Herkes her istediğini yazabilir mi?

Ayrımcılık bazen elle tutulup gözle görülebilir bir netlik taşımasada hissedebildiğimiz ve tanımlayabildiğimiz bir kavramdır ve ne yazık ki herkes diğerlerine karşı din-dil-ırk vs nedenlerden ötürü ayrımcılık uğrayabilir ya da herkes günün birinde din-dil-ırk vs. nedenlerden ötürü ayrımcılığa uğrayabilir
sevimsiz giriş cümle öbeğinin ardından sormak istediğim iki konuyu aktarmak istiyorum
1- Bu madde anlaşılamadığı için kaldırıyorum, aslında konunun özü çok karışık değil, Türkiyede bir Türk çalıştığı iş yerinde Türk olduğu için ayrımcılığa uğrayabilir, bu bilinmelidir demek istemiştim,

2- Konu gene ayrimcilik, "cinsel yonelim" ayrimciligi
Dünyada cinsellik henüz çözülememiş bir muamma, cinsel yönelimse daha büyük bir muamma, çünkü heteroseksüeller her yerdeler ve herşey onların elinde, heteroseksüel olmayanlarınsa söz hakkı yok? Heteroseksüellik bir cinsel yönelimdir? eşcinsellik bir cinsel yönelimdir. Gazetecilerin kullandığı şekliyle "cinsel tercih". Peki yazılı ya da görsel medya mensupları, kendilerine sunulan imkanlar dahilinde "heteroseksüel" olmayan herhangi bir cinsel yönelim hakkında "hakaret" ya da "kırıcı" nitelikle sözler söyleyebilme ya da yazabilme hakkına sahip midir? Yazar bunu inatla ve sıklıkla yapmaktadır üstelik.
http://yenisafak.com.tr/aguven.html
verdigim link YeniSafak gazetesinde köşeyazarı A.M.Güven tarafından kaleme alınmış bir fıkranın web linkidir, yazı hukuki olarak bir suç teşkil eder mi? Yazı baştan sonra "eşcinsel" cinsel yönelimini aşağılamakta, hakaret etmekte ve kötülemektedir.
http://www.basinkonseyi.org.tr/modul...showpage&pid=8
sayfasinda basin konseyine sikayet icin basvuru kosullari aktarilmaktadir
http://www.basinkonseyi.org.tr/modul...showpage&pid=3
sayfasında da Basın Konseyi ilkeleri yer almaktadır
bu ilkelerden birincisi
Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.
buyurmaktadır. İnsanlar cinsiyetlerine göre ayrımcılığa uğrayamazlar ama cinsel yönelimlerine göre uğrayabilirler.
Bu konuda ne yapılabilir.
Gazetelerin 3ncü sayfalarında sıklıkla "Travesti cinayeti" ya da "Eşcinsel cinayeti" türünden haberler çıkmaktadır. Ben ömrümde hiç "Cinnet geçiren heteroseksüel koca 2 çocuğunu ve baldızını doğradı" haberi görmedim. Peki niye heteroseksüellik dışındaki cinsel yönelimden olan bireylerle ilgili 3ncü sayfa haberleri verilirlen başlığa mutlaka şahısların cinsel yönelimleri ya da o cinsel yönelimlere dair alt kimlikleri (eşcinsellik ya da eşcinselliğin alt kimliği Travestilik gibi) mutlaka yazılır. Bu şekilde davranılarak sanki Travestilik "öcü" gibi gösterilmeye çalışılmaktadır, travestilik bir meslekmiş gibi, her travesti "seks işçisi"ymiş gibi gösterilmektedir. Kaldı ki bu şekilde bir yandan seks işçisi =tukaka demeye çalışılmaktadır.
Bu konuda ufacık bişey yapılabilir mi?
Yoksa heteroseksüeller borazan bizde istediğimiz kadar dürüst oluruz demeye devam mı edecekler? Bir avukat öksürsün şu anda 20 tane köşe yazarının fıkrasını suç unsuru taşımak kaydıyla web linkleriyle verebilirim. Basın ilkeleri ne işe yarar?

Ayırımcılık
MADDE 122. - (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;

a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,

b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,

c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,

Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.


(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


Cinsel tercih meselesi ise Kanunlarımızda yer almamıştır.Ancak sırf cinsel tercihi nedeni ile insanlara hakaret edilemez.

Örneğin bu İp.. lerin hepsi kendini satılığa çıkarıyor tarzı bir cümle hakaret niteliği taşımaktadır.
Ayrıca cinsel tercih endeni ile insanlar arasında ayrım yapmak bir insan hakkı ihlalidir. Ayrıca sırf cinsel tercihi nedeni ile bu kişilerin gizli kamera kaydına tutulması suç olarak tanımlanmıştır.

