ülkelerin kendi halkının çıkarını gütmesi adalet yani herkesin hakkını gözetme prensibine aykırı değilmi.
Printable View
ülkelerin kendi halkının çıkarını gütmesi adalet yani herkesin hakkını gözetme prensibine aykırı değilmi.
Sn.raif Bostan,
Her ülkenin kendi halkının çıkarını koruyup gözetmesinden daha doğal ne olabilir ki? Burada ki "herkes" ten kastınız Dünyadaki bütün insanlar mı?Dünyada Devletler vardır ve her Devletin kendi yasaları vardır.Bu yasalarda kendi halkları ve yabancılarla ilgili haklar ve ödevler konusunda düzenlemeler mevcuttur.İfadenizden anladığım kadarıyla "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi"nde belirten evrensel Adalet ve Eşitlik konusundaki düzenlemeleri kastediyorsanız, bu Beyannameye imza koyan dünyanın gelişmiş diyebileceğimiz Ülkelerinde bile buna ne kadar uyuluyor? Henüz Dünya o aşamaya gelemedi.
şimdi adalet anlayışı tüm dünyadaki insanları eşit görmek ve herkesin hakkına saygı duymak yani herkesin hakkını görmek demektir ama devletler kendi çıkarını güttüğü zaman kendi milleti sefa içerisinde olurken başkalarının hakkını umursamaz buda insanlığa yada adalet anlayışına yada insan haklarına aykırıdır ama devletler insan haklarına göre yönetilir burda bir çelişki yokmudur.
Mesela komşumun bir otomobili var. Benim yok. Ben komşumu dövüp onun otomobilini alırsam, kendi çıkarlarımı gütmüş olurum ama komşuma haksızlık yapmış olurum.
Bunu ülke bazında da; Komşunun petrolü var benim yok; komşuma "özgürlük" götürüp petrollerini almak diye de söyleyebiliriz.
Bu, adalet prensibine aykırı değil diyorsunuz.
Doğru mu anladım?
şimdi benim söylemek istediğim kendi çıkarını güden bir devlet başkalarının hakkını umursamaz işte bu adalet prensibine aykırıdır kendi hakkını düşündüğün gibi başkalarının hakkınıda düşünmektir adalet yani benim devletim gelişsin benim halkım refah içerisinde olsun deyip diğer insanları umursamamak onların hakkını vermek yerine kendi halkının çıkar5ı için onların layık olduğu hakkı vermemek işte bu adalete terstir ve devletlerin politikasıda bu ve bu gelişmiş devletlerin çıkardığı ve insan haklarını temel alan ,adaleti temel alan yasalarına ve kurallarına aykırıdır yani kendileriyle çelişiyorlar bu saçmalıktan başka bişiy değil ha bu devletlerden türkiye ayrı değil çünkü oda aynı politika içerisinde.
Günümüz dünyasında devletler hukuku ve uluslar arası hukukta "güçlünün adaleti" geçerlidir. Gücünüz varsa haksızlık yapan bir devlete kafa tutarsınız yaptırım uygularsınız vs. Gücünüz yoksa haksızlık yapan güçlü devletten mümkün olduğunca uzak durup zararın size bulaşmaması veya bulaşmışsa en az zararla atlatma yoluna gidersiniz. Yine günümüz dünyasında güçlü devletler haksızlık ve zulum konusunda genelde mutabıktırlar ve engellemek yerine pay kapma çabasında olur. Haksız eylemlerine haklı kılıflar bulmak onlar için zor değildir ve inansanız da inanmasanız da önemi yoktur.
Zalimi zulmünden geri bıraktıramayan bir hukuk sistemi ile ancak bu kadar...
şimdi kuralları insan hakkı temel alınarak çıkan ülkelerde insan hakkının ne olduğu biliniyor çünkü bilmeseler insan hakkına uygun yasa yapamazlar mesela medeni kanunda olduğu gibi evlenme boşanma gibi kanunlarda olduğu gibi.bu yani insan hakkı kesin anlamda biliniyor ötesi berisi yok ama uluslararası ilişkilerde sanki insan hakkı bilinmiyor gibi davranılıyor burada kendileriyle tamamen çelişen bir durum var ve bu durum bence bilinçli yapılıyor ve bunların hepsi birlik etmiş gibi aynı çıkar yani insan haklarına aykırı unsuru kullanıyor yani hepsi bilinçli olarak bu saçma politikayı kullanıyor bu belli olan bişiy.