''Nikahsız eşe'' tedbir kararı!

Ankara Keçiören'de Zafer Y. ile gayri resmi olarak birlikte yaşayan H.S. adlı kadın, kendisine şiddet uyguladığı gerekçesiyle Zafer Y. hakkında 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun uyarınca tedbir uygulanması için mahkemeye başvurdu.

Başvuruyu değerlendiren Ankara 11. Aile Mahkemesi Hakimi Mustafa Karadağ, kadının, Zafer Y'nin şiddetine maruz kaldığı kanaatine vararak, Zafer Y. hakkında, bir dizi tedbir alınmasına hükmetti.

Karar uyarınca 6 ay süreyle uygulanacak tedbirler şöyle:

-Çiftin beraber kaldığı ev kadına tahsis edilecek,

-Zafer Y, eve ve kadının iş yerine yaklaşamayacak, iletişim araçlarıyla rahatsız edemeyecek,

-Kadına karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunamayacak,

-Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim edecek,

-Zafer Y, kadına aylık 300 lira tedbir nafakası ödeyecek.


-''Bu karar istisna''-

Türk Ceza Kanunu Kadın Platformu kurucularından Avukat Hülya Gülbahar, AA muhabirine kararı şöyle değerlendirdi:

''Bu, doğru bir karar. Ama bu türde birçok başvuru reddediliyor. Nikahsız yaşayan kişilerle ilgili daha önce Ankara'da eski Aile Mahkemesi Hakimi Eray Karınca'nın verdiği karar ile İstanbul Kadıköy'de verilen bir karar vardı. Ancak bunlar hep istisna, olumsuz örnekler ise kural haline gelmiş durumda.

Koruma kararının verilmesi için medeni nikahlı olmak, aynı çatı altında yaşamak, hatta yakın ilişki bile gerekmiyor. Bunlar, tedbir için ön şart olarak ileri sürülemez. Türkiye'nin geçen günlerde onayladığı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi de bunu öngörüyor.

Örneğin, kuru temizlemeciye elbisesini veren bir üniversite öğretim görevlisinin, bir yıl boyunca kuru temizlemecinin tek taraflı tacizine maruz kaldığını biliyorum.

Aslında bu yasa doğru uygulandığında yargıçların eline şiddeti önlemede, şiddet uygulayan bireyi caydırmada son derece geniş yetki veriyor. Ancak bu kanunun çıkarıldığı 1998'den beri yaşanan en büyük sıkıntı, kolluk, yargı ve ilgili kurumların direnci. Kanun, eğer bütün bu kurumlar tarafından kararlılıkla uygulanmış olsaydı, yüzlerce kadının hayatını kurtarmış olabilirdik.''

Hakim kendini KANUN KOYUCU FARZETMİŞ......... yada Türkiyenin Onayladığı bir Uluslararası anlaşmaya DAYANMIŞ..........HANGİSİ?

Madde 1 - (Değişik madde: 26/04/2007-5636 S.K./1.mad)

Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:

4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanuna aykırı bir karar. AİLE kavramı çok fazla zorlanmış görünüyor...

Syn.Hakim Mıstafa Karadağ benim de davamın hakimi idi. Kendi davam dışında davalarını izlemişliğimde vardır. Marjinal söylemleri olan, ani çıkışları olan bir hakimdir kendileri.

Aşağıdaki de bir başka siteden alıntı bir örnek.

"Savcılığın başvurusunu inceleyen Ankara 11’inci Aile Mahkemesi Hâkimi Mustafa Karadağ, karısına şiddet uyguladığı tespit edilen koca Harun E. hakkında 6 ay evden uzaklaştırma kararı verdi. Karadağ, aynı evde yaşayan ve oğlunun şiddet uyguladığı gelini Yeter E.’ye kötü söz sarf edip tehdit ederek olaya iştirak eden kayınvalide Arife E. hakkında da 6 ay süre ile evden uzaklaştırma ceza verdi. Ancak, komşuları, şiddet nedeniyle Yeter E.’nin 2 çocuğunu alarak ailesinin yanına döndüğünü söylediler. Pursaklar’daki evde ise haklarında uzaklaştırma kararı verilen koca Harun E. ile annesi Arife E. kalıyor.

Hâkim Mustafa Karadağ, 24 Kasım’da aldığı kararın gerekçesinde, “Yasa sadece eşleri değil, aynı çatı altında oturan aile bireylerini şiddetten korumayı amaçlamış, şiddet uygulayan aile bireyleri hakkında da tedbir uygulanabileceğini öngörmüştür” dedi."

“Türkiye’de Kadınların İnsan Haklarına Saygının Güçlendirilmesi” Projesi kapsamında birinci “Kadına Karşı Şiddet Konulu Yuvarlak Masa Toplantısı” 4 Aralık 2007 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi." Katılımcılardan bir tanesi yine Mustafa Karadağ.."

"Ankara 11. Aile Mahkemesi Hakimi Mustafa Karadağ, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunu Geniş Yorumladı.

