Hacizli Araba

Eşraftan, şehir esnafından bir şahıs, "ssk'ya borcum var; bu yüzden arabamı satacağım" diyor. Alıcı; üzerinde SSK haczi olan arabayı alıyor. Zira satıcı aldığı para ile SSK borcunu kapatacak.
Arabayı alan kişi; karşısındaki şahıs güvenilir olduğundan ve çevre esnaf da referans olduğunan üstünde durmuyor. Vergilerini, sigortasını kendi banka hesaplarından virmanla ödüyor; kaskosunu (kendi adına) yaptırıyor. "Devir yaptıralım" sözü ise bu gün yarın denerek uzadıkça uzuyor.

Satın aldıktan 3-5 sene sonra günün birinde çeviren polisler araba hakkında yakalama kararı olduğunu söyleyerek arabayı bağlayınca durum kafasına dank ediyor. Kontrol ettiğinde araba üzerinde 10 taneden fazla haciz olduğunu görüyor. Halbuki satın aldığında sadece SSK haczi vardı.

Şimdi bu arabayı alan şahıs "dolandırılmış" diyebilir miyiz? Satın alan şahsın şansı var mı? Yoksa bir bardak soğuk su mu içecek?
Satıcının her ne kadar bu kadar haczi varsa da aslında bu aracın parasını ödeyebilecek maddi günü olduğunu düşünüyoruz.
Bu konu için "Ceza davası" açılabilir mi? Şansı nedir?

Ben ortada bir dolandırıcılık olduğunu düşünmüyorum.Dolandırıcılık suçunun kanunda belirtilen bir cerçevesi vardır ve her mağduriyet ve sosyal anlamada kişinin beklenilen güveni göstermemesi dolandırıcılık olarak değerlendirilemez.Zaten aracı alan kişide noter satışına gitmeyerek ve süreci 3-5 sene gibi bir süre uzatarak karşı tarafın kusuruna bir yerde ortak olmuştur.Alıcı bir badak soğuk su içmez belki ama elindeki belgelerle şikayetçi olur.İcra sırasına girer.Ne zaman eline ne geçer orasını allah bilir.

O halde referans veren komşu esnafın baskısı ile aracı geri almasını sağlamaya çalışmak bir yol olabilir diye düşünüyorum. Burada da aracın değerinin belirlenmesinde sorun çıkacak sanırım.

Dolandırıcılık yok.Bile bile lades var.Dolandırıcılıkta ,irade bodoslaması sıcak bir yemek gibidir.Sizin olayınızda ise ,bayatlamış.Önüne koyulanın bayat olduğunu gördüğü halde ,çıkarken parasını ödeyip,bir de yemek çok güzeldi demiş.Yani kendim ettim ,kendim buldum türküsünü çalmış.Araç tescil sahibi ,parmağı göze sokmuş adeta, araç hacizli demiş, buna rağmen senelerce ,parmak gözde olduğu için gerçek görülememiş...........sonuçta beklenen an gelmiş.........çürük binaya konulan ilk tuğla sağlam olmayan temel nedeniyle yıkılacağını hissettirmiş...........Şimdi sorulacak soru........cenazeyi kaldırmadan önce taputun içindeki KİM ?

Sayın sonyaka34; Çok acımasızsınız :)

Şaka bir yana; Söz konusu olayda arabayı satan şahıs alandan; ortada araba olmasa bile borç olarak o parayı istese ide yine alabilecekti. Çünkü bir güven var.
Ayrıca anlaşma zaten "benim ssk borcum var; paraya sıkıştım; sen şu arabayı alırsan onun parası ile öderim" şeklinde. Yani zaten haciz kalksın diye para veriliyor.
Ama satıcı bu para ile haczi kaldırmak yerine belli ki başka işte kullanıyor.

Araç malikinin malvarlığı yoksa........Tabuttaki adam BELLİ.

Araç malikinin mal varlığı varsa Tabuttaki adam BELLİ.

Şıklardan ikincisi ise, durumunuz.İcra takibi ile ,yola başlamalı......yemeği sıcak sıcak yemeli.......garnitör (garanti)olarakta tabuta gireceği gösterilen , tabuta girmemek için sağa sola yalpalama,kaçıp göçme durumları olabileceği,başkaca alacaklılarında tabuta sürükleme ,cenazeyi kaldırma eylemleri olabileceğinden İhtiyati Haciz de , düşünülmelidir.Yoksa, önünüze koyulan yemeğe ,tam kaşık sallarken ..............GARSONUN (DİĞER ALACAKLIDOYURULMAK ÜZERE) ''PARDON YANLIŞ MASAYA GELDİ'' uyarısı ile , tabutun arkasından göz yaşı da dökebilirsiniz...........

Sonuçta ,tabudun arkasından GÜLENLER ile AĞLAYANLAR bir olabilir...........?

:) Çok güzel yazıyorsunuz gerçekten...
Bakalım nasıl sonuçlanacak. Görünüşe göre adalete uygun bir şekilde sonuçlanacak. Öyle olmasını umalım.
İlginiz için teşekkürler.