Öğrenciden ve eşten şahitlik
Sayın arkadaşlar diğer bir konuda okul müdürü ile aramda geçen bir olayı anlatmıştım.Fakat cevap alamamıştım.Sorunu tekrardan aşağıya kopyaladım ve bugün öğrendiğim bazı sorularım olacak.Cevaplarsanız sevinirim.
Aşağıdaki olaydan ötürü benim müdür yardımcısı odasından çıkıp gittiğimi ve göz çevremdeki kızarıklığı gören iki kız öğrencim olduğunu öğrendim.Bu öğrencilerden biri 7. diğeri 8. sınıf öğrencisi.Bu öğrencilerin velisi ile görüştüm,durumu anlattım.İstersem şahitlik yapacaklar.Eşim de aynı okulda çalıştığı için haliyle yüzümdeki kızarıklığı gördü ve şahitlik yapmak istiyor.
SORULAR:
1)İlköğretim öğrencisinden şahit olur mu?(Veliler razı)
2)Eşimden şahit olur mu?
3)Darp ropuru düzenlendi,jandarmaya ifademi verdim ve şu an beklemedeyim.Bu bekleme sırasında mı yoksa ilk dava duruşmasında mı şahitlerimi bildireceğim?
4)Karşı tarafın darp raporunda hiçbir bulguya rastlanmazsa(ben de yumuşak doku travması var.) sonuç ne olur?
5)Okul müdürü okuldaki olaya birebir tanık olmayan fakat kendisi lehine şahitlik yapacak öğretmenler ayarlarsa ki ayarlayacaktır ve bu kişiler müdürün kulağında kızarıklık gördük,öğretmende bir şey yoktu derlerse sonuç ne olur?
6)Öğretmenlerin olay esnasında odada olmadıklarını içeren kamera kayıtları mevcut.Bu kayıtları mahkeme davaya kanıt olarak ister mi?
"Sevgili arkadaşlar,bir sorunumu arz etmek isterim.
Okul müdürünün odasına iki gün sevkli olduğumu bildiren ayakta tedavi beyan belgelerini vermek için girdim.
Okul müdürü odasında ayaktaydı ve belgeleri alıp masasının üzerine atarak bana sen çok sevk alıyorsun,dedi.Siz buna karışamazsınız diyerek tepki gösterdim.
Bir gün önce velilerin şikayeti üzerine okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldı.Bu soruşturmanın içeriği yine benimle de ilgiliydi.Okul müdürü benim hakkımda öğrencileri zorlayarak dilekçe yazdırmaya kalkmış.Daha farklı şikayet maddeleri de var.
Soruşturmanın stresiyle de olacak üzerine doğru yavaş yavaş yürümeye başladı.Bana,"beni şikayet eden velileri sen kışkırttın",dedi.Bu sırada mahrem alanımı ihlal ettiğini anlayınca elimle göğsünden ittirmek isteyince kendisene vuracağımı zannederek ani bir refleksle gözüme vurdu.Elinin gözüme doğru geldiğini fark edince ben de yüzümü korumak amacıyla elimi yukarı kaldırdım.Elimdeki küçük el çantası müdürün yüzüne değdi.Ben de yüzümü tutarak hemen odasından çıkıp müdür yardımcısının odasına gidip oradaki öğretmenlere ve m. yardımcısına okul müdürünün bana vurduğunu söyledim.Okul müdürü arkamdam gelerek aksine benim onun kulağına vurduğumu bağırarak söylüyordu.
Ben de okuldan acile gittim.Gözüm morardığı için darp raporu düzenlettim.Jandarmaya ifade verdim.Sonra ilçe milli eğitim müd. şikayet dilekçemi verdim.2 gün rapor aldım.
Okul müdürü de aynı yolu izlemiş beni şikayet etmiş.
Odasında bizden başka kimse yoktu.Yalnızca koridorda kameralar vardı.
Şimdi okul müdürü kendine yakın öğretmenleri kendi yanına çekerek şahit yazdırmaya kalksa durum ne olur.Hem Hakim hem de müfettişler okuldaki kamera görüntülerinden şahitlerin yalan söylediğini anlarlar.Bu süreç sizce nasıl sonuçlanır?"
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Öğrenciden de eşinizden de tanık olur yeterki ağızlarından çıkanı kulakları duysun ve anlasın. Savcı çağırırsa şahitleriniz olduğunu söylersiniz gerek görürse dinler dava açarsa hakime söylersiniz aynı şekilde.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Öğrenciden de eşinizden de tanık olur yeterki ağızlarından çıkanı kulakları duysun ve anlasın. Savcı çağırırsa şahitleriniz olduğunu söylersiniz gerek görürse dinler dava açarsa hakime söylersiniz aynı şekilde.
