Soyadı devrimi

Sibel HÜRTAŞ/ GAZETE HABERTÜRK

Kadınların soyadı mücadelesine Anayasa Mahkemesi’nden “devrim” niteliğinde bir kararla destek geldi. Yüksek Mahkeme, kocasından boşanan kadına, velayetindeki çocuğuna kendi soyadını verme hakkı tanıdı. Artık, annesinin yanında kalan çocuklar, farklı soyadı taşımayacak.

AİLENİN REİSİ KOCA
Kocayı “ailenin reisi” olarak tanımlayan Soyadı Yasası, ad ve soyad verme hakkını da babaya veriyordu. 1934 tarihli yasaya göre, kadın kocasından boşansa dahi, velayetine aldığı çocuğun soyadı yine kocasının soyadı oluyordu. Mahkemelerin, boşanma davalarında küçük çocukların velayetini yüzde 95 oranında anneye verdiği Türkiye’de, çocuklar bu düzenleme nedeniyle beraber yaşadıkları anneleriyle farklı soyadlarını taşımak zorunda kalıyorlardı.

DAVA SİİRT’TE AÇILDI
Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuran bir kadın, çocuğuyla aynı soyadını taşımak için dava açtı. Siirt Mahkemesi, bu düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Yüksek Mahkeme’ye taşıdı. Anayasa Mahkemesi de oybirliğiyle düzenlemeyi iptal etti. Yüksek Mahkeme’nin kararıyla bundan böyle, eşlerinden boşanarak çocuklarının velayetini alan kadınlar çocuklarına kendi soyadlarını verebilecek.

CEDAW NEDİR?
Anayasa Mahkemesi, bu kararını, “BM Uluslararası Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi”ne (Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women-CEDAW), atıfta bulunarak aldı. Mahkeme’nin iptal kararının gerekçesinde, Sözleşme’nin taraf devletlerinin “Evlilik ve aile ilişkileri konusunda kadınlara karşı ayırımı önlemek için, ana ve babaya evlilik süresince ve evliliğin son bulmasında medeni durumlarına bakılmaksızın, çocuklarla ilgili konularda ve ulusal yasalarda mevcut veli, vâsi, kayyum olma ve evlat edinme veya benzeri müesseselerde eşit hak ve sorumluluklar tanıyacakları kabul edilmiştir” hükmüne vurgu yaptı.

işte bu kesinlikle olması gereken annenin de anneyle birlikte yaşayan çocuğun da psikolojisini etkilemeyecek bir karar. Çocuğun değişik soyisimle çevresinde rencide olmasını engelleyecek bir karar. Çok memnun oldum. Yürürlüğe girmişmi kesin acaba?

Peki;
elbetteki baba ayrı iken çocuğuna karsı yükümlülüklerini yerine getiriyorsa ve yuz kızartıcı bir durumu da yoksa
Hem yuvasız hem evlatsız hem de soysuz kalması ne kadar vicdana sığar?
Yâda kaç bayan gerçekten bu sebeplerle soyadı değiştirir?
Kaç bayan sırf intikam yâda gıcıklık adına bunu yapabilir?
Bu durumda doğan çocuğa nüfus kaydı için baba aramaya gerek var mıdır?
biyolojik babalık ne sorumluluklar getirir?
Çocuğun varlığı bir babası olduğu gerçeğini ortaya koyarken bayan istediği erkekten evlilik dışı da doğum yapabilir anlamı çıkar mı?
Bu durumdaki baba çocuğun nafakasını sigorta vs üslenmek zorunda mı?(sakın nafakadan kaçan vermemek için kıvıran muamelesi yapmayın)Çocuğun soyadını değiştireceksen babadan nafaka vs yok şartı gelse kaç bayan vazgeçer?
Çocuk 18 yasına geldiğinde zaten istediği soyadını almıyor mu?
Reşit olana kadar babalıktan olan soy bağı neden rahatsız etsin?(kadın zorla erkeğin soyadını almıyor evlenirken haklarını zaten biliyor bastan tamam deyip sonradan beğenmemek ne kadar masum?
Bu çocuk kadın erkek birlikteliğinden olduysa ve o ailenin soyadı kabullenilerek evlenildiyse rahatsız eden ne? Bırakında çocuk buyusun)
BU karar alınırken babanın da davada olması dusuncesını söylemesi hakkı tanınmaması nekadar esıt?
Velayet konusunda yas küçükse annenindir demek nekadar esıt?
Ancak özel şartlarda babaya varılması nekadar esıt?(özel şartlarda anneye verilsin yoksa baba maneviyatına ihtiyacı vardır gibi bir kural olsa esıtlık yok diye ortalık ayağa kalkmazmıydı?)
Baba sev kat gösteremeyen bir mahlukmudur?
Velayet konusunda kanun çocuk menfaati desede uygulamada babanın sansı nedir?
Kadın evi terk etmıs dava açmış ve haksız bulunarak davası ret olmuş ise 3yıl sonunda bosanıpta (bu arada çocuğa bakmayıp ta baba bakmış büyütmüş)velayeti yeniden kendi üzerine aldıysa (sadece iyi niyetten!)ve soyadını değiştirirse bu analık mıdır?
Terbıyesızlıkmıdır?
o 3 yıllık süreçte kadın çocuğu babaya bırakıpta başka erkeklerle evinde zevk yaparken ıspatlanmıssa (zina suç degıl ya, yâda çocuk idrak yasında degıl yâda oda olmadı ana sev katı varma)erkek bosansada velayeti alamaması o çocuğun gelısımını nasıl etkiler?
Bu söylediklerim olmayan şeyler mi? O
lamayacak şeyler mi?
Ben simdi kadın düşmanımı oldum?
Erkeğe yapılan esıtsızlıge örnek gostermıs mı oldum?
Kısacası özellikle boşanma ve velayet konularında (hak eden sıfatsız erkeklere müstahak zaten onlar yüzünden masum erkeklerde yanıyor)erkeğin durumu ve sonu ortada bunu hepimiz biliyoruz. Evlenirken kanunlar kadına özgürlük vermısken ve kabul edilerek erkeğin soyadı kullanılıyor da boşanınca çocuğun babasının soyadını kullanması neden rahatsız edebiliyor?(gerekçe bile istenmiyor, erkeğin fikri dahi sorulmuyor bu çocuk sadece ananın mahsulümü?)Böylesi bir yasa ile tamam kadına esıtlık sağlanıyor bırsey diyemem (inanın hak eden bayan adına mutlu bile olurum)ama erkeğe helekı mevcut kanunlarla esıtlık dışına atılan erkeğe dahada ağır bir manevi eziyete niçin el çırpılıyor? Her kez çok iyi biliyor ki sayısı binlerce olan analık Duygusal yoksun velayet sahibi bayan ve sadece maddi menfaat uğruna velayet pesınde olan bayanlar da var ve bunların ayırımı maalesef mahkemelerde sağlıklı yapılamıyor.Hak etmeyen babaya yapılmasına imkan sağlanan bu zulüm sizce de hak mı?

sayın mirmir size kesinlikle katılıyorum.eminim ki bu liste bu tür davranışları hatta daha fenalarını yazmakla uzayıp gider.birde olayının dini boyutu var.diyelim ki iki işi boşandı ve çocuğu (oğlu) annenin soyadını kullanmaya başladı.daha sonra baba başkasıyla evlendi o evlilikten de bir çocuğu (kızı) oldu ve adam öldü ! ikinci evlilikten olan kızı da kendi annesinin soyadını kullanmaya başladı.bu kanun iki kardeşin ileride evlenme ihtimali doğuruyor,ne fena !!!