Cevap: Vitamin ve Mineraller
Aşırı D vitamini zararlı mı?
Kemik gelişimi ve tamiri konusunda çok önemli olduğu bilinen D vitamini, yaygın inanışın tersine aşırı alınması durumunda da kemiklere zarar veriyor.
İtalyan Corriere della Sera gazetesinde çıkan habere göre, eksik olması durumunda çocuklarda raşitizm, erişkinlerde ise osteomalazi gibi rahatsızlıklara neden olan D vitaminin, fazla miktarda alınmasının da beklenenden farklı bir etki yaparak kemikleri daha kırılgan hale getirdiği belirtildi.
ABD'deki Minnesota Üniversitesi ve Minneapolis Tıp Merkezinde görev yapan bilim adamları, 69 yaşının üstündeki 6 binden fazla kadının kanındaki D vitamini seviyesini ölçtü ve elde ettikleri verilerle bu kişilerin kemik sağlığı arasındaki ilişkiyi inceledi. Bilim adamları, D vitamininin eksik olanlar ile vitaminin çok fazla olduğu kişilerin de kemiklerinin oldukça kırılgan olduğunu gözlemledi.
Kanındaki D vitamini seviyesi 20-30 ng/ml olan kadınların kemiklerinin daha kuvvetli olduğunu gözlemleyen bilim adamları, 15 ng/ml'nin altındaki kadınların kemiklerinin bu gruba göre yüzde 47, 30ng/ml'nin üstünde olanlarınkilerin de yüzde 32 oranında daha kırılgan olduğunu belirledi. D vitamini seviyesi ne kadar yüksek olursa kemiklerin o kadar kuvvetli olacağı yönünde bir inanış olduğuna dikkati çeken bilim adamları, araştırmalarının bunun doğru olmadığını kanıtladığını belirterek, aşırı vitamin takviyesi yapılmaması
HÜRRİYET
Cevap: Vitamin ve Mineraller
Yedikçe güzelleştiren vitamin deposu besinler..
Göz altlarında oluşan morluklarla, kolayca kırılan tırnaklarla baş etmek istiyorsan, çözümü kremlerde ve ilaçlarda aramadan önce bu yazıya göz at! Çünkü senin için lezzetli önerilerimiz var!
Sorun: Güçsüz ve kırılan tırnaklar
Çözüm: Tırnaklarını güçlendirerek daha güzel ellere sahip olmak istiyorsan, protein kaynağı olan yoğurdu her gün tüketmelisin. Tırnakların sık sık kırılıyorsa, içinde tırnakların sertleşmesine yarayan “biotin” maddesi bulunan fıstık, ceviz, yumurta ve et gibi besinleri de sıkça yemelisin.
Sorun: Biçimsiz göğüsler
Çözüm: Kilo alıp verdiğimizde ve düzensiz beslendiğimizde göğüslerimiz formdan düşüyor. Göğüslerinin her zaman gergin ve sağlıklı olmasını istiyorsan, yeni hücrelerin gelişmesini sağlayan yulaflı, arpalı ve mısırlı yiyecekleri daha fazla tüketmelisin.
Sorun: Sivilceler
Çözüm: Soyanın içerdiği kimyasallar, akne oluşumunu önlerken, E vitamini de yeni sivilce oluşumlarını engelliyor. Sadece soya değil, yeşil yapraklı sebzeler, özellikle de ıspanak sivilce için birebir. Çünkü içinde kolajen ve çinko barındırıyor.
Sorun: Çatlak dudaklar
Çözüm: Dudakların sık sık kuruyor ve çatlıyorsa, C vitaminine ihtiyacın olabilir. Bunun için turunçgilleri; yani portakal, mandalina, greyfurt gibi meyveleri daha fazla tüketmelisin.
Sorun: Mor halkalar
Çözüm: Göz altlarımızda oluşan mor halkalar, ya yorgun olduğumuzda kendini belli ediyor ya da vücudumuzdaki toksinler atılamadığında… Bu görünüm sinirini bozuyorsa, içinde potasyum, demir ve fosfor barındıran muzu tüketmeye çalış. Ayrıca üzüm de kanı temizleyerek toksinlerin vücudumuzdan daha rahat atılmasına yardımcı oluyor.
Sorun: Şiş gözler
Çözüm: Sabah kalktığında gözlerinin davul gibi şişmesini istemiyorsan, ilk yapman gereken bol bol su içmek. Sonra da limon, salatalık, elma, mısır ekmeği ve havuç yemek! Her gün mutlaka bir bardak süt içmeyi de ihmal etme.
Sorun: Pürüzlü cilt
Çözüm: Karaciğeri ve böbrekleri çalıştıran salatalık, içeriğindeki kükürt ile kanı temizleyerek, gözeneklerimizi açıyor. Böylece cildimizin pürüzsüz ve taze olmasını sağlıyor. Brokoli ve karnabahar da içeriğindeki B3 vitamini sayesinde güzelleştiren yiyeceklerden.