Ancak açık ve tatmin edici bir düzenleme henüz mevcut değildir.

Verdiğiniz yazıyı okudum.Eleştiri sınırları içerisinde kaldığını düşünüyorum.Suç unsuru oluşturabilecek tek şey ise.
tipik bir "tutkuyla bağlanmış eşcinsel" gaddarlığı!) dır.Burada genelleme yapılarak hakaret suçu işlenmiştir.Ancak sonundaki "!" işaretinin ne anlama geldiğini edebi bilgisi olanlar açıklayabilir. Bu cümleyi destekler bir ünlem midir.Yoksa o sözün doğru olmadığını belirten bir ünlem midir.

Ayrıca bu yazının (herne kadar düzeltme çabası içinde olsa da ) halkın bir bölümünü diğer bir bölümüne karşı kışkırttığını düşünüyorum.

yorumunuz için çok teşekkür ederim
peki eşcinselliğin Avrupa birliği sürecindeki hak mücadelesi nasıl şekillenebilir
Avupada pekçok ülkede "evlilik" hakkına kadar pekçok hak kazanılmış durumdadır, Türkiye'de dernek kurmak bile "çok" zor

yazıya geri dönerken o size gönderdiğim yazı dışında aynı köşe yazarının, kendisine paşa babasından kalan lebiderya köşesinde hemen her hafta mutlaka bir adet "eşcinsellik karşıtı" ya da "eşcinselliği aşağılayıcı" bir yazısı çıkıyor, üstelik bunuda üstü örtülü sevimsiz, iğdiş bir gurur edasıyla aktarıyor, homofob olmak üstün bir meziyetmiş gibi

ne yapacağım ben şimdi, bu amca mısırdaki teyzesinden miras kalan köşesinden inandığı dini inançlar ve göstermelik toplumsal ahlak anlayışını temel alarak "eşcinselliğe" karşı her türlü alaya alıcı, aşağılayıcı, kötüleyici yazıyı yazacak, bende kaba etim üstünde oturup okumaya ve hiddetlenmeye devam mı edeceğim, yargı ya da basın konseyi vasıtası ile bu paşaya "yahu birader yavaş gel" demenin bir yolu yordamı yok mudur?

Yazınızın birinci maddesini anlamadım. Sizi kim hangi gerekçeyle işten çıkardı. SSK dediğinize göre Türkiye de olan bir olayda ' türk' olarak nasıl ayrımcılığa uğradığınızı anlayamadım. yazdıklarınızdan da bu anlaşılamıyor. Sanırım o yüzden de aldığınız ilk yazıda bu konu biraz pas geçilmiş.
İkinci maddenize gelince cinsellik bir tercih meselesi olduğu fikrinize katılıyorum. Her ne kadar Çupra balığı ile denizatı haricindeki canlılar için doğaya aykırıda olsa ( ki onlarda da mantık tutuyor ) herhangi bir eşcinselin benle ilişki kurma isteği olmadığı sürece yaşamına karışmam karışılmasınada karşı çıkarım. Bu arada insanlarımızdaki bu konudaki iki yüzlülüğüde ayrıdır. Ne hikmetse eşcinsel biri ile aktif olarak birlikte olan birisi kendisini eşcinsel saymadığı gibi diğerini maalesef aşağılar ama kendisine eşcinsel derseniz nedense sizi öldürür yada kavga çıkarır Aktif te olsa pasif te eşcinsel eşcinseldir.
Ancak herkesin eşcinsellere saygı duyması eleştirmemesi beklenemez bahsettiğiniz yazıdaki filme en az üç oscar ödülü gideceği zaten belliydi ancak yazıyı dikkatle okumama karşın üç-dört kere herhangi bir suç unsuruna rastlamadım ben şahsen. Ama yazar filmin teknik yönünü oyunculuk gücünü hiçe sayarak sadece cinsel anlamda olayı ele aldığı için aslında filme ayıp etmiş homo lobisinin ne olduğu hakkında pek bir fikrim olmadığı gibi oscar ödül törenleri sadece görsel bir show olmaktan öteye USA da bile gitmemiştir. Oscar almayan film yönetmen ve oyuncuların çok daha meşhur ve güzel filme imza attıklarıda aşikardır. Mr allen örneğin kendi ödül aldığı törene bile katılmamış ödülü gereksiz diye reddetmiştir. Dolayısı ile oscar ı temel kritere oturtmak hatalı olur. Mr. clint çok uzun süre oscar törenlerinde dalga konusu olduğu halde gerek gişe olarak gerek ün olarak en üste yer almış. Nedense en uyduruk filmi ise oscar almıştır. Aynen bizdeki Nejat UYGUR gibi. Tiyatrosu ve tiyatroculuğu hep yok sayılmak istensede sonunda Türk tiyatrosunun yaşayan efsanesi olmuştur. Gazetelerin üçüncü sayfasındaki cinayet ve abuk haberler ise genelde gerçekten 'aaaa' denilecek olaydır. Bunun travesti ayağını çok ortaya çıkaran travestinin cinsel tercihi nedeniyle yaptığı bir olay olmasıdır. Travestiliğinde bir seçim olduğunu kabul edersek cinnet geçiren travesti ile cinnet geçiren adam cinnet geçiren kadın deyimlerinin aynı olduğunu görürüz. Dolayısı ile kullanılan sıfat niteleme amacını taşımaktadır. Yan tümleçler ve ön edetın nesnesi olayın betimlenmesinde yükleme yardımcı olurlar. Bir cümle öbeğinin sadece cinsel betimlemesini ele alarak ' ayrımcılıktan bahsetmek' ne hukuka nede edebi yazına uygun düşmez. Neticeden sert bir eleştiri olsada yazarın görüşü edebi sınırlar içerisinde olup bence hakaret taşımamaktadır. Kaldıki filmde iki eşcinsel kovboyun hayatını anlatmakta olup bunun başka betimlemesinin nasıl olacağı taktirlerinizeşayandır.