Konuya hakim değilim ama mantıken anlatılan olay şahit yarışına mı dönecek.Sadece müdür ve konuyu anlatan arkadaş varmış odada.Kimse göz ve kulağı ile şahit olmamış.İki taraf ifade vermiş ve hastane raporu var.Bir dava olacak ise bu doktor raporu sonucu ile ve iki tarafın anlattıkları ile Hakimin karar vermesi gerekmez mi.?
Şimdi anlatılana göre okul müdürü ben burada müdürüm benimle iyi geçinin benim lehimde şahitlik edin,sizin şahitlerinize karşı.Çok mantıksız geldi bana.İfadede odada yalnız 2 kişi varsa kimler neye göre şahitlik edecek.Size saldırılmış ve karşılığında 2 gün rapor var.Şahitler kızarıklık çoktu rapor az mı olmuş demesi lazım.
Geçmiş olsun.Üzücü bir olay yaşamışsınız.Müdüre hiç yakışmamış.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Engin Bey,öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.
14 Şubatta hastaneden sonra jandarmaya gittim, ifade verdim ama ne arayan ne de çağıran oldu.Dün savcılık kalemine gittim,son durum ne diye sordum.Bana,dosya daha yeni dedi ve sayı numarasını verdi.Size tebligat yapılır dedi.Demek ki dava açılmış durumda görünüyor.
Mahkemeye ilk duruşma esnasında kamera kayıtlarının incelenmesini talep etsem etkisi olur mu?Sonuçta okul müdürü kendi yanlısı olan öğretmenlerden mutlaka şahit gösterecektir.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
14 şubatsa olay çok yeni dava daha açılmamıştır soruşturma devam ediyodur. Savcıya veya hakime toplanmasını istediğiniz delilleri söylersiniz gereken yapılır.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Alıntı:
carsambalıfaruk rumuzlu üyeden alıntı
Konuya hakim değilim ama mantıken anlatılan olay şahit yarışına mı dönecek.Sadece müdür ve konuyu anlatan arkadaş varmış odada.Kimse göz ve kulağı ile şahit olmamış.İki taraf ifade vermiş ve hastane raporu var.Bir dava olacak ise bu doktor raporu sonucu ile ve iki tarafın anlattıkları ile Hakimin karar vermesi gerekmez mi.?
Şimdi anlatılana göre okul müdürü ben burada müdürüm benimle iyi geçinin benim lehimde şahitlik edin,sizin şahitlerinize karşı.Çok mantıksız geldi bana.İfadede odada yalnız 2 kişi varsa kimler neye göre şahitlik edecek.Size saldırılmış ve karşılığında 2 gün rapor var.Şahitler kızarıklık çoktu rapor az mı olmuş demesi lazım.
Geçmiş olsun.Üzücü bir olay yaşamışsınız.Müdüre hiç yakışmamış.
Faruk Bey,ben de sizin gibi düşünüyorum fakat bu olayın öncesinde Okul müdürü ben ve eşim hakkında soruşturma başlattı.Arkasındaki öğretmenlerin yalan ifadeleri yüzünden benim ve eşimin görev yeri değişti.Görev yeri değişikliği daha tebliğ edilmeden üstüne bir de bu olay gerçekleşti.
Benim darp raporum var.Fakat kendisi aynı gün aynı saatlerde nasıl bir darp raporu aldı bilmiyorum.Çünkü ortada darpa uğrayan benim.
Müdür odadan çıkınca etrafındaki yanlısı olan 2-3 öğretmene kulağının arkasını göstererek bana vurdu şeklinde bağırıyordu.Ben acile gitmek için okuldan ayrılınca müdür yanlısı öğretmenlerden 1-2 sinin ben şahitlik yaparım demesini eşim duymuş.Bu öğretmenleri iyi tanıyorum kesin yalancı şahitlik yaparlar,diye çekiniyorum.En azından müdürün yüzünde kulağında vb. yerinde kızarıklık vardı bile derler.
Bu olaylar olurken öğrenciler derse daha yeni girmişlerdi.Yani ortalıkta fazla öğrenci ve öğretmen yoktu.Sadece iki öğrenci nöbet yerinde olanları izlemiş ve benim yüzümdeki kızarıklığı görmüş.
Bir yandan adli bir yandan idari soruşturma bir daha olacak.Ne diyeyim böyle insanlara bilemiyorum artık.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
14 şubatsa olay çok yeni dava daha açılmamıştır soruşturma devam ediyodur. Savcıya veya hakime toplanmasını istediğiniz delilleri söylersiniz gereken yapılır.
