Bir kadının "Kurtarın" çığlığı
ANTALYA Barosu’na kayıtlı avukat 31 yaşındaki P.S., 1 ay önce boşandığı eşi A. M. S’den psikolojik işkence ve şiddet gördüğünü, ölüm tehditleri aldığını iddia ederek, Başbakan Erdoğan’a mektup yazarak yardım istedi. Genç avukat mektubunda, "Eski eşim beni ’Seni Ayşe Paşalı gibi öldüreceğim’ diyor. Beni ve oğlumun hayatını kurtarın" diye yazdı.
Üniversiteden 6 yıl önce mezun olup stajını tamamlayan P.E., Antalya Barosu’na kayıtlı avukat olarak mesleğini yapmaya başladı. O tarihte bir otele haciz işlemine giden P.E., otelin güvenlik görevlisi 35 yaşındaki A.M. S.’le karşılaştı ve aşık oldu. Nikah masasına oturan çiftin ilk yıllarda mutlu evliliği, lise mezunu güvenlikçi kocanın işsiz kalmasıyla sarsıldı.
Eşinden psikolojik işkence ve şiddet görmeye başladığını söyleyen avukat P.S boşanma davası açtı ve çift bir ay önce anlaşmalı boşandı. Adem Murat S., anlaşmalı boşanmada, avukat eşinin tanındığı S. soyladını kullanmaya devam etmesini kabul etti.
ERDOĞAN’A MEKTUP
Ancak boşanmalarına karşın Adem Murat S.’nin kendisine psikolojik işkence ve şiddet uygulamayı sürdürdüğünü, ölümle tehdit etitğini söyleyen avukat P.S. son çare olarak "Beni ve oğlumun hayatını kurtarın" diyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı.
Mektubunda yaşadıklarını anlatan P.S., şunları yazdı:
"Şu anda çocuğum ile ölüm korkusu içinde yaşıyorum. Diğer kadınlar gibi cinayete kurban gideceğim. Benim korkum ölmek değil, 5 yaşındaki oğlumu savunmasız ve öksüz bırakmak. Eski eşim beni ’Seni Ayşe Paşalı gibi öldüreceğim’ diyor. Acil yardım bekliyorum."
’SAVUNMASIZ KALDIM’
Avukat olmanın ve haklarını bilmenin kadın olarak kendisini şiddetten koruyamadığına dikkat çekerek yaşadıklarını gözyaşları içerisinde anlatan P.S., "Boşanma davası sırasında koruma kararı alınmıştı. Ancak boşandığın gün, bu karar ortadan kalktı. Savunmasız bir şekilde saplantılı bir adamın karşısında 5 yaşında bir çocukla kalakaldım öylece" dedi.
ADLİYE ORTASINDA DAYAK
Eski eşinin lise mezunu olduğunu ve güvenlik görevlisi olarak çalıştığını belirten P.S"Aramızdaki kültür farkına rağmen severek evlendim. O işsiz kaldıktan sonra sorunlar başladı. Kumara alıştı. Ondan ayrılmak istediğimde iki kaburga kemiğimi kırdı. Son olarak da adliyenin ortasında meslektaşlarımın ve müvekkillerimin önünde beni dövdü. Meslektaşlarım olmasaydı o gün beni öldürecekti. Şimdi meslektaşlarımın yüzüne bakamıyorum. Çok utanıyorum ve adliyeye giremez haldeyim" diye konuştu.
’AYŞE PAŞALI’ SENDROMU
Eski eşi A. M. S.’nin sık sık ölümle tehdit ederken kendisini Ayşe Paşalı gibi öldüreceğini söylediğini iddia eden avukat P.S., kurtulmak için kimlik değiştirip estetik ameliyat olmak bile istediğini söyledi. P.S. şöyle dedi:
"Artık ben de Ayşe Paşalı fobisi oluştu. Adliye koridorlarında gözleri mor, ölümü bekleyen o kadının görüntüsü gözümün önünden gitmiyor ve ben de ölümü bekleyen birisi haline geldim. Polisler bile ’Siz avukatsınız, kendi hakkınızı savunmasını bilirsiniz diye korumaya gerek duymadık’ diyebildiler bana. Hakkımı bilmek beni yumruklardan korumuyor. Adam evime giriyor ve bana saldırıyor, polise zorla ifade aldırıyorum. Devletin bana yeni kimlik vermesini istiyorum. Yüzümü değiştirmek istiyorum. Zaten eski eşim avukat olmam nedeniyle ’Seni nereye gitsen bulurum’ diyor. Çocuğumla başka bir yaşam kurmak istiyorum."
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19577439.asp
Cevap: Bir kadının "Kurtarın" çığlığı
Kadın ve Aileden sorumlu devlet bakanı, ÇIKMIŞ ...........ŞÖYLE REFORMLAR YAPTIK ..........KADINLARI KURTARDIK DEYİP DURUYOR.............ORTADA HİÇBİR ŞEY YOK.........
