Uzuv kaybı ve hayati tehlike
2008 yılında silahla yaralanma sonucu dalağımı kaybettim.Savcı davayı kasten silahla yaralamaktan açtı ve organ kaybı olduğu için sanık üst sınır olan 8 yıldan cezalandırıldı ve aldığı indirimlerle cezası yaklaşık 5,5 yıla kadar düştü.Ben de temyize gittim.Benim öncelikli itirazım davanın silahla yaralamadan açılmasınaydı.Uzuv kaybının oluşması davanın adam öldürmeye teşebbüsten açılmasını gerektirmez mi?Dava silahla yaralamadan açıldı ama hakim sanığa ceza verirken TÜRK CEZA KANUNU'nun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar bölümünün madde 87 d fıkrasındaki Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ifadesini kabul etmedi ki bu durumda ceza 1 kat daha artacaktı.Yani anlayacağınız hakim sanığa büyük bir lütufta bulundu.Dosyamı 28 eylül 2010 da yargıtay'a gönderdim ,acaba şuan yargıtaydaki dosyama ek itiraz yapabilir miyim?
teşekkür ederim hayırlı akşamlar
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
Bu konuda hakkında herhangi bir fikri dahi olan birileri yok mu acaba?
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
her zaman yapabilirsiniz.
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
Avukatım yok.Yargıtay'a nasıl başvurabileceğimi bilmiyorum,ne yapmam gerektiğini öğrenebilir miyim?Başvuruyu nereye yapmam gerekiyor?
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
''Hakimin sanığa büyük bir lütufta bulunması'' yönündeki ifadenizi, hem hakaret hem de ölçüsüz, duygusal bir refleks şeklinde yorumluyorum.Kasten yaralamaya ilişkin yürütülen davalarda Adli Tıp Kurumunun yaralanmanın niteliğine ilişkin bilirkişi raporları dikkate alınır. Bu raporlarda, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralanma olaylarında yaralanmanın TCK.nın 87. maddesinde sayılan tüm hususlar değerlendirilir ve fıkra fıkra mağdurun yaralanmasında maddede zikredilen yaralanma hallerinin mevcut olup olmadığı hakkında mütalaa bildirilir. Mahkeme de raporu dikkate alarak karar verir. Anlattığınız olayda, hakkınızda verilen adli raporda yaralanmanızın yaşamsal tehlike arzedip etmediği konusunda nasıl bir tespit yapıldığı önemlidir.
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
Sanığa cezayı hakim verdiği için tabi ki hakimi suçlayacağım sanığı suçlayacak halim yok diye düşünüyorum aldığı indirimli cezadan dolayı.Madde ortada hakim uygulamadı.Yargıtay'a nasıl başvurabilirim acaba?Dosyam Yargıtay da ,ben ayrıca bir dilekçe yazmak istiyorum,nasıl yapabilirim acaba?
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
Şimdi sizin anlayışınız taraflı ve sığ. Çünkü ben bu suçlar konusunda yüzlerce yargıtay kararı inceledim. Hakim isabetli karar vermiş. Bu davanıza muhtemelen yargıtay 1. ceza dairesi bakacaktır. O dairenin benimsemiş olduğu bir karsten yaralama - adam öldürmeye teşebbüs ayrımı var.
Teşebbüste, kişi sizi öldürmek için elinden geleni yapar ama öldüremez. Yaralamada ise amaç yaralamadır yaralar bırakır. Mesela silahla sizi yaralayan kişi, sizi öldürmek istese alnınıza hedef alabilir, tüm şarjörü üzerinize boşaltabilir. Ama o bunu kendi iradesiyle yapmıyor sadece vücudunuza birkaç el ateş edip kaçıyorsa amacı sizi yaralamaktır, zaten öldürmek amacında olsa ortam ve imkan elverişliyken bunu yapardı. Ya da o kişinin elinde bir bıçak var (bıçak da kanunen bir silahtır.) gece vakti ıssız bir yerde sizinle kavga ediyor, sizin karnınıza 3 defa bıçağı batırıyor ve dalağınız parçalanıyor. Daha sonra kişi kendi iradesiyle saldırıya son verip oradan kaçıyor. (bu olay bizzat yaşanmış bir yargıtay kararından alıntıdır) yerel mahkeme burada dediğiniz gibi adam öldürmeye teşebbüsten hüküm kurup zanlıyı ceza yağmuruna tutuyor. Yargıtay ise, şayet sanığın bir öldürme kastı olsaydı bunu ortam ve imkan müsaitken yapardı, saldırıya birkaç darbeden sonra kendi iradesiyle son vermiştir, buradan öldürme kastının olmadığını yaralama kastının varlığını anlarız, öldürme imkanı varken bunu kendisi kullanmamıştır adam öldürmeye teşebbüsten karar verilemez diyerek yerel mahkemenin kararını bozuyor. Bence de yargıtay haklı.
