Asgari adalet

Trafik kazasında sakat kalan çocuğun ailesi dava açtı. Yerel mahkeme, 224 bin lira tazminatı onayladı. Ama Yargıtay, 'Bu çocuk okumazdı, asgari ücret alırdı' diyerek karara karşı çıktı.

Bir insanın değeri, mahalle ile ölçülür oldu! Kırıkkale'de yaşayan küçük Fatih, okula giderken Hüseyin A.'nın kullandığı otomobilin altında kaldı. Ağır yaralanan çocuk, bir daha ayağa kalkamadı. Artık, yüzde yüz sakattı!

KARNELERİNE BAKILDI

İşgücünü tamamen kaybeden Fatih'in ailesi de, Hüseyin A.'ya tazminat davası açtı. Aile, "Fatih, kaza geçirmeseydi üniversite okur, asgari ücretin en az 2.5 katı maaş alırdı" dedi. Maddi ve manevi olarak 272 bin 248 lira tazminat istedi. Davaya bakan Kırıkkale 2'nci Asliye Mahkemesi de, Fatih'in yaşamını araştırdı. Okuldan karneleri istendi. Fatih'in başarılı olduğu görüldü. Bunun üzerine mahkeme, Fatih'in okuyabileceğini, sonra da işe başlayabileceğini değerlendirdi. "Aileye, 224 bin 248 lira tazminat ödenmeli" dedi.

EKONOMİK KOŞULLAR!

Fakat sürücü A., temyize gitti. Dosya Yargıtay 17'nci Hukuk Dairesi'ne geldi. Ama Yargıtay, Fatih'in okul başarısı kadar sosyal koşullarının da değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Ve "Fatih'in oturduğu mahalleye ve maddi şartlarına bakılırsa üniversite okuyacağı ve sonrasında asgari ücretten fazla alacağı ihtimali yüksek değildir" diyerek yerel mahkemenin kararını bozdu.

Bu kararı duyunca şaşırmamak elde değil doğrusu......
ortada bir sakat kalma vakiası var..doğal olarak aile karşı tarafa tam yargı davası açmış...sağlık raporları ve tetkikler sonucunda % 100 sakat olduğu gerçeği ortada ve bunun tazmin edilmesi istenmiş...benim anlamadığım bir şey var.... hangi okul da okuduğunu da bilmiyorum ama muhtemelen ilk veya orta öğretimdir... Yargıtay neye istinaden okuldaki karnesine ve yaşadığı mahallesine bakarak çocuğun geleceğini saptayabiliyor... sanırım mahkeme bu cocuğun kiminle evleneceğini, 35 yaşından sonra nerede yaşayacağını da biliyordur umarım....hangi denklem,teori,bilimsel bulgu veyahut sair ortak izafet karineleri ile hüküm vererek bu kanıya varmıştır...!!!
İlk öğretimde, zihni melekeleri olaylara tam taalluk etmeyen ve bir o kadar vasat olupta lisede okul 3.sü olan ve hatta sayılı bir üniversiteyi kazanıp şu an holding te ''temininde güçlük çekilen ''özel biri konumuna gelen insanlarda tanıyorum.....Ben çok iyi hatırlıyorum köyde çalışlırken Öss Türkiye birincisi çıkmıştı...yerselliğe atfen diyebilir miyiz şu semtlerde yaşayan çocuklar sınavları kazanır ve çok iyi meslek sahibi olur diye... Eski cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİREL üniveriste de öğrenci iken yaz aylarında çalışıp kendi harçlığını kazanan birisiymiş.. ki bu insan devletimizin sayılı büyüklerindendi.....
Diğer boyutu her sene malum ÖSS de yerleşemeyen okul birincileride var...Bu anlamda yargıtayın karneleri isteyerek bu denli karar vermesi kanımca istikrarlı ve de objektif olmadığı yönündedir...iptal davası olsa konu bir noktaya kadar...ama karne notlarından hareketle hüküm tesis edilmesi yeterli bir değerlendirme değildir...hiçbir insanın geleceği küçük yaşlardaki karne notlarından bilinemez..
Daha nesnel,daha kararlı,makul ve herkesin evet bu bir gerekçe olabilir diyebileceği müesseselerle sadr olmuş olmasından yanayım....

Ben şahsım adına adaletin tecelli edeceği beklentisinden vazgeçeli çok uzun zaman oldu..Nedeni ise canlı ve cansız parametreler....ülkede bir sürü hukukçu varken ve kanunlarımızın ülke insanı kültür ve altyapısını gözönüne alarak yazılması gerekirken...kanunların bir grubu fransadan,bir grubu isviçreden, bir grubu almanyadan vs...ne de olsa toplumlar arasında hiç bir FARK yok! kes yapıştır ve uygula'.....Canlı parametrelerin ne olduğu ise okuyucuların hayal gücüne kalmış..Saygılar.