Hagb Kurumu İşlevsel midir?

Hagb kararları mahkumiyet niteliği taşır mı ?

Bu kararların adli sicile işlenmediği hususundan hareketle; bireyin memuriyete başvurusunda veya memuriyete kabulünden sonra sorun arz etmesi ne kadar olasıdır ?

Eğer bu kararlar bireyin kamu haklarından mahrumiyetine neden oluyorsa ya da bu hususta potansiyel bir tehlike arz ediyorsa HAGB kurumu ne kadar işlevseldir ?

HAGB kararı; hem sevkedilen ceza maddesinden hem de TCK'nin 53. maddesinden 'CEZALANDIRILDIĞI' manasına mı gelmektedir ?

Teşekkürler.

Kanımca kamu hizmetine alınmada dikkat alınan husus kişinin mahkumiyetinden ziyade işlenen suçun niteliğidir.Hagb durumunda kamu hizmetibe girip girmeme hususu pozitif hukuk düzleminde göreceli bir anlam ifade etmekte ve kanuni düzenlemede açıklı bulunmamakltadır.Ancak belirtelim ki hagb durumunda failin işlediği fiili suçun yasal tanımında belirtilen unsurları taşıdığı ceza yargılaması ile sabitleşmiş yani hukuka aykırılık unsuru varlığını sürdürmekte ancak bu aykırılıktan doğan mahkumiyet şarta bağlı olarak infaz edilmemektedir.Bu açıdan suç vasfı HAGN durumunda saptanmakta ancak salt ibfaz aşamasına geçilememektedir.Bu yüzden 657 sayılı devlet kanununda özellikle suçun niteliğine göre engel durumları göstermesi kanunkoyucunun iradesinin suçtan doğan mahkumiyet değil suçun niteliği üzerinde durmamızı mecbur kıldığını söylemeliyim.Bu açıdan kanımca hernekdara Adli Sicil Kanununa göre sicile işlenmesede suçun işlenmiş olduğu saptanmış olduğu ve bu suçunda hukuka aykırılık vasfı varolduğu için infaz olmasa da kişinin kamu hizmetine girememesi gerekir.Ancak konunun tartışmalı olduğunu belirtmek isterim.

Kanımca sorun teşkil eden husus HAGB kurumunun fonksiyonelliğinden çok Devlet Memurları Kanununun engel itelikteki suçlara tip olarak ağırlık vermesi(yüz kızartıcı vb) mahkumiyet rejimi konusunu 2.plana düşürmesidir.Çünkü,HAGB kurumunda suçun hukuka aykırılığı ve işlenmiş olduğu yargısal süreçte saptanmakta ancak kanuni şartlara haiz olması sebebiyle mahkumiyetin infazı şarta bağlanmaktadır.Kanımca hukuki açıdan biryasal değişiklik yapılarak İnfaz Kanununda veya Devlet Memurları Kanununda zımni ifadelerden arındırılması ve HAGB nin kamu hizmetine girişte engel olup olmadığı açıkça saptanmalıdır.Aksi takdride bireylerin hukuk güvenliği açısında sorun yaratacaktır.

Şahsi fikrim HAGB kurumunun mahkemeler tarafından sıkça kullanılmasına rağmen kurumun bireye getireceği sosyal sorumluluklardan ve içeriğinden tam olarak bahsedilmediği, zaman darlığı nedeniyle; kurumun gerçek manada işlevsel olabilmesi için bireye karar aşamasında bu kararın psikolojik olarak etki etmesi hususunun es geçildiği;

Bu kurumun işlevlerinin ya da bireye sağlamayı amaçladığı 'sosyal tecrit' yönteminin ayrıntılarının ne yazık ki açık olmadığı;

Daha doğrusu ayrıntıya bile girilmediği, buna mukabil olarak da kurumun mevcut şartlarının iyileştirilmesinin ve muhteviyatının zenginleştirilmesinin şart olduğudur.


Bilhassa memuriyette kurumun neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır.


Sonuç: Mahkemeler bireye 'seni x maddesinden suçlu buldum ancak pişman olduğunu görüyorum, sabıkan da yok, cezai indirim uyguluyorum ve hükmü açık bırakıyorum, 5 yıl içinde suç işlemezsen silinecek' diyip olayın bireyi rahatlatmaktan öteye gidemediği ve sosyal olarak 'ders almasını' sağlamadığı, son olarak da sanığın yeterince bilinçlendirilmediği aşikardır.