AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
İki mesele hakkında konuşalım.
Önce bir yazı alıntılayacağım. İtiraf etmem gerekiyor ki son zamanlarda okuduğum yazılar arasında en iyilerinden. Çok kısa ve bir o kadar net.
AKP İktidarda Böyle Kalıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yönettiği hükümetin üretim olmadan nasıl maaş verdiği, bunca iç ve dış borca karşın ayakta nasıl kaldığı son günlerde daha net bir şekilde anlaşıldı. AKP hükümeti, iktidarını ayakta tutabilmek için ABD ve AB’nin isteklerini bir ‘’emir’’ gibi algılıyor ve gereğini yapıyor. ABD’nin Ortadoğu’ya yeniden şekil verme planı, ‘’truva atı’’ rolünü üstlenen AKP aracılığıyla sağlanıyor. Bunun karşılığı ise “mali yardım” ve "siyasi destek" olarak alınıyor. Arap halklarının geleceği bir ‘’takas unsuru’’ olarak pazarlanırken, Erdoğan ve yandaşları gözümüzü boyamak için “Lüks iftar sofralarında israfta bulunmayın, Somali’ye yardım yapın” çağrısında bulunuyor.
Artık açıkça görülüyor ki; önümüzdeki süreçte, Suriye, İran, Mısır ve Libya’nın haritasını yeniden çizmeyi tasarlayan ABD, Beşşar Esad’ın yapmasını istediklerini önce Başbakan Erdoğan’a dikte ediyor, ardından da mesajlarını “daha net” anlaşılabilmesi için özel temsilcileri aracılığıyla Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na iletiyor. “ABD’nin postacısı” rolündeki Davutoğlu da görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirerek, Esad’ı “evinde” tehdit ediyor. AKP hükümetine, bu görevlerinin karşılığı olarak ise “borçlanma şansı” tanınıyor. Yüksek faizle alınan sıcak para sayesinde ekonomiyi ‘’döndürebilen’’ AKP hükümeti, böylece iktidarını ayakta tutabiliyor. Bu sarmal, her geçen gün AKP’yi içine alıyor. ABD’nin çıkarları için “Sıfır Problem’’ teorisini bile ayaklar altına alan AKP – Davutoğlu, emperyalist güçlerin taşeronu olduğunu artık saklama ihtiyacı dahi duymuyor. Tabanından gelebilecek olası tepkileri engellemek için “Ortadoğu’yu biz yönetiyoruz” , “Tayyip Bey dünya lideri oldu” yalanını piyasaya süren AKP iktidarının yıllardan bu yana iktidarda nasıl kaldığı daha kolay anlaşılıyor. Arap halklarının geleceği ‘’takas’’ ediliyor, AKP ise karşılığında ‘’mali yardım ve siyasi destek’’ alıyor.
Türkiye’nin tüm kar eden kamu kurum ve kuruluşlarını yıllardan bu yana ABD – AB’nin çıkarlarına sunan ve özelleştirmeyi pervasızca yapan hükümet, kaynaklar tükenince şimdi Arap halklarını pazarlık unsuru haline getiriyor. Tüm bu ‘günahlar’’ ise emperyalistlerin topraklarına ve gıdalarına el koyması yüzünden aç kalan Somali halkının dramı ön plana çıkartılarak unutturulmaya çalışılıyor. AKP’nin yayın organı Sabah Gazetesi ile AKP beslemesi medya, günlerden bu yana Somali’yi ekranlara getirerek, hükümetin “yardım çağrısı”na destek istiyor. Irak’ta öldürülen yüzbinlerce insani için tek bir kez dahi sesini çıkartamayan AKP iktidarı, emperyalizmin gönüllü taşeronu olduğunu, Somali üzerinden yaptığı ‘’duygu sömürüsü” ile örtmeye çalışıyor. AKP medyası, Somali'deki açlığı ön plana çıkartarak, Türkiye'deki yoksulluğu gözlerden kaçırmayı hedefliyor. Emperyalistler Suriye, Irak, Mısır ve Libya'da AKP’yi kullanırken, samimi Müslümanların duyguları ise yine istismar ediliyor.
Topraklarına ve gıdalarına el konulan Somali'yi sömürmek, önümüzdeki süreçte buraya yapılacak ''askeri müdahale''lere meşruiyet kazandırma amacı taşırken, bir yandan da emperyalistlerin ''sıcak bölgelere taşınma" politikasının zemini oluşturuluyor.
http://www.gercekgundem.com/?c=67368
Ve ikinci olarak, aylardır akplilerin ortalığı velveleye verdikleri mesele aynı diğerleri gibi fos çıktı.
