Cevap: Seçilmişler Atanmışlar
İtiraf edeyim baba bir konu;
Bu günlerde çok düşündüğüm bir konu.
Kaba bir cümleyle başlıyim, atanmışlar seçilmişlerin aldığı kararları uygulamak için vardır.
Atanmışlar,devlet memuru,bürokratlar diğer adıyla.
Üst düzey atanmışlar,valiler,kaymakamlar,emniyet müdürleri,milli eğitim müdürleri,genelkurmay başkanı gibi.Tabi bakanlıklarda,mit te,sayamadığım bir sürü atanmış.
Seçilmişlerin her istediğini yapamayacakları gibi,atanmışlarında yetkileri dışına çıkamayacakları gerçeği vardır.
Bir ilin amiri validir,bir ilçenin amiri kaymakamdır.İçişleri bakanlığına bağlıdırlar,içişleri bakanıda seçilmiş hükümetin bir bakanıdır.
Mesela emniyet genel müdürü,polis açığını iç işleri bakanlığına bildirir,kararı orası verir.
Mesela genelkurmay başkanı,ordunun başıdır ancak savaşa veya sınır dışı operasyona seçilmiş TBMM kararı olmadan gidemez..
Mesela il milli eğitim müdürü,seçilmiş milli eğitim bakanlığının aldığı kararları uygular.
Aslında atanmışları atayanda seçilmişlerdir zaten.
Bu somut örnekleri çoğaltabiliriz.
Olaya bakış acımı anlatabildim sanırım.Zaten olması gerekende ülkeyi seçilmişlerin yönetmesidir.Halk getirir halk götürür.Atanmışlarla,seçilmişler uyum içerisinde çalışmak durumundadırlar.Üniter devlet yapısında olduğumuz için,atanmışlar basit idari bölünmeler dediğimiz olaya tabidir.Sadece idari yetkileri vardır.Yasama ve yargı yetkileri yoktur.
Türkiye'nin etnik zenginliği düşünüldüğünde birlik ve beraberliğe zarar vermeyeceğine emin olsam,gerçekçi olursak bu zor gibi görünüyor.
Ayrıca ülkede üniter bir yapı varken bile,tam anlamıyla elde edilemeyen birlik beraberliği göz önünde bulundurursak.Valilerimizi biz seçelim diyemiyeceğim.Savunduğum sistemin ne olduğunu anlamışsınızdır.
Cevap: Seçilmişler Atanmışlar
Hayret hukukçularımızdan ses çıkmadı . Neden acaba? Rüzgarın nereden eseceğini kestiremediler mi ne ?
Hali hazırda arada onay bekleyen ileti yok ise bir sayın Feyyar görüşlerini yazmış. Kafasının bu konuda da karışık olduğu açık, her ne kadar sorumuzun tartışma konumuzun özüne değinmemişsede bana bir gerçeği gösterdi. Tam olarak seçilmişle atanmışın ne olduğunu bir çok kişinin bilmediğini...
Mevcut hükümetin dayatmaya çalıştığı seçilmişler sadece milletvekilleridir. Bunu yaparken bile dünyanın hatasını yapıyorlar o da ayrı...
Örneğin Başbakan seçilmiş milletvekilleri arasından hükümeti kurmakla görevlendirilen ATANMIŞ BİR KİŞİDİR. Yani başbakanlık atanmayla gelen bir görevlendirmedir. Aynı şekilde bakanlarda kararnameler ile atanırlar. Hiç bir zaman halk başbakanı yada bir bakanı seçmez. Cumhurbaşkanı seçilmiş milletvekilleri arasından istediği herhangi birisini hükümeti kurmakla görevlendirebilir. İlle en çok oy alan partinin genel başkanını görevlendirecek diye bir zorunluluk yoktur. Bu özellikle bu hükümetin kendi işine gelmeyince ''kanun varken teamüle gerek yok'' dediği teamülden gelen ir durumdur vede doğrudur. demekki milletvekilliği seçilmişlik başbakanlık atanmışlıktır.
