Okul müdürü odasında bana vurdu ve benden şikayetçi oldu.
Sevgili arkadaşlar,bir sorunumu arz etmek isterim.
Okul müdürünün odasına iki gün sevkli olduğumu bildiren ayakta tedavi beyan belgelerini vermek için girdim.
Okul müdürü odasında ayaktaydı ve belgeleri alıp masasının üzerine atarak bana sen çok sevk alıyorsun,dedi.Siz buna karışamazsınız diyerek tepki gösterdim.
Bir gün önce velilerin şikayeti üzerine okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldı.Bu soruşturmanın içeriği yine benimle de ilgiliydi.Okul müdürü benim hakkımda öğrencileri zorlayarak dilekçe yazdırmaya kalkmış.Daha farklı şikayet maddeleri de var.
Soruşturmanın stresiyle de olacak üzerine doğru yavaş yavaş yürümeye başladı.Bana,"beni şikayet eden velileri sen kışkırttın",dedi.Bu sırada mahrem alanımı ihlal ettiğini anlayınca elimle göğsünden ittirmek isteyince kendisene vuracağımı zannederek ani bir refleksle gözüme vurdu.Elinin gözüme doğru geldiğini fark edince ben de yüzümü korumak amacıyla elimi yukarı kaldırdım.Elimdeki küçük el çantası müdürün yüzüne değdi.Ben de yüzümü tutarak hemen odasından çıkıp müdür yardımcısının odasına gidip oradaki öğretmenlere ve m. yardımcısına okul müdürünün bana vurduğunu söyledim.Okul müdürü arkamdam gelerek aksine benim onun kulağına vurduğumu bağırarak söylüyordu.
Ben de okuldan acile gittim.Gözüm morardığı için darp raporu düzenlettim.Jandarmaya ifade verdim.Sonra ilçe milli eğitim müd. şikayet dilekçemi verdim.2 gün rapor aldım.
Okul müdürü de aynı yolu izlemiş beni şikayet etmiş.
Odasında bizden başka kimse yoktu.Yalnızca koridorda kameralar vardı.
Şimdi okul müdürü kendine yakın öğretmenleri kendi yanına çekerek şahit yazdırmaya kalksa durum ne olur.Hem Hakim hem de müfettişler okuldaki kamera görüntülerinden şahitlerin yalan söylediğini anlarlar.Bu süreç sizce nasıl sonuçlanır?
Disiplin cezası olarak görevden alınma gerçekleşir mi?
Teşekkür ederim.
Ayrıca bu olaydan çok önce okul müdürü ben ve eşim hakkında okul huzurunu bozuyoruz,diye soruşturma başlattı.Soruşturma esnasında hep okul müdürünün yanlısı öğretmenler dinlendi.Öğrendiğim kadarınca raporda ben ve eşim için görev yeri değişikliği teklifinde bulunulmuş ve disiplin cezası da alacak gibiyiz.
Şimdi de okul müdürü hakkında soruşturma başlayınca sinirini benden çıkardı.
Cevap: Okul müdürü odasında bana vurdu ve benden şikayetçi oldu.
Sayın arkadaşlar,
Beni olaya benzeyen aşağıdaki danıştay kararı olası şahsıma karşı çıkacak en kötü sonuç için emsal niteliği taşır mı?
DANIŞTAY
E:1990/01103 - K:1990/02547
ÖZETİ: Amirin ağır tahriki, hakareti ve dövme girişimi Üzerine, amirle memur arasında meydana gelen karşılıklı hakaret ve dövme olayından dolayı memurun meslekten çıkarılamayacağı, ancak olayın ilgili tüzüğün diğer hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği Hk.
Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Çorum Valiliği
İstemin Özeti : Çarşı ve mahalle bekçisi olan davacının, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması yolundaki Çorum İl Polis Disiplin Kurulunun vali tarafından onanan 14.9.1988 günlü ve 26 sayılı kararının, davacı hakkında Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 15. maddesinin uygulanabilirliğinin değerlendirilmemesi nedeniyle Samsun İdare Mahkemesince iptali üzerine, konunun yeniden incelenmesi suretiyle davacı hakkında ilgili tüzüğün 8. maddesi 4. ve 5. bentleri uyarınca meslekten çıkarma cezası verilmesine ve 15. maddenin uygulanmamasına ilişkin Çorum İl Polis Disiplin Kurulu'nun 14.4.1989 günlü ve 1989/19 sayılı vali tarafından onanan kararının iptali istemiyle açılan davayı; polis memurları tarafından yapılan kontrol sırasında davacı ile bir polis memuru arasında tartışma çıkması üzerine grup amiri komiserin olay yerine geldiği, tartışmanın komiserin yanında da devam ettiği ve davacı ile polis memurunun karşılıklı küfürleştikleri, davacının polis memuruna hücum ettiği, bu durumda davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlemesi karşısında dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Samsun İdare Mahkemesinin 15.11.1989 günlü ve E:1989/404, K:1989/1047 sayılı kararının; yerinde olmadığı üne sürülerek temyizen incelenmesi ve bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyizen incelenen mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinde belirtilen temyiz nedenlerinin hiçbirinin bulunmadığı belirtilerek istemin reddi ile anılan mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : Nurben Ömerbaş
D. Savcısı : Ülkümen Osmanağaoğlu
Düşüncesi : Davacı emniyet bekçisinin üstüne hareket ettiği gerekçesiyle hakkında verilen meslekten çıkarma cezasına karşı açılan iptal davasının reddine ilişkin idare mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmiştir.
Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün B/4 üncü maddesinde; amir ve üstlerine söz, yazı ve davranışla-hareket etmek veya tehdit etmek eyleminin meslekten çıkarma, cezasını gerektirdiği yazılıdır.
Dava dosyası ve eklerinin incelenmesinden, davacının 14.2.1988 tarihli gecesinde kontrol ekibince görev yerinde bulunmaması üzerine, üstü olan polis memuru ile aralarında başlayan münakaşanın giderek karşılıklı hakaret halini aldığı; her iki personel hakkında yapılan disiplin kovuşturması sonucunda polis memuruna k ay kısa süreli durdurma; davacı bekçiye ise meslekten çıkarma cezaları verildiği; ayrıca adalet mahkemesinde yapılan yargılama hakaret suçu sabit görülerek davacının 2 ay hapse mahkum edildiği ve bunun para cezasına çevrildiği anlaşılmaktadır.
Bir disiplin eyleminin aynı zamanda ceza hükümlerine göre de suç sayılması ve bu suçtan ilgili memurun mahkum edilmesi halinde, eylemin gerçekleşmiş olduğunu kabul etmek kesin hüküm kavramının bir sonucudur. Davacı hakkında uygulanan işlemin hukuki ve fiili sebebi olan hakaret eyleminin sabit olduğu hususu, Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin 3.10.1988 gün ve 88/311 sayılı kesin kararıyla kabul edildiği gibi; işlem dosyasında mevcut belgeler de davacının bu eylemi yaptığını gösterdiğinden, bu yolda verilen idare mahkemesi kararında hukuka ve usul hükümlerine uyarlık söz konusu değildir.
Belirtilen nedenlerle yasal dayanağı olmayan istemin reddine ve hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince duruşma için taraflara bildirilmiş bulunan 13.11.1990 Salı günü davacı ile davalı bakanlık temsilcisinin geldikleri ve Danıştay Savcısının hazır bulunduğu anlaşılmakla açık duruşmaya başlanıldı. Taraflara usulüne uygun söz verilip dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek işin gereği görüşüldü :
Çarşı ve Mahalle Bekçisi olan davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması yolundaki işlemin, Samsun İdare Mahkemesince, davacı hakkında Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün, 15. maddesinin uygulanabilirliğinin değerlendirilmediği gerekçesiyle iptali üzerine, Çorum İl Polis Disiplin Kurulu'nun vali tarafından onanan 14.4.1989 günlü ve 19 sayılı işlemi ile davacı, ilgili tüzüğün 8. maddesi 4. ve 5. bentleri uyarınca yeniden meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmış ve hakkında 15. maddenin uygulanmamasına karar verilmiştir. Bu işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda Samsun İdare Mahkemesi, 15.11.1989 günlü ve E:1989/404, K: 1989/1047 sayılı kararı ile; nöbet yerinde yapılan kontrol sırasında davacı ile polis memuru arasında tartışma çıkması üzerine grup amiri komiserin olay yerine geldiğinin, tartışmanın komiserin yanında da devam ederek karşılıklı küfürleşmeye dönüştüğünün ve davacının polis memuruna hücum Ettiğinin sabit olması karşısında, dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı ise, bu kararın yerinde olmadığını öne sürerek temyizen incelenmesini ve bozulmasını istemektedir.
Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8. maddesi 4. ve 5. bentlerinde, amir ve üstlerine söz, yazı ve davranışla hakaret eden veya tehdit eden; amir ve üstünü döven veya dövme girişiminde bulunan emniyet mensuplarının meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Ancak amirin ağır tahriki, hakareti veya dövme girişimi üzerine, amirle memur arasında meydana gelen karşılıklı hakaret ve dövme olaylarından dolayı memurun anılan tüzük hükümlerine göre meslekten çıkarılmasına olanak bulunmamaktadır. Amirin başlattığı karşılıklı hakaret ve dövme olayında memurun davranış ve eyleminin söz konusu tüzüğün diğer hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava ve soruşturma dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, devriye nöbetçisi polis memurlarının nöbet yerlerinde kontrollerini yaparken davacıyı itfaiye nöbetçi kulübesinde görüp uyardıkları, bu arada polis memuru ile davacı arasında tartışma çıkması üzerine durumun grup amiri komisere iletildiği, tartışmanın ve küfürleşmenin komiserin yanında da devam ettiği, bu olay nedeniyle davacı hakkında hakaret ve tehditten açılan kamu davası sonucunda, Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin 3.10.1988 günlü ve E:1988/265, K:1988/311 sayılı kararıyla sanığın üstüne atılı hakaret suçu sabit görülerek cezalandırıldığı, ancak sanığın bu hareketine polis memurunun haksız hareketinin neden olduğundan bahisle cezanın TCK'nun 272. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan polis memuruna da astına hakaretten dört ay kısa süreli durdurma cezası verildiği de sabittir.
Bu durumda, üstü durumdaki polis memurunun tahriki üzerine meydana geldiği anlaşılan dava konusu olaydan dolayı, davacı hakkında Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün B. maddesi 4. ve 5. bentleri hükümlerini uygulamaya olanak bulunmamakta; anılan tüzük hükümlerinden hareketle davacının meslekten ihracına ilişkin dava konusu işlemde isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile Samsun İdare Mahkemesinin 15.11.1989 günlü ve E:1989/4Q4, K:1989/1047 sayılı kararının bozulmasına 14.11.1990 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Bozulması istenen karar, usul ve hukuka uygun olup dilekçe ileri sürülen temyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile bozulması istenen kararın onanması gerekeceği oyuyla aksine verilen karara karşıyım.