içi 450 metrekare olan villanın bir benzerini kendisi için satın aldı...
7 yılda dolar milyarderi olan Recep ayda 9 milyar liralık Başbakanlık maaşıyla geçinemediğini söylüyor! Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğu gün açıklanan serveti:“Kasımpaşa’da bir daire,Maltepe’de bir kooperatif hissesi, Bolluca da (Gaziosmanpaşa) 346 metrekare arsa,Burak Gıda ve Ticaret Limited Şirketinde yüzde 10 hisse.”(20 Şubat 1994 tarihli SABAH Gazetesi)7 yıl sonra Rahmi Koç,Tayyip Bey 1 milyar dolar para biriktirmiş.” açıklamasını yaptı..
Çok ÇALIŞKANLAR ÇOKKK!
Deniz Feneri Soruşturmasında dış ülkelerde yaşayan vatandaşlardan "YARDIM" adı altında toplanan paraların 27.2 Trilyon olduğu belirlenmiş...
Farkında mısınız, Cemaat denilen bu yapı sürekli olarak Trilyonları hiç ediyor..! Biriken, toplanan TRİLYONLAR birdenbire yok oluyor....
Nasıl bir tesadüfse kayıp trilyonları hiç ettiğinden şüphe edilen şahıslar TC"nin başında Devlet Adamı profilinde bize arz-ı endam ediyor..!