İşten Ayrılacağım Yardım Edebilirmisiniz

Merhaba.3 yıldan beri Türkiye'nin büyük firmasında alt işveren(taşeron) olarak çalışmaktayım.Artık ne yazıkki bu taşeron damgasından kurtulmak için çok güzel bir iş buldum.Burda gerçekten vaktim az kaldı konuyu buraya açmakla araştırmakla geç kaldım 1 hafta gibi sürem var diğer iş için.Uzata bildiğim kadar uzatıcam süreyi.Bizi sömürerek üstümüzden yüksek kazançlar yapan taşeron firmasına işten ayrılcağımı sölücem.Ve tazminat gibi diğer haklarımı nasıl temin edebilirim.
Bu konuda bi avukat filan yardımcı olabilirmi.Ben 3 senelik tazminatın peşinde değilim ama üstümüzden bu primleri kazananlara neden haklarımı bırakıyım.Görüş ve önerilerinizi paylaşırsanız sevinirim..

Saygılar

Alt işveren (Taşeron) musunuz yoksa Taşeronda çalışan işçi misiniz?
Eğer Taşeron iseniz, işverenle yaptığınız sözleşmeyi bilemeyiz ama yazının devamından sanki taşeronda çalışan işçisiniz gibi anlaşılıyor.
Eğer öyle ise, işten ayrılacaksanız ve ayrılma sebebiniz yeni bir iş bulmanız ise, öncelikle işten ayrılacağınızı işverene 8 hafta (yaklaşık 2 ay) önceden bildirmeniz gerekirdi.
Görünüşe göre bunu yapmamışsınız. Dolayısı ile işveren sizden ihbar tazminatı talep edebilir. Bu da 8 haftalık brüt ücretiniz kadardır.

Evet taşeron olarak çalışıyorum.Herhangi bir işten atılmalara karşı asıl iş veren veriyormuş tazminatları ama kendi isteğimle çıktığım zaman bunu nasıl yapıyorlar bilemiyorum.Taşeron şirketleri bu işleri çok gizli tutarlar genelde kendi ceplerine para gircekleri için.
Peki bana bir avukat filan yardımcı olabilir mi?

1-Siz taşeron değilsiniz. Sizin patronunuz taşeron.
2-Durumunuzda avukatla çözülecek karmaşık bir durum göremiyorum. Yine de avukatla çözmek istiyorsanız, Kocaeli'de birçok avukat var, bunlardan tanıdığınız birine gidebilirsiniz. Forumda avukat arayamazsınız.
3-kendi isteğinizle işten çıktığınızda hiç bir tazminat hakkınız zaten yoktur. Taşeronda da çalışsanız, ana şirkette de çalışsanız fark etmez.
4-"Ben işten çıktım" deyip işi bırakamazsınız. Önce çıkacağınızı söyleyip ihbar süreniz kadar (sanırım 8 hafta) daha çalışmak zorundasınız.

Teşekkür ederim yorumunuz için ama 4.maddenize ne yazıkki katılamıcam.İstediğim zaman işi bırakabilirim onlara göre yasa filan yok ve çoğu kişiyede tanıklık oldum bu konuda.Sadece el ile yazılmış bir istifa dilekçesine bakıyorlar.
Peki ben asıl iş verenden maddi veya manevi bir dilekçe ile bi hakka sahip olabilirmiyim.Asıl iş verenin İnsan Kaynaklarına bir dilekçe ile başvursam faydası olabilirmi..

İş Kanunu 17. madde böyle der. Siz katılsanız da katılmasanız da :)

Teşekkürler

Alıntı:

---

TunaKarahan rumuzlu üyeden alıntı

Teşekkür ederim yorumunuz için ama 4.maddenize ne yazıkki katılamıcam.İstediğim zaman işi bırakabilirim onlara göre yasa filan yok ve çoğu kişiyede tanıklık oldum bu konuda.Sadece el ile yazılmış bir istifa dilekçesine bakıyorlar.
Peki ben asıl iş verenden maddi veya manevi bir dilekçe ile bi hakka sahip olabilirmiyim.Asıl iş verenin İnsan Kaynaklarına bir dilekçe ile başvursam faydası olabilirmi..

---

Sn. TunaKarahan, sizin katılmadığınız o madde ve uygulama sayesinde emekçilerin hakkı olan meblağları kasalarına indiriyor maalesef sermaye sahipleri/patronlar. (Nasıl mı oluyor?; O dediğiniz bir istifa dilekçesi/ibraname ile sizi tüm haklarınızdan yoksun bırakıp kendine yontuyor. Evet bir dilekçe ile atışmadan, tartışmadan, hatta üzerine birde son kez 10 Kr. luk çay söyleyerek bu işi yapıyor. Emekçilerin ihbar tazminatı, kıdem tazminatı vb. diğer ikramiyeleri bu şekilde Diğer Olağan Dışı Gelirler Hs.'na İRAD kaydediliyor, sizlerde içtiğiniz son çay veya ikram edilen son sigara ile kalıyorsunuz. Kastım siz derken şahsınız değil, yanlış anlamayınız, genel manada tanık olduğumuz örnekleri kastettim, bir sürü örneği var maalesef. Üzülüyoruz bunlara...) Hak aranacaksa usûlü bellidir, kanun bellidir, yordamı bellidir. Öfkeyle kalkıp zarar etmemek gerekir düşüncesindeyim. Son olarak, Sn. Şenoleker'e katılıyorum...