Sorun: Kuru cilt
Çözüm: Çok kuru ve pul pul dökülen bir cilde sahipsen, vücudundaki yağ oranı yetersiz olabilir. Bunun için salatanın ve yemeklerinin üzerine zeytinyağı eklemeyi ihmal etme. Her gün atıştıracağın bir avuç badem de cilt güzelliğin için gereken E vitaminini almanı sağlayacak.
Sorun: Yağlı cilt
Çözüm: Eğer sorunun yağlı ciltse, aşırı yağlı ve baharatlı yemeklerden kaçınmalısın. Bunun dışında içlerinde yağ dengeleyici özelliğe sahip sitrik asit bulunan limon, portakal gibi asitli meyveleri de bolca tüketmelisin.
Sorun: Selülit
Çözüm: Vücudumuzda biriken toksinleri atmanın en iyi yolu, beyaz lahana yemek! “Tadını sevmiyorum” diyorsan, çorbasını yapabilir ve haftada 2-3 kez içebilirsin. Ayrıca vitamin ve mineral bakımından zengin olan ve yağ birikimini azaltan havuç, domates ve ıspanağı da daha fazla tüketmelisin.
Sorun: Cilt lekeleri
Çözüm: Eğer sende bir güneşzedeysen ve cildinde lekeler oluştuysa, kividen yardım al! A ve C vitamini açısından zengin olan kivi, cildi besleyerek yenilenmesini sağlıyor.
Sorun: Yıpranmış saçlar
Çözüm: Saçlarının güzel görünmesini istiyorsan, dengeli beslenmeye özen göstermelisin. Vücudun için gerekli olan bütün vitaminleri alırsan, saçların da daha sağlıklı ve parlak olur. Marul, patates, domates, kırmızı renkli meyveler, karnabahar, kırmızı et, balık, süt ve süt ürünleri saçlarının sağlıklı uzaması, dökülmemesi ve güçlenmesi için yiyebileceğin yiyecekler.
http://saglik.milliyet.com.tr/yiyeli...58/default.htm
Cevap: Vitamin ve Mineraller
Vitamin ve mineraller yetmiyor!
Bu yüzden özellikle çocuklar büyümek için gerekli vitamin ve mineralleri alamıyorlar.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür Göknel artık çocuklara sadece vitamin ve mineral verilmesinin de yeterli olmadığını söyledi ve ekledi;
Eskiden beri çocukların sağlıklı gelişmeleri için anne ve babalara çocuklarına sıklıkla sebze ve meyve yedirmelerini söylüyorduk, ancak sebze ve meyveler de azalan besin değerlerinden dolayı günlük vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması için yeterli olamamaktadır.
Burada asıl önemli olan konu çocukların beslenme şekillerine, ailenin sosyokültürel ve sosyoekonomik özelliklerine hatta yaşanılan ortamın çevresel faktörlerine bağlı olarak beslenme açıklıklarının kapatılmasıdır.
Bu nedenle çocuklara vitamin mineral eksikliklerinde maksivitamin maksimineral almaları çocuk gelişim şurupları ile sağlanmalıdır. Bu vitamin ve mineraller içerisinde çocuklar için en önemlisi D vitaminidir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda çocuklarda günlük 600 IU(internasyonel ünite) D vitamini alınması gerektiği saptanmıştır.
Bu nedenle içinde 600 IU D vitamini bulunan çocuk gelişim şurupları tercih edilmelidir.
D vitamini aslında nutrigenomik bir fonksiyonel besin bileşiğidir ve çocukların hem bu günlerinin hem de yarınlarının sağlıklı olabilmesi için vazgeçilmezdir. Modern beslenme şekli ile birlikte vitamin ve mineral alınsa da bu artık ne çocuklarda ne de yetişkinlerde yeterli olamamaktadır.
Bunun için besinlerin içerisindeki fonksiyonel moleküller saflaştırılarak birer nutrigenomik olarak çocuk gelişim şuruplarında kullanılmaktadır.
Nutrigen içerisinde bulunan, çocukların yapısal ve çevresel özelliklerine göre içerikleri ayarlanmış vitamin ve minerallerin yanı sıra nutrigenomik besin bileşikleri olan ve modern tıpta “lifelong essentials” yani yaşam boyu gerekli olanlar olarak tanımlanan üzüm çekirdeği ekstresinden elde edilen proantosiyanidinler, brokoliden elde edilen sulforofan, havuçtan ve ıspanaktan elde edilen karotenoidler, enginar ve kerevizden elde edilen flavonoidler, balıktan elde edilen EPA ve DHA Nutrigen çocuk gelişim şuruplarında kullanılan nutrigenomik besin bileşikleridir. İngiltere gibi modern tıbbın kaynağı olan ülkelerde artık “kids’ nutrigenomics” adı ile satılmakta olan Nutrigen Çocuk Gelişim Şurupları tüm batı dünyasında çok özel bir yer elde etmeyi başarmıştır.
