Adalet ne yaptığının farkında değil

Merhaba

Karşı tarafın 2007 yılında açtığı dava 2010 yılında yargıtay kararı ile red edildi...

2010 yılının 11.ayında hayasız yaşam sürmekten dava açtım.. Açılan davaya delil olarak kullandığı cep telefonundaki mesajlar,fotoğrafları ve 2007 yılında vermiş olduğum savunma dilekçesini ekledim(dilekçede bahsi geçen davasına giren avukat ve ailesi ile kirli ilşiki içinde olduğu fotoğraf ve mesajlar ile ) bugüne kadar 3 duruşma gördüm.

Her iki tarafın kendi aralarında geçen telefon görüşmeleri mahkeme tarafından TİB'den talep edildi ve geldi ..gelen dökümlerden en salak insanın bile bu kadar olmaz dedirten telefon trafiği var iken davaya bakan ilgili mahkeme davaya açan tarafı dinlemeyip karşı tarafın her dediğine olur veriyor ve habire erteliyor ekli delillere bakmıyor..

Hakim Sabırmı zorluyor yoksa 2007 yılında açılan davaya bakan hakimi kurtarmaya mı çalışıyor? anlamaya çalışıyorum..

4 mahkememiz önümüzdeki ay görülecek ve karşı tarafın adıma kayıtlı olan cep telefonuna bakmadığı (mesajlar,fotoğraflar/tatil fotoğrafları)gibi her duruşmada anlaşmalı olarak karşıma gelin demesi ayrı bir lezzet katıyor duruşmaya..

Karşı tarafın ilişki yaşadığı kişi davasına bakan avukat ın aile bireyi çıkması ve mahkemeye 2010 yılında açtığım davaya 2007 yılndaki dosya ve sunduğum delilleri görmemesi hangi medeni kanun,zina,hayasız yaşam,veya T.C kanunlarındaki maddeye sığar...

Adaletin simgesi olan elinde terazi tutan heykelin gözünün bez ile bağlı olması T.C adaletinin kişiye bağlı olduğunumu yoksa ben istersem adaleti sağlarımamı dönüyor..

2 ay önce eskişehir de boşanma davası 3 yıldır devam eden şahıs eşini öldürüp tv kameralarına adalet beni bu yola itti diye beyanda bulundu ve kimse bu söylemin arkasında durmadı..

Adalet kadın cinayetlerinin veya kişisel cinayetlerin önünümü açıyor yoksa duruşma salonuna gelen her bireyi vermiş olduğu kararlar veya oyalama taktikleri ile deney faresi olarak mı görüyor?

Adalet aile birliği temelini kendi sarsıyor ve hürriyeti kısıtlıyor...her iki tarafın elinde davayı kim açarsa açsın deliller var iken(sitede bununla alakalı bayağı yazılar var) hangi medeni kanuna dayandırıyor... anlamak zor..

Her iki tarafın yaşadıklarını adalet dağıtıcılar ve savunucuları yaşasa ne gibi bir kanuna başvuracaklar.?.. yada vatandaşa işlemeyen yargıtay kararları kendi davalarına işletilecekmi anlamakta zorluk çekiyorum!


Adalet dağıtıcıları ve savunucuları böyle bir dava dosyası elinize geçse ne yapardınız ?..

Davama bakan avukat hakime son duruşmada bu kadar delil ve aleni yapılan /yaşanan hayat var iken artık davanın uzamasında rahatsızlık duyduğunu belirterek davalara girmeyeceğim diyerek azletti kendini bu kadar olur..

Şimdi soruyorum size: İnsanı insanlıktan çıkarmaya çalışmak hangi kanuna sığar.

Ortak çocuk zırvalağını devamlı ortaya atan kanunumuz hangi ortak çocuğu düşünüyor?

Hakim iyi niyetlimi sizce?

Yoksa boşanma nedeni ne olursa olsun boşanma olmayacak diye bir kanun maddesimi var..2007 yılında davası kapanan hakim bile dosya üzerindeki şerhi kaldırmamak için takdir hakkımı kullanıyorum diyor...Adalet takdir hakkı var ise sizleri dava etmek veya reddi hakim talebinde bulunmakta bizim hakkımız değilmi?

Adalet bakanlığında gözlemci ve müfettiş talebinde bulunmak gibi hakkım varmı veya böyle bir kanun varmı? davamı izleyecek veya takip edecek ?

2004 yılından beri, hiiiiç oluşamayan aile bütünlüğümü bozmayan hakimlerimize de ben de bir teşekkürü borç bilirim.

2008 den beri de hiç oluşmamış ama kazara bir imzayla oluşmuş olan aile birliği lanetine ve lanet bir soy ismine beni mahkum eden ve haberlerde çıkan ve gün geçtikçe artan kadın ölümleri ile beni her geçen gün biraz daha büyüyen bir korkuyla yaşatan hakimlerimize ben de minnettarım...