Sayın Feyyar içişleri bakanlığı ve MEB nı örnek vererek seçilmişlerin dediğinin olması gerektiğini anlatmaya çalışmış. Burada temel vurgulamak istediği bakanların seçilmiş milletvekilleri olduğunun anlaşılmasıdır. Peki Dışişlerini ne yapacağız? Malum halihazır dışişleri bakanı seçilmiş bir milletvekili değil... üçyüzküsür milletvekiline sahip AKP içinden bir dışişleri bakanı çıkaramadı ve dışarıdan Başbakan adayı RTE tarafından önerildi. Cumhurbaşkanı ATADI meclis güvenoyu verdi... Bu açıdan baktığımızda dışişlerinde bol bol atanmış var ama bakan koltuğunda ne seçilmiş ne atanmış birisi yok durumu ortaya çıkıyor !!!
Ayrıca sayın Feyyar'ın
''Olaya bakış acımı anlatabildim sanırım.Zaten olması gerekende ülkeyi seçilmişlerin yönetmesidir.Halk getirir halk götürür.Atanmışlarla,seçilmişler uyum içerisinde çalışmak durumundadırlar.Üniter devlet yapısında olduğumuz için,atanmışlar basit idari bölünmeler dediğimiz olaya tabidir.Sadece idari yetkileri vardır.Yasama ve yargı yetkileri yoktur.''
ibaresine bakarsak durum daha da karmaşıklaşıyor. Daha acısı bilmeme net ortaya çıkıyor. Seçilmişlerin tamamına birden toplu hareket etmek koşulu ile ( Yani TBMM sini çalıştırma) YASAMA ve içlerinden seçilen bakanlar kurulu ile YÜRÜTME yetkisi verilmiştir. İşin komiği YARGI yetkisi tamamen atanmışların elindedir. Çünkü YARGI bağımsız mahkemelr eliyle yürütülür ve tüm hakim ve savcılar ATANMIŞLARDAN OLUŞUR. Aynı şekilde meclis üyelerini yargılama yetkiside atanmışlardan oluşan ANAYASA MAHKEMESİNE aittir.
Demekki daha çalışmamız gerekli, ATANMIŞ nedir SEÇİLMİŞ nedir konusunda...
Cevap: Seçilmişler Atanmışlar
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Yargıtay birinci başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla 4 yıl için SEÇİLİR.
Askeri Yargıtay üyeleri birinci sınıf askeri hâkimler arasında askeri Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca SEÇİLİR.
Anayasamız Sayıştay’ı bir yüksek mahkeme olarak saymamıştır. Bununla birlikte Sayıştay, bir başka yerde değil, Anayasamızın “yargı” bölümünde düzenlenmiştir. (Anayasanın 160. maddesi)
Sayıştay esas itibarıyla bir yargı organı değil, bir idari organdır. Sayıştay’ın iki yönü vardır.
Sayıştay bir yönüyle genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına incelemek ve denetlemek ile görevlidir. Bu "inceleme ve denetleme" görevi idari bir görevdir. Yargısal nitelikte değildir.
12.09.2010 tarihinde yapılan anayasa paketi değişikliği: MADDE 159 – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için SEÇİLİR.
Mahkeme kuruluşu bulunan her il merkezi ve ilçede o il veya ilçenin adı ile anılan bir Cumhuriyet başsavcılığı bulunur.
Cumhuriyet başsavcılığında, bir Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı bulunur. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararı ile bir veya birden fazla Cumhuriyet başsavcı vekili ATANIR.
Anayasa Mahkemesi Üyelerinide Cumhurbaşkanı ve TBMM si seçer,kendi aralarındada başkanlarını seçerler.
Bu sistemi tartışmak ayrı birşeydir,lütfen atanmışlar ve seçilmişler olgusundan uzaklaşmayalım derim ben.Konumuz bu olsun,başlığa uyalım.