İnternet andıcında eski akpli bakanın imzası çıktı. Yani hükümetin onayı çıktı. (Şaka gibi)
http://www.kanaldhaber.com.tr/Haber/...var-21400.aspx
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
Mükemmel bir yazı...
Özellikle şu kısım kabak gibi gözüküyor ama beyin gözü açık olanlar için;
"ABD’nin çıkarları için “Sıfır Problem’’ teorisini bile ayaklar altına alan AKP – Davutoğlu,..."
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
Arkadaşlar sizlerde sayın Kılıçdaroğlu gibi tabana kulak vermiyorsunuz. Akp işte böyle iktdarda kalıyor ve böyle muhalefet olduğu sürece kalmada devam eder. Demek ki %50 daha hiç birşey ifade etmiyor.Hizmet-Hizmet-Hizmet....
Bayramda otoyol ve köpürler ile YHT'ler ücretsiz Ramazan Bayramı tatilinde köprü ve otoyol geçişleri, belediyelerin toplu taşıma hizmetleri ile Ankara-Konya Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferleri ücretsiz olacak.Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre, köprü ve otoyollarda geçişler, 27 Ağustos 2011 Cumartesi günü saat 00.00'dan başlayarak 5 Eylül 2011 Pazartesi günü saat 05.00'e kadar ücretsiz olacak.
Belediyelerin toplu taşıma araçlarına 30 Ağustos 2011 Salı günü saat 00.00'dan başlayarak 1 Eylül 2011 Perşembe günü saat 24.00'e kadar ücretsiz binilebilecek.
Öte yandan 24 Ağustos 2011 Çarşamba günü saat 06.00'dan başlayarak 5 Eylül 2011 Pazartesi günü saat 05.00'e kadar Ankara-Konya arasındaki YHT seferleri ücretsiz gerçekleştirilecek.
Kararda, ''Ramazan Bayramı tatili nedeniyle; 27 Ağustos 2011 Cumartesi günü saat 00.00'dan başlayarak 5 Eylül 2011 Pazartesi günü saat 05.00'a kadar otoyollar ve boğaz köprülerinden yararlananlar, 30 Ağustos 2011 Salı günü saat 00.00'dan başlayarak 1 Eylül 2011 Perşembe günü saat 24.00'a kadar belediyelerle bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinden yararlananlar, 8 Ocak 2002 tarihli Kanunun 1'inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır. 24 Ağustos 2011 Çarşamba günü saat 06.00'dan başlayarak 5 Eylül 2011 Pazartesi günü saat 05.00'a kadar Ankara-Konya Yüksek Hızlı Tren seferlerinden yararlananlar, Kanunun 1'inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır'' ifadelerine yer verildi.
HİZMET VAR............................................... ............
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
Yukarıda yazdığımız mesele ile ilgili bilgiler aktaralım.
1-) IMF'ye borçların ödendiği yanıltması ve ekonominin çöküşü
Alıntı:
Sayın Başbakan yaptığı her açıklamada IMF’ye olan borçlarını 24 milyar Dolardan 14 milyar Dolar’a düşürdüklerini ve geçmiş dönemin borçlarını ödediklerini bir kahraman edasıyla vurgulamaktadır. Evet, AKP döneminde IMF’ye olan borçlar gerçekten azalmıştır, yani AKP Hükümeti, IMF’den aldığı borçtan daha fazla IMF’ye ödeme yaptığı için IMF’ye olan borç azalmıştır. Fakat bu durumu ekonomide iyileşme olduğu şeklinde anlamak yanılgıdır. Nitekim IMF’ye olan borçlar; üreterek kazanılan dövizlerle ve üretimle ödenmiş değildir. IMF’ye olan borçların nasıl ödendiği aşağıda merhaleler halinde açıklanmıştır.
1- Türkiye’de döviz kuru baskı altına tutulduğu ve reel faizler dünyanın en yüksek seviyesinde olduğu için ırkçı emperyalist tekelci sıcak para Türkiye’ye döviz olarak gelmiştir.
2- Ülkeye giren sıcak para Merkez Bankası aracılığıyla dövizden TL’ye geçmiştir. Yani Merkez Bankası sıcak paracılardan döviz alarak onlara TL vermiştir.
