Erhan Yurdayüksel: Bu yaz fazlasıyla sıcak geçecek
Yunanistan 17 Haziran tarihinde yeniden seçim kararı aldı.
Önümüzdeki yaz sezonunda küresel ekonomiyi oldukça kavurucu sıcaklar bekliyor.
Yunanistan’ın IMF’ye tatil hediyesinin faturası trilyon dolarlık olabileceği gibi, ülkenin ertelenen çöküşünün yaratacağı global tahribatın bedeli ise henüz ölçülemiyor.
Euro bölgesi, Yunanistan krizinin başında alması gereken radikal önlemleri çok geciktirdi.
‘Süper Euro’ seçeneğiyle birleştirilecek olan güç, aynı zamanda Euro’yu koruyup kollayan bir kalkan haline gelebilirdi.
‘Battı balık yan gider’ anlayışıyla zamana bırakılan sorunlar, ülke idarelerini elinde tutan iktidarların sonu olmaya başlayınca da Euro Bölgesi’nde acil çözüm arayışları başladı.
Yunanistan’ın borçlarının sürdürülebilirliğini sağlamak için, özel şirketler, bankalar, ECB, büyük fedakarlıklar yaptılar.
Portekiz, İspanya ve İtalya ekonomilerinin iç düzenlerini sağlaması amacıyla kurtarma fonunun kapasitesi arttırıldı.
Yunanistan’ın yanı sıra İspanya’daki belirsizlik de piyasaları çıkmaza soktu.
Yunanistan’da borç takası gerçekleştirilmesi, İtalya ve Portekiz’deki olumlu gelişmelerin yaşanması ile biraz nefes alan piyasalar, Yunanistan’ın iflas etmemesi için AB ve IMF ile masaya oturabilecek bir hükümet oluşturamamasının faturasını ödemekteler.
Avrupa’nın temel sorunları sadece Yunanistan’la da çözülmüyor.
Küresel ekonomideki Avrupa’nın rolü rekabetçilikten başka ne olabilir ?
Mali ve siyasi birliğiyle rekabet gücünü artıracak olan Avrupa’daki toplum, kemer sıkma politikalarına gösterilerle, eylemlerle, sokaklara inerek ve de sandık başına giderek karşı çıkıyor.
Yunanistan’daki seçimlerde, Fransa’daki seçimlerde ve Almanya’daki yerel seçimlerde kemer sıkma politikalarını destekleyen partiler seçimleri kaybettiler.
Avrupalı liderler, kasım ayında yapılan G-20 zirvesinde Yunan halkının mali yardım için öne sürülen şartları reddetmesi halinde, ülkenin Euro bölgesinden çıkmasına izin verilebileceğinin ipuçlarını vermişlerdi.
Başta IMF başkanı olmak üzere neredeyse her ortamda Yunanistan’ın euro’dan çıkması yüksek sesle dile getirilir oldu.
Kendi içindeki ekonomik sorunları çözmekte geciken Avrupa, küresel ekonomi için “bir risk bölgesi” teşkil etmeye başladı.
Almanya’nın bütçe kesintisi takıntısı ise Avrupa’yı giderek resesyona sürüklüyor.
İspanya’nın durumu ve Yunanistan’ın 17 haziran secimleri ile birlikte körüklenen ekonomik krizin yarattıgı ateşle şimdiden bu yaz oldukça sıcak geçeceğe benziyor.
http://belgoturk.tv/anasayfa/bu-yaz-...an-yurdayuksel
Sığınılacak liman | Erhan Yurdayüksel
Dört aydan beri altın fiyatları geriliyor
Euro değer kaybediyor
Dolar ise değer kazanıyor.
Yunan halkı, ülkenin Euro Bölgesi’nden çıkarılabileceği söylentileri üzerine bankalara hücum ederek mevduatlarını yurtdışına çıkarıyor.
İspanya’nın devam eden bankacılık krizinde, zordaki bankalara likidite sağlamaya kalkışması borçlanma maliyetlerini rekor seviyelere yükseltti.
AB Komisyonu Başkanı Barroso, krizden çıkış için AB’de gerçek ekonomik ve parasal birlik inşasının zorunlu olduğunu vurgulayarak,
Gerçek ekonomik ve parasal birliğe giden yolda Komisyon’un hazırladığı önerilerde, Euro Bölgesi’nin daimi kurtarma fonunun hükümetleri aradan çıkartıp doğrudan zordaki bankalara likidite sağlayabileceklerini belirtti.
Ayrıca önerisinde, Euro Bölgesi’nde banka birliği, ortak bankacılık düzenleme ve denetleme kurumu ve ortak mevduat güvencesi için gerekli yasal hazırlıklara başlanmasını istedi.
Son dönemde Yunanistan ve İspanya başta olmak üzere güney ülkelerinde mevduat sahiplerini paniğe sürükleyen bankacılık krizine çözüm için Barroso’nun doğrudan fonlama önerisine Almanya jet hızıyla « hayır » cevabını verdi.
Avrupa Merkez Bankası’nın verilerine göre, 2010 yılı sonundan bu yılın nisan ayına kadarki 15 aylık dönemde Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya bankalarından büyük miktarlarda mevduatlar çekilirken, Fransız ve Alman bankalarının mevduatlarında ise hızla yükselen artışlar dikkat çekmekte.
Avrupa Birliği’nde yapısal reformların yokluğuyla oluşan boşluk, ekonomik krizi derinleştiriyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi, Avrupa İstikrar Mekanizması’nın Avrupa bankalarının desteklenmesi amacıyla kullanılabileceğini açıklayarak son dönemin en tartışmalı konusunda çok önemli bir adım atmış oldu.
Bankaların sermaye ihtiyaçlarının ülkelerin by pass edilerek doğrudan karşılanabileceğini belirterek, bu konuda İspanya ve diğer sorunlu ülkelerden gelen çağrılara bir bakıma onay verdi.
Ancak Draghi’nin açıklamaları, bu konuda son söz olarak kabul edilmese de, başkanın mantıklı girişimine ESM’e para koyan ülkeler arasında başı çeken Almanya’nın dikkate alması gerekir.
Avrupa’da finans sektörünün riskleri her geçen gün biraz daha artmakta.
Avrupa Merkez Bankası Avrupa’daki yönetim boşluğunu ya da mali politikalara ilişkin boşluğu dolduramasa bile, bankaların sermaye yapısını güçlendiriilmesiyle kırılganlık riskinin azaltılmasında çok önemli bir rol üstlenebilir.
Avrupa’nın mevduat merkezi haline gelmiş olan,
Son günlerde düşük maliyetlerle rahatça borçlanan,
Verileri beklentilerin üzerinde seyreden Almanya,
Sığınılacak güvenli bir liman olmuşken
bu duruma ne der ?
Elbette, ‘hayır’…der.
http://belgoturk.tv/anasayfa/siginil...an-yurdayuksel