Nereden çıkardınız yargılamanın atanmışlar tarafından yapıldığını anlayamadım doğrusu.Karışık bir durum olduğu kabul ederimde,iyi incelersek iddiada bulunanın atanmış,yargılayan ve karar verecek olanın yinede bu karışık sisteme rağmen seçilmiş olduğunu anlayabiliriz diye düşünüyorum.İlk iletimdede belirttim atanmışları seçilmişler atar.Cumhurbaşkanınıda seçilmişler(TBMM) atıyordu,ancak artık halk seçecek.Böylece Cumhurbaşkanıda seçilmiş olacak ve atamalarını seçilmiş olarak yapacak.Kaldıki bu atamalar konusunda sayın Abdullah GÜL,bu konuda Cumhurbaşkanının çok yetkileri var bunları alın diye TBMM ne mesaj yollayan ilk Cumhurbaşkanıdır.Belirtmek istedim.
Halkın seçtiği,birinci çıkan bir parti genel başkanını Cumhurbaşkanı hükümet kurması için görevlendirir.Bir başka milletvekilinide görevlendirme yetkisi vardır.Ancak buradan ne hikmetse,başbakanın atanmış olduğu fikrine kapılmanızı fena halde seçilmişler ve atanmışlar konusunda bi haber olduğunuz izlenimi vermedi değil bana.
Benimde itiraz ettiğim bir konu var,bakanların milletvekili(seçilmiş) olması şartı getirilmeli.Burada en karışık konu bu aslında.Kemal Derviş,Davutoğlu gibi.
Aslında söyleyeceğim çok şey var,bu yazı biraz uzun oldu,sizinde ısrarla belirttiğiniz gibi sayın Commodore1tr,pek okuma alışkanlığımız olmadığı için,bir sonraki iletime bırakıyorum onları.Çok karışık değil aslında,bir iki önemli düzenlemeyle yönetim ve idari yönden daha aktif,dinamik bir yapı getirilebilir.Atanmışlarla seçilmişlerin hedefi Türkiye ve yaşayan insanların rahatı,güveni olunca sorun yok olur zaten.Hepside bana kalırsa emek veriyorlar ve hizmet ediyorlar.İkiside olmazsa olmazdır.
Cevap: Seçilmişler Atanmışlar
Şimdi forumu okuyan değerli üyelere ve sayın Commodore1tr ye bir şeyi hatırlatmak isterim,konuyu karıştırmamak adına.
Seçilmişlerin,seçildikten sonra Anayasada belirlenen kurallara göre görev dağılımı yapılması ile atanmışlığı birbirine karıştırmamak lazım.
Cumhurbaşkanının hükümet kurma yetkisi verdiği bir milletvekili halk tarafından seçilmiştir.Hükümet kurma yetkisi neden seçimden birinci çıkan parti genel başkanına verilir,burada göz önünde bulundurulan halkın iradesini yansıtmaktır.
Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevi verdiği bir milletvekili seçilmiştir ve bu görev verilmiştir.Bu bir atama değildir,hükümet kurma görevidir.Görev verilen seçilmiş,listesini cumhurbaşkanına sunar ve yine seçilmiş olanlardan(TBMM) güven oyu alarak göreve başlarlar.Başbakan,yardımcıları,bakanlar kurulu vs.İşte hükümet dediğimiz bu seçilmişlerin yaptığı idari görevlendirmeler atamadır.
Demokratik hukuk devleti isek ve demokrasinin tam uygulandığı bir ülke isek, hiç tereddüt etmeden ülke yönetiminde seçilmişlerin kesin üstünlüğünden söz etmemiz mümkün olmalıdır.Eğer değilsek,o kadar da rahatlıkla ülke yönetiminde seçilmişlerin kesin üstünlüğünden söz etmemiz pek de mümkün gözükmemektedir.