SayınCommodore,
İlk bölüm sanırım Türkiyedeki Türklere yönelik bir ayrımcılık bir nevi Türkleri azınlık duruma sokma çabasının bir ürünü diye düşünüyorum. :)
Umarım anlamışsınızdır.

İkinci bölümde ise sıradan bir yorum olduğuna inanmıyorum.Çünkü ortada bir kavganın bir polemiğin yaşandığı fikri ilk aklıma gelen ve ilgili yazarda köşesini bu kavgada bir araç olarak kullanmaktadır.

Yazılar büyük olasılıkla gazete içerisinde hukuki denetimden geçtiği için özenle seçilmiş cümleler olduğu düşünüyorum.

Bu ülkede her türlü ayrımcılığa karşı çıktığım gibi insanların cinsel tercih nedeni ile ayrıma uğramasına da karşıyım. Bu tarz seçimlerin altında yatan sosyolojik, psikolojik yada biyolojik faktörlerin anlatıldığı bir yazıya karşı çıkamam.Hatta desteklerim ancak kanunlarımızın önünde suç olmayan bir davranış yüzünden kimse aşağılanmamalı.Yada toplumda sakınılması gereken öcüler gibi gösterilmemeli düşüncesindeyim.

Zinadan nefret ederim ama suç sayılmadığı sürece zina edenlerin aşağılanmasını kabul edemem.

Sayın glbtarshive
ayrıomcılığa karşı çıkıyorsunuz. haberlerde cinsel kimliğinizin yazılmasına tepki gösteriyorsunuz. Ama nickinize bakar mısınız?
Öncelikle siz kendinizi soyutlar bir ifade içersindesiniz. glbt yani (gay,lezbiyen,biseksüel,travesti,)
niçin cinsel tercihlerinize göre bir topluluk olarak kendiniz adlandırıyorsunuz? İğneyi öncelikle kendinize batırun.
Bir lezbiyen ile travesti arasındaki ortak noktayı açıklayabilir misinz? Kaldı ki, türkçede ibne ve kulampara bile farklı kelimelerdir.

