Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse!!!!!
Davacı kadının açtığı boşanma davası red ediliyor.
Temyizden red kararı onanarak dönüyor.
Davacı kadın evi terk ettiği günden itibaren kendine ev kurup eşinden ayrı yaşamaya devam ediyor.
3 yıllık süreçte (davacının yeni bir boşanma davası açmak için beklediği süreç)4 yaşındaki çocuğun kimin yanında kalacağı problemi doğuyor.
Şu durumda arada boşanma davası yoktur.
Peki bu başlıkta yazılanlara göre davalı haksız yere senelerce evladından ayırılmış,yuvası yıkılmış vs vs iken birde davacı mahkemeye gidip biz ayrı yaşıyoruz, ortak hayata son verdik diyerek çocuğun velayetini (3sene boyunca geçici)talep edebilir mi?
Bu ortak hayata son verilmesi yada ayrılık hali kişilerin keyfi isteklerine mi bağlı?Yani evi terk et çocuğun velayetini al karşı tarafa ne yaşam hakkı ne de çocuk kokusu hissettirme.
Velayete ilişkin madde yazılı bu cümleleri ve hakları yorumlarsanız sevinirim.Saygılar.
Cevap: Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse!!!!!
Araştırdıkça hiçbir sağlıklı, net cevap bulamamak beni kaygılandırıyor.
Kısaca, kadın yada erkek fark etmez eşerden birinin geçinmeye niyeti yoksa evi terk edip dava açsın (ya tutarsa diye) olamasada olur.Nasıl olsa 3 sene sonra ayrı yaşadığımız için boşanıcam düşüncesiyle ayrı yaşamaya devam etsin.
Bunlarla yetinmeyip mahkemeye bir dilekçe versin ve çocuğun velayetini alsın (ama geçici ama tümden) nasılsa kanunda bu satırlar var.Hem negüzel çocuğunda yaşı küçük verileceği tarafta belli.
Bu mudur?
Bu kadar basit midir?
Cevap: Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse!!!!!
Çocuğun yaşı küçük, anne bakımına ihtiyaç duyacak yaşta ise,
bahsettiğiniz velayet isteminde bulunan kişi, o küçüğün annesi ise;
annenin ahlaksızlık sayılabilecek yaşantı biçimi yoksa;
EVET, o kadar basit.
Cevap: Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse!!!!!
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Çocuğun yaşı küçük, anne bakımına ihtiyaç duyacak yaşta ise,
bahsettiğiniz velayet isteminde bulunan kişi, o küçüğün annesi ise;
annenin ahlaksızlık sayılabilecek yaşantı biçimi yoksa;
EVET, o kadar basit.
Sayın Erdoğan Kırcalı; ilginiz ve samimşyetiniz için teşekkür ederim.Yorumunuz her nekadar beni üzmüş olsa da önümü görmeme yardımcı oldunuz.
Saatlerdir internet üzerinden aksini gösterir bir yargıtay kararı yada benzeri bir metin bulamadım. Ve örneği yokmudur diye düşündüren ise bu yönde de bir karar bulamadım(hukukçu olmadığım için araştırma imkanlarım kısıtlı çokta fazla örneğe ulaşamıyorum).
Avukatım (izmir barosundan oldukça tecrübeli bir kişi)ise ısrarla endişemin yersiz olduğunu söylüyor.Ancak kendisinin neredeyse uçlarda fikirlerinden korkar olduğum anlardan birinde nereden fark ettiysem bu iki kelimeye çok fazla takıldım.
Boşanma hali=zaten velayet kararını gerektirir.
Ayrılık hali=hakimin boşanma yerine vereceği geçici süreli karar,olarak algılıyorum(algım yanlış ise şaşırmam).
Ortak hayata son verilmiş olması=işte bu noktada ortak hayata karşılıklı karar vererek mi yoksa tek taraflı irade ile mi karar verildiğinin önemi nasıl olamaz??Hakim bunu değerlendirmeden mi karar verir?
Bir insana olanca haksızlık etmek, üzerine de hukuktan menfaat sağlayarak evladından resmen ayırmak adaletmidir?
Sırf erkek olduğu için yuvası yıkılsın, salak yerine konulsun, finansörlük yapsın ve en acısı da çocuğunu ayda hatta yılda sayılı gün görebilsin...
Olumlu yada olumsuz emsal karar ve tecrübesi olan üyelerden yorumlarını bekliyorum.
Cevap: Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse!!!!!
TMK 336/2 ye dayanarak açılan davalara ilişkin birkaç örnek karara ulatım ancak neredeyse hepsinin içeriği benim urumumdan farklı sebeblerle açılmış.Boşanma isteği red edilen bir bayanın samimiyetten uzak bu isteğine karşı hukuk mağduru olmamak için neler yapabilirim? Tecrübe ve bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.Saygılar.