İlk defa adli yönden bir olumsuzluk başıma geldi.Tecrübem yok.Jandarmaya verdiğim ifadeden sonra ne bileyim dava açılır,tebligat gelir diye bekliyorum.
O zaman hafta içi savcının yanına gidip kamera kayıtlarının davada incelenmesini talep edeyim.Ayrıca şahitlerim olduğunu belirteyim.
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Bence müdür tecrübeli bu konuda.Belkide kulağını kendisi çekmiştir.Daha önce yaşananları anlatırsınız.Kamera kayıtlarında 15-20 dk öncesi odaya kimsenin girmediği olay anında dışarı çıkan kişilerin sadece iki kişi olduğu bellidir.Kulak kızarıklığı eşittir 2-3 yalancı şahit demek oluyor.Herhalde Hakim sorar neye göre şahitlik yapılıyor diye.
Benim kafam darp raporuna takıldı genel anlamda. Müdür kendi kulağını çekse rahat darp raporu alır.Sakıncası yok ise gülebilirsiniz.Vallahi yazarken gülüyorum,ne diyeyim.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
ÜÇÜNCÜ KISIM: TANIKLIK, BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ VE KEŞİF
BİRİNCİ BÖLÜM: TANIKLIK
TANIKLARIN ÇAĞRILMASI
Madde 43 - (1) Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde tanıklar için zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır.
(2) Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.
(3) Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir.
(4) Cumhurbaşkanı kendi takdiri ile tanıklıktan çekinebilir. Tanıklık yapmayı istemesi halinde beyanı konutunda alınabilir ya da yazılı olarak gönderebilir.
(5) Bu Madde hükümleri, kişinin ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme önünde tanık olarak dinlenmesi halinde uygulanabilir.
ÇAĞRIYA UYMAYAN TANIKLAR
Madde 44 - (1) Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.
(2) Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur.
TANIKLIKTAN ÇEKİNME
Madde 45 - (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:
a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.
b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.
c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.
d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.
e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.
(2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.
(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.
MESLEK VE SÜREKLİ UĞRAŞILARI SEBEBİYLE TANIKLIKTAN ÇEKİNME
Madde 46 - (1) Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:
a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler.
b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler.
c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler.
(2) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez.
DEVLET SIRRI NİTELİĞİNDEKİ BİLGİLERLE İLGİLİ TANIKLIK
Madde 47 - (1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır.
(2) Tanıklık konusu bilgilerin Devlet sırrı niteliğini taşıması halinde; tanık, sadece mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından zâbıt kâtibi dahi olmaksızın dinlenir. Hâkim veya mahkeme başkanı, daha sonra, bu tanık açıklamalarından, sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgileri tutanağa kaydettirir.
(3) Bu Madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır.
(4) Cumhurbaşkanının tanıklığı söz konusu olduğunda sırrın niteliğini ve mahkemeye bildirilmesi hususunu kendisi takdir eder.
KENDİSİ VEYA YAKINLARI ALEYHİNE TANIKLIKTAN ÇEKİNME
Madde 48 - (1) Tanık, kendisini veya 45 inci Maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.
TANIKLIKTAN ÇEKİNME SEBEBİNİN BİLDİRİLMESİ
Madde 49 - (1) Mahkeme başkanı veya hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli görüldüğünde 45, 46 ve 48 inci Maddelerde gösterilen hâllerde tanık, tanıklıktan çekinmesinin dayanağını oluşturan olguları bildirir ve bu hususta gerektiğinde kendisine yemin verdirilir.
YEMİN VERİLMEYEN TANIKLAR
Madde 50 - (1) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir:
a) Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar.
b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar.
c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.
TANIKLIKTAN ÇEKİNEBİLECEK KİMSENİN ÇEKİNMEMESİ
Madde 51 - (1) 45 inci Madde gereğince tanıklıktan çekinebileceklere yemin verip vermemek hâkim veya mahkemenin takdirine bağlıdır. Ancak, tanık yemin etmekten çekinebilir. Bu hususun kendisine bildirilmesi gereklidir.
TANIKLARIN DİNLENMESİ
Madde 52 - (1) Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.
(2) Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler.
(3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak;
a) Mağdur çocukların,
b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin,
Tanıklığında bu kayıt zorunludur.
(4) Üçüncü fıkra hükmünün uygulanması suretiyle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır.
TANIĞA GÖREVİNİN ÖNEMİNİ ANLATMA
Madde 53 - (1) Tanığa;
a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi,
b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı,
c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği,
d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği,
Anlatılır
TANIKLARA YEMİN VERİLMESİ
Madde 54 - (1) Tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler. Gerektiğinde veya bir kimsenin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin uygun olup olmadığında tereddüt varsa yemin, tanıklığından sonraya bırakılabilir.
