Ödenmeyen Hakedişler ve Tahsil Yolu?

Sayın sevgili hukukseverler forumu didik didik aradım fakat sonuç elde edemedim..

Öğrenmek istediklerim;

1. 2011 senesinde 14 aylık bir hizmet süresi var.. İstifa sebebi ile iş bırakılıyor. Sigortalılık süresi 13 aydır. İşveren yıllık izin ücretini, AGi ücretini ödememiştir.

2. 2010 5 aylık bir hizmet süresi var.. İstifa sebebi ile iş bırakılıyor. Sigortalılık süresi 3 aydır. İşveren maaşın 3te1ini + AGi ödememiştir..

İzlenmesi gereken yol nedir acaba ? Her 2 firmaya noterden ihtar çekmek 55 X 2 = 110 tl civarında bir ücret tutuyor sanıyorum, ihtara cevap vermek ise işveren için mecburi sorumlulukmudur ? Bedava yol olmasa da mantıklı ve izlenmesi gereken yo3 nedir..? Burda kanıt gerektiren durum nedir? Asgari maaş ve net maaşın tutarımıdır? Ben bu konuda fikirsizim..

Forumun yetim kalmış iş hukuku konusunu değerlendirip beni ve merak eden diğer insanları aydınlatmanızı ve ışık tutmanızı rica ediyorum.

Noter kanalıyla gelen ihtara , aynı yolla veya ıspatlanabilir bir başka yolla yanıt vermemesi, ihtara konu olayı kabul ettiğine işaret eder -öyle kabul edilir.

Kanıt gerektiren durum, ücretlerin alınmadığı değil, ücret talep edilen o sürelerde o işyerlerinde çalışıldığının ıspatlanması gerekir.
Daha sonra işveren o süreler için yapması gereken ödemelerin tamamını yaptığını ıspatlaması gerekir, ıspatlayamadığını ödemek durumundadır.

Teşekürler sayın Kırcalı..

Sayın hukuk yetkilisi;
Ben kamu emeklisiyim. 2011 mart ayında bir kursta 1 yıllık (24 03 2011) sözleşme yaparak Kurum Müdürü olarak çalışmaya başladım.
10 mart 2011 tarihinde geçmişe yönelik aylık alacağım olduğundan maaşımı istedim ama işveren vermeyeceğini belirtti. Bende artık çalışmayacağımı söyleyerek ayrıldım. Sözleşmenin bitimine 14 gün vardı. Haftanın 7 günü saat 9 ile 22 arası çalışıyordum. (Böyle çalıştığım işveren tarafındanda MEB müfettişi raporunda belirtilmiştir) 2 aydır hafta izni kullanmadığımdan 11 04 2011 tarihinde iznimi kullandım ve 12 03 2011 tarihinde kulağımdaki rahatsızlıktan 3 gün ve 14 03 2011 tarihindede bacağımdaki bir rahatsızlıktan dolayı 15 gün hastahaneden rapor aldım. Bu raporlar alındığı gün iadeli taahhütlü olarak posta kanalıyla işverene gönderilmiştir.(Bundaki amaç işverenin almadım bilgim yok gibi bir bahaneye sığınmaması ) Fakat her iki raporda nasıl olduysa 17 03 2011 tarihinde kuruma ulaşmış. Belgesi var. Bu arada işveren 11 03 2011-14 03 2011-16 03 2011 tarihlerinde 3 ayrı tutanak ile ( Hiçbir araştırma yapmadan) benim kurumda olmadığımı belgeleyerek iş akdimi fesh ediyor ve 17 03 2011 tarihinde yeni bir Kurum Müdürü ile sözleşme imzalayarak beni MÜSTAFİ duruma düşürerek MEB de yeni bir atama yaptırıyor.
Ben bu durumdan bilgim olmadığından 22 03 2011 tarihinde alacaklarımın banka hesabına yatırılması, raporlar ve sözleşmemin uzatılmayacağına dair bir noter ihtarnamesi gönderdim. 04 04 2011 tarihinde ise işveren tarafından iş akdimin 3 gün işe devam etmediğimden fesh edildiğini ve bu durumun MEB tarafındanda uygun bulunduğu ve müstafi duruma düşürüldüğüm tarafıma iletildi. MEB Özel öğretim kurumları yönetmeliğine göre müstafi sayılan bir yönetici 1 yıl süre ile bir başka kurumda görev alamıyor. Bende hemen MEB kanalıyla inceleme talep ettim. İnceleme yaklaşık 8 ay sürdü. 24 12 2011 tarihinde müstafiliğimin kaldırıldığı yani benim haklı olduğum bildirildi. İşveren hakkında dava açmayı düşündüm ama emekli olduğumdan 800 tl civarında bir dava gideri olduğundan davadan vaz geçmiştim.

Bu arada durumu SGK ya da bildirmiş ve inceleme talep etmiştim. Yaklaşık 8 ay sonra aldığım cevapta (telefonla sordum) kuruma 20000 tl ceza yazılmış. Çünkü atamam var fakat bana maaş ödediğine dair hiç bir belge yok. Bordro imzalamadım ve SGK destekleme pirimim ile vergi yatmamış. Herhalde şimdi de vergi denetmenleri gidecektir.

20 nisan 2012 tarihinde beni bu konu ile ilgili olarak mali şubeden çağırdılar. Bende gittim. Mağdur ve müşteki olarak beni çağırmışlar. Burada olanları tekrar anlattım. 2 aylık alacağım olduğunu ve işverenden davacı olduğumu belirttim. Burada öğrendiğim birşey ise beni şok etti. İşveren tarafından tutulan işyerine gelmediğim hakkındaki tutanaklardan biri sahteymiş. İmzası bulunan kişi ben böyle bir belge imzalamadım imzam sahtedir diye MEB müfettişine ifade vermiş. Yani benim sözleşmem sahte belge düzenlenerek fesh edilmiş. Savcılık konuyu araştırıyormuş. Bu nedenle beni çağırmışlar.

Olayda hem haksız fesih var, hem evrakta sahtecilik var, hemde anayasal bir hak olan çalışma hakkımı 10 ay süreyle elimden alındı. Üstelik halen alacağımı alamadım.

Görüşleriniz benim için çok önemli. Ne tavsiye edersiniz? Davacı olursam 2 aylık maaş, 9 aylık çalışamama ve diğer haklarımı alabilirmiyim (fazla Mesai, hafta tatilinde çalışma)? Dava açılacaktır. Herhalde asliye cezadır yeri. Hakim bunların ödenmesine karar verebilirmi?

Saygılarımla.

Selamlar açtığım konu yetim kalmasın istedim. Bu zaman zarfında 1 nolu mesele çözüme kavuşmuştur..
Noter yerine Çalışma Bakanlığının 170 nolu telefonu sayesinde, GASPatör işverene müfettişler gitmiş, inceleme yapmış, tarih verilerek sigortalıya ait belgeleri istemiştir. İşveren büitün alacakları fazlası ile ödemeyi kabul etmiş ve anlaşma sağlanmıştır. Bütün işlem 10 gün sürmüştür.

Alo 170 sadece alınamayan maaş ve alınamayan izin paraları ile ilgileniyor.. Agi ile bölge müdürlüğü ve vergi daireleri ilgileniyor..