Alıntı:

---

desende_asi rumuzlu üyeden alıntı

Sn. TunaKarahan, sizin katılmadığınız o madde ve uygulama sayesinde emekçilerin hakkı olan meblağları kasalarına indiriyor maalesef sermaye sahipleri/patronlar. (Nasıl mı oluyor?; O dediğiniz bir istifa dilekçesi/ibraname ile sizi tüm haklarınızdan yoksun bırakıp kendine yontuyor. Evet bir dilekçe ile atışmadan, tartışmadan, hatta üzerine birde son kez 10 Kr. luk çay söyleyerek bu işi yapıyor. Emekçilerin ihbar tazminatı, kıdem tazminatı vb. diğer ikramiyeleri bu şekilde Diğer Olağan Dışı Gelirler Hs.'na İRAD kaydediliyor, sizlerde içtiğiniz son çay veya ikram edilen son sigara ile kalıyorsunuz. Kastım siz derken şahsınız değil, yanlış anlamayınız, genel manada tanık olduğumuz örnekleri kastettim, bir sürü örneği var maalesef. Üzülüyoruz bunlara...) Hak aranacaksa usûlü bellidir, kanun bellidir, yordamı bellidir. Öfkeyle kalkıp zarar etmemek gerekir düşüncesindeyim. Son olarak, Sn. Şenoleker'e katılıyorum...

---

Aynen haklısınız.Sizin düşündüklerinizi aynısı bende düşündüm ve gerçekten araştırmalarım bunu gösterdi.Bende şimdi burda bunları söylemek istemedim yanlış anlaşılırım diye.Çok doğru bir konuya temas etmişsiniz.Teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için..

Alıntı:

---

desende_asi rumuzlu üyeden alıntı

Sn. TunaKarahan, sizin katılmadığınız o madde ve uygulama sayesinde emekçilerin hakkı olan meblağları kasalarına indiriyor maalesef sermaye sahipleri/patronlar. (Nasıl mı oluyor?; O dediğiniz bir istifa dilekçesi/ibraname ile sizi tüm haklarınızdan yoksun bırakıp kendine yontuyor. Evet bir dilekçe ile atışmadan, tartışmadan, hatta üzerine birde son kez 10 Kr. luk çay söyleyerek bu işi yapıyor. Emekçilerin ihbar tazminatı, kıdem tazminatı vb. diğer ikramiyeleri bu şekilde Diğer Olağan Dışı Gelirler Hs.'na İRAD kaydediliyor, sizlerde içtiğiniz son çay veya ikram edilen son sigara ile kalıyorsunuz. Kastım siz derken şahsınız değil, yanlış anlamayınız, genel manada tanık olduğumuz örnekleri kastettim, bir sürü örneği var maalesef. Üzülüyoruz bunlara...) Hak aranacaksa usûlü bellidir, kanun bellidir, yordamı bellidir. Öfkeyle kalkıp zarar etmemek gerekir düşüncesindeyim. Son olarak, Sn. Şenoleker'e katılıyorum...

---

Alıntı:

---

TunaKarahan rumuzlu üyeden alıntı

Aynen haklısınız.Sizin düşündüklerinizi aynısı bende düşündüm ve gerçekten araştırmalarım bunu gösterdi.Bende şimdi burda bunları söylemek istemedim yanlış anlaşılırım diye.Çok doğru bir konuya temas etmişsiniz.Teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için..

---

Sanırım bir yanlış bilgi var sn.desende_asi ve sn.tunaKarahan;
ihbar tazminatı, çalışanın hakkı olan bir tazminat değildir. Herhangi bir yerden de alınan bir meblağ değildir.
İş ilişkisinde sözleşmeyi haklı sebebi olmaksızın fesheden tarafın uyması gereken bir yasal zorunluluk var, belirli bir süre önceden karşı tarafı bu konuda bilgilendirmek. Amacı da diğer tarafın bu fesihle yaşayacağı sıkıntıya karşı tedbir alabilmesini sağlayacak zamanı tanımak.
Yani istifa dilekçesi ile, ortada olan bir para emekçinin cebine gidecekken işverenin kasasına KALAN bir para yoktur.( ki dediğiniz gibi çalışanın-emekçilerin emeğinin karşılığı olan bir para kesinlikle değildir ihbar tazminatı)
İstifa eden , hele de YENİ BİR İŞ bulduğu için istifa eden çalışanın İHBAR TAZMİNATI HAKKI sözkonusu olamaz, kıdem tazminatı konusunda haklı olabilirsiniz kısmen. Ama bu bir tercih meselesidir, yeni bir iş için, eski işte kazanılmış olan bazı haklardan vazgeçebilmek. ! İstifa eden işçiye, mevcut yasal düzenlemeler kıdem tazminatı verilmesini zorunlu tutmadığı gibi, istifa edene kıdem tazminatı ödeyen işverene , yaptığı bu ödemeyi kıdem tazminatı olarak belirtmesine de imkan tanımıyor, kişiye verilmiş ek gelir olarak görüyor ve vergilendirilmesini şart koşuyor.
İstifa dilekçesi ile işveren adına, (ÇOĞU ZAMAN) ciddi bir mali yükten kurtulma sağlansa da buna sebep olan taraf işveren değil, istifa dilekçesini yazan çalışandır, işvereni bu yükten kurtaran.
Son olarak, istifa , sadece kıdem tazminatından feragat edilmiş olması sonucunu doğurur. Kazanılmış olan ikramiye vs. ve ücret haklarını öldürmez, işverenin kasasını doldurmasına imkan tanımaz.
Rende olalım ve yontalım elbette, ama marangoz rendesi gibi hep kendi tarafımıza değil, mobilyacı rendesi gibi hem kendi tarafımıza hem karşı tarafa yontalım .