-
İftira davası
Merhaba arkadaşlar
2009-2010 yılları arasında Lüleburgaz da çalıştığım dönemde birlikte kaldığım lojman arkadaşlarımdan biri ile birbirimize karşı karşılıklı güvenimiz oluştuktan sonra arkadaşım kendi adına bir faturalı hat alarak kullanmam için bana verdi. Ben bu hattı bir yıl kullanıp faturalarını düzenli olarak ödedim. Bir yılın sonunda gene arkadaşım gsm firmasının kampanyasından faydalanarak ücreti aylık taksitler ile faturaya yansıtılmak üzere bir cep telefonu alarak o sırada yeni işyerimin bulunduğu Kastamonu ya kargo ile yolladı. Ben bu hattı ve telefonu 1 yıl kadar daha kullanıp faturalarını ödedim. Ancak bir süre sonra tekrar iş değiştirince maddi durumum kötüye gitti ve telefonu sattım. Bir süre sonra sonra 2 faturayı üst üste ödemeyince de hat kapandı. Ancak telefon taahhütlü olduğu için borcu işlemeye devam etti. Benim numaralarım değişince de arkadaşım bana ulaşamadı.
Dün akşam kaldığım yerden polis tarafından Güveni Kötüye Kullanmak suçundan hakkımda açılmış dava olduğu gerekçesiyle gözaltına alınarak önce karakola ardından da savcılığa götürüldüm.Savcılığa gittiğimde adresim bulunamadığı için talimatlı olarak ifade alınmak için yakalama kararı çıkarıldığını öğrendim.
Ancak arkadaş dava açarken verdiği dilekçede benimle lüleburgazda bir çay bahçesinde buluştuğu ve benim telefonu masadan alıp gittiğim ancak sonra telefonla görüştüğümüzde getireceğim demesine rağmen getirmedi diye bir ifade de bulunmuş. Bende verdiğim ifade de telefonun bana kargo ile yollandığını hediye olduğunu ve o tarihlerde kastamonuda bulunduğumu ve uzlaşmak istediğimi söyledim. Savcılıktan çıktıktan sonra bu arkadaşı arayıp niye böyle yaptığını niye yalan söylediğini sorduğumda ise beni bulabilmek için bu yolu kullandığını söyledi. Bende bana iftira attığı için borcumu ödemeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine bana küfrederek beni ölümle tehdit etti.
Şimdi sormak istediklerimi kısaca maddeler halinde yazmak istiyorum.
1-Telefonun bana kargo ile şikâyetçi olan kişi tarafından yollandığı kargo firmasının kayıtlarından ortaya çıkar mı?
2-O tarihlerde kastamonuda çalıştığım ve il dışına çıkmadığıma dair şahitlerim var bunun bana faydası olur mu?
3-Ben bunları ispatlayınca dava düşer mi?
4-Bu kişiye iftira ve iftiradan dolayı gözaltına alındığım için hürriyeti kısıtlama ve de beni tehdit ettiği için tehdit suçlamaları ile dava açabilir miyim?
5-Bunun için avukat tutmak istersem ücreti ne olur?
6-Avukat tutamaz isem şikâyet için ve davanın düşmesi için nasıl bir dilekçe yazmam gerekir? (Dava lüleburgazda ben izmirdeyim)
-
Cevap: İftira davası...
Eğer şikayet hak arama özgürlüğünün sınırını aşıyorsa iftiraya uğradığınızı ve kişilik haklarınızın zedelendiğini ileri sürerek manevi tazminat davası açabilirsiniz, ayrıca tehdit edildiğinize dair kanıtlarınız varsa kamu davası açabilirsiniz. Bu açıdan avukat tutmanızda fayda var, çünkü bu hususu kanıtlamak için ve hangi delilleri ne zaman nasıl kullanacağını, hangilerinin kullanılmasında fayda olamayacağını, kısaca; izlenecek yolu avukatın belirlemesinde fayda vardır. Avukatlık ücreti ise müvekkil ile avukat arasındaki anlaşmaya bağlıdır, ülke genelinde tek bir ücret şeklinde uygulama yoktur. Dilekçenin yazılması ise tamamen teknik bir konudur, davanın esasa geçilmeden dilekçedeki usulden red edilmesi emeğinizin boşa gitmesi demektir.