diğer bir yargıtay kararında ise şu an aklıma gelen, daha önceden doğan bir dava sebebiyle iki aile arasına husumet ve düşmanlık giriyor, ailelerden biri diğer taraftan bir kişiyi öldürüp bir kaç kişiyi yaralıyor. Bunu yapan kişi her ne kadar cezalandırılsa da aradaki husumet bitmiyor. Diğer aile, öldüren tarafın babasını bir gün öldürenin dayısı ile birlikte bir yerde yakalıyor. Halkın içerisinde, ve 2 kardeş ellerindeki bıçaklarla bu iki kişiye saldırıyor ve bıçaklamaya devam ediyorlar. O civarda bulunan güvenlik güçlerinin müdahalesiyle de hemen saldırı sonlanıyor. Kişiler hapse atılıyor. yerel mahkeme burada kasten yaralamadan hüküm kuruyor, dava temyize gidiyor. Yargıtay bu davada, aradaki husumet sebebiyle töre saikinin güdüldüğünü, sanıkların ölenin intikamını almak için bıçaklama girişiminde bulundukları ve bıçak darbelerinin mağdurları yaraladığından bahsediyor ve diyor ki, burada güvenlik güçleri gelmeseydi, bu kişiler bıçaklamaya devam edip öldürmeye çalışacaklardı amaçları öldürmekti, bunu kendi istek ve imkanları haricinde yapamadıkları için burada adam öldürmeye teşebbüs vardır deyip kararı bozuyor.
Şimdi sizin olayınız artık hangisine giriyorsa yargıtay 1. ceza dairesinin tipik içtihat anlayışına göre kararı bu şekilde olacaktır. Hukuk budur. Biz sizin olayınızı detaylarıyla bilmiyoruz, ama hakimler kimseye torpil geçemezler, geçti diyelim yargıtay geçemez. Meseleye tarafsız bakamıyor olabilirsiniz ama kimseye hakaret edip zan altında bırakmanın alemi yok. Sizi ilgilen kısım kısaca yukarıdaki gibi, kendiniz düşünün, kasten yaralama mı adam öldürmeye teşebbüs mü.
Ek olarak hakim yine sizi düşündüğünden üst sınırdan ceza vermiş. Ve herhalde elinde olsa üst sınırın da üstüne çıkardı ama kanun bu kadar diyor hakim ne yapsın.
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
Öncelikle özür dilerim hukukçu değilim bu yüzden bazı şeyleri bilmemem normaldir.Kendimi ifade edemediğimi düşünüyorum.Bence dava baştan yanlış açıldı.Davanın illa öldükten sonra mı adam öldürmeye teşebbüsten açılması gerekiyor?Herşey savcının ve hakimin yorumuna bağlı.Onlardan daha iyi bildiğimi iddia etmiyorum.Hakaret olayına gelince asla böyle bir olayım yok siz de yanlış yorumluyorsunuz ben eleştiri yapıyorum.Ortada ağır,birisinin zoruna gidecek,küfür niteliğinde bir sözüm olduğunu sanmıyorum.Siz benim yerimde olsanız beni anlardınız.Gercekten bakın ben kendimi biliyorum başıma gelen olayda anneme kız kardeşime küfür edildi ,elimle boğazını sıkarak tepki verince bıçaklandım.Böyle bir davada ben bile ceza aldım asıl üzüntüm ona.Akşam üzeri evime giderken hasta ruhlu biri hiçbir sey yokken bana aileme küfür ediyor.Ben ise tepki verince ceza alıyorum.Şuan uzuv kaybından dolayı askerliğe elverişli değilim.Ama karşılığında sanık mükafat gibi ceza aldı.Bu eleştiridir.Hakaret değil.Gerçekten yaptığınız samimi araştırma ve verdiğiniz cevaptan ötürü teşekkür ederim.
Cevap: Uzuv kaybı ve hayati tehlike
Adli Tip biriminde cok guzel calisan doktorlarimiz var.Hatta bir profesörün uzmanlık alanı olan bi konuda verdiği kararın uzmanlık alanı olmadı halde zıt karar verebilenini gördüm..