Zinanın yasal olarak tespiti

Alıntı:

---

swan rumuzlu üyeden alıntı

Sn. Erdoğan Bey,
Değerlendirmenizde benim durumumu tam olarak bilmediğiniz için bana haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. Her boşanma davası kendine özeldir. Ben sadece bir kadın ve sizin deyiminizle kızgın bir eş olarak benim gibi aldatıldığı halde ne yapacağını bilemeyen, hakkını arayamayan, çaresiz milyonlarca kadın olduğuna inanıyorum. Kızım ise inanın babasının verdiği zarardan daha fazla bir zarar görmedi. Konu çok uzamış olabilir ama gördüğü ilgiyide göz önüne alın lütfen. Cevaplarımın çoğunu aldım ve davamda izleyeceğim yolu buldum. Teşekkür ederim.

---

Sn swan; sizin sorununuz çok özel bir sorun değil. Çok sıradan bir sorun. Ancak sizin için önemi tabii ki size özel'dir.

Eşiniz ile ilgili tespitlerinizin 6 aylık 'kabul' sürecine takılması mevzuubahis değil.
Devam eden zinada zamanaşımı olmaz.
Üstelik eşiniz ile öğrendiğiniz andan itibaren biraraya gelmiş, ortak hayat icra etmiş değilsiniz.
Ayrıca devam eden zinayı kabul, muafakat verme gibi kararlar almayı Yargıtay gayrıahlaki bulmakta, bunu kabul etmemektedir.
Dava açmanız halinde her halükarda 1 yıldan uzun bir süreyi göze almalısınız.
O yüzden bir yerden başlamalısınız.
Delilleriniz yeterli kanaati oluşturabilecek niteliktedir.
Zina 'mutlak boşanma' sebebidir.
Eşinizin ekonomik durumu ve evlilik süresindeki mali refah düzeyiniz de dikkate alınarak lehinize manevi tazminat hükmedilmesi kaçınılmazdır.

"Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.” (md. 236/1).
“Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.” (md. 236/2).

Tabii ki sizin için nafaka da hükmolunabilir.

Yani çok da mühim bir hadise değildir..., sonuçta bir ilişkinin tasfiyesinden bahsediyoruz....

Alıntı:

---

cognis rumuzlu üyeden alıntı

Bu konuya son iletim OLACAKTIR... Zira iştahınızı kesmek istemiyorum,,,.

---

Sn. Cognis,
Benim çok sıradan sorunuma gösterdiğiniz alakaya teşekkür ederim. Değerli düşüncelerinizden istifade edeceğimi bilmenizi isterim. Bir kadın ve anne olarak bütün bir akşam oturup forumlardaki düşüncelerinizi okuyup, sizi anlamaya çalıştım. İlişkisini tasfiye etmiş bir kadın olarak sizde beni birazcık anlamaya gayret edebilirseniz eğer aynı durumdaki başka insanlara da faydamız olur diye düşünüyorum. Zira laf ebeliği ile bir yere varacağımızı sanmıyorum.Saygılarımla.

Yani ne???Sahiden siz ne istiyorsunuz??
Burda benim sıkıcı lafazanlığımı boşverin,,, çok mühim değil de; başka üyelerde size karınca kararınca cevaplar yazdılar.., yine de olmadı...,

[quote=swan;204121]Sn. Erdoğan Bey,
Değerlendirmenizde benim durumumu tam olarak bilmediğiniz için bana haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. Her boşanma davası kendine özeldir. Ben sadece bir kadın ve sizin deyiminizle kızgın bir eş olarak benim gibi aldatıldığı halde ne yapacağını bilemeyen, hakkını arayamayan, çaresiz milyonlarca kadın olduğuna inanıyorum. Burası bir hukuk sitesi ve yıllardır avukatım olmasına rağmen inanın çok faydalandım. Hukukun ve kanunun eksikliklerinden faydalanarak, ve Türkiye'de erkek olmanın avantajını sonuna kadar kullanan bir çok erkek olduğunu biliyorum. İş başa düşünce mücadele etmek gerekiyor. Kızım ise inanın babasının verdiği zarardan daha fazla bir zarar görmedi. Konu çok uzamış olabilir ama gördüğü ilgiyide göz önüne alın lütfen. Cevaplarımın çoğunu aldım ve davamda izleyeceğim yolu buldum. Teşekkür ederim. [/QUOTE]

Alıntı:

---

salpyilmaz rumuzlu üyeden alıntı

@swan

Annesiyle babası ayrılan ve bunu 10'lu yaşlarda yaşayan biri olarak söylüyorum ki çocuğunuza çok haksızlık ediyorsunuz. Çocuğunuzun gördüğü ilginin ona yeteceğini düşünecek kadar dar bir pencereden bakıyorsunuz. Farkındaysanız şu mesajınıza dek tek kelime etmedim hukuk kapsamı dışında, ancak burada çocuğunuza karşı olan düşüncenizi esefle kınıyorum. İnanın, ileriki yaşamı adına olumsuz temeller atıyorsunuz, çocuğunuzun kendi inisiyatifi dışında. Ne kadar "mutluyum" dese de emin olun mutlu değildir.

Reşit bir insan olarak, bir birey olarak evli olduğunuz eşinizle ilgili hukuki kapsamda elbette hakkınız olanı sonuna kadar yapabilirsiniz, bu sizin her şeyden önce vatandaşlık hakkınız. Ancak kızınızla ilgili düşüncelerinizde hırsınızın bunun önüne geçtiğini görüyorum ve bunu yaşamış biri olarak kızınız adına çok üzülüyorum.

Bu durumun taraflarından biri olarak, bir ebeveyn olarak çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde yetişmesini sağlamanız gerekir. Bunu da babasından kaçırarak, babasını onun gözünde bir pislik olarak göstererek değil, daha farklı şekilde yapmalısınız.

Ve size kötü bir haber olması açısından söylemiyorum, ama; ergenlik dönemlerindeki ya da daha sonra yaşayacağı kaoslarda sizinle yaşayacağı muhtemel çatışmalarında "babamın seni neden terk ettiği belli oluyor" gibi bir cümleyi duyarsanız bu sefer de siz yıkılırsınız.

Unutmayın, yarınınızı ve çocuğunuzun yarınını bu günden siz temellendiriyorsunuz.

Bunların tümüne rağmen, hukuksal olarak haklarınız bellidir. Kimse size bir şey yapmanız için baskı uygulayamaz. Sözlerim sadece tavsiye niteliğindedir. Unutmayın, ne ekerseniz onu biçersiniz...

---

lütfen dar pencereden bakmayınız.bizler çocuğumuza analık ederken baba adını taşıyan sorumsuz vicdansız babalara da bu bir hak bence.siz gönlünüzü başka kadınlarla eğlendirin bizler ise mağdur olalım.biz çocukları babasından ayırmaya değil medeni şekilde hakkımızı aramaya çalışıyoruz.eğer hak aramazsak nice erkekler sokağa çocuklarını atıp daldan dala koşarlar.bunun bir yaptırımı olmalı.çocuğunu isteyen baba her şekilde görür.örneğin benimki ben çocuğu kendi elimle götürüyorum.eşim ise çocuğumu kadınlarla tanıştırıp bu senin annen olacak diyor.nafakayı duyuncada çocuğumu istiyorum ben diye ifade veriyorlar.ama başka zaman ise kadınla beraber yaşarken çocuğu ayağına bağ oluyormuş.swan a hak veriyorum ve bayan arkadaşın arkasındayız bayanlar olarak.sen bari hakkını ara bak benimki ise imam nikahlı eşiyle mahkemeye kadar getirip beraber yaşamıyoruz diye şahitlik yaptırıyor.kadın kıza diye gelip mahkemede çocuğuna bile sarılıp sevmiyor.ve gözüme baka baka kadın bak kocan evinide yaptı yakında nikahını da yapacak deyip gülüyordu.onları beraber görmek ölümden beter.arkadaş hakkını ara ve bu erkeklere bir ders olsun böyle yapanlara.sana şimdiden kolay gelsin

Alıntı:

