Bitmeyen İdari Soruştırma

Ayşe polis memurudur, ticaretle uğraşan Ahmet ile aralarında bir duygusal yakınlık başlar, 2 yıl kadar görüştükten sonra Ayşenin tayini çıkar ve yeni geldiği ilde Ahmetin kimlik bilgilerine bakar, evli ve 5 çocuğu olduğunu öğrenir. Aralarındaki ilişkiyi bu sebeple bitirmek ister ancak Ahmetin ağır hakaret ve tehditleriyle 1 yıl daha bu ilişkiyi sürdürür ve sonunda Ahmet Ayşenin kendisinden ayrılmasını hazmedemeyerek,
BİMER e e-mail yazarak kendini savunur bir ihbar yapar, akabinde,

1- Dolandırıclık... iddası ile dava açar ; ben zamanında araba sattım ona ama aslında hediyeydi para almadım der,
Dava takipsizlik alır çünki belirtilen satış 3 yıl önce noterden satış sözleşmeli ve tamamen yasaldır.

2-Güveni Kötüye Kullanma...iddiası ile dava açar; beni evlilik vaadiyle kandırdı ben ona 100.000 lira harcama yaptım der,
Dava takipsizlik alır çünki Ayşe bekar kendisi halen evlidir.

3-Görevi Kötüye Kullanma (4483 SKM)...iddiası ile dava açar; kişisel bilgilerime emniyette olan yetkileriyle baktı der,
Dava takipsizlik alır çünki kullanılan sorgu alanı istihbari ve önleme amaçlı kullanılan bi alan olup, Ayşe bu bilgileri kimseyle paylaşmamız ki zaten gizli olan bi bilgide değildir.

Bütün bu yasal çerçevede Ayşe hep haklı olmasına rağmen Emniyetçe yürütülen, özel hayata dikkatsizlik adlı, İdari Soruşturma 1 yılı geçkin süredir tamamlanmadığı gibi, Ayşe çalıştığı şubeden sürülmüş çok ağır bi dönemi tek başına aşmıştır.
3. dosyadan soruşturma izni için Emniyet Valiliğe başvurmuş ve Ayşe dosyayı bölge İdare Mahkemesine yollayarak, Soruşturma İzninin Verilmemesi kararını Nisan 2011 de almıştır.

Fikrinizi almak istediğim konu ise;

1-Adli yargı yok derken İdari Yargı neden hala araştırmaya devam eder?
2-İdari anlamda gelebilecek ceza yine Bölge İdare Mahkemesince bozulabilirmi?
3-Ayşenin bu yoğun bunalımlı bir yılının hesabını Emniyetmi Ahmetmi vericek?

Çok teşekkür ederim.

1)Adli yargı ve idari tahkikat birbirinden bağımsızdır.Adli yargı yok dedi diye idarinin yok demesi gerekseydi zaten idari soruşturmanın bir anlamı kalmazdı.
2)Verilen ceza idari mahkemeye taşınabilir.
3)Muhtemelen kimse vermeyecek.Milletin canını ve malını emanet ettiği kişilerin özel hayatlarında evli insanlarla birlikte olmaları bağlı bulunduğu kurumlarca hoş görülmeyebilir.Bu yüzden kurumdan hesap sormak elbettiki söz konusu değil.Ahmet isimli şahsa gelince, takipsizlikle sonuçlanan şikayetlerine istinaden iftira davası açılabilir.Ancak oda muallakta kalıp bir yere varamaz diye düşünüyorum.Harcıycak para ve zamanı varsa, Ayşe isimli şahıs elbetteki deneyebilir.

Teşekkürler,
Yalnız 4483 SKM gereği memurun haklılığının isbatı üzerine kurumun Ahmete kamu davası açması gerekmezmi ? ve yine aynı yasa gereği memurun maddi manevi tazminat hakkı saklıdır ibaresi ne kadarlık bir süreyi kapsar acaba?