KARAKOLDA DÖVÜLEN KADINLAR............zihinlerimizde ...............3 POLİSİN ARASINDA TÖRE CİNAYETİNE GİDEN ZAVALLI ADIYAMANLI kız çocuğu...........
DERKEN ,AMAN ALLAHIM BİR DE NE GÖRELİM.........
BİR AVUKAT BİLE ...............CANIM TEHLİKEDE, ÖLDÜRÜLME TEHLİKESİ İÇİNDEYİM DİYOR.........
Kadın ve Aileden Sorumlu BAKAN ............KONUŞUYOR............KONUŞUYOR........ ....KONUŞUYOR..........
KADIN ÖLÜMLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR............
Cevap: Bir kadının "Kurtarın" çığlığı
Uçurumdan düşüş davasıTuran KOYUNCU / DHA5 Ocak 2012Siirt’te boşanma davası sürerken uçurumdan düşerek ölen öğretmen Esin Güneş’in ‘kaza’ denilerek kapatılan dosyası yeniden açıldı. Kocası ve onları taşıyan taksici cinayetten yargılanıyor.SİİRT’te özel güvenlik görevlisi Güven Güneş ile 75’inci Yıl İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Esin Işık (25) 2008’de evlendi. Esin, ikinci yıllarında eşinden şiddet gördüğü için boşanma davası açtı. Güven Güneş ise davaya karşı çıktı.
‘Ayağı takıldı’
Öğretmen Esin, 24 Ağustos 2010 günü Aydınlar ilçesinde Kale olarak bilinen uçurumun altında ölü olarak bulundu. Güven Güneş olayın kaza olduğunu savunarak, “Taksici arkadaşım Beşir’in otomobiliyle bölgeye gittik. Eşim hava alsın, gezelim istedik. Kameriyede otururken ayağa kalkmak istedi. Bu sırada ayağı takıldı ve düştü” dedi.
Aile itiraz etti
Dosya “Kaza” denilerek kapatıldı. Ancak öğretmenin ailesi, kızlarının damatları tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Bunun üzerine yeniden başlatılan soruşturmada tutuksuz iki sanık hakkında ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı.
Esin Güneş’in eşi Güven Güneş ile taksici Beşir Üzüm hakkında “Kasten adam öldürmek” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması dün görüldü. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, olay yerinin tekrar incelenmesi, tanıkların ifadelerinin alınması için davayı 15 Şubat’a erteledi.
Tırnaktaki DNA kimin
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Esin öğretmenin ölümüyle ilgili soruları sıraladı:
Esin Güneş’in tırnaklarında bilinmeyen bir kişiye ait DNA örnekleri çıkıyor.
Oruç tutan bir ailenin ramazanda tam da iftar vaktinde pikniğe gitmesi normal midir?
Piknik yapmak için neden kimsenin bulunmadığı, ıssız bir bölge seçiliyor?
Telefonlar neden yanında değil?
Normalde başörtüsü kullanan Esin’in başı açık bir şekilde komşularının dediğine göre evden alelacele çıkarılması neyin göstergesidir?
Kızının resmine sarıldı
Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesi kadınlar fotoğraflarla adliye önünde toplandı. Öğretmen Esin Güneş’in annesi Fahriye Işık, kızının fotoğrafına sarılıp ağladı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
“Tıpkı Ayşe Paşalı’nın davasında olduğu gibi, tıpkı Münevver Karabulut’un davasında olduğu gibi katillerin, sorumluların en ağır ceza almaları sağlanana kadar mücadelemize devam edeceğiz.”
Kaynak:hurriyet.com.tr
Cevap: Bir kadının "Kurtarın" çığlığı
Bence başlık bir insanın kurtarın çığlığı olmalıydı.
Tehdit oluşturan kişi eşini ve çocuğunu kaybetmiş psikolojisi bozulmuş açıkçası kaybedecek bir şeyi kalmamış.
Elbette kişinin can güvenliğini sağlayacak tedbirleri almak (psikolojik destek ve tedbirler heleki işin içinde çocuk varsa devlet anayı ve çocuğu korur) 1. derece önemli usul işlemidir saldırganın kaybedecek bir şeyi kalmadığını düşünürsek bu usul tedbirlerinin ne kadar işe yaradığıda tartışılır.
İşin esas önlemine gelince kişiye kaybettiği ruhsal manevi sağlığını kazandırmak kısaca hapisane yerine tımarhaneye :) yerleştirmektir.
Kişiye hala kaybedeceği şeylerin olduğunu hatırlatmak yada kaybedebileceği şeyleri edinmesine yardımcı olmaktır kişiyi hayattan ve toplumdan soyutlamak işi dahada zorlaştırır.