Ankara 11. Aile Mahkemesi Hakimi Mustafa Karadağ, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunu geniş yorumlayarak, eşinin kendisini terk etmesinin ardından baldızını rahatsız etmeye başlayan H.H.Y adlı kişiye karşı 6 ay boyunca tedbir konulmasına hükmetti.

Kararda yer alan bilgilere göre, Ankara'da ikamet eden H.H.Y. adlı kişi, eşinin evi terk ederek, babasının yanına gitmesinin ardından, eşinin kardeşinin okuduğu okula giderek, baldızını rahatsız etmeye başladı.

Baldız, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına H.H.Y. hakkında şikayette bulundu. H.H.Y. hakkında soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, aile mahkemesine başvurarak, H.H.Y'ye karşı tedbir uygulanmasını istedi. Bu talep, Ankara 11. Aile Mahkemesi Hakimi Mustafa Karadağ tarafından karara bağlandı.

Hakim Karadağ, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunu geniş yorumlayarak, baldızı koruma altına almak amacıyla H.H.Y'ye karşı bir dizi tedbire hükmetti. Buna göre H.H.Y'nin 6 ay süreyle baldızının ikameti ile eğitim gördüğü okula yaklaşması, baldızı ve diğer aile bireylerine karşı şiddet ve korkuya yönelik davranışlarda bulunması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesini yasaklandı. Bu tedbirlere uymaması durumunda, kanun uyarınca H.H.Y'nin tutuklanacağı da kararda yer aldı.

- HAKİMİN DEĞERLENDİRMESİ-

Hakim Karadağ'ın kararının gerekçesinde, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun 1. maddesinde 'aynı çatı altında oturan aile bireylerinden' bahsedildiğine dikkat çekildi.

Bununla birlikte Anayasa'nın 90'ıncı, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesinin 2'nci, bu sözleşme uyarınca hazırlanan çerçeve mevzuat örneğinin bazı maddeleri, ek protokol hükümleri ve Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesinin 19 ve 21 nolu genel tavsiye hükümleri dikkate alındığında, aile içi şiddetin esasen kadına yönelik şiddetin bir boyutu olduğu ifade edilen gerekçede, asıl önlenmesi gerekenin kadına yönelen şiddet olduğu kaydedildi ve bu nedenle tedbir talebinin kabul edildiği belirtildi."

Bu ve benzeri bir çok durumu bende izledim davalar sırasında. Kadından yana çok fazla toleranslı davranan bir hakimdir kendileri. (şahsi kanaatim tabii)

Yukarıda Belirttim.

Alıntı:

---

aynı evde yaşayan ve oğlunun şiddet uyguladığı gelini Yeter E.’ye kötü söz sarf edip tehdit ederek olaya iştirak eden kayınvalide ...... E. hakkında da 6 ay süre ile evden uzaklaştırma ceza verdi

---

Bu karar ,Ailenin Korunması Kararı ile örtüşüyor.Kanuna uygun.Birlikte yaşayan aile bireyleri söz konusu.Yani ; Kanunun düzenlemesinde sadece eş ve çocuklar şeklindeki çekirdek aile söz konusu değil.Kaynana ,gelin ,damat ,evlatlık çocuk vesair evde yaşayan akrabalar .Burada bir bağ var.Resmi nikah sonuçunda kurulmuş yasal evlilikten doğan akrabalık bağları ,Kanunumuzun KURUCU unsuru ,Çatısı bu resmi evlilik.Bu çatıya dayalı olarak ,yakın uzak akrabaların evde yaşaması durumunda ,örneğin dayıkızı ,amcacocuğu dair ,aile kavramı içindedir.

Fakat;Diğer karara katılmak mümkün değil.Meğerki baldız da aynı evde yaşıyor olsun.

Son onaylanan ,Kadına karşı şiddetle ilgili avrupa sözleşmesinde ,fiili beraberlikler de de cinsel şiddete maruz kalan resmi evli olmayan kadınların korunmasına ,bunlar için yasa çıkartılmasına dair imzacı devletlere görev verilmiş.Zaten ceza yasasında bu konuda hükümler var.

Bu AİLE mahkemesinin görevi değildir.Genel kurallar babında düzenlenmelidir.Yoksa resmi olmayan ,1 aylık ,3 aylık beraberlikler de de ,AİLE MEFHUMUNA sokmanın ALEMİ yoktur.Aile Mahkemesinin görevi de değildir.

Ailenin korunması hakkındaki kanunda ,aile içinde yaşayan hiçbir akrabalık bağı olmayanlar içinde , Aile içinde yaşamaları kaydıyla onlara içinde aynı madde uygulanır, örneğin fiili evlatlık durumlarında olduğu gibi.

Esas olan aile içinde beraber yaşamak olgusudur.Kanunun amacı aileyi korumaktır.

Aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin diyor yasa burada şunu sormak lazım aynı çatı altında yaşadığı için bir gönül bağıyla birlikte olmuş kişiler mi ailedir yoksa sadece evlilik cüzdanı olup da duygusal anlamda boşanmış bireyler mi ailedir....Bu açıdan kararın doğru olduğu kanaatindeyim..Hukukun dinamik yapısına uygun bir karar bence...