3- Hazine dövizden TL’ye dönen sıcak paracılardan; yüksek reel faiz ve kısa vade ile borçlanma yoluna gitmiştir.
4- Hazine sıcak paracılardan borçlanarak temin ettiği TL ile TCMB’den döviz satın alarak Milli ekonomi genelde batarken, AKP günü kurtarma ve geleceğimizi karartma yolunu seçmiştir.
5- Hazine TCMB’den satın aldığı döviz ile IMF’ye olan borçlarını ödemiştir. Yani IMF’ye olan borçlar borçlanarak ödenmiştir. Bu nedenle geçmiş bütün hükümetler döneminden daha fazla borçlanmış olan AKP, sekiz yılda iç ve dış borç toplamını 580 milyar dolara yükseltmiş; yani Türkiye’yi Siyonist sermayenin ipoteği altına itmiştir.
Çok daha detaylı açıklama :
Alıntı:
Devletin IMF’e borcu azalırken milletin borcu nasıl artar?
Başbakan diyor ki;
“Biz IMF’ye olan borcumuzu azalttık”.
Kayıtlara bakalım acaba doğru mu?
Doğru, Hazine kayıtlarına baktığımızda AKP İktidarının başlangıcı olan 2002 yılı sonu itibariyle IMF’ye olan borç 22 milyar 086 milyon dolar iken, 2009 sonu itibariyle 7 milyar 958 milyon dolara inmiş.
Borcumuz aradan geçen yedi yılda tam 14 milyar 128 milyon dolar azalmış.
Sevinelim mi?
Kim sevinmez böyle bir habere...
Yeter ki, buradaki borcumuzu kapatırken başka yerlerden yeni borçlar almamış olalım;
Yeter ki, devletin bu borcu ödenirken milletin borcu artmamış olsun.
O zaman bu konuya da bir göz atalım ve neye sevineceğimizi, neye üzüleceğimizi daha net bir biçimde kararlaştıralım.
Bilgi kaynağımız yine devletin Hazine Müsteşarlığı kayıtları olsun.
Devamı:
http://www.bulentsoylan.com/makaleler/131.htm
2-) AKP'ye fon dayanmıyor. Önce İşsizlik fonu şimdi...
Alıntı:
İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken paraları amacı dışında kullanan AKP hükümetinin Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndaki kaynaklara da el koyduğu ortaya çıktı. AKP'nin fon kaynaklarına el koyma gerekçesi ise: Bu parayı almazsak, dışarıdan yüksek faizle borçlanmak zorunda kalırız.
İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken geliri başka amaçlar için kullanan AKP hükümeti, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na ait olan Savunma Sanayii Destekleme Fonu’nun (SSDF) milyar dolarlık gelirlerine el koydu. Hazine, 2009 ve 2010 yıllarında müsteşarlığa bu fondan çok küçük miktarlarda kaynak aktarıldı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı kaynakları, Hazine’nin, “Biz size bu parayı aktarırsak, dış piyasalardan yüksek faizle borçlanmak zorunda kalırız” dediğini belirtti. Türkiye’nin en ağır ekonomik krizlerinden biri olan 2001 yılında bile fon gelirleri müsteşarlığa aktarılmıştı. SSDF, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyon çalışmaları kapsamında ortaya çıkan ihtiyaçlarını finanse etmek için oluşturuldu. SSDF’ye, gelir vergisinden (yüzde 5), akaryakıt vergisinden (yüzde 5.8), içki ve tütün üzerindeki vergilerden (yüzde 10) ve milli piyango gelirlerinden paylar aktarılıyor. Kuruluşundan bu yana düzenlenen gelir - gider istatistiklerine göre, fonun gelirleri giderlerinden hep fazla oldu.
‘Teğetle’ başlamış
Hazine’nin, SSDF gelirlerini, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na ilk olarak 2009 yılında dünyayı sarsan ekonomik kriz sırasında aktarmamaya başlaması dikkat çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kriz Türkiye’yi teğet geçer” dediği 2009’da, fondan Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na yalnızca 600 milyon dolar aktarıldı. Gider ise bu tarihte 1.450 milyar dolar oldu. 2010 yılında ise fondan müsteşarlığa aktarılan kaynak iyice düştü ve 150 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2010’daki gider ise rekor seviye yaparak 1.8 milyar dolara çıktı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı kaynakları, parayı Hazine’nin kullandığını ifade etti. Kaynaklar, Hazine’nin, “Biz size bu parayı aktarırsak, dış piyasalardan yüksek faizle borçlanmak zorunda kalırız” dediğini belirtti.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=264326
Devam edecek...
