Kefil olunan borcun konusu alacaklısındaysa?

Herkese iyi günler diliyorum. Aslında benim davanın konusu biraz karışık. Müvekkilim önceleri A şirketinin ortağıymış (resmiyette hala ortak görünüyor). A şirketine bağlı bir kurum adına, o kurum için gerekli alet edavatlar için bir satış sözleşmesi yapılıyor ve müvekkilim de bu sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza atıyor. Daha sonra müvekkilimin ortağı olduğu A şirketi B şirketi ile aralarında bir ortaklık protokolü imzalıyorlar (noter de veya sicilde bir kayıt yok) ve A şirketinde ki tüm alet edavat ve diğer gelir getiren tüm hususlar B şirketine götürülüyor. Fakat zamanla B şirketi ile birleşimden sonra anlaşmazlık çıkıyor ve müvekkilim ortaklıktan hiçbir pay alamadığına dair dava açıyor yeni ortakları olan B şirketine. Bu davanın hemen ardından B şirketinin sorumlu müdürü ve ortağı yani kendi aralarında yaptıkları protokole göre de müvekkilin de birleşmeden sonra ortağı olan kişi, müvekkilimin kefil olduğu satış sözleşmesini alacağın temliki yoluyla alıyor ve müvekkilime icra takibi yapıyor. İtiraz edilince de dava açıldı. Şimdi sorum şu olacak; alacağın temlikinde ki borcun konusu olan eşyalar şuan alacağın temlikini alan kişinin şirketinde (yani ortaklık protokolüyle birleşilen B şirketinin müdürü ve ortağının elinde dolayısıyla birleşilen B şirketinin bünyesinde ve onun tarafından kullanılıp kar elde ediliyor. Ancak müvekkilime karşıda, elinde olan ve kar ettiği eşyaların parasını almak için dava açıyor. Yani hem müvekkilimle olan ortaklıkta tüm payların üstüne oturuyor, hemde daha fazlasını istiyor. Böyle bir alacağın temliki ve kefalet meselesinde, nasıl bir yol izlemem gerek? Ben çok fazla yargıtay kararı araştırdım ancak, derdime derman olanını bulamadım. Bu konuda siz meslektaşlarım bana yol gösterirseniz çok mutlu olurum. Şimdiden herkese teşekkürler.

Borca mesnet teşkil eden alet edevatlar takibe geçen ortaklık yed'inde. Takip alacaklısı buna rağmen ayrıca müteselsil kefalet nedeni ile alacağı tahsil cihetine gidiyor. Anlatımınızdan çıkan sonuç bu. Hal böyle ise bu olgu tam bir sebepsiz zenginleşme konusudur. Açacağınız menfi tespit davasında olayın hayatın olağan akışına uygunluk taşımadığı iddiasını temellendirermeniz halinde olumlu sonuç alabilirsiniz düşüncesindeyim.

Teşekkür ederim cevabınız.