Zordur benim ülkemde demokrat olamak doğruları söylemek, anlatmakta zordur anlamak kadar
Zordur benim ülkemde solu anlamak sağı anlamak;
Yoktur dünyada faşist solcularla sosyalist sağcılar,
Anlamak zor anlatmak...
Printable View
Zordur benim ülkemde demokrat olamak doğruları söylemek, anlatmakta zordur anlamak kadar
Zordur benim ülkemde solu anlamak sağı anlamak;
Yoktur dünyada faşist solcularla sosyalist sağcılar,
Anlamak zor anlatmak...
Ah! adaşım ah!
sendemi Kaptın bu virüsten
hastalık bu hastalık, hemde zor bi hastalık.
düşünenin dostu olmaz,
sana çaktırmadan bi ilaç tavsiye edeyim haddim olmadan.
kullan rahatlarsın.
dergah bahçesinden bir tutam ot topla onu demokrasi otuyla karıştır. sonra bir miktar okyonus ötesindeki ak suyla kaynat,
suyunu sabahları aç karına iç, bişşeyciğin kalmaz.
halisünasyon sandığın herşeyi gerçek olarak algılayacaksın.
sende bizim gibi rahatlayacaksın.
deniz fenerine iftira, sanat a ucube istanbula açılacak kanala muhteşem, üç çocuk doğurmaya zekice, yeraltı ocaklarına kader tiyatroya van minüt yalana gerçek derken asla ne yüzün kızaracak nede için yanacak bi dene kardeşim.
Sayın ayazoğlum mesleğini merak ettim, bağışla herhalde aktarcısın. Süper tariflerde bulunmuşsun sizi kutlarım. Ne yazık ki uzay çağında yaşıyoruz. Tıp denilen birşey var. Önce orayı önersen daha mantıklı olmaz mı... Herkesin siyasi görüşüne saygılı olmak lazım. Taraf gazatesi genç bir yazarımız var. Melih Altıok yıllardır solu savunmuş, yeri geldiğinde sağı övgülerle gazatesinde yansıtmıştır. İşte gerçek demokrat. Tanzanyada yaşamıyorsun, her istediğini internet ortamında yazabiliyorsun önceden böylemiydi. Faşist-Kominist dönemi seksenli yıllada kaldı. Görmek istemediğini, görmek zordur. Gerçekleri görmek, kabüllenmek gerek.....
Uzay çağında yaşamak Aktarlığı küçümsemenimi gerektirir,
bak altın çilek reklamı TC başbakanı tarafından ısrarla yapıldı ve ithalatçılarını uzay çağı zengini yaptı nabeer.
ama pozitif ilim bugün altın çilek in öyle söylenldiği gibi yararından çok diyabetlilere kalp damar hastalığı olanlara çok zararı olduğunu söylüyorlar .
koskoca başbakanmı, pozitif ilimmi hadi sen karar ver!
Bana sorarsan ben aktarlardan yanayım.
En büyük aktar bizim aktar.
Vallahi süpersiniz.........
Silivrinin yolları taşlı
Adaletin gözü yaşlı,
Ben bir garib aktarım
Banamı kalmış bilimin yası,
367 krizinde Demirel parmağı...
367 kriziyle ilgili bir itiraf da dönemin DP milletvekili Ümmet Kandoğan'dan geldi.
Kandoğan, 367 komplosunda Demirel'in de parmağı var dedi.
2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında döneminKara KuvvetleriKomutanı İlker Başbuğ’un, Abdullah Gül’ün seçilmemesi için ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’yu aradığı iddialarıyla başlayan tartışmalar devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün iddiaları doğrulamasının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan da geçen salı gecesi Kanaltürk televizyonunda askerin parlamentoya ve siyasi partilere müdahalesini teyit etti. Erdoğan, gazetecilerin “EskiGenelkurmayBaşkanı İsmail Hakkı Karadayı ve İlker Başbuğ’un bu sürece müdahil olduğu yönünde iddialar var” sözleri üzerine “Belki başkaları da vardır. Ama şimdi ben ‘şu dinledi bu dinledi’ diyemem ki. Bunu artık karşılıklı muhatapları kimlerse onlardan öğrenmek lazım” dedi.