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
Teşekkürler rotorcliy....Güzel ve yerinde araştırmalarınız için...
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
"...Arkadaşlar itiraf edelim, bu ülkeyi Enflasyon Lobi’si ele geçirdi. Maalesef %50 oy oranı ile yalnız TBMM’de kanunları değil, ekonomide de kanunları değiştireceğine inanan safyürekli bir hükümetimiz var. Tinbergen Kuralı’nı ihlal ederek para politikası uygulayabileceğini sanan damda uysal güvercin bir TCMB’miz var..."
demiş yazar yazı gerçekten mükemmel. Link bu:
Enflasyon Lobisiyle Savaşacağım
http://www.ekonomihaberyorum.com/enf...e-savasacagim/
Adım adım izah etmiş yazar enflasyon oyunlarını sadece yazı değil yorumlar da çok iyi. Bir tanesi:
"TCMB bu hükümetin güdümünde bir bakanlık gibi… bu biline, rakamları, ekonomik gelişmeleri yorumlamaları, başbakanın sıfır faiz hedefi doğrultusunda söylem ve tutumları.. herkes koltuk derdinde.
Açıklanan enflasyon rakamlarıyla vatandaşın enflasyonu aynı mı! toplumun %90 ‘ı inanmıyor bu rakamlara. memura enflasyon farkı zammı yapmamak için rakamları tıraş etmeler, tüik’in açıkladığı resmi enflasyon rakamlarından sonra A. Babacan’ın tepkisi sonrası enf. rakamlarını bir sonraki ay eksi göstermeler… kimi kandırıyorsunuz siz.! %50 lik toplumu …"
Şiddetle tavsiye olunur.
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
"Akp Hükümeti'nden yapılan Güncelleme'lerle ilgili açıklama geldi.
Güncelemeleri biz yapmadık.. Devlet yaptı" :)
Cevap: AKP İktidarda Böyle Kalıyor ve İnternet Andıcı
Alıntı:
rotorcliy rumuzlu üyeden alıntı
"...Arkadaşlar itiraf edelim, bu ülkeyi Enflasyon Lobi’si ele geçirdi. Maalesef %50 oy oranı ile yalnız TBMM’de kanunları değil, ekonomide de kanunları değiştireceğine inanan safyürekli bir hükümetimiz var. Tinbergen Kuralı’nı ihlal ederek para politikası uygulayabileceğini sanan damda uysal güvercin bir TCMB’miz var..."
demiş yazar yazı gerçekten mükemmel. Link bu:
Enflasyon Lobisiyle Savaşacağım
http://www.ekonomihaberyorum.com/enf...e-savasacagim/
Adım adım izah etmiş yazar enflasyon oyunlarını sadece yazı değil yorumlar da çok iyi. Bir tanesi:
"TCMB bu hükümetin güdümünde bir bakanlık gibi… bu biline, rakamları, ekonomik gelişmeleri yorumlamaları, başbakanın sıfır faiz hedefi doğrultusunda söylem ve tutumları.. herkes koltuk derdinde.
Açıklanan enflasyon rakamlarıyla vatandaşın enflasyonu aynı mı! toplumun %90 ‘ı inanmıyor bu rakamlara. memura enflasyon farkı zammı yapmamak için rakamları tıraş etmeler, tüik’in açıkladığı resmi enflasyon rakamlarından sonra A. Babacan’ın tepkisi sonrası enf. rakamlarını bir sonraki ay eksi göstermeler… kimi kandırıyorsunuz siz.! %50 lik toplumu …"
Şiddetle tavsiye olunur.
Bu yazıyı kaleme alan rotorcliy i yürekten kutlarım,
Aslında kurucu iradenin içinde kalacak bir ikdidar ilizyonuna katlanmak kolay
nasılsa birgün bıkılıp değiştirileecektir. eşyanın tabiatı bunu böyle söyler .
Ancak bu defa böyle olmadığını yapılan anayasa tartışmalarından anlayabiliyoruz.
Türkiye nin 3 parçalı bir federosyona a doğru usul usul evrilmekte olduğunu anlamakta hiç zor değil .
Asıl sorun bana kalırsa bu. kırılan bişey asla eski haline dönmez!
birileri (demokrasi bir trendir
istediğin istasyona geldiğinde inersin) demişti ya,
o istasyonun artık çok uzakta olmadığını hissediyorum.
inşallah yanılıyorumdur...