6 ay 23Sicil notu, fiilen çalışma şartı
Sicil düzenlemek için memurun en az altı ay çalışmaları gereklidir. Sicil amirinin yanında çalışırken alınan,
1-Mazeret izinleri,
2-Yıllık izinler,
3-Doktor veya sağlık kurulu raporuna dayanan hastalık izinleri,
4-Hizmetiçi eğitimde geçen süreler,
sicil raporu düzenlenmesi için gereken 6 aylık süreye DAHİLDİR. Buradaki DAHİLDİR ibaresinden ne anlamak gerekiyor?
Örneğin; aynı yıl içerisinde iki farklı şube müdürlüğünde çalışan bir memurun sicili 6 ay 23 gün süre ile çalıştığı şube müdürü tarafından doldurulmuştur. Ancak, bu şube çalışıldığı sırada alınan yıllık izin ve sağlık raporları düşüldüğünde fiilen çalışma süresi 4 ay 15 gündür. Diğer şube müdürlüğünde ise, izin ve rapor alınmadan fiilen 5 ay 12 gün çalışıldığı için sicil notunun aşağıdaki kararda olduğu gibi bu şube tarafından doldurulması gerekmiyor mu?
İKİNCİ DAİRE
2000 YILI İÇİNDE ÜÇ AYRI YERDE FARKLI SÜRELERDE GÖREV YAPAN DAVACININ 2000 YILI SİCİLİNİN EN ÇOK SÜREYLE (5 AY 21 GÜN) YANINDA GÖREV YAPTIĞI YENİ GÖREV YERİ SİCİL AMİRİ TARAFINDAN DOLDURULMASI GEREKTİĞİ HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Vakıflar Genel Müdürlüğü Kolej- ANKARA
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ...
İsteğin Özeti : DSİ Balıkesir Bölge Müdürlüğünde görev yapan davacının, 2000 yılı sicilinin 10.7.2000 tarihinden önce görev yaptığı kurum olan Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından olumsuz düzenlenmesi işlemi ile olumsuz sicile yaptığı itirazın reddine ilişkin 18.12.2000 günlü işlemin iptali istemiyle açılan dava da; Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği'nin 13. maddesinin 1. fıkrasında, haklarında sicil raporu düzenlenecek memurların, değerlendirilmelerini yapacak sicil amirlerinin yanında en az altı ay çalışmış olmalarının şart olduğu; 14. maddesinde, bir görevde altı ay veya daha fazla bir süre bulunup başka göreve atananların sicil raporlarının bunların atanmalarından önceki sicil amirlerince ayrıldıkları tarihi takip eden onbeş günde doldurulacağı ve yeni görev yerlerine gönderilmek üzere ilgili makamlara teslim edileceği hükümlerinin düzenlendiği, aynı Yönetmeliğin 3. maddesinde de, sicil raporunun, sicil amirlerinin, mesleki ehliyetin belirlenmesini sağlayan soruları not usulüyle, şahsiyetle ilgili konuları mütalaa şeklinde değerlendirerek memurların mesleki ehliyetleriyle şahsi meziyet ve kusurlarını belirledikleri form olarak tanımlandığı, sicil raporunun bu tanımı ile Sicil Yönetmeliğinin anılan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; sicil raporunda temel olanın, görev yeri değil sicil amiri olduğu, 14. madde hükmünden de, memurların altı aydan daha az süre ile görev yapmaları halinde ilgili sicilin yeni görev yerindeki sicil amirince doldurulacağının anlaşıldığı, memurun mesleki ehliyetinin ve şahsiyetiyle ilgili değerlendirmelerin en çok süreyle birlikte çalıştığı sicil amiri tarafından düzenlenmesinin esas olduğu, dosyanın incelenmesinden, 1986 yılından itibaren Balıkesir Vakıflar Bölge Müdürlüğünde görev yapan davacının, 31.3.2000 onay tarihli işlemle Diyarbakır Bölge Müdürlüğüne atandığı ve 1.5.2000 tarihinde göreve başladığı, 10.7.2000 tarihinde de kurum değişikliği yapılarak DSİ Balıkesir Bölge Müdürlüğüne atamasının yapıldığı, davacının 2000 yılı içinde Vakıflar Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatı olan Balıkesir'de 3 ay 16 gün, Diyarbakır'da 2 ay 23 gün, Devlet Su İşleri Balıkesir Bölge Müdürlüğünde 5 ay 21 gün görev yaptığı, 2000 yılı sicilinin eski kurumu olan davalı idare tarafından olumsuz düzenlendiği, 2000 yılı içinde üç ayrı yerde farklı sürelerde görev yapan davacının, 2000 yılı sicilinin en çok süreyle (5 ay 21 gün) yanında görev yaptığı yeni görev yeri sicil amiri DSİ Balıkesir XXV. Bölge Müdürlüğü tarafından doldurulması gerekirken, eski kurumun taşra teşkilatında farklı illerde farklı sicil amirleriyle çalıştığı sürelerin toplamının altı aydan fazla olduğu nedeniyle davalı idare tarafından olumsuz olarak düzenlenen 2000 yılı sicilinde yetki yönünden mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptali yolunda Bursa 2. İdare Mahkemesince verilen 15.2.2002 gün ve E:2000/1582, K:2002/167 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Hürriyet Micozkadıoğlu
Düşüncesi :İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Gülen Aydınoğlu
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Bursa 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 15.2.2002 günlü, E:2000/1582, K:2002/167 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 8.2.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YÖ/ŞGK
Cevap: 6 ay 23Sicil notu, fiilen çalışma şartı
Başlık yanlış oldu. Düzeltme yapamadım.