bir lezbiyenle bir travesti arasındaki ortak özellik
"cinsel tercih" kelimesini kullanmıyorum...
"cinsel yönelim" lerinden ötürü heteroseksist zihniyet ve toplum tarafından ayrımcılığa maruz bırakılıyor olmalarıdır
Bu kadar basit, bunu çözümleyemiyor olmanız çok enteresan, üstelik eşcinsellik genel bir tanımlamadır, eşcinsel (gey[doğru türkçe gereği gay değil gey lütfen]-lezbiyen-travesti-transeksüel hatta biseksüelleri de kapsar... Alt başlıkta saydığım tüm cinsel yönelimler eşcinseldir ve sandığınız gibi birbirinden tamamen ayrı, zıt ya da hiç ortak özelliği olmayan özellikler değildir, lezbiyen ile travesti arasındaki ortak özelliğini ne olduğunu söyleyen zihniyet aslında lezbiyen ve erkekten kadına travesti arasında ne gibi bir ortak özellik vardır diye sormuştur, ya da ben öyle farz ediyorum, kadından erkeğe travestizm görünürlük açısından diğer cinsel yönelimlere çok az olsa da vardır, bilinmektedir, literatürde yer almaktadır
ayrımcılığa karşı olmam ayrımcılık yapmayacağım anlamına gelmez, evet bende ayrımcılık uyguluyorum(örneğe lüzum yok, gündelik hayat içerisinde, yolda, pazarda, banka sırasında vs.vs.aklınıza gelebilecek her türlü yaşam alanında), mesela kadınlara karşı pozitif ayrımcılık uyguluyorum, çünkü kadınlar yeterince negatif ayrımcılığa maruz kalıyorlar, en azından az sayıdaki insan tarafından pozitif ayrımcılıkla karşılaşmaları gerekiyor
gelelim söylemek istediğinizin yanıtına, şahısların sanal iletişim ortamları üzerinden dialog kurarken seçtikleri sahte isimlerinden hareket tanımlama yapmak, hüküm vermek en az ortam kanal sanal bir yanılgıyı ve yargıyı getirir. Kullandığım nickname sizinde belirttiğiniz gibi ait olduğum cinsel yönelimin kısaltmasıdır ve aynı isimle bir web sitesi hazırlamaktayım ve bundan hareket ederek aynı websitesinin isminide nickname olarak kullanıyorum, burda ayrımcılık yapmak neresinde, siz titrinizi burada nickname'inize yazarak hukukçu olmayanlara karşı bir ayrımcılık mı geliştirmiş oluyorsunuz,
sanırım yazarken biraz düşüncesizlik içerisindesiniz, ibne ve kulampara kelimelerinin var olması neyin göstergesidir, ya da bu kelimelerinden varlıklarından dolayı nasıl bir sonuca varabiliriz. Evet bu kelimeler var. Üstelik bu kelimelerden ilki yani "ibne" eşcinselleri kapsamıyor, bugün türkçede ibne, "eşcinsel erkek" manasında değil, "küfür" manasında kullanılıyor, örnek : ibne Hakem, ibnelik yapma yaw şeklinde, o yüzden bu kelimelerin içi boşalmış, varolan anlamlarından arınmıştır. Kulamparaya hiç girmiyorum konumuz bu değil
eğer böylesi bir hukuk platformunda titriniz olan Avukatlık zemininden fikir yürütecekseniz taleplerimi doğru okumanız gereklidir, yoksa dil oyunlarından hareketle karşı tarafı köşeye sıkıştırma gayretleri manasızdır, ben üzüm yemenizi istiyorum, bağcıyı zaten dövüyorlar, bu düşünceyle hareket ederseniz eğer, amiyane tabirle ziyadesiyle "avam" kalan iğne-çuvaldız denklemlerine dalmadan Heteroseksüellik dışındaki "cinsel yönelimlere" karşı uygulanan "negatif" ayrımcılığa karşı neler yapılabilir, nasıl bir hukuksal çözüm getirilebilir... Ben bu konularda sizlerden fikir beyan etmenizi bekliyorum. Zira ötesi "boş sözdür". İçi boşaltılmış olsada "ibne" kelimesinden hiç hazzetmem ama siz kullandığınız için kullanma rahatlığına dalıcam, bir "ibne" size gelip, cinsel yöneliminden ötürü ayrımcılığa uğradığını, şiddete maruz kaldığını, kiralık mülkünden, işinden veya herhangi bir yaşam alanından atıldığını ve ücreti karşılığında hakkını aramak istediğini söylese...
Sizin düşünceniz ne olurdu, ne yapardınız, bu konuda hiç düşündünüz mü?

sevgili comodore
.............................
Eşcinsellik sapık bir davranış biçimidir. Bu çok bariz bir olgu. Hiçbir toplum tarafından sevilmeyen bu ucubeler, niçin ülkemizde sevilsin ki? Yaşadıkları gayr-ı ahlâkî hayatı kim çocuklarına örnek olarak gösterebilir?

Topluma sapıklık empoze etmeye yeltenenler, bunun sadece #8220;cinsel bir sorun#8221; olarak görülmesini istiyor. Hatta, işi psikolojik boyuta indirenler, #8220;hastalık#8221; olmaktan çıktığını bile söylüyor.
................................
Kaynak : http://www.yeniasya.com.tr/2006/03/1...lar/dsahin.htm

bu satırlarda kabul edilebilir eleştiri ve yorum sınırları dahilinde midir?
yazının tamamını okuyup yorum yapmanızı saygıyla arz ediyorum...