Artık anne ve babalar çocuklarına sadece vitamin ve mineral şurupları vermekle yeterli sonuç alınamayacağını anlamalıdırlar ve her çocuğun farklı olduğunu ve bu nedenle de farklı besin moleküllerine ihtiyaçları olduğunun bilincinde hareket etmelidirler.
http://saglik.milliyet.com.tr/gunumu...28/default.htm
Cevap: D vitaminine dikkat!
D vitaminine dikkat!
Güneşimizden yeteri kadar faydalanamıyoruz!
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, ''Her ne kadar ülkemiz güneş zengini bir ülke olsa da, değişen yaşam koşulları ve şehir hayatı insanımızı kapalı ortamlarda yaşamaya mahkum ediyor'' dedi.
Prof. Dr. Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların eskisi gibi tarlada, bağda, bahçede ya da sokakta fazla zaman geçiremediğini belirtti.
Antalya gibi güneşi bol olan bir kente dahi 3 bin 110 erişkin hastada yaptıkları araştırma sonucunda erkek hastaların yüzde 69'unda, kadın hastaların ise yüzde 53'ünde D vitamini eksikliği tespit ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
''Araştırma sonuçlarına göre her iki kişiden birinde D vitamini eksikliği söz konusu. Ülkemizde gıdalarda D vitamin ilavesi zorunlu olmadığı için daha büyük bir risk altındayız. Örneğin ülkemizde gebelerde yapılan bir çalışmada yüzde 45.6 vitamin D eksikliği rapor edilmiştir. Yine bir başka çalışmada yeni doğanlarda yüzde 64.3 gibi yüksek oranda vitamin D eksikliği rapor edilmiştir. Aynı çalışmada annelerde yüzde 54.3 vitamin D eksikliği bulunmuştur. Okul çağı öğrencilerinde yapılan bir çalışmada D vitamini eksikliği yüzde 53 gibi yüksek bir oranda bulunmuştur.
Ege Bölgesi gibi nispeten güneşi bol ve sosyoekonomik düzeyi yüksek bölgede yaşayan yetişkinlerde bile D vitamini eksikliği yüzde 74.9 gibi çok yüksek sıklıktadır. Her ne kadar ülkemiz güneş zengini bir ülke olsa da, değişen yaşam koşulları ve şehir hayatı insanımızı kapalı ortamlarda yaşamaya mahkum ediyor.''
Prof. Dr. Yılmaz, gıdalar ile yeterli D vitamini almanın kolay olmadığını, genetik faktörlerin yanı sıra esmer tenli olmanın da D vitamini eksikliğine neden olabildiğini dile getirdi.
Esmer tenli bir kişinin açık tenli bir kişiye göre güneşlenme ile çok daha az D vitamini sentezleyebildiğini bildiren Yılmaz, açık tenli bir kişinin güneşlenme yolu ile 20 dakikada üretebildiği D vitaminini esmer tenli bir bir kişinin üretebilmesi için güneşte 120 dakika kalması gerektiğini vurguladı.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN YOL AÇTIĞI HASTALIKLAR
Prof. Dr. Yılmaz, D vitamini eksikliğinin bilinenin aksine sadece kemik erimesine neden olmadığını, kanserden şeker hastalığına, enfeksiyon hastalıklarından kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığa yol açabildiğini ifade etti.
Deriden güneş yolu ile sentezlenen D vitamini için gerekli ultraviyole B ışınının camı geçemediğini, bu nedenle mutlaka açık havada daha fazla zaman geçirmek ve çocukları güneşe çıkarmak gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
''D vitamini birincil etkisini serum, kalsiyum ve fosfor seviyesini kontrol ederek gösterir. D vitamini yokluğunda diyet ile alınan kalsiyumun sadece yüzde 10–15'i bağırsaktan emilir. Fosforun da yüzde 60'lık kısmı emilebilir. Bu nedenle güçlü kemikler için D vitamini gereklidir. Her ne kadar üzerinde tam bir konsensüs sağlanamasa da D vitamini eksikliği için 20 ng/ml'den düşük değerler genel kabul görmüştür.
Kendimizi ve çocuklarımızı açık havada daha çok vakit geçirmeye zorlamalıyız. Bunun için illaki güneşlenmek gerekmez. Vücudun 25'lik kısmının 15 dakika aralarla günde 2-3 kez güneşe maruz kalması yeterli dozda D vitamini üretebilmemiz için yeterlidir. Aksi takdirde güneşin nimetlerini başkalarına sunup biz kendimizi onlardan ilaç almaya mahkum ederiz.''
http://www.haberturk.com/saglik/habe...aminine-dikkat