(2) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcıları da tanıklara yemin verirler.
YEMİNİN BİÇİMİ
Madde 55 - (1) Tanığa verilecek yemin, tanıklıktan önce "Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim." ve 54 üncü Maddeye göre tanıklıktan sonra verilmesi hâlinde "Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim." biçiminde olur.
(2) Yemin edilirken herkes ayağa kalkar.
YEMİNİN YERİNE GETİRİLMESİ, SAĞIR VEYA DİLSİZİN YEMİNİ
Madde 56 - (1) Tanık, yüksek sesle tekrar ederek veya okuyarak yemin eder.
(2) Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler yemin biçimini yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler işaretlerinden anlayan bir tercüman aracılığıyla ve işaretle yemin ederler.
TANIĞIN TEKRAR DİNLENMESİ
Madde 57 - (1) Yemin ile dinlenen tanığın aynı soruşturma veya kovuşturma evresinde tekrar dinlenmesi gerektiğinde, yeniden yemin verilmeyip önceki yemini hatırlatılmakla yetinilebilir.
TANIĞA İLK ÖNCE SORULACAK HUSUSLAR VE TANIĞIN KORUNMASI
Madde 58 - (1) Tanığa, ilk önce adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yeri, işyerinin veya geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa telefon numaraları sorulur. Gerekirse tanıklığına ne dereceye kadar güvenilebileceği hakkında hâkimi aydınlatacak durumlara, özellikle şüpheli, sanık veya mağdur ile ilişkilerine dair sorular yöneltilir.
(2) Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir.
(3) Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.
(4) Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemler, ilgili kanunda düzenlenir.
(5) İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.
TANIĞA SÖYLENECEK ŞEYLER VE SORULACAK SORULAR
Madde 59 - (1) Tanık, dinlenmeden önce hakkında tanıklık yapacağı olayla ilgili olarak mahkeme başkanı veya hâkim tarafından, kendisine bilgi verilir; hazır olan sanık, tanığa gösterilir. Sanık hazır değilse kimliği açıklanır. Tanıktan, tanıklık edeceği konulara ilişkin bildiklerini söylemesi istenir ve tanıklık ederken sözü kesilmez.
(2) Tanıklık edilen konuları aydınlatmak, tamamlamak ve bilgilerinin dayandığı durumları gereğince değerlendirebilmek için tanığa ayrıca soru yöneltilebilir.
TANIKLIKTAN VE YEMİNDEN SEBEPSİZ ÇEKİNME
Madde 60 - (1) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
(2) Bu tedbirleri almaya naip hâkim ve istinabe olunan mahkeme ile soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi yetkilidir.
(3) Davanın görüldüğü sırada bu tedbirler alındıktan ve yukarıdaki süreler suçun türüne göre tümüyle uygulandıktan sonra o dava veya aynı işe ilişkin diğer davada tekrar edilmez.
(4) Disiplin hapsi kararına itiraz edilebilir.
TANIĞA VERİLECEK TAZMİNAT VE GİDERLER
Madde 61 - (1) Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrılan tanığa, her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre kaybettiği zaman ile orantılı bir tazminat verilir. Tanık hazır olmak için seyahat etmek zorunda kalmışsa, yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanır.
(2) Birinci fıkra hükmüne istinaden ödenmesi gereken tazminat ve giderler, hiçbir vergi, resim ve harç alınmaksızın, ödenir.
Cevap: Öğrenciden ve eşten şahitlik
Alıntı:
carsambalıfaruk rumuzlu üyeden alıntı
Bence müdür tecrübeli bu konuda.Belkide kulağını kendisi çekmiştir.Daha önce yaşananları anlatırsınız.Kamera kayıtlarında 15-20 dk öncesi odaya kimsenin girmediği olay anında dışarı çıkan kişilerin sadece iki kişi olduğu bellidir.Kulak kızarıklığı eşittir 2-3 yalancı şahit demek oluyor.Herhalde Hakim sorar neye göre şahitlik yapılıyor diye.
Benim kafam darp raporuna takıldı genel anlamda. Müdür kendi kulağını çekse rahat darp raporu alır.Sakıncası yok ise gülebilirsiniz.Vallahi yazarken gülüyorum,ne diyeyim.
Ben de sizin düşündüğünüzü düşünüyorum.Ne de olsa arkasında şahitlik yapacak olan var bir de kulağını çekip darp raporu aldıysa...
Gerçekten nasıl bir ülkede yaşıyoruz şaşırıyorum.İnsanın üzerine bu kadar gelinmez ki.