Millitvekillerini içeri kilitlediler
2007’de muhalefetin 367 şartına destek çıkarak parlamentoyu kilitlediğini anlatan Erdoğan şunları söyledi: “Ben de birçok şeyi biliyordum. Fakat bunları konuşmanın bize artık çok şey kazandıracağına da inanmıyorum. Bulunduğum makam sebebiyle. Fakat bir şeyi çok açık net ortaya koymam lazım. O zamanın küçük muhalifleri, bizlere verdikleri sözlerin arkasında duramadılar. Onlar zaten verdikleri sözün arkasında durabilseydiler, o zaman özellikle onları arayanlar, parantezi gizli açıyorum, ‘onları arayanlar’ diyorum, onları arayanların tesiri altında kalmaz, ‘biz sivil siyasetiz, ama biz şu anda parlamentoda bu işi çözebilecek durumdayız’ der ve gelirlerdi. Ama ne yazık ki parlamentoya gelmedikleri gibi, o zamanın ANAP’ın genel merkezine milletvekillerini tıkadılar, hatta kilitlediler.
Bunlardan bir tanesi yanılmıyorsam o zaman kaçabildi, o oylamaya geldi. O arkadaşımız bunu çok daha açık, net ortaya koyabilir. Bugünlerde bunlar deşifre olmaya da başladı, ‘filancaemekliaradı’ filan gibi bunlar deşifre oluyor. İstiyorum ki, onlar daha net ortaya koysunlar.”
Güniz Sokak’ta buluştular
Taraf, Başbakan’ın konuşmasında bahsettiği olayın şahitlerinden, dönemin DYP Denizli Milletvekili ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Ümmet Kandoğan’a ulaştı. Sürecin en canlı tanığı olduğunu, TSK’nın ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 367 krizine müdahil olduğunu eskiden beri açıkça dile getirdiğini belirten Kandoğan şunları söyledi: “O günlerde DYP içerisinde çok ciddi sıkıntılar yaşadım. Genel Başkanımız Mehmet Ağar başlarda 184 sayısının parlamentodaki oylamada yeterli olacağını söylüyordu her yerde. Derken 23 Nisan’da Ağar ile birlikte Anıtkabir’e gittik. Dönüşte deAtatürkBulvarı’ndaki Celal Bayar Köşkü’ne geçtik. Saat 10:15’de Süleyman Demirel aradı. Ben bu konuşmaya şahit oldum. Demirel Ağar’a emir veriyordu. O günün akşamında Ağar ve Demirel Güniz Sokak’ta buluştular. Demirel’in partinin GİK üyeleri üzerinde de baskı kurduğunu biliyorum.
Genel merkezin kapısını kilitlediler
Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu, parlamentoda Cumhurbaşkanlığı ile ilgili oturumun olacağı gün saat 14.00’de bir basın toplantısı yapacaklardı. Ancak ne olduysa Mumcu toplantıya gelmedi. Yetmiyormuş gibi, toplantıyı ANAP Genel Merkezi’ne aldırdı. Milletvekillerinin Meclis’teki oturuma gitmesini engellemek için uzattı da uzattı. Hatta arkadaşlarımızdan aldığımız duyumlara göre, milletvekillerinin dışarı çıkmasını engellemek için genel merkezin kapılarını da kilitlemişler.
Mumcu’yu birebir uyardılar
Hatırlayın, ses kayıtlarına da yansımıştı. İsmail Hakkı Karadayı ‘Erkan Mumcu denen bilmem neye oturuma girme yoksa...’ dedim diyordu. Turhan Tüysüz de Mumcu’nun oylamaya girmemesi için kendisini birebir uyardığını belirtti. Göksel Küçükali ise Tuncer Kılıç’ın oturuma katılmaması için kendisini açıkça uyardığını söylemişti. Düşünün bu kadar açık müdahale de bulunanlar, yayımladıkları muhtıra halainternetsitelerinde duranlar, kim bilir kapalı kapılar ardında neler yapmışlardır, takdir kamuoyunun.”
Ağar eşyalarımı dışarı attırdı
Uzun dönem birlikte siyaset yaptığı ve yakın ilişkisi olan Mehmet Ağar ile Meclis’teki 367 görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmadan beri görüşmediklerini ifade eden Ümmet Kandoğan sözlerine şöyle devam etti. “Parlamentodaki görüşmeler sırasında kürsüden 367 dayatmasının demokrasi ve millet iradesine yok saymak anlamına geleceğine dair sert bir konuşma yaptım. Konuşmanın ardından Meclis’teki odama gittiğimde, eşyalarımı toplanmış buldum. Görevli ‘Mehmet Ağar’ın emriyle’ dedi. İki saat sonra da altımdaki partinin arabasını aldılar ve beni partiden ihraç ettiler. O gün bugündür Ağar’la görüşmüyoruz.”
anne benim neden demokrasim yok
başkalarının çocukları yiyor ben neden yiyemiyorum