Şikayetin takipsizlikle sonuçlanması her zaman Ayşe'nin haklılığının ispatı anlamına gelmez.Ortada iftiraya bağlı bir takipsizlik varsa kamu davası açılır.Ancak belirsizlik ve delil yetersizliğinden(ki bu durumlar herzaman şüpheli lehinedir) bir takipsizlik söz konusu olduysa karşı tarafa dava açma ve sonuç alma durumu çok enderdir.Memurun maddi manevi tazminat hakkı saklıdır, ancak memur açıkça mağduriyetini ispat etmelidir ki saklı olan bu hakkı kullanabilsin.Biraz araştırma yapılırsa Ülkemizde tazminat hukukunun belli bir alanda belli şekillerde işlediği görülecektir.İdari soruşturmadan bunaldım, strese girdim şeklindeki ifadeler çok bir anlam ifade etmemekte olup, ancak kanıtlanmış bir iftira üzerine gene doktor raporlarıyla duruma bağlı kanıtlanmış psikolojik bir tarvmanın belgeleriyle manevi tazminat talep edilebilir.Durumda aynı şekilde maddi kayıplar olduysa(açığa alınma vb. sonucu) bunlarda belgelenerek maddi tazminat talep edilebilir.Kolay gelsin.

Ayşenin DMK125 e-g maddesinden içişleri bakanlığı yüksek disiplin kurulunda yargılanmasıda mümkündür...

Alıntı:

---

seda212 rumuzlu üyeden alıntı

Ayşenin DMK125 e-g maddesinden içişleri bakanlığı yüksek disiplin kurulunda yargılanmasıda mümkündür...

---

Görüşünüz için teşekkürler.
Yalnız, Ayşenin yaşadığı psikolojik bunalımı ispatlayamayacak olması ve TCK 267 gibi maddeler iyiki var.

Son durum hakkında;

Ayşeye soruşturmacı tarafından talep edilen ceza Meslekten Çıkartma dır.

Şimdi dosya İl Disiplin Kurulunca değerlendirilmek üzere Valiliktedir.

Acaba;
1-Soruşturmacının kararı tebliğ edildiğinde itiraz hakkı varmıdır? yoksa İl Disiplin Kurulu Kararımı beklenmelidir?
2-İl Disiplin Kurulunda 657 SK. 129. Md. since sözlü savunma talebinde bulunan Ayşenin savunması ne derece ciddiye alınır.?
3-İl Dis.Kur. tarafından dosyaya gelen cezanın bir alt cezası talep edilebilirmi? veya tamamen kaldırılabilirmi?
4-İl.Dis.Kur. tarafından olumsuz anlamda gelebilecek her sonuca Ayşenin itiraz mercii Bölge İdare Mahkemesimidir?
5-Bölge İdare Mahkemesince Nisan 2011 de verilen Soruşturma İzni Verilmemesi yönündeki karar, verilebilecek bir ceza için olumlu bir durum oluştururmu?

çok teşekkürler.

ayşe hanımın il disiplin kurulunda sözlü ifade vermesi lehinedir.dmk 129 md ye göre avukat tanık dinletebilir.benim yakın bir arkadaşım böyle bir konudan yargılandı.bu konuda idari davalarda uzman avukat Olgun Hamarattan alınan görüş ile dava lehine sonuçlandı.soruşturma dosyanızla ilgili avukatınızın idari konularda tecrübeli bir hukukçunun olması sizin davanızda olumlu sonuç almanıza yardımcı olacaktır...

İdari kısmını arkadaşlar yanıtlıyor ama benim AYşeye tavsiyem, bu kişi hakkında savcılığa suç uydurma ve iftira suçlarından suç duyurusunda bulunması ve tazminat davası da açmasıdır. Şikayet hakkı anayasal bir hak olsa da suç uydurmak, iftira atmak da suçtur.

Polis Memuru Ayşe, İl Disiplin Kurulu karşısında avukatı ile ifade verir ve sorulan soruları cevaplandır.
Kurulun kararı ile ilgili hiç bir bilgi verilmemiş, Vali tarafından imzalanarak kendisine tebliği ile öğrenileceği söylenmiştir.
Acaba benmi yanlış hatırlıyorum;
İl Disiplin Kurulu, soruşturmacının tayin ettiği cezayı onaylar veya reddeder, bir alt veya bir üst ceza talep edemez diye bir durum varmıydı ?

Yürütülen idari soruşturmanın sonucunda P.M.Ayşe hem şahıs hemde kurumuna dava açıcak sanırım, yine bilgilerinize başvuracağım.
Teşekkürler.