---

ümitkader rumuzlu üyeden alıntı

lütfen dar pencereden bakmayınız.bizler çocuğumuza analık ederken baba adını taşıyan sorumsuz vicdansız babalara da bu bir hak bence.siz gönlünüzü başka kadınlarla eğlendirin bizler ise mağdur olalım.biz çocukları babasından ayırmaya değil medeni şekilde hakkımızı aramaya çalışıyoruz.eğer hak aramazsak nice erkekler sokağa çocuklarını atıp daldan dala koşarlar.bunun bir yaptırımı olmalı.çocuğunu isteyen baba her şekilde görür.örneğin benimki ben çocuğu kendi elimle götürüyorum.eşim ise çocuğumu kadınlarla tanıştırıp bu senin annen olacak diyor.nafakayı duyuncada çocuğumu istiyorum ben diye ifade veriyorlar.ama başka zaman ise kadınla beraber yaşarken çocuğu ayağına bağ oluyormuş.swan a hak veriyorum ve bayan arkadaşın arkasındayız bayanlar olarak.sen bari hakkını ara bak benimki ise imam nikahlı eşiyle mahkemeye kadar getirip beraber yaşamıyoruz diye şahitlik yaptırıyor.kadın kıza diye gelip mahkemede çocuğuna bile sarılıp sevmiyor.ve gözüme baka baka kadın bak kocan evinide yaptı yakında nikahını da yapacak deyip gülüyordu.onları beraber görmek ölümden beter.arkadaş hakkını ara ve bu erkeklere bir ders olsun böyle yapanlara.sana şimdiden kolay gelsin

---

Benim sözüm zaten size değil. Yazılarımdan ne yazmak istediğim çok açık ve net bir şekilde anlaşılıyor. Her erkek bir olmadığı gibi her kadın da bir değildir. Mukayese ederken objektif olmak gerekir. Duyguların çocuğun gelişiminin önüne geçmemesi gerekir. Sizin durumunuz ise farklı. İşi böylesine yüzsüzlüğe vuran bir adamdan ayrılmayı çabuklaştırmak için yapılması gereken ne varsa yapmanız tabii ki doğrudur. Ancak bunu yaparken diyaloglarınızı kurarken, davranış sergilerken çocuğunuzun etkilenmemesi gerektiğini unutmayınız. Aksi takdirde ileride sizi bunun için suçlasa dahi geri dönüşünüz olmaz...

Bu Zina sucunun Cezasını Kim Kaldırdı Allah Aşkına,Bunu kaldıranın başka işimi yoktiki.esgiden negüzeldi hapis cezası korkusuna millet kuzu kuzuydu.

Alıntı:

---

esmerman rumuzlu üyeden alıntı

Bu Zina sucunun Cezasını Kim Kaldırdı Allah Aşkına,Bunu kaldıranın başka işimi yoktiki.esgiden negüzeldi hapis cezası korkusuna millet kuzu kuzuydu.

---

AKP die biliorum ben, yanlışsa düzeltin lütfen. Malum bir çoğunun 3-5 tane imam nikahlı karısı var.

Musluklardan arsenikli su akıyor diye suları kesmeye benziyor sizin isteğiniz. Suları keseceğinize sudaki arsenik oranını düşürmek için çalışmak lazım.

Zina suç olmamalı elbette. İnsanlar eğitilebildiği sürece bir şeyler düzelir. Böyle bir ilkellik olmaz. Biz köpekleri komutları alsın, emre itaat etsin ve başka şeylerle ilgilenmesin diye kısırlaştırırız. İnsan böyle bir şey olmamalı. Yasaklarla sağlanmaya çalışılan düzen bir yerde patlak verir. Bu kadar isyan ediyorsunuz, ancak karşınızdakini tanımadan evlenen de sizsiniz. Bu da toplum yaşantımıza aykırı değil mi? Yani evlenmeyi düşündüğünüz insanı nasıl tanıyabilirsiniz? Bunu ben anlatmayayım. Buna da karşı çıkacağınız aşikar.

Her şey iki bacak arasında değildir. Zinayı yasaklayarak dizginlediğinizi sandığınız beyinlerin kim bilir daha ne kadar çok fikir sapkınlıkları vardır. Evlenmekle yaptığınız hatayı yasalarla kısıtlamayı istemeniz çok yanlış...

;)

Türkiye'de kadınlar 'zinanın suç kabul edilmesi' ile kendilerince bir erk sahibi olacaklarını zannediyorlar,,, bu zan ve zinanın suç sayılmasına duyulan ihtiyaç dahi Türk Kadını için son derece dramatiktir.

Kadınlar bir erkeğin 'nikahı' ile yücelmezler,,,
ayrıca yine 'eşlerinin' peşine kolluk kuvveti takmakla, onları yaftalamakla boşanma neticesini 'ibra' ihtiyaçlarını telafi edemezler...

Böyle bir ihtiyaç da yoktur.
Medeni kanun boşanma hükümlerini düzenlerken 'zina'ya dayanan boşanma taleplerinde zaten hayli katıdır. Bu da yeterli bir düzenlemedir.

Ispatı noktasında evet sıkıntı var.
En büyük handikap; aldatan tarafın ikrarının dahi en ufak bir fayda sağlamaması...